Bozdağ: Bazı tutuklular tahliye olacak

Adalet Bakanı Bozdağ, yeni demokratikleşme paketi yürürlüğe girdiği zaman bazı tutukluların tahliyelerinin yapılacağını söyledi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Şubat 2014 19:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bozdağ: Bazı tutuklular tahliye olacak

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulu'nda, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. Maddesi Uyarınca Kurulan Ağır Ceza Mahkemelerinin Kaldırılmasına ve Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde yaptığını konuşmada, bu teklifle pek çok yenilik getirildiğini söyledi.

Teklifin en önemli maddesinin TMK 10'a göre görevli mahkemeler ile CMK 250'ye göre görevli mahkemelerin kaldırılması olduğunu ifade eden Bozdağ, "Bu yargı içerisinde bulunan 3 ayrı tür ağır ceza mahkemesi uygulamasına, hakimler ve savcılar arasındaki farklı hakim ve savcı algısına, soruşturma ve kovuşturma konusunda özel soruşturma ve kovuşturma uygulamasına son vermektedir. Bundan sonraki süreçte bütün soruşturmalar ve kovuşturmalar aynı usulde yürüyecek, aynı şekilde yapılacaktır" dedi.

Bozdağ, 1973 yılından bu yana ismi değişerek de olsa devam eden bir özel yargılama usulüne son verildiğini belirtti.

"Bunların kalkması Türkiye'nin terörle mücadelesini zayıflatır mı?" sorusunun çok sorulduğunu ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:

"(Terörle veya bazı suçlarla ilgili mücadelede zaafiyet olur) değerlendirmesi yapıldı. Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki; bunların varlığı terörle mücadelede fazla bir mesafe alamadığımızın da görüntüsüdür. Çünkü terörün varolduğu günden bugüne bu mahkemeler vardı. Terörle ilgili soruşturma ve yargılamalar bu mahkemelerde yapılıyordu. Türkiye'nin geldiği nokta, bu mahkemelerin bu konuda aldığı mesafe ortadadır.

O nedenle terörle mücadele konusunda ben bu mahkemelerin soruşturma ve soruşturma usulünü Türkiye Cumhuriyeti devletine bir imkan veya daha farklı bir durum sağladığı kanaatinde değilim. Bu mahkemelerin kalkması Türkiye'nin terörle mücadelesine asla zarar vermeyecektir, bir zaafiyet oluşmayacaktır. Zira bu suçlar yine Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimleri ve savcıları tarafından yargılanacaktır, gerekli usul kuralları uygulanacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın."

"Herkes dinlemelerin keyfiliğinden rahatsız"

Bozdağ, dinleme ve teknik takip konusunda yeni bir usul getirildiğini anımsatarak, Türkiye'de herkesin dinlemeden şikayet ettiğini, herkesin bu dinlemelerin keyfiliğinden rahatsız olduğunu, insanların telefonlarını yanında taşıyamadığından bahseder hale geldiğini söyledi. Bozdağ, "Adeta 'hepimiz dinleniyor muyuz?' diye bir şüpheye kapıldık. Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın, Meclis Başkanı'nın, bakanların, milletvekillerinin, siyasi parti temsilcilerinin herkesin dinlendiğine ilişkin toplumda yaygın bir kabul varsa parlamentonun bu kabul karşısında tedbir alması ve bu şüpheyi ortadan kaldıracak adımları atmasında kuşku yoktur" diye konuştu.

Dinlemeler konusunda yapılan düzenlemeleri bu kabulü ortadan kaldırmaya dönük sağlıklı ve hukuka uygun bir adım olarak niteleyen Bozdağ, "Dinleme zorlaşsın istiyoruz. İnsanlarımız dinlenmesin istiyoruz" dedi.

"Sonsuz dinlemeye son veriyoruz"

Bozdağ, dinlemeleri sınırlayan bir adım attıklarına dikkati çekerek, sonsuz dinlemeye son verdiklerini, kişilerin haberleşme hürriyetini, kişi hürriyeti ve güvenliğini, özel hayatın gizliliğini daha güçlü bir şekilde teminata kavuşturduklarını söyledi.

Tutukluluk sürelerine değinen Bozdağ, TMK kapsamındaki suçlarla ilgili olarak iki kat tutukluluk süresinin uygulamasına son verdiklerini söyledi. Bozdağ, "Böylelikle tutukluluk süreleri konusunda AİHM'in kabul ettiği çerçeveye Türkiye'nin tam uymasını sağlamış oluyoruz. AİHM kararlarında 5 yıl 4 ay gibi bir süreyi makul tutukluluk süresi olarak değerlendirilmektedir. Bizim en fazla tutukluluk süremiz bundan sonra 5 yıl olacaktır" dedi.

Tutuklulukla ilgili getirilen bu düzenlemenin temyiz aşamasında olan dosyaları kapsamadığını bir kez daha ifade etmek istediğini kaydeden Bozdağ, şunları söyledi:

"Bu yasa yürürlüğe girdiği zaman bazı tutukluların tahliyelerinin yapılacağı da bir gerçektir. Umarım bu tahliyeler olduğu zaman da 'falanlar dışarı çıktı, filan dışarı çıktı' değerlendirmeleri fazlaca yapılmaz. Çünkü herkes bu tutukluluk süreleri konusunda olumlu kanaatlerini ortaya koydu. Çünkü bazı suçları işledikleriyle alakalı davaları devam eden kişiler bundan istifade edebilecektir. Bizim elimizdeki rakamlara göre 149 civarında vatandaşımızın bundan yararlanması söz konusudur. Tabi bu rakam değişebilir. Çünkü zaman ilerliyor."

Bozdağ, "Bu teklif devam eden davaları etkisizleştirmek, müdahale etmek, delillere müdahale etmek teklifidir" demenin büyük bir çarpıtma olduğunu söyledi. Bozdağ, "Çünkü bu teklifin devam eden davaların içindeki delilleri ortadan kaldırma yönü kesinlikle yoktur. Bizim usul hukukumuz açıktır. Bu teklifin içerisindeki dosyanın içindeki herhangi bir delilin geçersizliğini ortaya koyan veya böylesi bir yoruma imkan verecek bir düzenleme de söz konusu değildir. 'Kanun yoluyla davalara müdahale ediliyor' değerlendirmesi fevkalade yanlıştır" dedi.

-Adalet Bakanı Bozdağ:-"(Kabataş) Böylesi bir hadisede bu çirkinlik karşısında herkesin tavır alması gerekirken bir hanımefendi üzerinden siyasal kavga yapmak doğru değildir"

-"Suç soruşturması ve kovuşturması konusunda Türkiye'de artık farklı bir yargılama yapma imkanı olmayacaktır. Bütün mahkemeler soruşturma ve kovuşturma usulü bakımından eşitlenmiştir"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kabataş'ta başörtülü bir kadına yönelik iddialar konusunda, "Böylesi bir hadisede bu çirkinlik karşısında herkesin tavır alması gerekirken bir hanımefendi üzerinden siyasal kavga yapmak doğru değildir" dedi.

Bozdağ, ÖYM'lerin tümüyle kaldırılmasını da içeren Yeni Demokratikleşme Paketi'nin geneli üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, örgüt suçu kapsamında dinlemelerin kaldırıldığını belirterek, dinleme kapsamının kanunun öngördüğü suçlar dışına çıkarılmasının önlendiğini kaydetti.

Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçların büyük kısmının dinleme kapsamında olduğuna işaret eden Bozdağ, "Ayrıca örgütten dinleme yapmanın da bir manası bulunmamaktadır. Bir de pek çok suç bunun kapsamına sokulduğu için sonsuz bir dinleme vardı. İlanihaye hiç dinlememesi gereken suçlarla ilgili örgütle bağlantılı diye dinleme yapılması gibi arzu edilmedik uygulamalardan herkes şikayet etmektedir. Bunun, devam eden soruşturmalarla uzaktan yakından herhangi bir ilgisi yoktu" diye konuştu.

ÖYM'lerin özel soruşturma ve özel kovuşturma usullerinin olmasının özel bir mahkeme olarak nitelendirilmesine yol açtığını dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

"Eğer, sadece şunu yapsaydık, hiç usulde soruşturma ve kovuşturmada farklılık olmadan belli bazı suçlara bazı mahkemeler bakmış olsaydı, o zaman bunlara ilişkin 'bunlar özel mahkemedir' değerlendirmesi belki yapılamazdı ama bu kalkmadan sonra eminim ki ağır ceza mahkemelerinde bu davaların görülmesi, uygulamada zaten belli mahkemeler üzerinde bir yoğunlaşma oluşturacaktır. Belli davalar belli mahkemelerde, özellikle 1-2 ağır cezanın olduğu yerlerde, belli suçların belli mahkemelerde görülmesi mümkündür. Tabii, Türkiye'de ihtisas mahkemesi çok, başka ülkelerde de var. Ama, suç soruşturması ve kovuşturması konusunda Türkiye'de artık farklı bir yargılama yapma imkanı olmayacaktır. Bütün mahkemeler soruşturma ve kovuşturma usulü bakımından eşitlenmiştir. "

-"Devam eden soruşturma ve kovuşturmalarla hiçbir alakası yok"

Bozdağ, bazı muhalefet milletvekillerinin "bakanlara, size dokununca bunu kaldırmayı gündeme getirdiniz" dediğini belirterek, bunun siyasal değerlendirme olduğunu ifade etti.

CMK 250'ye göre kurulu özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının 2012 yılında yapıldığını, o zaman başka değerlendirmelerde bulunulduğunu kaydeden Bozdağ, "Eminim, bu olaylar olmasa, başka bir zamanda bu kaldırma yapılsaydı, o zaman da başka bir takım siyasal değerlendirmeler yapılacaktı. Bunun önüne geçme imkanımız yok. Bu kaldırma doğru mudur, yanlış mıdır? Hepimiz ittifak halinde diyoruz ki 'Bu mahkemelerin kaldırılması, özel savcı, özel hakim, özel soruşturma, özel kovuşturmaya son verilmesi doğrudur.' Biz bu doğru olanı yapıyoruz. Ayrıca, bilmenizi isterim ki devam eden soruşturma ve kovuşturmalarla bunun hiçbir alakası yoktur çünkü bu soruşturmaların hangi mahkemelerde görüleceği, davaya dönüştüğü zaman, henüz belli değildir. Eğer soruşturmalar TMK 10 kapsamındaki mahkemelerde davaya dönüşürse, o zaman diyebiliriz ki 'Bak, burada yargılanıyorlardı da bunu onun için yapıyorlar.' Ama şu anda soruşturma devam ediyor, hangi mahkemeye gideceği de belli olmayan bir aşamada böyle bir değerlendirmeyi yapmak yanlış" dedi.

-"Başbakan'ın yaptığı siyasal değerlendirmedir"

Türkiye'de devlet içinde görev yapan insanların farklı düşünce, inanç, fikirlere sahip olmasının normal olduğunu, bunu zenginlik olarak gördüklerini anlatan Bozdağ, bütün kamu görevlilerinin, görevlerini yaparken Anayasa'ya, kanuna ve yürürlükteki mevzuata uygun hareket etmesi, hiyerarşik amirlerinden talimatları alması ve ona göre hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Bozdağ, "Eğer, kamuda görev yapanlar Anayasa ve yasalara uygun görev yapma yerine, başka saiklerle hareket etmeye başlarsa, hiyerarşik amirleri yerine başkalarından talimat alarak iş ve işlemler tesis etmeye başlarsa, bu hukukun dışına çıkmaktır. Bugün iktidarda AK Parti, siz olabilirsiniz, başkaları olabilir... Hiçbir meşru iktidar Anayasa ve yasaların dışına çıkanlara göz yummaz, göz yummaması da lazım. Bu devlet hepimizin, bu devletin içinde kamu görevi yapanlar da bu millete hizmet eden kamu görevlileridir, yasalara uygun bu işi yapmalıdır. Yasanın dışına çıktığı zaman da onları yasanın içine çekecek uygulamalar neyse onlar da yapılır" diye konuştu.

Pek çok kişinin devlet içerisinde devletleşmek isteyen bir örgütsel yapıdan bahsettiğini, değerlendirmeler yaptığını vurgulayan Bozdağ, "Ama böyle bir suç örgütü var mıdır, yok mudur, bunun nitelemesini benim yapmam mümkün değil. Siyasal bir değerlendirme yapılabilir ama buna dair nitelendirmeyi soruşturma evresinde cumhuriyet savcıları, kovuşturma evresinde de mahkemeler yapacak. Yetkimiz olmayan bir alanda, suça dair kesin hüküm içeren böyle bir değerlendirme yapmamız doğru olmaz. Arkadaşlarımızın bu kanuna dönük değerlendirmeleri -hukuki olan kısımları bir yana, siyasal değerlendirmeleri- neyi içeriyorsa, Sayın Başbakanımızın yaptığı da siyasal bir değerlendirmedir, öyle görülmesi lazım" dedi.

-"Rutin uyulama"

Tayinlerle ilgili sorulara karşılık Bozdağ, bir yere vali atandığı zaman, beraber çalışan vali yardımcılarının iş bölümünü kendine göre değiştirdiğini, aynı şekilde bir ile emniyet müdürü atandığı zaman kendi yardımcılarını, şube müdürlerini ve oralarda çalışanları kendi iç düzenlemesine uygun bir şekilde değiştirdiğini anlattı.

Bozdağ, bunun Türkiye'de rutin bir uygulama olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Her dönemde, bir yere yeni emniyet müdürü, yeni vali atandığında, onlar bu anlamda düzenlemeler yaparlar. O zaman, müdür yardımcısını değiştirdiğinde kamuoyunun dikkatini çekmez veya trafikte çalışan bir polisi asayişe, TEM'de çalışan bir polisi başka bir yere verdiği zaman, kimse 'siz bunu niye yapıyorsunuz?' demez. Ama şimdi bu olaylar siyasal birtakım tartışmanın gündeminde yer aldığı için rutin olarak, yeni atanan emniyet müdürlerinin veya valilerin, kendi çalışma arkadaşlarına ilişkin yasalar çerçevesinde yaptığı değerlendirmeler, sanki insanlar görevden tamamen el çektiriliyormuş, memurluktan atılıyormuş gibi değerlendirmeler yapılıyor. Yani İstanbul'un içinde çalışan bir polis memuru, TEM'de çalışıyorsa, terörle mücadelede çalışıyorsa asayişe veriliyor. Yani il aynı il, emniyet teşkilatı aynı teşkilat, ona terörle mücadelede çalışma görevi veren emniyet müdürlüğü aynı emniyet müdürlüğü, asayişe gönderen emniyet müdürlüğü aynı görevli; sanki bunlar bambaşka işlermiş gibi bir çarpıtma yapılıyor, bunu özellikle ifade etmek isterim. Bunlar her zaman olan şeylerdir; kaldı ki idari işlemlerle ilgili yargıya başvurmak da her zaman mümkündür."

Bozdağ, CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün "Kabataş yalanını uyduran arkadaşla ilgili suç uydurmaktan soruşturma açıldı mı?" sorusuna, "Kabataş'la ilgili konuda bir yalandan siz bahsediyorsunuz ama ortada Adli Tıp raporu, ondan sonra da beyanlar var ama birtakım televizyon görüntüleriyle insanları suçlamak fevkalade yanlıştır. Siz karar veriyorsunuz, hüküm veriyorsunuz ama bir hanımefendi gelip diyor ki 'böyle, böyle yapıldı' ve darp izlerine ilişkin rapor alıyor, raporlar dosyasında duruyor" dedi.

Özgündüz'ün "Yalan, yalan" demesi üzerine Bozdağ, "Siz onları söylüyorsunuz ama dosya onları söylemiyor. Onun için de bakın, böylesi bir hadisede bu çirkinlik karşısında herkesin tavır alması gerekirken bir hanımefendi üzerinden siyasal kavga yapmak doğru değildir. Yalanı uydurduğunu nereden biliyorsunuz siz?" karşılığını verdi.

Bozdağ'ın konuşmalarının ardından teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, maddelerine geçilmesi kabul edildi.

- Adalet Bakanı Bozdağ:

- "AK Parti hükümetleri döneminde hiç bir kurumda fişleme yapılması söz konusu değildir"

- "Şu anda 15 yerde bölge adliye mahkemesi kurulma kararı alınmış durumda"

- "Büyük ihtimalle bu yıl sonuna doğru istinaf mahkemelerini hayata geçiren adımı atmış ve bu tartışmayı nihayetlendirmiş olacağız diye düşünüyorum"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti hükümetleri döneminde hiç bir kurumda fişleme yapılmasının söz konusu olmadığını söyledi.

Bozdağ, ÖYM'lerin tümüyle kaldırılmasını da içeren Yeni Demokratikleşme Paketi'nin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bozdağ, Milli Eğitim'de veya başka kurumlarda fişlemenin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, "AK Parti hükümetleri döneminde hiç bir kurumda fişleme yapılması söz konusu değildir. Çok net söylüyorum. Böyle bir şey varsa, herhangi bir bilgi belge varsa hemen Cumhuriyet savcılıklarına bunu lütfen iletin. Onlar şikayet üzerine işlem yapar. Bizlere de iletin, biz de idari açıdan böyle bir iş yapan kişiler varsa onlarla ilgili gereken idari işlemleri mutlaka yapalım, yaptıralım. Buna göz yummamız mümkün değil" dedi.

Bozdağ, atamaların tamamının liyakat esaslı, anayasa ve yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde yapıldığını söyledi.

Bölge adliye mahkemelerini yasayla kurduklarını, hatta istinaf başsavcılarını da atadıklarını anımsatan Bozdağ, ancak henüz bölge adliye mahkemelerinin yürürlüğe girmediğini ifade etti.

Bunun ana nedeninin altyapının hazırlanması için zamana ihtiyaç olduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:

"Şu anda 15 yerde bölge adliye mahkemesi kurulma kararı alınmış durumda. Bunlardan 11'inin binası hazır. Bir kısmı inşa aşamasında sadece bir yerin binasının ihalesi henüz yapılmadı. O da önümüzdeki günlerde yapılacaktır. Biz şu anda bu 15 yerde istinafı hayata geçirmek için önemli bir çalışmayı başlattık. Çalışmalarımız henüz bitmedi. İstinafı hayata geçireceğiz. Büyük ihtimalle bu yıl sonuna doğru istinaf mahkemelerini hayata geçiren adımı atmış olacağız. Şu anda binaların malzemelerinin yerleştirilmesi, bina olmayan yerlerde diğer ihtiyacın giderilmesi ve diğer altyapı çalışmaları bir ekip tarafından süratle tamamlanmaktadır. Büyük bir ihtimalle yıl sonu itibariyle bu konuda ciddi bir adımı atmış ve bu tartışmayı nihayetlendirmiş olacağız diye düşünüyorum."

-"Saadet tekerine çomak sokulunca canavarlaştınız?"

MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan, "AKP yargıdan mal kaçırmaktadır. Ayakkabı kutularındaki milyon dolarları ve adı yolsuzluğa karışanları yargıdan kaçırıyor. AKP, uzun süreden beri yargıyı fiili olarak askıya almaktadır. Bu gayretin arka planında ne olduğunu biliyoruz. Kendi hukukunu, daha doğrusu kendisini adaletin keskin kılıcından koruyacak hukuku oluşturuyor. Bu paket hukuk cinayetidir. Bu hukuk cinayeti için bir gerekçe bulacaktınız ona da 'paralel devlet' dediniz. 12 yıldır 'al gülüm ver gülümle' yürüyen saadet tekerine çomak sokulunca canavarlaştınız? Taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakarak adaleti sağlayamazsınız. Hiçbir güç adaleti kendi meşrebine göre şekillendiremez" dedi.

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, "Rıza Sarraf ve diğer kişilerin seçimden önce tahliye olacağını" savunarak, "Bu düzenleme başka türlü buraya gelmez" ifadesini kullandı.

Kürsüye getirdiği bir dosyayı gösteren Dibek, "Bu dosya ATV-Sabah yolsuzluk fezlekesidir. Bunları okuyun. İcraatlarınızdan bahsederken bunları kimse görmezden gelmesin" dedi.

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, teklifin "dağ fare doğurdu"nun ötesine geçmediğini savunarak, ülkenin ihtiyacı olan demokratikleşmenin sağlanması ve özgürlüklerin genişletilmesinden çok 17 Aralık'tan sonra iktidarın kendi üzerinde hissettiği tehditi bertaraf etmek istediğini söyledi.

Terörle Mücadele Kanunu'nün yürürlükte olduğu sürece tüm ağır ceza mahkemelerine ÖYM'lerin uygulama yetkisinin verildiğini ileri süren Baluken, "TMK 10'u kaldırarak farklı bir şey yapmış algı yaratmanız doğru ve ahlaki değil. Samimi davranmış olsaydınız TMK'yı tümden kaldırırdınız. TMK kalkmadan ülkede demokrasi ve özgürlüklerin genişletilmesi mümkün değil. Bu paketle yaptığınız büyük can havli ve panikle kendinizi kurtarmanın ötesine geçemiyor. Süreç yarın, öbür gün bittiğinde, geçmişteki sıkıntılardan daha büyük sıkıntılar yaşanacak. O zaman hepimiz dizlerimize vuracağız ama sizler iki defa vuracaksınız" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber