Erdoğan: Savcının şehit edilmesine ortak oldular

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Sarayı'nda Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesiyle ilgili yayınlar yapan basın kuruluşlarına tepki gösterdi.

Haber Giriş : 08 Nisan 2015 13:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Savcının şehit edilmesine ortak oldular

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir kez daha muhtarları ağırlıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

Futbolun esası centilmenliktir, şiddetin hele hele silahlı saldırının olduğu yerde 'spor bitmiş, yerine vandallık gelmiş' demektir. Futbolu bahane ederek vandallık yapanlar sadece kendi takımlarına değil, tüm ülkeye, millete ihanet ettiklerini bilmelidirler. Bu tür hadiselere karşı gerek kulüplerimizin gerekse ilgili tüm kurumlarımızın gerekli tedbirleri en kısa zamanda alacaklarına ve en etkili şekilde uygulayacaklarına inanıyorum. Bu olayla ilgili de İçişleri Bakanlığımız yoğun bir çalışmayla şu anda zaten kısmi olarak bazı delilleri ele geçirmenin yanında, bazı emareler de gözaltında, bunlarla ilgili çalışmalar da devam ediyor.

Cumhurbaşkanlığı'nı sadece protokol işlerinde kullanmam söz konusu olamaz.

Cumhurbaşkanlığı makamına el etek çekmek için değil, ülkeme ve milletime daha büyük hizmetler vermek için geldim. Siz de seçimle işbaşına geliyorsunuz. Sizin de hesap verdiğiniz bir makam var. Bu millet, halk. Mahallesinde hangi evin bacası tutmayan var bunu bilmeyenden muhtar olur mu? Ben de bunu ülke çapında yapmanın mücadelesini veriyorum. Ne diyor atalarımız, meyve veren ağaç taşlanır.

"SAVCIMIZIN ŞEHİT EDİLMESİNE ORTAK OLDULAR"

Bu alçakça saldırıda şehit edilen Savcımız Mehmet Selim Kiraz'a Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Bu olay birçok bakımından üzerinde hassasiyetle durulması, dersler çıkartılması, ibret alınması gereken bir hadisedir. Bir kısım basın yayın kuruluşlarının en başından itibaren bu hadiseyi insanlığa, ahlaka, vicdana, hakka, hukuka sığmayacak şekilde verdiklerini ifade etmek isterim. Mağdurun değil teröristlerin yanında yer alan bu basın yayın kuruluşlarını şiddetle kınıyorum. Sayfalarını ve ekranlarını teröristlerin propagandalarına sonuna kadar açan bu kuruluşlar, bana göre savcımızın şehit edilmesine onlar ortak olmuşlardır.

Teröristlerin amacının intikam olmadığı ortadadır. Bu saldırının amacı saldırının karanlıkta kalarak, propaganda olarak kullanılmasını sağlamaktır. Basın kuruluşları da aynı amaca hizmet ediyorlar.

"KAPILARINA KİLİT VURULUR"

Demokrasinin hak ve özgürlüklerin beşiği olarak kabul edilen batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Bu ülkelerde terörün ve teröristin propaganda aracı haline dönüşen basın yayın kuruluşlarının kapısına anında hukuk eliyle kilit vurulur.

Romanya'dan dönerken "Adalet saraylarına giren tüm insanlar aranmalıdır" dedim. Bizi arayamazsanız ifadeleri kullandılar. Bağlı oldukları baro "Biz buna müsaade etmeyiz" dedi.

Çok açık net olarak söylüyorum, evet herkes aranacak, aranmalıdır. Danıştay'da yaşanan olay olduğu zaman bunlar kıyamet koparmadılar mı? Ne dediler: Mürteciler, Danıştay mensubumuzu şehit ettiler' dediler. Sonra arkasından yine bunlar çıktı. Sen avukat mısın? Dürüst müsün? Tamam niye aranmaktan çekiniyorsun. Çantanı da göster, X-Ray'den geçsin, sen de X-Ray'den geç, iş olsun bitsin. Çünkü yarın vatandaş 'güvenlik güçleri görevini yerine getirmedi, aramadı' diyor.

Ey baro başkanı, sen de teröristlerle telefonla görüştün, hangi neticeydi aldın? Senin sözün çok dinleniyor, bir netice alsaydın... Senin yaptığın hareketler eski Türkiye'deydi. Sen bütün avukatları temsil etmiyorsun, yargı adının bir bölümünü temsil ediyorsun.

"TERÖRİSTE TERÖRİST DİYEMEYEN..."

Açık söylüyorum. Teröriste terörist diyemeyen teröristin ortağıdır. Bu eyleme terör eylemi diyemeyen herkes, terörün açık destekçisidir. Kimi CHP milletvekillerine, HDP milletvekillerine bakıyorsunuz, teröriste terörist demedikleri gibi müdahale eden güvenlik güçlerini suçlayan, onları devlet terörü ile itham eden görüşler sarfediyorlar. Yani savcımızı öldüren terörist masum, onlara müdahale eden güvenlik güçleri ise güya devlet terörü uygulayan suçlular. Ben o güvenlik görevlilerimizi tebrik ediyorum, kutluyorum, onlar görevlerini yaptılar.

"BİR BARDAK SU İÇMEDİ"

8 saatlik süreçte güvenlik güçleri her türlü yola başvurdu. Netice alınamada çünkü onların bağlı oldukları yerler vardır. O kadar şahsiyetli bir savcı ki, onların elinden bir bardak suyu dahi almadı.

Savcının cenazesinide muhalefet yoktu, acaba neden gelmedi? Şehit Savcımızın babasının oğlunun tevekkülü vardı, bir yanda da bunlar vardı.

"TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR"

Yeni anayasa bir tercihten çıkmıştır, bir zorunluluk olmuştur. Krizlere fırsat vermeyecek bir sisteme ihtiyaç var. Başkanlık deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Niye? Niye 10 yılda bir ihtilaller oluyordu? Mevcut sistemle buraya kadar. Aksi takdirde yeniden patinaj yapmaya, Allah göstermesin gerilemeye başlarız. Türkiye'ye özgü başkanlık sistemi olmazmış, niye olmasın?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber