Demokratikleşme Paketi alt komisyona sevkedildi

Demokratikleşme paketi, TBMM Anayasa Alt Komisyonu'na sevkedildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Ocak 2014 15:54, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
Demokratikleşme Paketi alt komisyona sevkedildi

Tasarı üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu için iktidar mensuplarının "dış mihraklar" dediğini belirterek, "Dış mihraklar, 6 kasayı, elbise askılığında dolarları, ayakkabı kutularında parayı nasıl getirir? Dış mihraklar bana niye 600-700 bin liralık saat getirmiyor? Ben kolumda 50 liralık saat taşıyorum. Temiz toplum, temiz siyaset adına suça bulaşan bakan, milletvekili ve üst düzey yöneticilerin tamamı için devlet töreniyle cenazelerinin kaldırılmaması, maaş ve özlük haklarının da kesilmesi lazım" dedi.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda yapılan değişikliğe işaret eden Tanal, "12 Eylül olmuştu, hukuk fakültesini yeni kazanmıştım. O dönemde çağırmak, bağırmak yasak, hemen apar topar alıp götürüyorlar. Biz içimizi boşaltmak için gider Yenikapı'da sandal tutardık, denizin ortasında bağırır çağırırdık, slogan atıp gelirdik" demesi Komisyon'da gülüşmeler yol açtı. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun ve bazı AK Parti'li milletvekillerinin kendisine laf atması üzerine Tanal, "Sayın Hocam siz benimle gelirseniz, aynısını yine yaparım. Ama sloganlar adalet, eşitlik, özgürlük..." karşılığını verdi.

İktidarın rüşvet ve yolsuzluğun üzerine gitmediğini, bunun yerine savcı ve Emniyet mensuplarının üzerine gittiğini savunan Tanal, "Arkadaşlarınız bu paraları götürürken demek ki içinizde komplo kurulmuş. Bu kirli düzendir. Hükümet bu kirli düzeninin bir parçasıdır ve gayrimeşrudur" dedi.

MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, cezaevinde bulunan İstanbul Milletvekili Engin Alan'ı ziyaretten geldiğini belirterek, 2,5 yıldır hapiste olmasına rağmen ancak 2,5 dakika savunma hakkı kullandığını söylediğini aktardı. Türkiye'de bugün yaşanan "devlet krizi" olduğunu savunan Korkmaz, tasarının ciddi riskler içerdiğini savundu.

-"Tutuklamanın uzunluğunu metheden, bunun doğru olduğunu söyleyen açıklamam olmamıştır"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, eleştirileri yanıtlarken, geçmişte yapılan yasal düzenlemede tutuklama ile önergede imzası olduğunu belirterek, "O zaman görüşmeler yapılırken cezaevinde tutuklu bulunan kişilerle ilgili olarak Adalet Bakanlığı bir envanter çıkardı. 'Yasa bu haliyle çıkarsa tahliye olacak kişiler, davalar ve suçlar şunlardır' değerlendirmesi yapıldı. O değerlendirmeler çerçevesinde geçici süre için de olsa bir düzenleme konması ihtiyacı ifade edildi, biz bu çerçevede önerge verdik" dedi.

Tutuklama ile ilgili konularda yaptıkları düzenlemelerin son derece önemli olduğuna işaret eden Bozdağ, eski düzenlemede 7 yıl ve üzeri hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili tutuklamada sınır olmadığını, ilk defa bu alana sınır koyanın kendileri olduğunu anlattı. Adli kontrolü alternatif tedbir olarak hukuka koyduklarını, daha sonra üst sınırını kaldırdıklarını hatırlatan Bozdağ, her alanda tutuklama olmaması için 2 yıla kadar hapis cezası gerektirenlerde tutuklama yasağı ve katalog koyduklarını söyledi.

Bozdağ, "Fakat uygulamada katalog da takdire bağlı olmasına rağmen, uygulayıcılar sanki bu kataloğu zorunlu gibi algıladılar ve farklı sonuçlar doğurdu. Ben ne dün ne bugün ne de hiçbir zaman tutuklamanın uzunluğunu metheden, bunun doğru olduğunu söyleyen hiçbir açıklamam olmamıştır" diye konuştu.

-"Yabancı dil muamelesi yapmıyoruz"-

Siyas partilere üye olma şartıyla ilgili düzenlemelerin tasarıda yer aldığına işaret eden Bozdağ, şöyle konuştu:

"Mevcut hukukumuzda, memnu hakların iadesi müessesesi var. Hangi suçtan ceza alırsa alsın kişi, memnu hakların iadesi müessesinin uygulanması halinde siyaset yasağı ortadan kalkmakta ve siyasi partilere üye olma ve seçilme dahil bütün haklarını kullanabilmekteydi. İlanihaye yasak yok. 3 yıl geçmesi ve mahkemeden karar alması gerekiyor. Bu kapsamda olanlar da siyaset yapabiliyor. Nitekim geçmişte cezası infaz edilmiş Parlamento'da olan siyaset yapan pek çok değerli siyasetçi de var. Ceza Kanunu'nun ortaya koyduğu sisteme de iyi bakmak lazım. TCK, ceza infazı ve hak yoksunluklarıyla ilgili yeni sistem ortaya koydu. İnfaz süresince hak yoksunlukları sürüyor, ama infaz bittikten sonra herkes bu hakları kullanabiliyor. Bunun ana amacı da hapiste cezasını çeken insanlar için hapisten çıktıktan sonra yeryüzünün bir hapishaneye dönüşmemesidir. Cezasını çektikten sonra toplumun içine karışmalı, siyaset yapmalı, sınırlama konulmamalı ortak kanaati olduğundan bir adım atıldı. Bu doğru adımdır. Kişi cezasını çektikten sonra siyasette yerini almalı, başka yerlerde de çalışabilmeli. Eski ileyeni sistem arasındaki fark budur. Cezası infaz edilen kişilerin infazdan sonra dışarıda ceza çekmelerine son verilmektedir. 3 yıl beklemeksizin bu hakları kullanacaktır."

Farklı dil ve lehçelerde eğitimle ilgili düzenlemenin Anayasaya aykırılığının iddia edildiğini hatırlatan Bozdağ, "Bunlar yabancı dil kabul edilmiyor, biz de kabul etmiyoruz. Bunlar ülkenin zenginliğidir. Kendi dillerini konuşmaları doğal haktır. Yabancı dil muamelesi yapmıyoruz, yapmamız doğru değildir. Bu zenginliği korumak devletin görevidir" dedi.

Konuşmaların ardından tasarı, alt komisyona sevkedildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber