YÖK kararından YÖK üyelerinin bile haberi yok

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 10 Ekim 2006 07:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YÖK Başkanı Teziç imzasıyla üniversite rektörlerine gönderilen, "Bizim haberimiz olmadan, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la dahi görüşemezsiniz, ortak bir çalışma içerisine giremezsiniz." şeklindeki mektuptan, YÖK üyelerinin bile haberi yok.

Dün görüştüğümüz YÖK üyeleri, kendilerinin böyle bir mektuptan haberdar olmadıklarını, çok şaşırdıklarını ve böyle bir uygulamanın kesinlikle doğru olmadığını söylediler. Avrupa Üniversiteler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, eski İTÜ Rektörü Gülsün Sağlamer de mektubun kabul edilemez ve üniversite özerkliğine darbe niteliği taşıdığına dikkat çekerek, konuyu 20 Ekim'de gerçekleşecek Avrupa Üniversiteler Birliği toplantısına götüreceğini söyledi.

Bu arada YÖK'ün, tıpkı Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras gibi başka rektörleri de görevden almak için girişimlerde bulunduğu öğrenildi. YÖK Genel Kurulu'nun da tepkisine neden olan, YÖK tepe yönetiminin bu girişimlerinden Cumhurbaşkanı Sezer'in de rahatsızlık duyduğu dile getiriliyor.

YÖK'te Gürüz döneminde, Genel Kurul'un yanı sıra bir de Yürütme Kurulu vardı. Ayda bir toplanan Genel Kurul adına, günlük işleri bu Yürütme Kurulu gerçekleştiriyordu. Ama Teziç'le birlikte Yürütme Kurulu tarihe karıştı. YÖK'ü artık Başkan Teziç ve iki yardımcısı yönetiyor. Bu da başta YÖK olmak üzere, tüm üniversitelerde büyük sıkıntı yaratıyor.

Düne kadar Gürüz'den şikâyetçi olanlar bile, "O hiç olmazsa üniversitelere, rektörlere, hocalara sahip çıkıyordu" diyorlar.

Teziç'in bu mektubu, bana bir dönem yayın yönetmenliğimizi yapan Yalçın Doğan'ı hatırlattı. O da bir gün sabah toplantısında esti, gürledi ve ardından da, "Benim haberim olmadan, bana bilgi vermeden hiç kimse patronla görüşmeyecek" dedi. Ama daha aradan birkaç saat geçmeden Aydın Bey aradı. Zamanımın olup olmadığını sordu ve eğer varsa beş dakikalığına bir konuyu görüşmek için kahve içmeye çağırdı. Ben de bunun üzerine, biraz da muziplik olsun diye, "Hayır, gelemem, önce yayın yönetmenimden izin almalıyım, talimatı bu yönde" deyince uzunca bir la havle çekti...

Şimdi merak ediyorum, Cumhurbaşkanı Sezer, bir rektörü herhangi bir konu için Çankaya'ya çağırırsa ne olacak? Önce gidip YÖK'ten izin mi alacak? Yoksa "Sayın Cumhurbaşkanım, görüşmenin içeriği nedir, bildirin ki ben de YÖK'e bildirip, izin alıp, ondan sonra huzurunuza geleyim" mi diyecek?

Yazık, çok yazık!

Üniversitelerin binlerce sorunu varken, on binlerce kontenjan iş bilmezlik yüzünden açık kalmışken, yüz binlerce üniversite mezunu plansızlık, öngörüsüzlük nedeniyle işsiz gezerken YÖK nelerle uğraşıyor.

Attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değse bari. Ama nerdeeeeee!..

Çelik'e gensoru

Milli Eğitim Bakanı Çelik hakkındaki CHP gensorusu bugün TBMM'de ele alınıyor. CHP ayrıca Çelik'in hazırlattığı deforme edilmiş 100 Temel Eser'den esinlenerek 100 Temel Skandal kitabı hazırlıyormuş. Ama adı her an 1000 Temel Skandal'a dönüşebilirmiş, çünkü yarattığı skandalların, usulsüzlüklerin, kadrolaşmanın, tahrifatın ardı arkası kesilmiyormuş.

Meclis görüşmelerini merakla bekliyoruz. Doğru olan ne ise o ortaya çıksın. Bugün, grup kararı gerekçesiyle, Çelik'in yaptığı her şeyi göz ardı edenler, yarın ortaya çıkacak her türlü sorumluluğun da ortakçıları olacaklardır. Çelik'in attığı her adım, kişisel mi yoksa parti kararı mı bugün hep birlikte göreceğiz...

Trabzon eğitime ısınmış

Hafta sonu Eğitim-Sen'in düzenlediği "Herkes İçin Nitelikli Eğitim" konulu toplantı için Trabzon'daydık. Tarihi Trabzon Lisesi'nin görkemli salonu tıklım tıklımdı. Her gidişimde ilgisizlikten ve ÖSS'deki başarısızlıklarından yakınırdım. Bu kez mutlu döndüm. Panelin ve Trabzon'un ayrıntılarını bir başka yazıda paylaşacağız...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber