'Az az, sık sık yemek' efsanesi çöktü

Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, "İnsan organizması kendini tamir ve tedavi etmek konusunda büyük bir yeteneğe sahiptir" diyen Prof. Yörükoğlu, oruç mucizesini ve diyetlerin tehlikesini anlattı

Haber Giriş : 07 Mart 2016 11:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Az az, sık sık yemek' efsanesi çöktü

Ersin Karaca/Karar Gazetesi

30 günde 10 yıl gençleşmek nasıl mümkün olabilir? Programınızın sırrı nedir, temeli neye dayanıyor?

Gençleşmek derken bizi yaşlandıran risk faktörlerinin giderilmesini kast ediyorum. Yıllar içinde kötü beslenme, hareket eksikliği ve bazı kötü alışkanlıklar bedenimize ve daha önemlisi hücrelerimize büyük zararlar veriyor. İlk zamanlar fark edemediğimiz bu zararlar ileride karşımıza obezite, insülin direnci, şeker hastalığı ve kalp-damar hastalıkları olarak çıkıyor. Günümüzde insanların büyük çoğunluğunda, kilolu olmasalar dahi karaciğer yağlanması ve insülin direnci (Gizli Şeker Hastalığı) var. Metabolizmamızın bozukluğuna işaret eden bu durum erken ve hızlı yaşlanmanın en önemli nedenlerinden biri. Programın temelinde, her şeyden önce bozulan metabolizmamızı normale çevirmek geliyor. Bunun için 4 unsur çok önemli; doğal ve içgüdüsel beslenmek, suni ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, aralıklı oruç ve düzenli hareket. Metabolizma normale dönünce bedenimizde yenilenme faaliyeti başlıyor. Kilo vermek ise bu programın amacı değil ama doğal bir sonucu.

BİR AYDA 9 KİLO VERDİM

Kitaplaştırdığınız yöntemi siz bizzat uygulamışsınız. O 30 gündeneler değişti hayatınızda, biraz anlatır mısınız?

Hekim olmama rağmen her şeyden önce insanım ve benim de zaaflarım var. Programa başlamadan önce sağlığımı ihmal etmiş ve bir hayli kilo almıştım. Programı uyguladıktan sonra 30 günün sonunda 9 kilo verdim, vücut kitle indeksim azaldı, kas kitlem arttı, kan şekerim 24 puan düştü, tansiyonum kontrol altına girdi.

Nedir orucu bu kadar mucizevi kılan şey?

Başta İslam olmak üzere tüm dinlerde oruç geleneği vardır ve hep orucun faydalarından bahsedilir. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar orucun sandığımızın çok ötesinde faydalarını anlamamızı sağladı. Orucun yağ yakımından insülin direncini kırmaya kadar sayısız faydası var.

Nasıl oruç tutacağız?

Benim programımda akşam saat 8'den sonra bir şey yenilmiyor, sabah kahvaltısı edilmiyor ve ilk öğün öğlen 12'de yeniyor. Böylece toplam 16 saat kalori alınmamış (aralıklı oruç) oluyor. Bu süre içinde su ve şekersiz çay-kahve içilebiliyor.

KOCA BİR YALAN

En sık yapılan beslenme hataları nelerdir?

Son yılların en büyük beslenme hatası "az az sık sık yiyin" yalanıdır. Az yediğiniz zaman ne karnınız doyar ne de gözünüz, sonra da oturur bir sonraki ara öğünü düşünmeye başlarsınız, bu da insanda tatminsizlik ve psikolojik strese neden olur. Bu uygulamanın ikinci ve en önemli zararı, ne kadar az da yense kana sürekli olarak insülin hormonunun pompalanıyor olmasıdır ki bu da şeker hastalığına neden olan "insülin direncinin" en önemli nedenidir. Doğrusu, sofradan patlayana kadar değil ama doyarak kalkmak ve öğün aralarında hiçbir şey yememektir.

BİR DİYET İŞE YARASAYDI...

Genç, yaşlı herkesin derdi kilo vermek. Birçok diyet yöntemi moda oluyor. Bunlar arasında hangisine güveneceğiz?

Son yıllarda beslenme konusunda korkunç bir bilgi kirliliği var. Tıp fakültelerinde öğrencilere beslenme konusunda neredeyse hiç ders verilmemesi hekimlerin bu konuda çok yetersiz kalmalarına neden oldu. Hekimlerin beslenme konusunda yetersiz oldukları kadar insan fizyoloji ve fizyopatolojisi konusunda yetersiz olan diyetisyenler meydanı boş bularak obezite ve ilgili hastalıkları tedavi etmeye soyundu. Sonuç tam bir rezalet. Son 30 yılda obezite, şeker hastalığı ve kalp-damar hastalıklarında 3 kat artış oldu. Son 20 yılda en az 200 zayıflama diyeti kitabı yazılmıştır. Bu diyetlerden biri dahi işe yarasaydı diğerlerinin yazılmasına gerek olmazdı. Gerçek şu ki kalori kısıtlamasına dayanan hiçbir diyet başarılı olamaz. Zayıflama diyeti ile iradeniz oranında 3-5, hatta 10-15 kilo verebilirsiniz ama bu verilen kilolar genellikle fazlasıyla geri alınır. Üstelik bu zayıflama diyetleri faydasız olmanın ötesinde düpedüz zararlıdır.

Ne gibi zararları var?

Bütün zayıflama diyetleri kalori kısıtlaması esasına dayanır, yani harcadığınızdan daha az kalori almaya. Bu sanıldığı kadar kolay bir iş değildir, çelik gibi irade ister ve sürdürülebilir bir durum değildir. Sürekli diyet halinde olmak beyinde bir "kronik açlık" algısı yaratır ki bu normal değildir. Zayıflama diyetleri yerine, hayatımızdan işlenmiş gıdaları çıkarır, şeker ve tatlıları azaltırsak metabolizma süratle normalleşir ve kilo sorunu kendiliğinden hallolur. Benim hazırladığım program kronik açlığa neden olmuyor. Aç kalmak sayılırsa sadece 4 saat aç kalınıyor ve sonrasında bazı yasaklar hariç istenildiği gibi yeniliyor.

Kalori hesabı gibi saçmalıklar da yok. Önemle belirtmek isterim ki, düzenli spor veya hareket olmadan sağlıklı kilo verilemez.

ZAYIFLAMA DİYETLERİNİN ZARARLARI

- Yetersiz ve dengesiz beslenmeye neden olur.

- Yetersiz kalori almaktan kaynaklanan "kronik açlık" durumunda metabolizma yavaşlar.

- Kronik açlık durumu kas kaybına neden olur. Kas kaybı metabolizmanın daha da yavaşlamasına neden olur.

- Yetersiz kalori almaktan kaynaklanan kronik açlık durumu diyeti gevşettiğiniz anda sonradan alınan kalorilerin yağ olarak depolanmasına neden olur.

- Spor yapılmaksızın sadece diyet ile kilo verilmesi durumunda ciltte ve dokularda "pörsüme" olur. Kişilerde psikolojik baskı ve strese neden olur.

ORUCUN MUCİZE FAYDALARI

- Yağları yakar. Kan şekeri ve insülin düzeylerini düşürür. Yaşlanmaya neden olan hormonu azaltır.

- Hücre içi tamirat ve yenilenmeyi başlatır.

- Orucun 12. saatinden itibaren hücrelerin 'çöpçüleri' (lizozomlar) hücre içindeki eskimiş ve yapıları bozulmuş proteinleri yemeye başlar ve geri dönüştürür.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber