Evi yıkılan okutman, öğrencilerin aldığı çadırda yaşıyor

Haber Giriş : 31 Ağustos 2006 15:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Uludağ Üniversitesi'nde İngilizce okutmanı olarak görev yapan Fatih Söylemez (51) ikamet ettiği evin Şubat ayında İntam Blok'ları ile birlikte yıkılması sonrasında öğrencilerinin aldığı çadırda kalıyor.

Fatih Söylemez evinin Şubat ayında İntam Blok'ları ile birlikte yıkılması sonucu sokakta kalınca imdadına öğrencileri yetişti. Öğretmenlerinin sokakta kalmasına razı olamayan öğrenciler, araladında topladıkları paralarla küçük bir çadır satın aldı. Öğrenciler, öğretmenlerinin yıkılan evinin bulunduğu alana kurdukları çadırla, hem öğretmenlerinin mağduriyetini duyurmaya, hemde öğretmenlerine yardımcı olmaya çalışıyor.

Bursa'da, 23 Şubat 2006 tarihinde istinad duvarının yıkılması sonucu çöken İntam 95 ve 97 Bloklarının zarar verdiği Baro Evleri A Blok, çökme riskine karşın Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkıldı. İntam Blokları ve Baro Evleri A Blok'ta otururken evlerini kaybeden ve gidecek ikinci bir evi olmayan yaklaşık 11 mağdur vatandaş, dertlerini anlatacak merci bulamıyor.

Yakınlarının evlerine sığınan diğer mağdurların aksine, gidecek yeri bulunmayan Uludağ Üniversitesi İngilizce okutmanı Fatih Söylemez, 6 ay boyunca belediye'nin tahsis ettiği bir otelde kaldı. Otel'de ücretsiz kalan Söylemez, diğer bütün masraflarını cebinden karşıladı. Belediye'nin 'kendine yer bul' demesi üzerine sokakta kalan Söylemez'in imdadına, evinin boşaltılması sırasında araba tutarak gelen ve eşyaları taşıyan öğrencileri yetişti. Kendi aralarında 3'er-5'er milyon lira toplayan öğrenciler biriktirdikleri 45 milyon lirayla bir çadır alarak öğretmenlerini çadıra yerleştirdi.

Yaşadıkları nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, vücudunda yaralar oluştuğunu anlatan Söylemez, öğrencilerinin desteği sayesinde bir nebze olsun ayakta kalabildiğini ifade ediyor. Evini yıkanların ilgisiz ve duyarsız davrandığını belirten Söylemez: "Kendi alanımda çalışmalar yapmak, kitap yazmak istiyorum ama yapamıyorum. Eyşalarımın yarısını kurtaramadım, yıkılan evle birlikte yok oldu. Kurtardığım eşyalarım ise üç ayrı yerde duruyor ve neyin nerde olduğunu bilmiyorum. Bin 34 YTL maaş alıyorum. Eşimden ayrıldığım için 600 YTL nafaka ödüyorum. Hakkımı ararken avukatlara para veriyorum. Büyükşehir Belediyesi mahkemeye versinler diyor. Ancak avukatlar, davanın 3 seneden önce sonuçlanmayacağını belirtiyor. Ben avukatlara verecek parayı nerden bulayım. Bu süre zarfında nerde kalayım." diye konuşuyor.

Devletin vatandaşın arazisini kamulaştırabileceğini, evini yıkabileceğini ancak, vatandaşın mağdur olmasına izin veremeyeceğini vurgulayan Söylemez şunları söyledi: "Öğrencilerim olmazsa muhtemelen ayakta kalamazdım. Onlara teşekkür ediyorum. Her durumda yanımda oldular. Ancak ben bu şekilde daha fazla devam edebileceğimi sanmıyorum. Artık önümü göremiyorum. Çaresizim, ümitsizim ve zor durumdayım. Mağduriyeti telafi edilemeyen bir insanın, 22 senelik bir üniversite hocası bir vatandaş olarak böyle yaşamak onuruma dokunuyor, ağırıma gidiyor."

Mağduriyetini ortaya koyan bir mektup yazan Söylemez, Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri başta olmak üzere bütün resmi kurumlara gönderdiği mektuba cevap gelmesini ve kendisine yardım edilmesini bekliyor.

Öğretmenlerini bir nebze olsun yanlız bırakmayan öğrencileri ise, gerekirse kendilerinin bir daire tutarak öğretmenlerini oraya yerleştireceklerini belirterek "Böyle bir mağduriyeti kabullenemiyoruz. Öğretmenimiz, bu sorunlarla, bu psikoloji ile derslerine ne kadar yoğunlaşabilir ki. Bize ne verebilir ki. Bir an önce mağduriyetinin giderilmesi lazım. Bu konuda öğretmenimiz, öncelikle evini yıkan insanların kendisine yardımcı olmasını bekliyor. Aksi halde biz, öğretmenimizi sokakta bırakmayacağız. Bu konuda kararlıyız. Yetkililerden, duyarsız davranmak yerine, konuyla ilgilenmelerini ve bir çözüm üretmelerini bekilyoruz." şeklinde konuşuyor.

Zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber