Paralel Devlet Yapılanması'nın 'faili meçhul' bağlantısı

Cevzet Soysal'ın, 1998'de kaçırılarak öldürülmesine ilişkin 16 şüpheli yakalanırken, Gülen cemaati'nin "emniyet, istihbarat ve bölge imamı" 3 sivilin firarda olduğu öğrenildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Haziran 2015 18:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Paralel Devlet Yapılanması'nın 'faili meçhul' bağlantısı

- Paralel Devlet Yapılanması'nın "faili meçhul" bağlantısı, başsavcıvekili Fuzuli Aydoğdu'nun ifadesini aldığı bir polisin anlattıklarıyla ortaya çıktı.

Paralel Devlet Yapılanması ile ilgili genel bir soruşturma yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Aydoğdu, 19 Ocak 2015'te ifadesine başvurduğu bir polisin anlattıklarında, ilginç detaylar tespit etti.

Adı açıklanmayan polis, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nda (TPAO) çalışan Cevzet Soysal'ı "Gülen cemaatine üye polislerin, 1998 yılında Batman'da kaçırarak ağabeylerinin talimatıyla öldürdüklerini" iddia etti.

- "(Örgütü bitirin) talimatı Gülen'den"

Soysal cinayetine şahit olduğunu öne süren polis, "Güneydoğu'da Hizbullah mensuplarınca paralel yapının okulları, yurtları ve mensuplarının takip edildiği" bilgisinin bölge imamı Bahattin K. aracılığıyla Fethullah Gülen'e ulaştırıldığını, bunun üzerine Gülen'in "Bu örgütü bitirin" şeklinde talimat verdiğini anlattı.

Tanık polis ifadesinde, Batman Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan C. ve A. adlı müdürlerin, Hizbullah masasından F, A, Ö. ve H. adlı polis memurlarıyla toplantı yaptığını, 'her yolu mübah gören' yapının yasa dışı işleri için cemaatten olmayan polis memurlarını kullandığını aktardı.

İsmi açıklanmayan polis, Paralel Devlet Yapılanması'ndaki meslektaşlarının Batman'daki Hizbullah üyelerinin ileri gelenlerini ortadan kaldırmak için başvurdukları gayriresmi uygulamalara ilişkin detaylı bilgiler verdi.

Polis müdürü C'nin, TPAO'da çalışan Cevzet Soysal'ı kaçırmaya karar verdiğini ileri süren tanık polis, ifadesinde şunları söyledi:

"İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ait bir teknik takip aracıyla Soysal'ı takibe aldık. Evden çıkınca, diğer polislere işaret vererek, 'kuş kafesten çıktı' dedim. Daha sonra da kar maskeli ve askeri parkalı polisler, kendilerini JİTEM gibi tanıtarak Soysal'ı arabaya bindirdi ve polis C'nin diğer bekar evine götürüldü. Soysal'ın ellerini kelepçelediler ve ses kaydedici bir cihaz ile sesini kaydettiler. 25 gün boyunca Soysal kırsal alana götürülerek sorgulandı ve sorgusunun ses kaydı da başkomiser F. tarafından dinlenerek değerlendirildi.''

- ''Soysal, kendisini kaçıran polisi tanıdı''

Tanık polis ifadesinde, Soysal'ın kendisini sorgulayan polislerden B'yi tanıdığını, B'nin "ben yanarsam herkesi yakarım" dediğini ve bunun üzerine cemaatin infaz kararı aldığını belirtti.

Müdür olan C. ve A. tarafından, faili meçhul ekibine "Soysal'ın öldürülerek bulunmayacak şekilde gömülmesi" talimatının verildiğini ifade eden tanık polis, Soysal'ın Beşiri kırsalına götürüldükten sonra polis B. tarafından boynu kırılarak infaz edildiğini ve burada bulunmayacak bir yere gömüldüğünü iddia etti.

- Tanık polisten koruma talebi

Paralel Devlet Yapılanması tarafından "susturulmak" istenebileceği için koruma isteyen tanık polis memurunun verdiği bilgiler doğrultusunda, Soysal cinayetini 17 yıl sonra mercek altına alındı.

Başsavcıvekili Aydoğdu, hala faili meçhul olan olayla ilgili bazı ipuçlarına ve yeni bilgilere ulaştı. Bu bilgiler ışığında soruşturmayı genişleten Aydoğdu, olaya karıştıkları öne sürülen 14'ü polis 19 kişi hakkında, nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi'nden yakama kararı çıkarttı. Yakalama kararı çıkarılanlardan, Soysal'ın kaçırılarak öldürüldüğü dönemde Batman'da Terörle Mücadele Şube Müdürü olan eski Edirne Emniyet Müdürü Cemil C, eski Muğla Emniyet Müdürü Ahmet A, eski Hatay İstihbarat Şube Müdürü Fatih K'nın da aralarında bulunduğu 14 polis ile 5 sivilden 2'si yakalandı.

- Sabri Uzun da cinayeti anlatmıştı

Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un ''İn, Baykal Kaseti, Dink Cinayeti ve Diger Komplolar'' adlı kitabında, ''Cevzet Soysal'ın Oldurulmesi ve Diger Suclar'' başlığı altında Sosyal'ın öldürülmesine ilişkin bazı bilgiler yer alıyor.

Uzun'un kitabındaki, cinayete ilişkin bölümler şöyle:

''Cevzet Soysal'ın oldurulmesi konusunda, o tarihte Batman'da gorev yapmıs kisilerden tamamlayıcı bilgiler almak istedim, alamadım. Daha sonra internetten bazı bilgiler edindim. Bir haberde, Cevzet Soysal'ın esi Kaside Soysal, sunları soyluyordu:

'Esim sabah ise gitmek icin evden cıktı. Kızım kucagımda oldugu halde ben de onunla kapıya kadar cıkmıstım. Baktım ki bir araba evimizin biraz ilerisinde durmus. Ben de basımı fazla dısarı cıkarmadım. Esimi arabaya koyduklarını gordum. Ancak arkadasları olduklarını dusunmustum. Kacırıldıgını goren komsumuz, yaklasık on dakika gecmeden evimize gelip esimin kacırıldıgını bana soyledi. Ben de 'arabaya koyduklarını gordum; ama arkadasları oldugunu sanıyorum' deyince, komsumuz, 'Hayır, Cevzet Abi'yi polisler kacırdı' dedi. Komsumuz olay yerine daha yakındı. Esiyle beraber Cevzet'i kacıranların polisler oldugunu gormuslerdi. Bunun uzerine merak ettik. Is yerine gidip gitmedigini ogrenmek icin isyerini aradık ancak is yerine gelmedigini soylediler. Emniyete gittik, bize, 'buraya oyle birinin getirilmedigini' soylediler. Sonraki gun tekrar gittik. Ifademizi aldılar. Esimin arkadaslarının isimlerini vermemizi isteyerek bizlere hakaret ettiler. Ifademizi alan memur elindeki dosyayı fırlatarak, 'Koru korune gitsin' dedi. O aksam evimize gelerek arama yapıp gittiler. Daha sonra bir kez daha bizleri cagırıp ifademizi aldılar. Bizlere, 'Olu de olsa, diri de olsa biz onu bulacagız' dediler. Su ana kadar da herhangi bir gelisme olmadı.'

Gorunen o ki Cemaatci polisler, adam kacırmıslar, oldurmusler, faili mechul olay yaratmıslardı (1998). Bir sure sonra da yaptıkları Ergenekon Operasyonu ile (12 Haziran 2007) once subayları cezaevlerine doldurmuslar, sonra duzmece delillerle, isledikleri sucları subaylara yıkmaya baslamıslardı...

Sonuc sudur: Cemaatci polisler, Cevzet Soysal'ı oldurmus; fail olarak Turk Silahlı Kuvvetleri'nin subaylarını gostermek icin de 'yalancı tanık' temin etmek istemislerdir. Boylelikle Ergenekon Davası'ndan tutuklu subayları karalamak amaclanmıstır.

Istanbul'daki Ergenekon davası icin, Silopi'deki polisin yalancı tanık temin etme pesinde kosması Istanbul polisi ile Silopi polisinin 'ortak bir merkezden' yonetildigini gostermektedir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber