Kurtulmuş: Türkiye'nin geldiği seviyeye yakışan bir tavır değildir

Son derece yanlış görüntüdür, son derece çirkin görüntüdür. Türkiye'nin demokrasisine yakışmıyor, Türkiye'nin geldiği seviyeye yakışan bir tavır değildir. Keşke olmasaydı, güzel bir davranış olmadı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Ocak 2016 12:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kurtulmuş: Türkiye'nin geldiği seviyeye yakışan bir tavır değildir

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP'li milletvekillerinin TRT'yi ziyaretine ilişkin, "Ben CHP'li arkadaşların göstermiş oldukları bu tavrın normal eleştiri sınırlarının çok ötesinde saygısızca bir tavır olduğunu müşahede ettim. Üzülerek akşam bunu izledim ve bunu gördüm" dedi.

Kurtulmuş, Marriott Otel'de düzenlenen Büyükelçiler Konferansı öncesinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "TRT'de CHP'lilerin bir randevusu vardı istenmeyen olaylar da yaşandı. Bu konuya ilişkin detaylar nelerdir" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Şunu ifade etmek istiyorum, CHP'li arkadaşlar herhangi bir konudan rahatsızlık duyabilirler. Bu duymuş olduğu rahatsızlıkları da normal şekilde TRT yönetimine aksettirmeleri en tabii haklarıdır. Buna söyleyebilecek bir şeyimiz yok. Ancak TRT'ye geliş şekli, TRT'deki ben de geç vakitte izledim, TRT'de davranış şekilleri asla demokratik teamüller çerçevesinde kabul edilebilir durum değildir. Bırakın onu, demokrasiyi, medeni kurallar içerisinde eğer birisine görüşünüzü ifade edecekseniz, randevu alırsınız, gelirsiniz fikirlerinizi söylersiniz, eleştirinizi yaparsınız, hakaret etmeden herhangi bir baskı ve baskın görüntüsü şeklinde olmadan bunları dile getirirsiniz. Nasıl TBMM hepimizin ortak malıysa Türkiye Radyo Televizyon Kurumu da bütün Türkiye'nin ortak kazanımlarından, kurumlarından birisidir. Bu kurumlarda yapılan herhangi bir programdan dolayı duyulan endişe başka bir şey, bu kurumun hükmü şahsiyetini de zedeleyecek şekilde ortaya konulan bu tavır başka bir şeydir."

- "Türkiye'nin geldiği seviyeye yakışan bir tavır değildir"

"Ben CHP'li arkadaşların göstermiş oldukları bu tavrın normal eleştiri sınırlarının çok ötesinde saygısızca bir tavır olduğunu müşahede ettim. Üzülerek akşam bunu izledim ve bunu gördüm" diyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Keşke bunun yerine yine hangi arkadaşlar geliyorsa, Genel Müdürden randevu alsalardı, yine TV kamaraların karşısında görüşlerini dile getirselerdi ve medeni bir şekilde neyi talep ediyorlar, neye karşı çıkıyorlarsa bunu ifade etselerdi. Öyle bir görüntü var ki açıkçası o görüntüleri izleyen birisi meseleyi bilmiyorsa, konunun arka planına sahip değilse bu arkadaşlar neye itiraz ediyorlar, niçin itiraz ediyorlar bu da anlaşılabilmiş değildir. Son derece yanlış görüntüdür, son derece çirkin görüntüdür. Türkiye'nin demokrasisine yakışmıyor, Türkiye'nin geldiği seviyeye yakışan bir tavır değildir. Keşke olmasaydı, güzel bir davranış olmadı."

Gazetecinin, "CHP'lilerin 'Randevu talep ettik, randevu saatinde Genel Müdür orada yoktu' iddiaları var" sözleri üzerine de Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Onu bilmiyorum, benim bildiğim kadarıyla, Sayın Genel Müdür ve yakın arkadaşları, iki TRT sanatçısının Ankara'da yapılan cenaze töreni dolayısıyla o törende bulunduklarını ve hemen törenden sonra oraya geldiklerini ifade ettiler ama randevu aldılar mı almadılar mı bendeki bilgi şu; CHP heyeti randevu saati ilan ederek geldi ama bu randevu saatinde bu arkadaşlarımız cenaze töreni dolayısıyla TRT binasında değillermiş."

"Dünyada 5 ülke, istemediği her şeyi veto etme hakkına sahipken 195 ülke nasıl hak ve hukukunu koruyacak. Böyle bir sistemin, mevcut paradigma ile devam etmesi mümkün değil" dedi.

Kurtulmuş, 8. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, göçlerin nedenlerinden birisinin de savaşlar, çatışmalar ve işgaller olduğuna dikkati çekti. Afganistan, Pakistan ve ön Asya ülkelerinden çok sayıda insanın işgaller nedeniyle batıya, başka ülkelere göç etmek için ölümü göze aldığını dile getiren Kurtulmuş, Afganistan örneğini vererek, Ruslar ve Amerikalılar tarafından bu ülke işgal edilmeseydi, bugün Afgan milletinin çok daha gelişmiş ve müreffeh düzeyde yaşayabileceğini ifade etti.

Aynı şekilde Suriye'de, Nisan 2011'den bu yana, bu kadar ciddi bir vekalet savaşı sürmeseydi, göç sorununun olmayacağına vurgu yapan Kurtulmuş, bu sorunun çözümü için yeni bir bakış açısına, insanlığın yeni bazı değerleri keşfetmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.

"Önemli bir medeniyetin, büyük bir medeniyetin varisleri olan bizlere büyük sorumluluklar düşüyor" diyen Kurtulmuş, "Bugün dünyada yaşanan küresel adaletsizlik ve eşitsizlik meselesini çözmüş olan bir medeniyetin torunlarıyız. Bizim medeniyetimiz, irfan geleneği üzerinedir. Biz esas itibarıyla bütün büyük medeniyetlerimizde irfan geleneğinden hareket ettiğimiz için bütün yaşanan adaletsizlik ve eşitsizlik sorunlarına bu bakış açısıyla cevap verdik. İrfan geleneği içerisinde öyle güzel sözler, deyişler, eserler içerisinde büyüdük ki Yunus Emre'nin, Karacaoğlan'ın, Mevlana'nın söyleyişleri, deyişleri hepimize yol gösterici oldu" değerlendirmesini yaptı.

Kurtulmuş, "Bizim geleneğimizin birinci büyük yürüyüşü, Hazreti Peygamber ve raşit halifeler dönemindeki gelişmelerdir" ifadesini kullanarak, Hazreti Muhammed ve dört büyük halife öncesi Mekke dönemine işaret etti.

Bugün dünyada yaşanan ayrımcılıklara ve bu ayrımcılıkların körüklediği çatışmalara vurgu yapan Kurtulmuş, "İnsanların hepsinin hilkatte eş, Müslüman olanların da dinde kardeş olduğunu eğer ortaya koyabilirsek Allah'ın izni ile pek çok sorunun çözülmesini sağlayabiliriz" diye konuştu.

Bugün dünyanın yeni görüşlere, yeni sözlere ihtiyacı olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mevcut paradigma çökmüştür, mevcut paradigmanın ortaya çıkardığı dünya sistemi çökmüştür. Örneğin, Ukrayna'da Avrupa'nın göbeğinde çözüm üretemeyen bir dünya sistemi acaba dünyanın neresindeki bir krize çözüm üretebilir. Suriye'de 5 yıldır bu kadar büyük zulümler yaşanırken, 440 binin üzerinde masum insan ölmüşken, hala 'Ben de oraya gidip güçlerimi kullanayım, uçaklarımı kaldırayım da ileride bir barış masası kurulsa o barış masasında kendi adamlarımla güç elde edeyim' diyenler, Suriye'de nasıl barışı kuracaklar?

Dünyada 5 ülke, istemediği her şeyi veto etme hakkına sahipken 195 ülke nasıl hak ve hukukunu koruyacak. Böyle bir sistemin, mevcut paradigma ile devam etmesi mümkün değil. Ama yerine söz söylemek için sepette bu sorunu çözecek görüşü olan insana ihtiyaç var, Türkiye'ye ihtiyaç var. Türkiye'nin temsil ettiği bu medeniyet değerlerine ihtiyaç var. Bizim temsil ettiğimiz irfan geleneğinin bugünün dünyasına ilişkin, hazreti insanı önceleyen görüşlerine ihtiyaç var. Bunun için sizlerden çok büyük gayretler bekliyoruz. Sadece oralarda bir diplomatik misyon temsilcisi olarak, rutin olarak yaptığınız diplomatik faaliyetlere değil, bu irfan geleneğinin oralarda da anlaşılabilmesi, dünya barışına katkı sunabilmesi için bizim görüşlerimizin, bizim geçmişimizin, bugüne ilişkin görüşlerimizin dünyaya iyi anlatılması lazım."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, TRT, Anadolu Ajansı ile Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Türkiye'nin tanıtılması gibi pek çok konuda büyükelçilere yardımcı olacağını söyledi.

Ali Kemal Akan,Kurbani Geyik

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber