Üstün: Balina karaya vursa insanlar sahile koşardı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Üstün, Aylan bebeğin fotoğrafını görünce kahrolduğunu belirterek, "Balina karaya vursaydı, bütün insanlar sahile koşardı. Bugün nerede bu insanlar?" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Eylül 2015 14:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Üstün: Balina karaya vursa insanlar sahile koşardı

Coşkun Ergül

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Aylan bebeğin fotoğrafını görünce insanlığından utandığını, kahrolduğunu belirterek, "Bir balina karaya vursaydı, bütün insanlar sahile koşardı. Nerede bugün, bu sahile koşan insanlar? Koşmasalar bile, en azından gelen mültecilere bir bardak su versinler" dedi.

Geçen dönem TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten, AK Parti'nin son kongresinde yapılan tüzük değişikliğiyle kurulan insan haklarından sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine seçilen Üstün, "bu görevde yapacağı çalışmalar, son yaşanan terör saldırıları, göçmenlerin Avrupa'ya geçerken yaşadığı dram ve ölümlerle" ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Türkiye'de çok büyük bir göçmen sorunu bulunduğunu ifade eden Üstün, şöyle konuştu:

"Bu sorun artık Türkiye'nin sorunu değildir, küresel bir sorundur, insanlığın sorunudur. Bizim Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenlere yardımcı olmamız; Almanya'ya, Avusturya'ya, Fransa'ya gitmek isteyen Suriyeli, Iraklı kardeşlerimizin yolunu açmamız lazım. Biraz da Avrupa bu sorunla yüzleşsin. Yıllardan beri bu bölgede katliam yapılıyor, görmüyorlar. Türkiye göçmenlere kamplarda bakıyor, Avrupa geliyor, 'Çok güzel yapıyorsunuz, aferin' deyip, çekip gidiyor. Biraz da bu sorunla yüz yüze gelsinler ki belki kalpleri yumuşar, politikaları değişir."

"Neden bu olaylar daha çok Müslüman coğrafyasında oluyor?"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Üstün, "Aylan bebeğin fotoğrafını görünce neler hissettiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"İnsanlığımdan utandım, kahroldum. Aylan bebeğin kıyıya vuran cesedini gören herkesin gözleri yaşarmıştır, kalbi burkulmuştur. Bu olayların Müslüman bir coğrafyada olması beni daha da üzmüştür. Batıdan medet umarak, oraya gitmek isterken böyle bir trajedinin başlarına gelmesinden dolayı, iki kere üzüntü duydum. Batı bu insanları umursamıyor ama bu insanlar hala iyi niyetli olarak, bir ümit içerisinde oraya gitmek istiyor. Bu manada maalesef Batı insanlığını yitirmiş. Benim üzüldüğüm, neden bu olaylar daha çok Müslüman coğrafyasında oluyor ve neden ölenler hep Müslüman? Bizim bunu sorgulamamız lazım. Neden bu yönetimler artık demokratikleşmiyor, insanların huzur ve refahı için çalışmıyor? Buna kahroluyorum. Türkiye bu konuda gerçekten elinden geleni yapıyor, 2 milyon insana bakmak kolay değil. Diğer Müslüman devletler ile kendini çağdaş ve demokratik sayan batılı ülkelerin devreye girmesi lazım. Bir balina karaya vursaydı, bütün insanlar sahile koşardı. Nerede bugün, bu sahile koşan insanlar? Koşsunlar; koşmasalar bile, en azından Macar polisinin yaptığını kınasınlar, gelen mültecilere bir bardak su versinler. Bu bile büyük bir ikramdır onlara."

"Daha ne kadar sabredilecekti?"

Üstün, "Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Çok sayıda asker, polis şehidimiz var, sivil vatandaş hayatını kaybetti. Bu meseleye insan hakları boyutundan bakarsak, nasıl bir çözüm yolu bulunabilir?" sorusuna yanıt verirken de şunları kaydetti:

"Çok titiz operasyonlar sürüyor, bu operasyonlar bölgede yaşayan vatandaşlarımızın can güvenliği içindir. Sayın Başbakan'la şehit cenazesi için gittiğimiz Van'da, vatandaşlarımız Başbakan'a, 'ne olur bu operasyonları sona erdirmeyin, sonuç alınana, bizim can güvenliğimizi tesis edene kadar devam edin; bizi de askere alın, bu hainlerin karşısına bizi çıkarın' dediler. İnsanları canlarından bezdirmişler, ne mal ne de can güvenliği bırakmışlar. Böyle bir ortamda, 'Hükümet operasyon yapmasın' denebilir mi? Seçimde 80 milletvekili almışsın, siyasi alan sonuna kadar açık. Geçen bir envanter yaptım. Seçimlerden Hükümetin operasyonları başlatmasına kadar geçen sürede 20'den fazla güvenlik görevlisini katletmişler. Bunlara bir yere kadar sabredildi ama daha ne kadar sabredilecekti?"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber