İlk koalisyona kapı açan ihtilal

1960'lı yılların koalisyonlarında, askerlerin postal izleri hep siyaset kulvarındaydı. Adnan Menderes'in idamından 29 gün sonra seçim yapıldı, sandıktan ilk "koalisyon" seçeneği çıktı. Darbe girişimi, af tartışmaları, cumhurbaşkanlığı krizi bu ilk koalisyonların en büyük krizleri oldu.

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 30 Haziran 2015 07:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
İlk koalisyona kapı açan ihtilal

HAKKI KURBAN

Millet 7 Haziran seçimlerinde tercihini yaptı, sandıktan yıllar sonra "koalisyon" seçeneği çıktı. Bu durum, 13 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AK Parti için ilk olsa da, koalisyon Türkiye'nin yabancı olmadığı bir tablo. 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında kurulan ilk "ortak hükümet"le başlayan Türkiye'nin koalisyonlar tarihi, özellikle 1970'li ve 1990'lı yıllara damgasını vurdu. Kimi zaman askerlerin postal izlerinin siyaset kulvarında görüldüğü, bazen de pazarlıkların parlamentodan motellere taşındığı Türkiye'nin koalisyonlar tarihi, inanılmaz anekdotlarla dolu. AKŞAM tarih sayfalarını araladı ve bugüne kadar kurulan koalisyon hükümetlerinin karnesini çıkardı. İşte, Türkiye'nin koalisyonları:

BÜYÜK TRAVMA YARATTI

Türkiye 1946'ya kadar, CHP'nin tek parti iktidarıyla yönetildi ve bu 1950'ye kadar sürdü. Sonraki on yıl Türkiye'de "Adnan Menderes'li Demokrat Parti" rüzgarı esti. O rüzgarı kesen ise, 27 Mayıs 1960'ta askerin sert müdahalesiydi. İhtilal sonrası, Başbakan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edilmesi, Türk siyasetinin yaşadığı en büyük travmaydı.

Türkiye koalisyon ile bu süreçte tanıştı. Menderes'in 17 Eylül 1961'de idamından 29 gün sonra yapılan seçimden CHP yüzde 36.7, Adalet Partisi, Ragıp Gümüşpala'nın liderliğinde girdiği yarışta yüzde 34.8 oy aldı. Yeni Türkiye Partisi ile Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin aldığı oylarla CHP'ye karşı yüzde 62'lik bir blok oluşması, o günlerde "27 Mayısçılara karşı Menderes'in zaferi" olarak yorumlanmıştı. Ama hiçbir parti tek başına hükümet kuramadı.

ORTAK HÜKÜMET SADECE 7 AY SÜRDÜ

İlk kez kurulan ortak hükümette önce cumhurbaşkanlığı, ardından da İnönü krizi yaşandı.

- Parlamento toplanır toplanmaz cumhurbaşkanlığı krizi yaşanmıştı. Cemal Gürsel'e karşı AP'lilerden bir kısmı Prof. Ali Fuat Başgil'in aday gösterdi. AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala'nın desteğiyle bu kriz aşıldı. İkinci kriz, diğer partilerde İsmet İnönü'yle çalışmak istemeyenlerin tavrıydı. Sonuçta askeri müdahale ihtimaline karşı CHP ile AP "ortak hükümet" kurdu. Kurmay Albay Talat Aydemir öncülüğünde TSK içindeki bir grubun darbe girişimi son anda önlendi. Aydemir ve arkadaşlarının affı Meclis'te konuşulurken, AP "Yassıada mahkumlarının da affı"nı gündeme getirdi. Bu durum, hükümette ve orduda rahatsızlık yaratırken, ilk koalisyonun da sonunu hazırladı. İnönü istifa etti, ilk koalisyon sadece 7 ay sürdü.

AP'de Demirel dönemi

Gümüşpala'nın vefatıyla AP'nin Genel Başkanı olan Demirel, ilk iş olarak hükümeti bütçe üzerinden düşürme planını devreye soktu. İnönü bir kez daha istifa etti.

CHP'de bu gelişmeler olurken, Ragıp Gümüşpala'nın vefat etmesi, muhalefetti hareketlendirdi. Süleyman Demirel, Gümüşpala'nın yerine AP'nin Genel Başkanı oldu. Arkasına aldığı rüzgarla, hükümeti düşürme planını devreye soktu. Hedefi bütçe görüşmeleri oldu. Yapılan oylamada hükümetin bütçesi 197'ye karşı 225 oyla reddedildi. İnönü bir kez daha istifa etti.

DÖRDÜNCÜ KEZ DENEDİLER

İnönü'nün 3 koalisyon çabasının da başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından gözler Demirel'e odaklanmıştı. Ancak Demirel, AP Genel Başkanı seçilmesine karşın, milletvekili olmadığından hükümeti kuramıyordu. Cumhurbaşkanı Gürsel, görevi AP listesinden bağımsız senatör olan Prof. Dr. Suat Hayri Ürgüplü'ye verdi. Ürgüplü de, CKMP, YTP ve Millet Partisi (MP) ile yeni bir koalisyon hükümeti kurdu. Demirel de bu hükümette Meclis dışından "Başbakan Yardımcısı" olarak görev aldı. 35 yıllık siyasi yaşamında sık sık koalisyonlarla yüzleşecek olan Demirel, ilk deneyimini yaşıyordu.

TARİHİ BAŞARIYLA İKTİDAR

Koalisyon hükümetini sonlandıran ise 10 Ekim 1965 seçimleri oldu. Adalet Partisi, tarihi bir başarıyla tek başına iktidara yükselince, 7.5 aylık bu koalisyon deneyimi de sona erdi.

6 ay ömrü oldu

İlk koalisyonun bozulmasının ardından Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, hükümeti kurma görevini 4 Haziran 1962'de yine İsmet İnönü'ye verdi. İnönü, diğer partilerle görüşürken, özellikle devletin ekonomi üzerindeki kontrolü konusunda yaşanan tartışmalarla ilerleme sağlayamadı. CHP içinde, Bülent Ecevit'in de aralarında olduğu bazı isimler, hükümet dışında kalınmasını istiyordu. Ancak, askerlerin de devreye girmesiyle kriz 25'inci günde aşıldı. İnönü, CKMP, YTP ve çoğunluğu eski AP'li bağımsızlardan oluşan bir koalisyon hükümeti kurmayı başardı. Ne var ki, yine "darbe girişiminde bulunanlara af" tartışmaları bu koalisyonun ömrünü de 6 ayla sınırlı tuttu. Koalisyon ortaklarından CKMP ve YTP'nin kabineden çekilmesi üzerine İnönü istifa etmek durumunda kaldı.

Gümüşpala kuramayınca iş İnönü'ye kaldı

İnönü Başbakanlığındaki iki koalisyonun da kısa sürede dağılması, CHP'de "Hükümet dışında kalalım" görüşüne ağırlık kazandırdı. CHP Grubu'nda da bu yönde karar alındı. Bunun üzerine hükümeti kurma görevi AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala'ya verildi. Ne var ki Gümüşpala, CKMP ve YTP ile anlaşamadı. Cumhurbaşkanı Gürsel, rotayı bir kez daha İnönü'ye çevirdi. İnönü, muhalefetten olumsuz yanıt alınca, bu kez 33 bağımsız milletvekiliyle anlaşarak üçüncü kez koalisyon hükümeti oluşturdu. "Azınlık hükümeti" niteliğindeki bu koalisyonda 17 CHP'li, 4 de bağımsız bakan yer alıyordu. Bülent Ecevit de Çalışma Bakanı'ydı. Hükümete dışarıdan YTP destek veriyordu. Ne var ki, İnönü, partinin ağır toplarının desteğini yitirmeye başlamıştı.

Tartışmalar hiç bitmedi

Türkiye'nin koalisyonlar tarihine damga vuran tartışmalar, 1960'lı yıllarda da benzerdi. O süreçte öne çıkan belli başlı krizler şunlardı:

- Askerin siyaset üzerindeki baskısı, darbe planlarının etkisi hep hissedildi. Parlamenter demokrasi ağır aksak ilerledi.

- Cumhurbaşkanı'nın kim olacağı tartışmaları, koalisyonlarda anlaşmazlık nedeniydi.

- "Yassıada mahkumlarının affı" tartışmaları Meclis'in en büyük tartışma konularından biri oldu.

- Ekonomik durgunluğun nasıl aşılacağı ve bütçeler hep tartışıldı ama "istikrar" sorunu hep sıkıntıydı.

- Parti içi sancılar yaşandı. Bazı milletvekillerinin koalisyon istememeleri sık sık partilerde tartışma yarattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber