Bakan Çelik: Reformların yarın sokağa yansımasını beklemeyin

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Yapılan reformların yarın sokağa yansımasını beklemeyin. Eğitim uzun vadeli bir iş" dedi. Türkiye'nin geleceğinin bilgi teknolojisi olduğunu belirten Bakan Çelik, bu kapsamda kamunun Ar-Ge bütçesinin 150 trilyondan 2006 yılı için 1 katrilyon 283 trilyona çıkarılmasının eğitimde önemli bir gelişme yaratacağını söyledi

İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu'nda düzenlenen 'Türk Eğitim Sisteminde İzmir'in Yeri ve Gelişim Olanakları' konulu panelde konuşan Çelik, eğitim sektöründe reformlar yaparak çıtayı yükseltmeyi hedeflediklerini belirtti, sivil toplum kuruluşlarını eğitime destek vermeye çağırdı.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın göreve geldiği günden itibaren 6 temel konuda eğitim sektörü sorunlarını belirlediklerini kaydeden Bakan Çelik, icraatlarını anlattı. Çelik, sınıf, fiziki mekan, teknolojik altyapı, insan unsurunu iyileştirme konularında son 4 yılda önemli gelişmelere imza attıklarını söyledi. Türkiye'nin eğitimde büyük değişim ve dönüşümü yaşadığını ifade eden Çelik, "Avrupa yürüyorsa biz koşmalıyız. Ancak eğitimde yapılan reformların hemen etkisinin hissedilmesi mümkün değil. Bugün yapılan bir değişiklik 8 yıl sonra kendini gş" sterecek" diye konuştu.

Eğitimdeki reformlardan örnekler veren Çelik, okul öncesi eğitimde okullaşma oranının yüzde 11'den yüzde 25'e yükseldiğini bildirdi. İlköğretimde okullaşma oranının yüzde 99'larda, ortaöğretimde ise yüzde 80'lerde olduğunu belirten Çelik, "Yükseköğretimde ise yüzde 20'lerdeyiz" dedi.

Çelik, yeni dersliklerin yapılması konusunda sevil girişimin ve hayırseverlerin desteklerinin arttığına dikkat çekti. Çelik şöyle konuştu:

"Geçtiğimiz dönem 183 bin yeni derslik yaptı. Hayırseverler paralarını değil yüreklerini de ortaya koydu. Okullara harcadıkları paranın yüzde 80'i kendilerinden yüzde 20'si vergiden düşülebiliyor. Bazıları bunu anlamadığı için devletin kesesinden mertlik yapıyorlar. Bir de okullara kendi isimlerini veriyor, vergiden de kesiyorlar şeklinde propaganda yapıyorlar. Bunu söyleyen insanlar bu sistemi bilmeyenler. Yapılan bütün harcamalar gider gösterilerek vergi matrahından düşülüyor. Vergiye esas matrahtan düşülüyor, tahakkuk etmiş vergiden düşülmüyor. Dolayısıyla 1 trilyon harcayan iş adamının 800 milyonu kendi cebinden çıkıyor. 200 milyonu vergiden kesiyor. 11 Eylül 2003 İzmir'de 100 trilyona yakın yardım yapılmış. İzmir'de yeni derslik sayısı 3 bin derslik. Sınıf başına 39-40 kişi düşerken, bugün 36 kişiye düşmüştür."