Askerden güvence talebi

Çözüm süreci başladığından beri özgürlük-güvenlik dengesinin kurulmasında zor bir görev üstlenen asker açısından tezkerenin çıkmasıyla yeni bir dönem başlıyor. Yeni dönemde asker, görevini iki kat hassasiyetle yapmak zorunda

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 04 Ekim 2014 09:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Askerden güvence talebi

Ankara kritik bir eşikte bulunuyor. Başta IŞİD olmak üzere sıcak coğrafyadaki güvenlik risklerinin doruk noktaya ulaşmasının ardından Irak ve Suriye sınırlarımıza odaklanan tezkere önceki TBMM'de kabul edildi. Böylece hükümet çok geniş çerçeveli yetkilere kavuştu.

Kuşkusuz, şimdilik zor görünen koalisyon güçlerinin destek vereceği sınır ötesi güvenli bir hat seçeneği de hayata geçse ya da Türkiye'nin alacağı önlemler sınırlarımızın içinde de kalsa önümüzdeki aylar hatta yıllar en kritik sorumluluğu askerin omuzlarına yüklüyor.

Devleti yönetenler de başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere bürokraside tepe noktada olanlar da Kürt siyasi hareketinin aktörleri de,sokaktaki vatandaş da çok iyi biliyor ki çözüm süreci askerler açısından çok ciddi bir sınav niteliği taşıyor.

40 yıldır PKK ile mücadeleye kilitlenen asker için çözüm süreciyle birlikte gerçekleşen transformasyona ayak uydurmak kolay değil.

Hukuki güvence önemli

Süreç başladığından bu yana mecbur kalmadıkça kışlasından, karakolundan çıkmayan, özgürlük-güvenlik dengesinin kurulmasında zor bir görev üstlenen asker açısından çözüm sürecinin yeni yol haritasını gösteren çerçeve metin ve tezkerenin çıkmasının ardından yeni bir dönem daha başlıyor.

Bu yeni dönemde asker; PKK'nın çekilmesi, silah bırakması, orta vadede geri dönüşlerin başlaması, nihayet rehabilitasyon ve topluma kazandırma aşamalarında bu güne kadar üstlendiği görevi iki katı hassasiyetle sürdürmek zorunda olacak.

Yurt içindeki bu kritik sürece ilave olarak, tezkereyi kullanmayı gerektirecek gelişmeler çerçevesinde sınır ötesinde de bir boyutuyla çözüm süreciyle bağlantılı çok kritik görev askeri bekliyor. Yine herkes biliyor ki asker, Türkiye'nin içinden geçtiği yakıcı dönemde, operasyonlar ve davaların hedefindeki personeli nedeniyle çok sıkıntılı günler yaşadı.

Her ne kadar bu sıkıntılı günler, cezaevlerinin büyük ölçüde boşalmasıyla kısmen geride kalsa da TSK personeli açısından hukuki güvence hala gündem başlıklarında ön sırada yer alıyor.

İzin mekanizması

TSK personeli, görevleri doğrultusunda yaptıkları hangi eylemin suç kapsamında sayılacağını, hangi eylemlerinin askeri görev kapsamında sayılıp, hangisinin sivil yargının ilgilenebileceği kapsamda değerlendirileceğini bilmek istiyor.

Askerin bu hassasiyetinin altında, anayasa değişikliği ile askeri yargının görev alanının daraltılması değil, tamamen emir komuta zinciri içerisinde yapılan eylemlerin bile beklenmedik sonuçlara yol açması yatıyor.

Bu çerçevede Genelkurmay Başkanlığı'nın Askeri Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin uzunca bir süre önce tamamladığı çalışma, Milli Savunma Bakanlığı'nca taslağa dönüştürülüp Başbakanlık'a gönderilmiş durumda.

Henüz tasarı halini almayan bu çalışmada esasen bir maddelik değişiklik söz konusu.

Bu düzenleme, terörle mücadelede görev alan; uzman çavuşundan orgeneraline kadar rütbeli personelin terörle mücadele faaliyetleri çerçevesinde eylemlerinin soruşturma konusu edilmesini izne bağlıyor. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları başta olmak üzere üst rütbelilerle ilgili iznin Başbakan, diğer rütbelilerle ilgili iznin Genelkurmay Başkanı'nca verilmesini düzenliyor. İzin verilmesi halinde soruşturma ve yargılamanın da askeri yargı tarafından yapılmasını içeriyor.

Askeri kanunda değişiklik

Yeni düzenleme, hem görev suçu tanımını terörle mücadele faaliyetleri çerçevesindeki eylemleri içine alarak genişletiyor hem de bu konulardaki soruşturmaları da izin şartına bağlıyor.

Uzunca bir süredir değerlendirilen söz konusu düzenleme TSK'nın önemli beklentilerinin başında yer alıyor. Şimdi sınırımızın yanı başındaki sıcak gelişmeler ve buna karşı alınan tezkere önlemi bu beklentiyi güncellemiş ve daha acil duruma getirmiş durumda.

Kaynaklar, tezkerenin ana gerekçesinin terör ve terörist örgütlerle mücadele olduğuna, bu mücadelenin sınırın ötesine taşınmasını içerdiğine vurgu yapıyor.

Ayrıca sınır hattında ya da koalisyon güçleriyle birlikte bir güvenli bölge oluşması halinde burada görev yapacak rütbeli personelin hangi usulle ve hukuki güvencelerle alışacaklarının tam olarak belirlenmesi gerekiyor. TSK, bunun tereddüde düşülen halleri ortadan kaldıracağını ve ileride bir adım atılması gerektiğinde soru işaretlerini ortadan kaldıracağını düşünüyor.

MİT mensuplarının soruşturulmasını Başbakan iznine bağlayan düzenleme yasalaştığında ilk kez dile getirilen bu talebin, birkaç hafta önce Askeri Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmasını gündemine aldığını açıklayan hükümetin de masasında olduğu belirtiliyor.

Süleyman Şah morali

Elbette Türkiye'nin bu noktada en duyarlı olduğu nokta Suriye'deki Türkiye toprağı Süleyman Şah Saygı Karakolu. Çevresi IŞİD tarafından kuşatılmış olan ancak herhangi bir tehdide karşı müdahale için bütün önlemlerin alınmış olduğu karakolda halen 50 yakın subay, astsubay ve uzman çavuş bulunuyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, önceki gün karakolda görevli personel için ayrı bir bayram mesajı yayımlayarak, "Unutmayınız ki sizler orada yalnız değilsiniz. Arkanızda yüce Türk milletinin, 76 milyon yurttaşımızın olduğunu unutmayınız. Sizden gelecek tek bir haberle, Silahlı Kuvvetlerimizin anında yanınızda olacağının güvenini içinizde hissedin" ifadelerini kullandı. Aldığım bilgiye göre, Özel mesajı yayımladığı saatlerde, karakolda görevli personelin ailelerini Genelkurmay'a davet ederek hem moral verdi hem de içlerini rahatlattı. Böylece karakoldaki personel hem bayram mesajıyla, hem de ailelerinin gördüğü ilgiyle Kurban Bayramı'nı moralli karşıladı.

ABD'li temsilci bekleniyor

Tezkerenin ardından eli rahatlayan Ankara, dikkatini bundan sonra atılacak adımlara çevirmiş durumda. Güvenli hat-uçuşa yasak bölge ve bu planın bütün koalisyon ülkelerince yaşama geçirilmesi gerektiği tezlerinde ısrarcı olan hükümetin, yoğun temas trafiği sürüyor. Önümüzdeki hafta bu konuda başkentte kritik görüşmeler gerçekleşecek.

ABD Başkanı Barack Obama'nın IŞİD'e karşı koalisyon özel temsilcisi, emekli orgeneral Joe Allen ile Allen'in yardımcılığını yapan ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk'un önümüzdeki hafta Türkiye'ye gelerek, hükümetle çok kritik görüşmeler yapması bekleniyor. Bu çerçevede ABD'lilerin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'le de bir araya geleceğini vurgulayalım.

Bu ziyaret, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Geçici çözümler için ülkemizi kullandırtmayız" mesajının bulacağı karşılık açısından da önemli.

Göç önlemi

Hükümet, tezkerenin ardından bugünden yarına hemen değişecek bir durumun söz konusu olmadığını, Türkiye'nin uluslararası kamuoyundan ayrı bir hareketinin olamayacağını ancak terörist bir saldırı ve tehdit halinde bu yetkilerin kullanılacağını ısrarla vurguladı.

Uzunca bir süredir bölgede ve özellikle sınır hattında üst düzey önlemler alan, bölgeye askeri sevkiyat yapan TSK'nın da tezkereden sonra aldığı artı bir askeri önlem bulunmuyor.

Ancak özellikle Kobani'nin IŞİD tarafından ele geçirilmesi, Halep ve bölgedeki diğer çatışmaların etkisiyle 500-600 bin kişilik bir göç dalgasının oluşması durumunda neler yapılacağı konusunda Ankara'da çalışmalar sürüyor. Sınır hattına yakın bölgelerde kamplar kurulması başta olmak üzere, Ankara bu tip senaryoların tümü üzerindeki hazırlıklarını yapıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber