Avrupa Parlamentosu: YÖK ve RTÜK demokratikleşsin, bürokrasideki zihniyet değiştirilsin

Haber Giriş : 02 Nisan 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu`nda yapılan oylamada, Türkiye`ye tam üyelik yerine ayrıcalıklı ortaklık önerilmesine karşı çıkıldı. Hazırlanan Türkiye raporunda ise şok ifadeler var.

Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokrat Grup üyesi Hollandalı Arie Oostlander tarafından hazırlanan Türkiye raporu ve bu rapora bağlı karar tasarısı, genel kurulda tartışılarak kabul edildi.

Yaptırım gücü bulunmayan tavsiye kararında, Türkiye`de, ``güçlü bir muhalefete rağmen`` AB`ye uyum reformları konusunda cesur adımlar atıldığı, ancak birçok alanda yeni reformlar ve bunların gerçek anlamda uygulanması gerektiği anlatılıyor.

``Türk hükümetinin kararlılığına rağmen Türkiye henüz Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmiyor. Siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hakları garanti altına alacak net çerçeve oluşturulamadı`` denilen tavsiye kararında, ``1982 döneminin otoriter rejiminin mühürünü taşıyan bir anayasanın korunması`` eleştirilerek, yeni bir anayasa gereğinden söz ediliyor.

AK Parti hükümetinin, Irak savaşı ve terörizm tehdidi gibi unsurlara rağmen, reform adımlarını hızlandırdığının belirtildiği, Türk parlamentosunun reformlara ilişkin iradesinin kutlandığı tavsiye kararında, Türkiye`nin AB`ye olası katılımı konusunda son görüşün AB vatandaşlarından geleceği, onların ikna edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Kararda, Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye-AB ilişkileri açısından öneminin altı çiziliyor.

Türkiye`de reform sürecinin uzun vadeli çabalar gerektireceği belirtilen tavsiye kararında, ``AB`nin siyasi değerlerini benimsemek isteyip istemediği, bunu yapıp yapamayacağı konusunda kararı Türkiye verecek`` denilirken, ``daha atılacak adımlar olduğu`` üzerinde duruluyor.

Tavsiye kararının, ``devlet organizasyonu`` ara başlıklı bölümünde, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin siyasi ve sosyal gücünün kısıtlanmasının zor, ancak kaçınılmaz bir süreç olduğu görüşü savunulurken, ``Türkiye`nin Kıbrıs sorunundaki tavrının da ordunun siyasi gücünü yansıttığı``, ``Avrupa Parlamentosu`nun, AK Parti hükümetine güvendiği, bu hükümetin demokratik değerleri garanti altınaalacağına inandığı`` anlatılıyor.

Ankara Hükûmeti`nin, savunma harcamalarını parlamenter kontrol altına taşımasından duyulan memnuniyetin ifade edildiği kararda, ``Bununla birlikte, Avrupa Parlamentosu, ordunun resmi veya gayri resmî etkin ağlarından endişe duyuyor`` deniliyor. Bunlara misâl olarak, ``düşünce grupları, OYAK gibi kurumlar ve fonlar`` gösteriliyor ve bu durumun, demokrasi, hukuk devleti, pazar organizasyonu gibi AB değerlerine tezat oluşturduğu öne sürülüyor.

YÖK ve RTÜK gibi kurumların demokratikleştirilmesi, bunlara askerlerin katılımına son verilmesi istenilen kararda, bürokrasideki zihniyetin değiştirilmesi öneriliyor.

Tavsiye kararında, sivil toplum örgütlerine ve sendikalara daha geniş hareket alanı verilmesinin, kısıtlamaların kaldırılmasının önemi üzerinde de duruluyor.

DGM`lerin kaldırılması, yolsuzluklarla mücadeleye daha fazla ağırlık verilmesi, daha yetenekli ve özgür bir yargı gücü oluşturulması, devam eden işkence olaylarına son verilmesi gibi taleplerin de yer bulduğu kararda, Leyla Zana ve arkadaşlarının konu olduğu adli süreç eleştiriliyor ve bu kişilerin affedilmesi önerisi gündeme getiriliyor.

AP`nin, Türkçe dışında yayınlar konusundaki gelişmeleri ``dikkatle izlediği`` anlatılan kararda, azınlık haklarındaki sorunlara da değinildikten sonra, ``Türkiye`nin laik devlet anlayışının AB`ninki ile uyuşmadığı`` üzerinde durularak, dini azınlıklara yapılan tüm ayrımcılığa ve çıkarılan zorluklara derhal son verilmesi çağrısı tekrarlanıyor.

Kararda, AB`nin Türkiye`ye terörizmle mücadele konusunda yeterli destek vermediği ifade edilirken, terör örgütü İBDA-C`nin AB teröristler listesine alınmaması kınanıyor.

Oysa bu terör örgütünün, geçen Aralık ayında AB listesine alındığı biliniyor. Terör örgütü İBDA-C`nin ismi, son olarak 24 Aralık 2003 tarihinde AB Resmi Gazetesi`nde yayımlanan listede yer buluyor.

Tavsiye kararına bir değişiklik önergesiyle eklenen bir maddede, NATO üyesi Türkiye`nin Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya kavşağında bulunduğu, bölgede AB politikasına etki ve güç kazandıracağı, AB savunmasını önemli ölçüde güçlendireceği ifade ediliyor.

Kararın son bölümünde, Türkiye`nin bölgesinde yapıcı rol oynamayı sürdürmesi, Ermenistan ile sınırları açması ve tarihi uzlaşmayı engellememesi çağrısı, Türk-Yunan ilişkilerindeki olumlu gelişmelerdenduyulan memnuniyet belirtiliyor.

aa

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber