Askeri casusluk soruşturmasıyla ne hedeflenmişti?

Soğuk savaş boyunca yakalanan casus sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Ama, 2010 yılında Türk polisi 350 ajan yakalamıştı.

İzmir ve İstanbul Casusluk davalarından bahsediyoruz...

Mancester'dan gelen bir maille önce İstanbul, ve ne tesadüftür ki Baltimur'dan gelen bir maille İzmir Casusluk soruşturması başlamıştı.

Önce fuhuş çetesi olarak başlayan davalar bir süre sonra casusluk davalarına dönüşmüştü.

İki şehirde bir hafta arayla casusluk şebekeleri ortaya çıkarılmıştı.

Emrah Karaca adlı bir subay için alınan arama kararında polis, Emrah Küçükakça adlı başka bir subayın evini basmış ve ne tesadüftür ki bu evde yine Emrah Karaca'ya ait dijital belgeler bulunuyordu.

Tatbiki neredeyse hepsinde de olduğu gibi bu belgeler buzdolabı arkalarında bulunmuştu.

Dünya tarihinin bu en büyük casusluk davasında, casus diye yakalananların 52'si polise göre telekızdı... İddiaya göre aralarında travistelerin ve 50'li yaşlarda telekızların olduğu bu casusluk şebekesi, birlikte oldukları askerlerden sızdırdıkları bilgileri PKK'dan Yunanistan'a kadar herkese satıyorlardı.

Casusluk örgütünün liderlerinden biri ise 21 yaşındaki üniversite öğrencisi genç bir kadındı. İddianameye göre neredeyse küçük bir orduya yetecek kadar subay bu kadının emri altında çalışıyordu.

Yukarıdaki sözler Yıldıray Oğur'ın hazırladığı programın giriş sözleriydi.. 2010 yılındaki casusluk iddianamesinin geri kalanı için aşağıdaki videoyu izleyin...