Arınç: En büyük tehdit, ihanet ve suikastler eğitim üzerine yapılmıştır

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Kasım 2006 10:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''en büyük tehdidin, suikastın ve en büyük ihanetlerin Milli Eğitim üzerine yapıldığını'' belirterek, ''Milli Eğitim, zararlı ideolojiler için uygun bir zemindir. Elinize, şekillendirilmek üzere verilmiş gençlerle karşı karşıyasınız'' dedi.

Arınç, 17. Milli Eğitim Şurası'nın bugünkü çalışmalarının ardından Başkent Öğretmenevi'nde Şura üyeleriyle yemekte bir araya geldi.

Yemeğin ardından bir konuşma yapan Arınç, 35 yıldır siyasetin içinde bulunduğunu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'i de eskiden beri tanıdığını belirterek, ''Meyve veren ağaç taşlanır. Çok başarılı bir arkadaşımız. Sayın Bakan'a yöneltilen pek çok itirazın, suçlamanın ardında, bu önemli kurumda başarılı olmak, birilerinin oyunlarını bozmak gibi şeyler yatıyor'' dedi.

Arınç, şöyle konuştu:

''Benim 35 yıldır gözlemlediğim bir şey var; En büyük tehdit, en büyük suikastlar, en büyük ihanetler Milli Eğitim üzerine yapılmıştır. Bu çok acı bir gerçek. Milli Eğitim; zaman zaman ideolojik kamplaşmaların, ideolojik çatışmaların arenası haline getirilmiştir. Milli Eğitim, çoğu zaman yaz-boz tahtasına dönüştürülmüştür. Milli Eğitim, başında milli kelimesi olmasına rağmen gayri milli bir ideolojinin savaş alanı olarak önümüze gelmiştir. Partizanca atamalar yapılmıştır. Partizanca davranışlar, hatta kıyımlar yapılmıştır. Ben; öğretmen arkadaşlarımızın, belli dönemlerde, diyelim ki Manisa'dan Hakkari'ye sürülmesinin altında yatan sebepleri çok iyi bilirim. Atama kararnamesi gitmeden evvel gönderilen haberleri de gereğinin yapılması ricalarını da çok iyi bilirim. O günleri yaşadım. Ben 68 kuşağındanım. 1966'da Hukuk Fakültesine girdim, 1970'de mezun oldum. Bütün bu ideolojik çatışmaların, ölümlerin, kavgaların arkasında, Milli Eğitim'in nasıl paramparça edilmesi için ne hesaplar yapıldığını az çok biliyorum.'' ''Şimdi yeniden derlenme ve toparlanma dönemine girildiğini'' söyleyen Arınç, bunun birilerini rahatsız edebileceğini, ancak yapılması gerektiğini kaydetti. Arınç, ''Bu müesseseyi partizanlıktan kurtarmalıyız, karışıklıktan, karmaşadan, çatışmadan kurtarmalıyız'' diye konuştu.

''SİYASİ PARTİLERİN MERKEZİ OLDU''

Şuraların, Milli Eğitime nasıl daha hizmet verileceğinin araştırılması amacıyla yapıldığını belirten Arınç, ideolojik kavgaların içinde olmadıklarını söyledi.

''Milli Eğitim Bakanı Çelik'in hedef haline getirilmesinin altında iyi işler yapılmasının yattığını'' kaydeden Arınç, şunları söyledi:

''Sayın Bakan'ın bu kadar hedef haline getirilmesinin altında bilesiniz ki iyi işler yaptığı gerçeği vardır. Hiçbir şey yapmayanlar hata yapmaz. Çok iş yapan, zaman zaman yanlış da yapan insan makbuldür. Hiç hatası olmayan insan, yatıp uyumuştur. Biz iş yapmak için gelmiş insanlarız.

Milli Eğitim Bakanlığı bazı siyasi partilerin merkezi ve mihrakı olmuştur. İdeolojik çatışmanın altında bu da vardır. Yıllardan beri belli bir veya iki partinin sempatizanları başka her şeyi bırakmışlardır, Milli Eğitimde kümelenmişlerdir. Bir acı tabloyu yıllardır gördüğüm için söylüyorum; Maalesef, 20-30 sene evvelinden bu yana Milli Eğitim o kısır ideolojilerin, o insanlara giydirilmiş deli gömleklerinin çatışma alanı olmuştur.''

''SABUN GİBİ KAYIP GİTTİLER''

''Milli Eğitim zararlı ideolojiler için de uygun bir zemindir. Elinize şekillendirilmek üzere verilmiş gençlerle karşı karşıyasınız'' diyen Arınç, şunları söyledi:

''Deniz Gezmiş idam edilmiştir. Deniz Gezmiş'i bir defa Siyasal Bilgiler'de gördüm, bir defa da ODTÜ'de gördüm. Zaten ODTÜ'de onun mekanı vardı. Yanındaki Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan ile birlikte asıldı. Onların hayatını incelediğimde üçünden birinin pırıl pırıl bir Anadolu ailesinin evladı olduğunu, Ankara'ya gelirken bile pırıl pırıl geldiğini ama üniversite hayatı sırasında karşılaştığı kişilerin onu bir şekilde elde ettiklerini çok yakından görmüştüm. Ben kendi arkadaşlarımdan bilirim, o zamanlar liseler çok şükür korunabiliyor ama üniversiteler bir tuzak haline gelmişti. Biz üniversitelerde gençlerimizin nasıl elden bir sabun gibi kayıp gittiğini, liderlik hevesi, ideolojik kavga, para, kadın ve diğerleriyle nasıl bazı gençlerin elde edildiğini kendi hayatımızda bilerek yaşamış insanlarız.'' Şura'ya yoğun programı nedeniyle bugüne kadar katılamadığını ancak Bakan Çelik'ten bilgi aldığını belirten Arınç, Şura'nın zengin bir katılımla gerçekleştiğini ifade etti.

Arınç, çalışmaya katılanlara teşekkür ederek, ''umarım en güzel kararlar alınmış olsun'' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber