10 yeni vakıf üniversitesi için düğmeye basılmış

Haber Giriş : 24 Mart 2006 12:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

15 yeni devlet üniversitesinin yanı sıra 10'a yakın vakıf üniversitesi için de düğmeye basılmış. Milliyet gazetesi yazarı Abbas güçlü yazdı..

Ortalıkta öyle isimler dolaşıyor ki şaşıp kalırsınız. Bırakın üniversiteyi, anaokulu kurmalarına bile izin verilmemesi gereken isimler, üniversite kuracaklarmış. Pes doğrusu.

15 yeni üniversite içerisinde, sadece bir profesörü olanlar var. 15 yeni üniversitenin 11'i olası bir rektörlük seçimini kaldıracak durumda değil. Çünkü YÖK'e bildirilecek kadar profesörü yok. Yani profesör sayısı 6'nın altında.

Üniversite kuracakları öne sürülen vakıflarda da durum farklı değil. İsimleri duysanız, üniversite kim, onlar kim diyenleriniz çıkabilir. Hem de fazlasıyla. Ama yakında onları da üniversite mütevelli heyeti başkanı, kurucusu, akademik çevrelerdeki tabiriyle de "üniversite patronu" olarak görebilirsiniz.

Rektörlük krizi

15 yeni üniversitenin rektörleri henüz atanabilmiş değil. Yasaya göre hükümetin önereceği üç isim arasından, Cumhurbaşkanı Sezer'in ataması gerekiyor. Çankaya'ya göre Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz sonuçlanmadan rektör atanması doğru değil. YÖK'e göre ise Çankaya ile hükümet arasındaki sorun nedeniyle üniversite başsız kalamaz, dolayısıyla bu boşluğu en iyi kendileri doldurabilirler...

Tıpkı Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılacak atama gibi bu konuda da bir kaos yaşanırsa hiç şaşırmamak gerekir. Oysa bu üniversitelerin kurulacağı aylar öncesinden belliydi. Çankaya, hükümet ve YÖK, neden şimdiye kadar bu konuda ortak bir noktaya gelmediler ki!..

Kurucu üniversite rektörlüğü, diğer rektörlüklerden çok farklı. Çok donanımlı olmaları gerekiyor. Bir yandan şantiye şefi gibi inşaatların başından ayrılmayacaksınız, öte yandan da akademik altyapının oluşturulması için çok yoğun çaba harcayacaksınız. Ankara'yla ilişkileriniz de hep iyi olacak ki kaynak alabilesiniz...

Eski rektörler!

Aslında bu konuda yapılacak en akıllıca iş, geçmişte çok başarılı olmuş kurucu rektörlerin, iki yıllığına yeni üniversitelere rektör olarak atanmaları. Bir daha seçime giremeyecekleri için kadrolaşma ve seçim kazanma gibi kaygıları olmayacaktır. Tüm sıkıntıları daha önce yaşadıkları için, mevcut tecrübeleriyle, bu işi ilk defa yapacak rektörlere göre çok daha başarılı hizmet vereceklerdir.

Bir başka önemli getirisi de YÖK'ün de Çankaya'nın da yakından tanıdığı isimler oldukları için kaygılar ortadan kalkacaktır. Yani daha önce rektörlük yapmış üç isim hükümet tarafından Çankaya'ya bildirilip onlardan biri de rektör olarak atanırsa, çıkması muhtemel kriz kendiliğinden çözülmüş olacaktır.

Büyük üniversitelerin eski rektörlerine de kapı aralanabilir. Böylece eski üniversiteleri ile yeni üniversiteler arasında sımsıcak bir ilişki de kurulmuş olur.

Böyle bir yöntem, sadece krizi önlemekle kalmaz, yeni üniversitelere en az 10 yıl kazandırır...

Hoca yetiştirsinler!

Vakıf üniversitelerine gelince: Özel okullar gibi özel üniversitelere de kesinlikle karşı değilim. Aksine, hızla sayılarının artmasını istiyorum. Ama sağlam temeller üzerinde yükselmeleri koşuluyla. Yoksa 70'li yıllarda olduğu gibi dejenere olup bir kez daha kapılarına kilit vurulma noktasına gelebilirler.

Yeni kurulacak devlet ya da vakıf üniversitelerinin en büyük sorunu rektör seçimi gibi gözükse de çok daha önemlisi, öğretim kadrolarıdır. Vakıflar, kendileri öğretim üyesi yetiştirme yerine devlet üniversitelerindekileri çalıyorlar. Devletlerin ise sağıla sağıla canları çıktı. Bu konuda yeni politikaların oluşturulması gerekiyor. Yoksa, tabela üniversitelerin ötesine geçilmez!..

Özetin özeti: Üniversitelerin çözüm üretemediği bir toplumda diğer kesimlerden ne beklenebilir ki!..

[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber