Davutoğlu: Yolsuzluğa taviz vermeyiz

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin yükselişinin devam edeceğine olan inancın güçlenmesinden kimler rahatsız oluyorsa bunların hepsi bu odağın bir parçasıdır. Yolsuzlukla mücadelede de taviz vermeyiz. Cumhurbaşkanımızın iradesi de böyleydi. Benim iradem de böyledir. Daha geçen gün beraberdik akşam yemeğinde. Ailecek bir araya geldik, uzun bir süre sohbet ettik. Bitmiş bir belediyeyi alıp kasası dolu bir belediye devretmek... Bunlar yolsuzlukla olacak şeyler değil dedi.

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 08 Aralık 2014 07:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Davutoğlu: Yolsuzluğa taviz vermeyiz

Erdoğan ile Davutoğlu'nun arasını açmak için yapılan yayınlara Başbakan'dan ilk yorum: Beklenmedik gelişme değil. Biz aşılıyız. Cumhurbaşkanımızla en kritik süreçleri birlikte aştık.

Dostluklarının siyasetle başlamadığını söyleyen Davutoğlu, kriz heveslilerini boşa çıkardı: Biz kader arkadaşıyız. İlişkimize içeriden ya da dışarıdan fitne sokulmasına asla izin vermem.

TURGAY GÜLER

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yunanistan ziyaretinin ardından uçakta önemli açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu'nun değerlendirmeleri şöyle:

HABERLER SÜRPRİZ OLMADI

Cumhurbaşkanı, sizinle kendisinin arasını açmak için haberler yapıldığını söyledi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu yayınlar beklenmedik bir gelişme değil. "Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında çatışma, ihtilaf bir farklı görüş çıkabilir mi" diye uzun zamandır beklendiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanımızla biz yeni tanışmadık. En kritik süreçlerde her şeyi paylaştık. Bütün kritik süreçlerden omuz omuza çıktık. Gazete haberleriyle, yorumlarla Cumhurbaşkanı'mızla aramıza birinin girmesi mümkün değildir. Biz kader arkadaşıyız. Bunu herkesin bilmesi lazım, bu konularda da tabiri caizse aşılıyız. Aramızdaki dostluk siyasetle başlamış değil. Siyasetle kaim değil. Bulunduğumuz makamlarla irtibatlı değil. Kalıcı ve dünya ahiret dostluğuna dayanan bir birlikteliktir. Bir de buna devlet geleneğinin getirdiği sorumluluklar eklendi. Yetkilerimizi kullanırken bu geleneğe sadık olarak kullanırız. AK Parti yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı yola çıktı. Geçmişteki yolsuzluk ve hortumlama olayları kesildi ve Türkiye bereketlendi. Bu konuda kimsenin şüphesi olmamalıdır. Dolayısıyla üç şeyle dikkat çekiyorum. Bir: Bizim ilişkimize kimsenin müdahale etmesine izin vermem. Kimsenin herhangi bir şekilde bir fitne, bir şüphe uyandıracak şekilde ister dışarıdan ister içeriden girmesine izin vermeyiz. Iki: Geçmişte yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı en kararlı mücadeleyi birlikte yürüttük. Üç: İlişkimiz de hem dostluk ilişkisidir hem de kadim bir ilişkidir. Kader arkadaşlığıdır.

YOLSUZLUĞA TAVİZ VERMEYİZ

Cumhurbaşkanı'nın açıklamasında odaklar deniyor. Parti içinden mi medyadan mı birileri kast ediliyor? Ikincisi de Başdanışmanınız Etyen Mahçupyan'ın yolsuzluk algısına dair bir yorumu vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Türkiye'de kriz çıkar mı" diye bekleyen dışarıda da içeride de odaklar var. AK Parti'nin kendini yenileyerek iktidarda kalmasından ve geçiş sürecinin suhuletle gerçekleşmiş olmasından, buna bağlı olarak Türkiye'nin yükselişinin devam edeceğine olan inancın güçlenmesinden kimler rahatsız oluyorsa bunların hepsi bu odağın bir parçasıdır. Yolsuzlukla mücadelede de taviz vermeyiz. Cumhurbaşkanımızın iradesi de böyleydi. Benim iradem de böyledir. Daha geçen gün beraberdik akşam yemeğinde. Ailecek bir araya geldik, uzun bir süre sohbet ettik. Bitmiş bir belediyeyi alıp kasası dolu bir belediye devretmek... Bunlar yolsuzlukla olacak şeyler değil.

GEÇENLERDE AİLECEK BULUŞTUK

"Cumhurbaşkanı'yla ailecek bir araya geldik" dediniz. Bunlar kamuoyu önünde cereyan etmiyor. Ne sıklıkla görüşüyorsunuz?

Herhangi bir rutin yok. Haftalık olağan görüşmemiz dışında ise her zaman arayıp görüşebiliriz. Nitekim geçen akşam da hatta bahçeden geçerek yemek yedik. Haftalık bir görüşmedeydi. Ben "Ya böyle olmuyor. Özlüyoruz" dedim. Çünkü Başbakanlık Başdanışmanı'yken devamlı beraberdik. Dışişleri Bakanı'yken sık sık beraberdik. Şimdi sürekli olmuyor. Doğaldır. Biz her gün görüşsek "Bir kriz mi var" denir. Bir sürü şey söylenir. Biz gerekli olan her an görüşüyoruz.

Eşiniz Kılıçdaroğlu'na taziye ziyaretinde bulundu fikir kime aitti?

Vefat olduğunda Erzincan'daydım. Arkadaşlara söyledim. "Kılıçdaroğlu geliyorsa, cenaze Tunceli'den kalkacaksa ona göre bir düzende bulunun. Ben eşimle taziyede bulunmak istiyorum." Fakat onlar sonra gelecekti. Olmadı. Daha cenaze kalkarken ağır hakarette bulundu. Olmamış olsaydı muhtemelen bu ziyaret beraber de gerçekleşebilirdi. Eşim "Ne yapalım" deyince, "Sizin gitmeniz iyi olur" dedim. İnsani konuda benim için her şey biter. Aynı geminin içindeyiz.

'Bütün cemaatler izleniyor iddiası' alçakça bir iftira

MGK'nın Paralel Yapı'yla ilgili aldığı tavsiye kararını Bakanlar Kurulu'nun kabul ettiği belirtiliyor. Mekanizma nasıl işleyecek?

MGK tavsiye kararı alır. Bu tavsiye kararı Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü. Gerekli adımlar için bütün bakanlıklar talimatlandırıldı. Bir gazetede 'sanki bütün cemaatler mercek altına alınmış gibi' gerçekten alçakça bir iftira var. Bir kere biz bu Paralel Yapı'yı cemaat olarak kabul etmiyoruz. Kimse de kabul etmemelidir. Bu çeteleşmedir. Buradan hareketle bunun diğer cemaatlere yaygınlaşacağı gibi bir kanaat kesinlikle bir iftiradır ve operasyondur.

Kıbrıs'ta atmosfer olumlu

Davutoğlu, Doğu Akdeniz'deki 'petrol ve doğalgaz' krizinde 'çözüm'e yaklaşıldığını söyledi: Müzakere imkanı doğdu. İki ülke arasında birlikte çalışma iradesi var.

Yunanistan ziyareti nasıl geçti?

Çok verimliydi. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizması ilişkileri düzene koyuyor. Muhatapların birbirini daha yakın tanımalarını sağlıyor. Güzel tarafı psikolojik bariyer yoktu. İki ülke sanki bir coğrafyaymış gibi konuşuldu. Batı Trakyalı soydaşlarımızın dışında İstanbul Rumlarıyla da görüştüm. Onların da bir kısmı Türkiye'ye dönmek istiyor. Türkiye'nin bir çekim alanı, bir cazibe merkezi olması sözkonusu. Türkiye'deki bu geçişin bu kadar pürüzsüz, bu kadar sakin olması burada çok takdir toplamış. Kıbrıs konusunda bir formül üzerinde çalışma kararı aldık. Müzakerelerin tekrar başlaması ama Kıbrıs'ın doğal kaynaklarının her iki tarafın hakkı olduğu gerçeğinden hareketle bir çalışma yapalım konusunda da mutabık kaldık.

Gazla ilgili mutabık kaldığınız çerçeve nedir?

Bizim söylediğimiz husus şuydu: Ya müzakereler kapsamlı çözüme ulaşacak şekilde hızlansın ve müzakerelerden sonra yeni devlet gazı araştırsın ve bulsun. Dolayısıyla her iki toplumun olsun. Ya da vakitte gecikme olacaksa iki taraf da ortak bir komisyon kursun birlikte gazı çıkaracak şekilde. Ve bu gazdan gelen gelir de çözüm için değerlendirilsin. Böyle bir formül olursa Türkiye de Yunanistan da bunun bir parçası olur ve bu gaz Türkiye üzerinden, Yunanistan üzerinden Avrupa'ya ulaştırılır. Herkes şunu fark etti: Tek taraflı bir şekilde çıkarılması ve işletilmesi mümkün olmayacak. Şimdi nasıl olacak konusunda bir müzakere imkanı doğdu ve bunda da Türkiye ile Yunanistan'ın birlikte çalışma iradesi var.

Henüz sonuç yok değil mi?

Olumlu bir atmosfer var. Takribi bir çözüm formülü var. Bizim teklif ettiğimiz, onların da 'konuşabiliriz' dediği bir çözüm var. Ama buna şimdi girmeyelim. Önümüzdeki günlerde bir toplantı yapılacak.

CHP'ye şura tepkisi

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Van ve Eskişehir İl kongrelerinde konuştu. Davutoğlu şunları söyledi:

-Provokasyonlara rağmen, inadına Çözüm Süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz.

- Yavuz Bingöl'e tam bir mahalle baskısı uygulanıyor. 'Evet, kardeşlik' dediği için bundan rahatsız olan dogmatik kafalar, bu seslere mahalle baskısı uyguluyorlar.

- Milli Eğitim Şurası'nda, tabii bu şura olduğu için her tür görüş, her tür teklif yapılabilir... Tavsiye kararları alınır. O kararlar Milli Eğitim Bakanlığımızca değerlendirilir ve Bakanlar Kurulu'nda nihai karar için istişare edilir. Ama bunları beklemeden, 'Osmanlıca İmam Hatipler'de de seçmeli olsun' dendi diye kıyameti kopardılar. Kılıçdaroğlu, 'Bizi Ortaçağa götürmek istiyorlar' diyor. Bir başka Genel Başkan Yardımcısı, 'Mezar taşlarını mı okutacaklar?' diyor. Bunlar tarih cahili. O hakir gördükleri mezar taşları bu topraklarda ecdadın bıraktığı tapu mührüdür.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber