Kurtulmuş: Seviyesiz, aşağılık sözlerdir

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: - "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri, sözün bittiği yerdir. Hiçbir insafa, hiçbir vicdana, hiçbir terbiye, edep ve seviye ölçülerine yakışmayacak kadar seviyesiz, aşağılık sözlerdir"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Nisan 2016 19:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kurtulmuş: Seviyesiz, aşağılık sözlerdir

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, AB ile imzalanan geri kabul anlaşmasının dün itibarıyla uygulanmaya başlandığını belirterek, "Bu çerçevede gerekli her türlü geri gönderme merkezleri ve bu geri gönderme merkezlerinin organizasyonuyla ilgili çalışmalar da tamamlanmış ve süreç aksamadan yürütülmeye başlanmıştır. Hiçbir şekilde bu çerçevede yeni bir kamp ihtiyacı da yoktur Yunan adalarından geleceklerle ilgili. Çünkü şu anda AFAD'ın elinde 20 bin 405 kişilik bir boş kamp imkanı vardır. Gelen yasa dışı göçmenler bu kamplarda ağırlanabilecektir." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına verilen arada, gazetecilere açıklamada bulundu.

Toplantıda, vize serbestisi yol haritasıyla ilgili gelişmelerin ele alındığını aktaran Kurtulmuş, bu konuda Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın Bakanlar Kurulu'na gerekli bilgilendirmeyi yaptığını söyledi.

Kurtulmuş, vize serbestisinin sağlanabilmesi için söz konusu olan 72 yükümlülükten 41'inin tamamen karşılandığını, 14'ünün büyük ölçüde karşılandığını, toplamda da 55 yükümlülüğün şimdiye kadar olan süreç içerisinde, hükümet tarafından planlanandan biraz daha hızlı bir şekilde yerine getirildiğini ifade etti.

Şu anda devam eden 17 yükümlülükle ilgili çalışmaların da en kısa zamanda TBMM'ye gönderileceğini, bu konudaki çalışmaların da 4 Mayıs'a kadar tamamlanmasının sağlanacağını söyleyen Kurtulmuş, "Bütün bu 72 maddenin içerisinde göç yönetimi, belge güvenliği, kamu düzeni ve güvenliği, temel haklar, geri kabule ilişkin düzenlemeler başlıklarında ele alınan çok sayıda konu vardı. Bunların önemli bir kısmının kısa sürede geçilmiş olması, hükümetimizin planlamaları bakımından da son derece önemliydi. Ayrıca nisan sonuna kadar, kalan 17 maddeyle ilgili olarak da 5 kanunun Meclis'e getirilip çıkarılması planlanmaktadır." diye konuştu.

Geri kabul anlaşmasının dün itibarıyla uygulanmaya başlandığını dile getiren Kurtulmuş, Yunan adalarına geçmiş olanların Türkiye'ye gelişinin teminiyle ilgili sürecin AB ile yapılan müzakereler sonucu başlatıldığını anımsattı.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

''Türkiye'den Yunan adalarına giden polisler, emniyet görevlilerimiz, aynı şekilde Yunan tarafından da Türkiye'ye gelip Dikili'de duruma nezaret eden Yunan polisleri, bu sürecin başladığı tarihten itibaren görevlerini yerine getiriyor. Burada birebir ilkesi uygulanacak. Yunan adalarından Türkiye'ye gelen her bir yasa dışı göçmen karşılığında, Türkiye'de bulunan ve listeleri yapılmış olan Suriyeli mültecilerden aynı oranda, sayıda insan Avrupa'ya gönderilecek. 4 Nisan'da gelen ilk kafilede, biz 500 kişiyi kabul edeceğimizi ifade etmemize rağmen 202 kişi geldi. Bunların içerisinde hemen bizim listelerimizden, BM ile de mutabakat halinde oluşturulan listelerden 78 kişi, 4-5 Nisan'da Avrupa ülkelerine gönderilmiş oldu. Dolayısıyla bu süreç ilk uygulaması bakımından önemliydi. Uygulamanın ilk günlerinde sorunsuz bir şekilde sürecin uygulanmasına başlanmıştır. Ümit ediyoruz ki en kısa süre içerisinde AB ile mutabakat halinde verilen karar olarak 76 bin Suriyeli mültecinin, geniş ölçekte de diğer kotalar üzerinden de 1 milyona yakın mültecinin Avrupa'ya gitmesi planlanmaktadır."

Sürecin başladığı gibi başarılı bir şekilde devam etmesini temenni etiklerini belirten Kurtulmuş, "Bu çerçevede gerekli her türlü geri gönderme merkezleri ve bu geri gönderme merkezlerinin organizasyonuyla ilgili çalışmalar da tamamlanmış ve süreç, aksamadan yürütülmeye başlanmıştır. Hiçbir şekilde bu çerçevede, yeni bir kamp ihtiyacı da yoktur Yunan adalarından geleceklerle ilgili. Çünkü şu anda AFAD'ın elinde 20 bin 405 kişilik bir boş kamp imkanı vardır. Gelen yasa dışı göçmenler bu kamplarda ağırlanabilecektir."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız" şeklindeki ifadelerine ilişkin, "Eğer bu yönde bir çalışma yapılacaksa, çalışmanın yapılacağı çerçeve anayasamız, yasalarımız ve Adalet Bakanımızın ki bu süreci yürütecek kişi olarak Adalet Bakanımızın yapacağı ön hazırlıkla, konu Bakanlar Kurulu'na gelir ve tartışılır" dedi.

Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısına verilen arada yaptığı açıklamada, Reform Eylem Paketi ile ilgili konunun gündemlerinde olduğunu belirterek, bununla ilgili de çok sayıda konunun gündeme geldiğini dile getirdi. Kurtulmuş, "Bunlardan birisi siyasetin finansmanı ile ilgili yasal düzenlemelere dönük çalışmalar, bunların olgunlaştırılması ile ilgili olarak da Bakanlar Kurulunda gerekli müzakereler yapıldı" diye konuştu.

Seçim zamanı kamuoyuyla paylaştıkları "İmar plan değişiklikleri" konusunu da Bakanlar Kurulu toplantısında görüştüklerini aktaran Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Oluşacak değer artışlarında kamunun pay almasına ilişkin yasa teklifiydi, yasa hazırlığıydı. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın ilgili bakanlıklar ve kurumlarla hazırlamış olduğu çerçeve ilk taslak, Bakanlar Kurulumuzla paylaşıldı. Bundan sonraki süreçte bu kanun tasarısı olgunlaştırılacak, tartışmalar çerçevesinde ilave bazı düzenlemeler yapılacak. Ana çerçevesi itibarıyla özel plan değişikliği taleplerinin karşılanmasını ama bunu yaparken de mevcut olan planların genel çerçevesinden ayrılmadan bunların yapılması, ortaya çıkması muhtemel değer artışlarının önemli bir kısmının kamuya bırakılması ve bununla ilgili olarak da değer tespit komisyonlarının oluşturulmasıyla ilgili de ilk taslak, Bakanlar Kurulumuza gelmiştir."

- İmar planı değişikliği

Bu yasanın dört temel gerekçesi olacağını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bunlardan bir tanesi adalet prensibi. Yani herhangi bir şekilde imarla oluşacak olan husus adalet prensibini mutlaka kapsamalıdır. Yani aynı adanın içerisinde birisine falanca yüksekliği verirken bir başkasına başka bir yüksekliğin verilmesi ya da başka zemin bakımından başka kullanımın verilmesi adalet prensibiyle uyuşmaz. Dolayısıyla birinci olarak buna dikkat edeceğiz.

İkincisi, şeffaflık prensibi. İmar vakıflarının en çok konuşulan konulardan biri olduğu göz önününde bulundurulursa, bütün bu süreçlerin her bir parselle ilgili, her bir adayla ilgili 1/5 gibi bütün planların da işin içerisine katılarak burada oluşacak olan yeni plan değişiklikleri ile ilgili bütün notların şeffaf bir şekilde herkes tarafından takip edeceği bir düzenin kurulması ikinci temel prensibimiz olacaktır.

Üçüncü temel prensibimiz koruyuculuk prensibidir. Yani şehirlerimizin kimliklerini, şehirlerin kültürlerini, şehirlerin daha yaşanabilir ve daha çevre dostu şehirler halinde olmasını sağlayacak bir koruyuculuk prensibi içerisinde hareket edilmesidir.

Dördüncü prensip de yeni imar değişikliklerinden oluşabilecek değer artışlarından kamunun pay alması ve burada oluşacak fonların Türkiye'deki örneğin birtakım kentsel dönüşüm çalışmaları başta olmak üzere kamuya lazım olan alanlarda bunların kullanılmasıyla ilgili düzenlemeler yapılacaktır. Yasa zannediyorum tartışmalarla birlikte önümüzdeki günlerde son hali verilecek ve uygulamaya konulacaktır."

- "Planının 30 maddesi yüzde 100 hayata geçirildi"

Bakanlar Kurulunun gündeminde olan bir diğer konunun ise Birlik Huzur ve Demokrasi Eylem Planı'nın geldiği son noktanın değerlendirilmesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunun içinde 81 maddelik eylem planının çok sayıda bakanlık ile kamu kurum ve kuruluşunu ilgilendiren konuların olduğunu kaydetti.

Her bakanlığın hangi adımları atacağını bildiğini söyleyen Kurtulmuş, "Dün itibarıyla bu 81 eylem planınından 30 maddesinin yüzde 100'ünün gerçekleştiğini müşahede etmiş bulunuyoruz. Ayrıca bazı maddeler uygulanıyor, bazı maddeler sürekli olarak uygulanacak olan maddeler. Yine reform eylem planımız gibi bu Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planımızın da planlandığı gibi, planlandığı zaman dilimi içerisinde başarıyla uygulanmaya başlandığını, sonuçlarının alınmaya başlandığını sizlerle paylaşabilirim" ifadelerini kullandı.

- "İki taraf arasında mükemmele yakın bir koordinasyon var"

Numan Kurtulmuş, "Yunanistan'ın, ülkesinde bulunan göçmenlerin Türkiye'ye gönderilmesini cuma gününe kadar ertelediğine ilişkin haberlerin doğru olup olmadığı ve Türkiye'nin buna karşı tutumunun ne olacağına" ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:

"Bizim ilk Yunanistan'a, ilk parti geleceklerle ilgili söylediğimiz, verdiğimiz rakam 500 idi. Ama oradan 500 değil de 202 kişi geldi. Dolayısıyla bu devam edecek bir süreç. Yani pazar günü, cuma günü değil, sürekli olarak devam edecek bir süreç. Tabii ki oradan Yunanistan bize ne kadar gönderirse biz de onların gönderdiği karşılığında o kadar Suriyeli mülteciyi, Suriyeli göçmeni Avrupa'ya göndereceğiz. Dolayısıyla, tehir edilmesi, bu meselenin kesilmesi gibi bir şöyle söz konusu değildir, başlamış, başarılı bir şekilde devam eden süreçte bizim oraya birtakım kontenjanlar bildiriyoruz. Bu konuda mükemmele yakın bir koordinasyon vardır iki taraf arasında. Onlar bize ne kadar gönderirse, onların göndereceği rakamdır bu onların tespitidir, nihayetinde oradan bize gelecek ki biz de Avrupa'ya gönderelim. Dolayısıyla aksayan hiç bir şey yoktur, koordinasyon içerisinde karşılıklı olarak süreç takip ediliyor ve adımlar atılıyor."

Yunanistan'ın mültecileri göndermemesi durumunda Türkiye'nin de göndermeyeceğini söyleyen Kurtulmuş, "Birebir o çok açık, oradan ne kadar gelirse biz de onun karşılığında göçmeni Avrupa'ya göndereceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, teröre destek verenlerin 'Vatandaşlıktan çıkarılması yönünde adımların atılabileceği' yönündeki açıklamalarının Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda da gündeme gelip gelmediği" sorusuna Kurtulmuş, bu konunun toplantıda gündeme gelmediğini belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın konuyla ilgili açıklamalarını henüz okuyabilmiş, bütün teferruatıyla birlikte dinleyebilmiş değiliz. Ama Bakanlar Kurulumuzda böyle bir konu gündeme gelmedi. Eğer bu yönde bir çalışma yapılacaksa, çalışmanın yapılacağı çerçeve anayasamız, yasalarımız ve Adalet Bakanımızın ki bu süreci yürütecek kişi olarak Adalet Bakanımızın yapacağı ön hazırlıkla, konu Bakanlar Kurulu'na gelir ve tartışılır." karşılığını verdi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri sözün bittiği yerdir. Hiçbir insafa, hiçbir vicdana, hiçbir terbiye, edep ve seviye ölçülerine yakışmayacak kadar seviyesiz aşağılık sözlerdir" dedi.

Kurtulmuş, Bakanlar Kuruluna verilen arada düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.

Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkındaki sözlerinin hatırlatması üzerine Kurtulmuş, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri sözün bittiği yerdir. Hiçbir insafa, hiçbir vicdana, hiçbir terbiye, edep ve seviye ölçülerine yakışmayacak kadar seviyesiz aşağılık sözlerdir" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Sayın Kılıçdaroğlu bu sözleriyle hem seviyesizliğini ortaya koymuş oluyor ama ondan daha büyük bir mesele bir kadına, bir anneye, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir bakanı olan hanımefendiye karşı böylesine seviyesiz bir sözü söylemiş olması hiçbir mazeretin arkasına sığınılarak savunulamaz. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'ndan beklentimiz şudur; bu cinsiyetçi, seviyesiz ve edepsiz sözlerini hiç tevile yeltenmeden Sayın Ramazanoğlu'ndan ve milletimizden özür dilemesini bekliyoruz. Eğer bu özrü dilemezse bütün bu cinsiyetçi yaklaşım, bu bütün ağır sözleri karşısında milletimiz gerçekten Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerine gereken cevabı veriyor zaten, vermeye de devam edecektir.

Başka bir çağrımız da bütün kadın derneklerine, bütün insan hakları derneklerine. TBMM'de görev yapan hangi siyasi partiden olursa olursa bütün kadın milletvekillerine öncelikli olarak çağrımızı yapıyoruz. Bu açık bir meseledir ve siyasetin bittiği yerdir. Hepimizin siyasi kimlikleri var ama biz siyasi kimliklerimizden önce insani kimliklere sahibiz. Dolayısıyla siyaset yapıyorum diyerek şu ya da bu gerekçeyle herhangi bir kişiye bu kadar ağır bir hakaretin yapılması, hele bir kadına, bir anneye, bir bakana bu hakaretin yapılması hiçbir şekilde kabul edilemez, hiçbir şekilde tevil edilemez."

- "Bu kadar açık bir seviyesizliği ortaya koymasını kabul edemeyiz"

"Eleştirebilirsiniz, hükümete karşı en yüksek tonda sesinizi çıkararak en ağır eleştirileri yaparsınız ama bu kadar seviyesiz şekilde cümle kurarak eleştiriyor olmak ya da eleştiri yaptığını zannetmek kabul edilemez" ifadesini kullanan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Herkese çağrımızı tekrarlıyoruz. Türkiye siyasetinin bir üslup, bir edep, bir irfan ve izana ihtiyacı varken hele böylesine zor dönemlerde ortak bir seviye tutturmak mecburiyetimiz varken Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu kadar açık bir seviyesizliği ortaya koymasını kabul edemeyiz. Özür dilemesini bekliyoruz. Özür dilemesi Türkiye'deki bütün yurttaşlarımızın herhalde hakkıdır. Sayın Ramazanoğlu'nun beklentisi olmanın ötesinde, Türkiye siyasetindeki herkesin, insan haklarına saygılı, onuruna saygılı herkesin bekleyeceği beklentilerden birisidir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber