Devlet de yağmacı

Yeterince korunmuyor, işgale göz yumuluyor, kamu kuruluşları bile usulsüz, doğal yapıya zarar verici kullanıyor.

'Kamu yararı ve daha uygun seçenek' araştırılmıyor, dolgu yapıldıktan sonra fiili durum plan olarak onaya gönderiliyor.

SAYIŞTAY, halkın kullanımına açık olması gereken kıyı şeridinde yapılan yağmanın boyutlarını TBMM'ye sunduğu, "Kıyıların Kullanımının Planlanması ve Denetimi" başlıklı denetim raporuyla ortaya koydu.

Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyıların yeterince korunmadığı ve işgallere göz yumulduğu belirtilen raporda, kamu kurum ve kuruluşlarının bile kıyıları usulsüz, doğal yapıya zarar verici, serbest kullanımı sınırlayıcı biçimde kullandığı vurgulandı.

HATALI TESPİTLER

Sayıştay Genel Kurulu'nda görüşüldükten sonra TBMM'ye sunulması uygun bulunan raporda, Türkiye'de kıyı alanlarına özgü planlama konusunda değişik kanunların farklı kurumlara yetki vermesinin, kurumlar arasında yargıya intikal eden anlaşmazlıklara yol açtığı, bu durumun da planlama çalışmalarını aksatarak plansız kullanımlara neden olduğu belirtildi.

Kıyı alanlarının planlanmasında koruma-kullanma dengesinin sağlanamadığı, kullanma amacının öne çıktığı vurgulanan raporda şu tespitler yapıldı:

"Kıyılarla ilgili faaliyet gösteren kurumların mevzuatlarında, kıyıların koruması amacına yönelik hükümlerin yer almasına karşın, uygulamada bu hükümler dikkate alınmamaktadır. Kıyı dolgularına ilişkin planların onaylanmasında ise; "kamu yararı", "daha uygun seçenek bulunmaması", "kıyı alanının yetersizliği" gibi kriterler araştırılmamakta, genellikle dolgu yapıldıktan sonra fiili durum plan olarak onaya gönderilmektedir. Kıyı kenar çizgilerinin tespitinde sorunlar yaşanmaktadır. Kıyılarımızın ne kadarında bu tespitin yapıldığına ilişkin güncel ve derlenmiş bilgiler mevcut değildir. Hatalı tespitler, planlama ve yapılaşmada da yanlış uygulamalara sebep olmaktadır."