Danıştay'a saldırı davasında olay çıktı! Arslan, 'Cuma namazına' gitmek için kaçmak istedi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Ağustos 2006 14:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Danıştay'a 17 Mayıs tarihinde yaptığı kanlı baskında daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'i öldüren ve 4 kişiyi yaralayan Alparslan Arslan, ilk duruşmasında olay çıkardı. Cuma namazı için hakimle tartışıp mahkeme salonundan koşarak kaçmaya çalışan Arslan, mahkeme salonunu birbirine kattı.

Duruşma sırasında ezan okunmaya başlayınca cuma namazına gitmek istediğini söyleyen Arslan'la duruşma hakimi tartıştı. Hakimin 'Devlete itaat et' sözlerine 'Allah'a itaat ederim' şeklinde cevap veren saldırgan Arslan, bir anda mahkeme kapısına doğru koşmaya başladı. Güvenlik güçleri Arslan'ı engellerken, mahkeme salonu karıştı.

SUÇLAMALARI KABUL ETTİ

Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırının faili olarak yargılanan Alparslan Arslan, savunmasında, "Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba attım, Danıştay başkan ve üyelerine saldırıda bulundum" dedi.

Danıştay 2. Dairesi ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılarla ilgili dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Alparslan Arslan, nerede oturduğunun sorulması üzerine, "Sincan F Tipi Cezaevi'nde" dedi.

Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz'in tutuklanmadan önce nerede oturduğu yönündeki ısrarlı sorusu üzerine Arslan, "İkametim şu anki adresim değil. Yeni adresim Sincan F Tipi Cezaevi" yanıtını verdi. Arslan'ın bu ifadesi, mahkeme tutanağına aynen geçti. Arslan, kimlik tespitinde, hukukçu olduğunu ve daha önce bir sabıkasının bulunmadığını söyledi. Diğer sanıklardan kimlik tespiti yapılan Tekin Irşi, İstanbul'da barmenlik yaptığını, Erhan Timuroğlu da bar çalıştırdığını kaydetti.

Kimlik tespitinin ardından, Mahkeme Başkanı Karadeniz, sanıklara iddianameyi okuyup okumadıklarını sordu. Alparslan Arslan, iddianamenin kendisine ulaştığını, ancak okumadığını ifade etti. Karadeniz, bunun üzerine iddianameyi okuyarak Arslan'a, "Ne diyorsun? Böyle bir iş yaptın mı?" sorusunu yöneltti. "Evet, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba attım, Danıştay başkan ve üyelerine saldırıda bulundum" diyen Arslan, Karadeniz'in, "Niye yaptın?" sorusu üzerine, başını öne eğerek, uzun süre sessiz kaldı. Başkan Karadeniz'in ikazına karşılık Arslan, susma hakkını kullanacağını kaydetti.

Ancak daha sonra Alparslan Arslan, Başkan Karadeniz'in sorularını yanıtladı. Sanıklardan Süleyman Esen'in "lideri olduğunu" daha önceki sorgularında söylediğini dile getiren Karadeniz, Arslan'a, "Ne lideri bu?" sorusunu yöneltti. Arslan, Süleyman Esen'in Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeyken Ülkü Ocakları Başkanı olduğunu, mevcut olaylarda bir liderliğinin söz konusu olmadığını söyledi.

ROKET ATMA FİKRİ

Esen'in kendisine "bunu böyle, şunu böyle yap" demediğini ifade eden Arslan, sık sık tutuksuz sanık Salih Kurter'in evinde toplanıp sohbetler yaptıklarını anlattı. Arslan, Salih Kurter'in evindeki bir toplantıdan ayrıldıkları bir gece arabayla işadamı Bülent Eczacıbaşı'nın yaptırdığı bir alışveriş merkezi inşaatının önünden geçerken kendisini otodakilere "iki roketle buranın uçurulması gerektiğini" söylediğini aktardı. Sanık Esen'in kendisine buna gerek olmadığını söylediğini kaydeden Arslan, "Ama ben yapılması gerektiğini düşünüyordum. Eczacıbaşı'nı Sabeyatist Yahudi olarak bildiğim için insanların bu alışveriş merkezine gitmemesi gerektiğini söyledim. Eczacıbaşı'nın inşaatının önünden geçerken birisi 'Polat' demişti. Aklıma roket atmak geldi" diye konuştu.

Arabada bulunan "Salih Hoca" dedikleri bir kişiye bu fikrini açıkladıktan sonra kendisinin, "Bizim memleketimizin insanı olan Cevahir İş Merkezi'nin daha çok para kazanması lazım" dediğini ifade eden Arslan, Salih Hoca'nın da bunu onayladığını kaydetti.

"BU TİP OLAYLARI BEN TASARLIYORDUM"

Salih Kurter'in evindeki sohbet toplantılarında namaz kılıp dini konulardan konuştuklarını da anlatan Arslan, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan saldırıların da bazı sohbetlerde konuşulduğunu söyledi.

Danıştay'a saldırı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atma olaylarını kafasında kurduğunu belirten Alparslan Arslan, "Bu tip olayları ben tasarlıyordum. Buna meyilli bir yapım söz konusuydu. Kendimi yavaş yavaş bu noktaya adapte etmeye başladım" dedi.

"MEHMET ALİ BİRAND'I DA ÖLDÜRMEK İSTİYORDUM"

CNN Türk'te görev yapan "Cihat" adında Kayserili bir arkadaşı olduğunu, bu arkadaşına Mehmet Ali Birand'ı öldürmek istediğini söylediğini ve adresini istediğini anlatan Arslan, "Medyada çalışan Cihat aklıma geldi. Onunla görüştüm, sadece adres istedim" diye konuştu.

Sanatçı Mehmet Ali Erbil'den de nefret ettiğini belirten Arslan, Erbil'e hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Karadeniz, mahkeme salonunda hakaret edemeyeceği yönünde Arslan'ı uyardı.

Cihat adlı arkadaşıyla görüştüğünde Cumhuriyet Gazetesi'ndeki "başörtüsü takmış domuz" karikatürünü kendisine söylediğini aktaran Arslan, böylece kafasında Cumhuriyet Gazetesi'ne saldırı olayının şekillendiğini, bir Cumhuriyet Gazetesi satın alarak adresini öğrendiğini ve bir gün de adres tespiti amacıyla gazetenin Şişli'deki bürosuna gittiğini belirtti. O günün gecesinde Salih Kurter'in evine gittiğini ve Cumhuriyet Gazetesi olayını konuştuklarını ifade eden Alparslan Arslan, bu sırada önünde bulunan mikrofona bakarak, "Ben mikrofonu başka bir şey olarak algılamaya başlıyorum, ben zannetmeye başlıyorum" dedi.

Karadeniz'in sorularına devam etmesi üzerine Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne bombalı eylem olayıyla ilgili Kurter'in, "Bomba atanlar dikkat etsin, yakalanmasın" dediğini aktardı. Sanık Arslan, konuyla ilgili Süleyman Esen'in ise kendisine bir daha bu tip konuları Kurter ile açık açık konuşmaması gerektiğini söylediğini kaydetti.

2 BİN YTL'YE BOMBA ALDI

Cumhuriyet Gazetesi'ne saldırı olayında bomba temini için Osman Yıldırım ile diyaloğa geçtiğini anlatan Arslan, bu sırada da "Osmanlı'ya karşı aşırı derecede bir sempatim var" dedi. Tekrar konuya dönen Arslan, Yıldırım'ın Sultanbeyli'de bomba bulabileceğini söylediğini, Esen'in eniştesinin de özel harekat dairesinde astsubay olarak görev yaptığını anlattı. Cumhuriyet Gazetesi'ne atmak amacıyla üç bombayı 2 bin YTL karşılığında Esen'den aldığını belirten Arslan, Esen'in, kendisinin bombayı Cumhuriyet Gazetesi'ne atacağını bilmediğini söyledi.

DANIŞTAY SALDIRISINI TASARLADI

Bazı eylemlerde kullanmak üzere 1500 YTL'ye bir kaleşnikof da temin ettiğini ifade eden Alparslan Arslan, bu silahı Osman Yıldırım'ın Kars ve Erzurum'daki akrabaları aracılığıyla bulduğunu, silahı Danıştay saldırısını gerçekleştirmek üzere Ankara'ya gelirken Fikri Cura adlı arkadaşının evine bıraktığını kaydetti.

Alparslan Arslan, sorular üzerine, Fethullah Kaya'nın evinde yatarken Danıştay 2. Dairesi'nin başörtüsüyle ilgili kararını düşündüğünü, beyin jimnastiği yaptığını ifade etti. Aradan 1 hafta geçtikten sonra Fethullah Gülen'in yeğeni olarak bildiği Kemalettin Gülen ile görüşerek bu konuları konuştuğunu söyleyen Arslan, Kemalettin Gülen'in kendisine Danıştay'da türban kararını veren üyelerin fotoğraflarının Vakit Gazetesi'nde yer aldığını ve "bana bir şey düşerse yardımcı olurum" dediğini belirtti. Arslan, Kemalettin Gülen'in ayrıca, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden'i evinden telefonla arayarak, türban kararıyla ilgili küfürler içeren hakarette bulunduğunu kendisine söylediğini aktardı.

İDDİANAME

Saldırının faili olarak tutuklu bulunan Avukat Alparslan Arslan ile altı sanığın 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' cezasına çarptırılması isteniyor.

Sanık Avukat Alparslan Arslan ile diğer tutuklu sanıklar Avukat Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi, Erhan Timuroğlu ve Aykut Metin Şükre ile tutuksuz sanıklar Salih Kurter ve Ayhan Parlak, 'anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs, örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak ve yardım etmek, tasarlayarak adam öldürmek, öldürmeye teşebbüs ve bu suçlara iştirak etmek' suçlarından yargılanacak.

Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan tarafından hazırlanan iddianamede, yedi sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis, tutuksuz iki sanık için de üç yıla kadar hapis cezası isteniyor.

OLAY

Avukat Alparslan Arslan'ın 17 mayıs sabahı Danıştay İkinci Dairesi'ne düzenlediği silahlı saldırıda başından yaralanan Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetmiş, Daire Başkanı Mustafa Birden'in de aralarında bulunduğu dört kişi ise saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştu.

Olayın ertesi günü yargı mensupları ve binlerce kişi Anıtkabir'e yürümüş, aynı günün devamında Özbilgin için Danıştay'da düzenlenen cenaze töreni protesto gösterilerine sahne olmuş ve halk 'hükümet istifa' sloganları atmıştı.

Kocatepe Camii'ndeki tören sırasında ise AK Partili bakanlar halkın tepkilerine hedef olmuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber