Eğitim şûrası bu sese kulak vermeli

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 14 Kasım 2006 06:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Okullardaki şiddet olaylarından tedirgin olan veliler ile okuluna sadece başarılı olmak için giden öğrenciler aynı noktada birleşiyor: "Okulda şiddetin kaynağı için bir de bizlere söz hakkı verin." Bu çağrı acaba Ankara'da 7 yıl sonra toplanabilen Milli Eğitim Şûrası'nın gündemine gelecek mi?

"Bir çok okulun Atatürk büstünün göbeğinde 'Gerçekleri konuşmaktan korkmayınız' ifadesi bulunmasına rağmen bugüne kadar okullarda yaşanan şiddet konusunda şiddeti hissedenlere, görenlere ve şahit olanlara özellikle de okul öğrencilerine kimse konuşma hakkı vermedi. Bunun yerine sürekli disiplin cezaları ve yasaklar konuşuldu... " Bu sözler İstanbul Milli Eğitim İl Müdürü Ata Özer'e ait. Okuyacağınız satırların bir bölümü disiplinli yöneticiliği ile tanınan Özer'in, kendi deyimiyle, itiraflarını içeriyor. Bir bölümü de şiddetin gölgesinde soluyan veli ve öğrencilerin haykırışını...

Bu ifadeler Milli Eğitim Şurası'nın toplandığı bugünlerde tüm eğitimcilerin yapması gerekenlere ayna tutacak tarzda. Yeni eğitim döneminin başlangıcından beri Halkın Sesi'ni arayan onlarca veli, çocuklarının okullarda yaşanan şiddet olaylarından etkilenmemeleri için geçmişe göre daha dikkatli olduklarını sabah akşam bir hafiye gibi çalışmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Görüştüğüm velilerin bir kısmı kaygılarını "Çocuğumun yaşı ilerledikçe daha sorunlu bir aile düzenine doğru gitmekten korkuyoruz" sözleriyle dile getirdi. Bir kısmı da "tedbirler yasakla değil karşılıklı anlayışla gündeme taşınmalı" dedi. Gelen mesajlar ve telefonlarda velilerin özellikle isim vermemeleri dikkatimi çekti.

Buna rağmen velilerin kaygı ve önerilerini İstanbul'daki 2.5 milyon öğrencinin başöğretmeni olan Ata Özer'e aktardım. Özer ise sizleri de rahatlatacağını umduğum açıklamalar yaptı. Özer'in hem veli hem de eğitimci gözüyle tartışılması gereken tespitleri başlıklar halinde sıralarsak: 1-Şiddet konusunda Milli Eğitim'in ve okul müdürlerinin bugüne kadar bir hayli hataları oldu. 2-Çocuklar çağın icatlarına göre idarecilerin ve öğretmenlerin eksikliklerinden istifade ederek yapmak istediklerini gönüllerince yapıyorlar. Çocukları, şiddete itip sokakla içiçe eden esas unsurlardan bir tanesi de bizim eksikliklerimiz. İdareci arkadaşlarımız bugüne kadar "oturduğum koltuğumdan olmayayım" düşüncesiyle ete sütlüye dokunmamayı yeğliyordu. Bu durumu fırsat olarak gören çocuklarımız mutlu olacaklarını sandıkları işlerle meşgul olurken çoğu kez bilmeden mutsuzlukların kapısını araladılar. 3-Bu alışkanlıklara son vermenin tek yolu karşılıklı dayanışmadan geçiyor. Biz eğitimciler okul idarecileriyle işbirliği yaparak ailelere tam anlatmazsak sorunların altından kalkamayız. 4-Teknoloji faydalı olduğu gibi zararları da beraberinde getirebiliyor. Hele bir de rant kaygıları öne çıkarsa ara sıra görmezlikten gelinen konular bir süre sonra karşımıza bir sorun olarak çıkıyor.

KİMSE BU YOLU DENEMEDİ

İstanbul'da 2.5 milyon öğrenci hergün okul yolunda. Her hangi bir okulda tatsız bir hadise meydana gelse, "Eyvah benim çocuğum da böyle bir cinsel tacizle karşı karşıya kalır mı" diyenlerin çıkması doğal. Çünkü onlar için okul aileden sonra gelen, çocuğunu hayata hazırlayan devletin güvencesinde olan önemli bir araç. Bazı veliler, içinde şiddeti barındıran sorunların yasaklarla halledilmesini istiyor. Ancak Ata Bey, göreve başladığı ilk gün, "yasak" kelimesini hiç kul lanmama sözü vermişti.

Bunun yerine "tedbir" üzerinde duracaklarını söylemişti. Velilerin etkin tedbir alınmadığı konusundaki şikayetlerini ben de haklı buluyorum. Bugüne kadar kimse çocuklarımızı karşımıza alıp eğitimci olarak "Nedir derdin, karşılaştığın sorunların çözümü için ne önerirsin?" diye sormadı. Ata Özer, bu geleneği yıkarak Türkiye'de bir ilki gerçekleştirek. ?Çocukları da konuşturalım? ?Susan gençlik değil konuşan gençlik? sloganlarıyla hareket edecek olan Milli Eğitim İl Müdürlüğü 27 Kasım 5 Aralık tarihleri arasında bütün okulların sesini can kulağı ile dinleyecek. Öğrencileri konuşturup, onlardan elde edecekleri bilglerle kendilerine yeni bir yol haritası oluşturmayı hedefleyen Özer'in bu projesi tüm veliler tarafından destek görecektir. Tabi ki bu projenin İzmir, Ankara gibi 15 büyük şehrin Milli Eğitim İl Müdürleri tarafından model alınması kaçınılmaz.

VELİ VE ÖĞRENCİ İSTEDİ ÖZER UYGULAYACAK

Binlerce velinin kendi çocukları adına "Okulda şiddetin kaynağını bir de bizlere sorar mısınız ?" talebini projeye dönüştüren Ata Bey, halkın sesine ciddi anlamda kulak verdiğinin en önemli işareti belki de, ilk adımda okul müdürlerini bu işin dışında tutması. Milli Eğitim tarihinde ilk kez okul müdürleri idareci olarak hizmet verdikleri okullarda tertiplenen bir organizasyona katılamayacak. Özer, "Atatürk büstünün göbeğine gerçekleri konuşmaktan korkmayınız. Ama gerçekleri ortaya çıkarmak için çocukları konuşturmuyoruz. Bu hataya son vereceğim" sözleriyle eğitim dönemi sonuna kadar birçok sorunun çözüm anahtarını da öğrenci ve velilerin eline vermiş olacak. İlçe Milli Eğitim Müdürleri, rehberlik araştırma merkezinde görevli olanlar veya okulun rehber öğretmeni, okulun aile birliği başkanı ile öğrenci temsilcilerinin katılacağı ve hergün 5-6 ilçedeki okulları kapsayacak olan proje rapor haline getirilip Bakanlığa sunulacak. İnşallah bu raporlar rafa kalkmaz. Velilerin ve öğrenci temsilcilerinin dile getirdiği çözüm önerilerinin hayata geçirmeye vesile olur. Ata Bey'in halkın cephesinden dile getirdiği şu sözler her eğitimci tarafından dikkate alınmalı: "Gerçekleri bulmak mecburiyetindeyiz. Kimse, 'Ben buldum uyguladım ve başardım' diyerek tek taraflı düşünmemeli. Aksaklık varsa elbirliği ile çözüme gidilmeli. Ben öğrencilerimizin bir kağıt misali rüzgara kapılıp gitmesini engellemek için direkt onlara dönük çalışacağım. Bunda da sevgi, güven, ilgi ve bilgiyi anahtar olarak kullanacağım."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber