Eğitim-Sen'e 'milliyetçi' darbe

Haber Giriş : 28 Mayıs 2006 09:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eğitim-Sen, dört yıldır yürüttüğü Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşme yetkisini Türk-Eğitim-Sen'e kaptırdı. İddiaya göre hükümetin kadrolaşma politikaları ve yükselen milliyetçilik, sendikaların üye sayısını değiştirdi. Türk-Eğitim-Sen, Eğitim-Sen'e 20 bin üye fark attı

Eğitim alanında 'görüşme' yetkisini dört yıldır elinde bulunduran Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Eğitim-Sen, üstünlüğünü Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu'na (Kamu-Sen) bağlı Türk-Eğitim-Sen'e kaptırdı. Eğitim-Sen Başkanı Alaaddin Dinçer, AKP'nin 'kadrolaşma' politikaları sayesinde Türk-Eğitim-Sen'in iki ay içinde 30 bin yeni üye kaydettiğini savundu, yükselen milliyetçiliğin de bu süreci tetiklediğini ileri sürdü.

Türk-Eğitim-Sen Başkanı Hanefi Bostan ise kadrolaşma iddiasını reddetti, Eğitim-Sen'in, 'anadilde eğitim' talebi nedeniyle 15 binden fazla üye kaybettiğini söyledi.

'Anadilde eğitim' kaybettirdi
Eğitim-Sen, Sendikalar Yasası'nın kabul edildiği 2001 yılından bir yıl sonra üye çokluğuyla Milli Eğitim Bakanlığı ile 'görüşme' yetkisini kazandı. Yaklaşık 600 bin memur adına dört yıldır görüşme masasına oturan Eğitim-Sen, tüzüğünde yer alan, 'anadilde eğitim' talebi yüzünden geçen yıl kapatılma tehlikesiyle yüz yüze geldi.

Bu maddeyi tüzüğünden çıkaran sendika, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvururken, MHP'ye yakınlığıyla bilinen Türk-Eğitim-Sen'in 'milliyetçi' çıkışlarına hedef oldu. Yükselen milliyetçilik, tüzüğünde ısrarcı olan Eğitim-Sen'de farklı seslere yol açtı. İzmir ve Trabzon başta olmak üzere sayıları 4 bini bulan sendika üyeleri geçen yıl istifa ederek, Eğitim-İş'i kurdu.

İki ayda 30 bin yeni üye
Eğitim-Sen, Ağustos 2005'te, görüşme masasına 139 bin üyesiyle oturdu. Türk-Eğitim-Sen'in ise 127 bin üyesi vardı. Görüşme yetkisi olan sendikanın saptanması için 15 Mayıs'ta başlayan MEB il müdürlüklerindeki mutabakat işlemi son buldu. Türk-Eğitim-Sen Başkanı Hanefi Bostan'ın verdiği bilgiye göre, mutabakat işlemi sonucunda Türk-Eğitim-Sen'in 141 bin, Eğitim-Sen'in 123 bin, Eğitim-Bir-Sen'in de 77 bin üyesi olduğu anlaşıldı.

Eğitim-Sen Başkanı Alaaddin Dinçer'e göre, yıl içinde üye sayısı 115 bine kadar düşen Türk-Eğitim-Sen, AKP'nin 'kadrolaşma' politikasından yararlanarak, üye sayısını iki ay içinde 30 bin artırdı.

Dinçer'in verdiği bilgilere göre AKP, göreve geldiği dört yıldan bu yana 60 ilde 9 bin 800 yönetici atadı. İstanbul, Ankara ve İzmir de hesaba katıldığında söz konusu rakamın 20 bini bulacağı düşünülüyor.

Yönetici olmanın koşulu
Kadrolaşma en çok Türk-Eğitim-Sen ile AKP ve Saadet Partisi'ne yakın çizgi izleyen Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen'e yaradı. Dinçer'in hesabına göre, Eğitim-Bir-Sen, 17 bin üyeden 77 bine çıktı.

Muhalifi olan iki sendikanın kadrolaşma ve yükselen milliyetçilik sayesinde üye sayısını artırdığını belirten Dinçer, şunları söyledi: "Hükümetin atadığı yöneticilerin yüzde 70'i MHP ve AKP'li. Yönetici olmanın koşulu da bu sendikalara üye olmak. AKP kadroların yüzde 30'unu değiştirdi. Bunda, 5 YTL'lik sendika ücretinin devlet tarafından ödenmesi de etkili. Bu sayede Türk-Eğitim-Sen'li müdürler üzerinden MHP'nin güçlü olduğu kentlerde doldur boşalt yaptılar. Türk-Eğitim-Sen'in üye sayısı mart ve nisan aylarında 30 bin arttı."

Dinçer, yükselen milliyetçilik ve Kürt karşıtlığının da tahrik edilmesiyle Eğitim-Sen'liler üzerinde siyasi baskı uygulandığını düşünüyor. Devletin kendi güdümünde sivil toplum örgütleri yaratma gereksiniminin de böylece giderilmiş olduğunu ileri süren Dinçer, "Şovenizm o kadar büyük ki, tüm toplumu etkiliyor. Bu, elbette eğitimcilere de yansıdı. Sonuç siyasal" dedi.
Dinçer, bu süreçte 10 bin yeni üye yapıldığını, ama 8 bin üyenin emekli olması, 4 bin üyenin ayrılıp Eğitim-İş'i kurması ve 10 bin üyeninin de istifa etmesinin sendikada gerilemeye yol açtığını kabul ediyor.

Bostan: İdeolojik değiliz
Türk-Eğitim-Sen Başkanı Hanefi Bostan, AKP'nin kadrolaşması sayesinde üye sayılarının arttığı iddiasını, "Bu, olsa olsa Eğitim-Bir-Sen'e yarar" diyerek reddediyor. Bostan'a göre, MEB ile aralarındaki onlarca dava kavgalı olduklarını da gösteriyor. İdeolojik bir sendika olmadıklarını belirten Bostan, Eğitim-Sen'in DTP ile 'yakın ilişkisi' olduğunu iddia etti.
Bostan, "Biz, bu vatanın birlikteliğinden yana olan herkesi kapsıyoruz. Farklı mesaj verenler elbette kaybedecek. Eğitim-Sen, PKK'nın taleplerini üstü kapalı şekilde dile getiriyor. Bu, devletin evraklarında var. Güneydoğu'daki şubelerinin bu olaylara bulaşması da söz konusu. Etnik yapıya dayalı eğitim sistemini, bir eğitimcinin bunu kabul etmesi mümkün değil. Ayrıca eğitimcilerin iyileştirilmesi noktasında adım atmadılar" diye konuştu.

Temmuzda netleşecek
Türk-Eğitim-Sen ve Eğitim-Sen, Çalışma Bakanlığı'nın temmuzun ilk haftasında açıklayacağı üye sayılarını bekliyor. Türk-Eğitim-Sen, 'zaferini' erkenden ilan ederek, 15 Ağustos-1 Eylül'deki görüşmeler için ısınıyor. Eğitim-Sen ise bu sonuçlara göre dava açmaya, 'ellerindeki dokuz sayfalık bir raporla AKP'nın kadrolaşma bilançosunu ortaya koymaya' hazırlanıyor.

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber