Yargıtay'dan Erdoğan davası kararına bozma

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Mayıs 2006 11:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Radikal Gazetesi yazarı Yıldırım Türker'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu" gerekçesiyle tazminat ödemesine ilişkin mahkeme kararını bozdu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin, Radikal Gazetesi yazarı Türker'in 28 Haziran 2004 günlü yazısında, Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıldığı gerekçesiyle Türker ve Doğan Gazetecilik Anonim Şirketi hakkında manevi tazminat davası açtı.

Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, Başbakan Erdoğan'ın, "kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu" gerekçesiyle, Türker'in manevi tazminat ödemesine karar verdi.

Kararın, Türker ve Doğan Gazetecilik tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne geldi.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını 2'ye karşı 3 üyenin oyuyla bozdu.

Dairenin kararında, davacı Başbakan Erdoğan'ın, yapılan yayının hukuka aykırı olması nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia etmek suretiyle manevi tazminat isteminde bulunduğu hatırlatıldı.

Kararda, davalıların (Doğan Gazetecilik ve Türker), Basın Yasası'nın tanıdığı sınırlar dışına çıkılmadan, özle biçim arasındaki denge korunarak yayın yapıldığını, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini savundukları belirtildi.

Basın özgürlüğünün, Anayasa'nın 28. maddesi ve 5187 sayılı Basın Yasası'nın 1 ve 3. maddelerinde düzenlendiği anımsatılan kararda, bu düzenlemelerde, basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığının görüldüğü kaydedildi.

Basının, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma, böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumlu olduğu ifade edilen kararda, bu nedenle basının ayrı bir konumunun bulunduğu vurgulandı.

Kararda, basın özgürlüğünün sınırsız olmadığı, yayınlarda Anayasa'nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulanan kişilik haklarına saldırıda bulunulmamasının da yasal ve hukuki bir zorunluluk olduğu kaydedildi.

Kararda, "Davacı bir parti lideri olması yanında Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'dır. Toplumsal ve bireysel taleplere karşı takındığı tutum ve davranışları, kamuoyu nezdinde tartışılabilir ve sert de olsa eleştirilebilir. Eleştiride bulunmak basının Anayasal görevleri arasındadır. Mahkemece davacının politik kişiliği ve bulunduğu konum gözetildiğinde, yazının eleştiri sınırları içinde kaldığının kabulü ile davanın tümden reddi gerekirken, kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir"denildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber