İTÜ'de 'ahlak' sınavı

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 19 Kasım 2006 03:39, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Serpil Yılmaz'ın Milliyet'teki yazısı

Hocasıyla ilgili taciz iddialarını dile getiren Çalgı Yapım Bölümü son sınıf öğrencisi Karadağ, jürinin önüne 16 Mayıs'ta çıktı, sınav sonuç belgesi 12 Mayıs'ta imzalandı

Üniversite mezunu olma hedefinin peşinden giden Çiğdem Karadağ, 33 yaşında girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümü'nün son sınıfındayken, okula devam edemediği için üniversiteden atıldı.

Oysa amacı öğretmen olmaktı. Hem de iyi bir öğretmen...

Eğitim süresi içinde müzik aletlerinden tambur, ut, bağlama, gitar, tar, lavta ve bitirme ödevi olarak mandolin, iki de kanun üretti.

Bunlardan sonuncusu, son kanun sınıfta kalmasına yol açtı.

Oysa mezun olmayı başarabilseydi (!) "yüksek onur belgesi" alacaktı.

2005 yılında girdiği son sınavında ürettiği kanundan "sıfır" aldı ve not ortalaması 4 üzerinden 3.29 olmasına karşın, kendini kapının dışında buldu.

Hürriyet yazdı, televizyonlar gösterdi. İTÜ Konservatuvar Müdürü Prof.Dr. Can Etili,"Hanım kızımız başarsın, mezun olsun" gibi demeçler verdi.

Hem okuldan atıyor hem de "Gelsin" diyor Etili.

Kasadolu bu işe de el attı

Dün Karadağ ile uzun uzun konuştuk, yanında kamuoyunda bilinen bir isim vardı.

TMSF'nin, Korkmaz Yiğit'in mal varlıklarının ortaya çıkarılmasında kuruma yardımcı olduğu gerekçesiyle "teşekkür plaketi" sunduğu Doğan Kasadolu ile gelmişlerdi. Kasadolu, İTÜ'deki öğretim üyesi dostlarından duymuştu Karadağ'ın başına gelenleri...

Dava takip etmekte bir hukukçu kadar usta olan Kasadolu, Karadağ hakkında İTÜ'nün verdiği "sıfır" notunu onaylayan bilirkişi raporuna dayanarak, "takipsizlik" veren İdare Mahkemesi kararını temyize gitti.

Karadağ, 6 kişilik jüride yer alan doçent M.T.'nin kendisini taciz ettiğini iddia ediyor. M.T.'nin öğretim görevlilerine isimsiz mektuplar yazarak mezuniyetini engellemeye çalıştığının belgelendiğini söylüyor.

"M.T. tarafından okulda diğer kız arkadaşlarımın da başına benzer şeyler geldi, kimisi okulu bırakmak zorunda kaldı. İçlerinde bir sanatçının kızı da var ama onlar konuşmaktan çekiniyorlar" diyor Karadağ...

M.T'nin 2004 yılında, okulun kantininde yanına geldiğini ve "Seni Polonezköy'e götüreyim, orada hayatın renklerini yaşatayım" dediğini belirten Karadağ, önce Konservatuvar Müdürü Prof.Etili ve hocalarından destek istiyor. Ancak karşılık bulamıyor.

M.T. okulda etkin bir hoca. Sergiler açıyor, devlet çalgı aletlerinin restorasyonlarını yapıyor. Prof. Etili tarafından "doçentlik" kadrosu ile süresiz iş sözlemesi imzalayabilen M.T.'nin doktorası bulunmuyor. Karadağ'ın jürisinde yer alan diğer hocaların görev süreleri ise birer yıllık. Yani Etili istemezse, öbür yıl okulda çalışamayacaklar.

Karadağ, sınav sonucuna itiraz ediyor ve mahkemeye başvuruyor. Mahkeme "çalgının" incelenmesi için kanunu Ege Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı bilirkişi heyetine gönderiyor. Bilirkişi, kanunun "enstrüman" olarak görev yapamayacağını rapor ediyor. Mahkeme bu rapora göre "takipsizlik" kararı veriyor.

Karadağ, "Yaptırdığımız tespitlere göre 9 ay okulda bulunan kanun, İstanbul'dan İzmir'e korunmasız olarak gönderilmiş ve zarar görmüş" ifadelerini kullanıyor.

Enstrüman nasıl taşındı?

Kasadolu, tüm belgeleri toplayıp idare mahkemesinin verdiği karara ilişkin 6 ayrı maddeden 6 ayrı temyiz talebinde bulunuyor.

Bunlardan en önemlisi, sınav tarihinden önce, sınav notu verilmiş. Sınav tarihi Prof. Etili tarafından mahkemeye sunulan yazıda 16 Mayıs 2005 olarak geçiyor. Sınav sonucunu ilan eden ve 6 hocadan oluşan jürinin imzasını taşıyan "sınav sonuç belgesi" ise 12 Mayıs 2005 tarihini taşıyor.

Diğer temyiz gerekçelerini ise Kasadolu şöyle sıralıyor:

Sınav sonucuna yaptığı itiraz yönetim kurulunda görüşülmedi.

Bu enstrümanların bilirkişiye gönderilmesi yöntemi koruma kurallarına aykırı.

Sınav neticesinin gerekçeli kararı gelmedi.

Jüri seçiminin kriterleri belli değil, sınav yönetmeliği yok.

16 Mayıs 2005'te olan sınavın sonucu 12 Mayıs'ta veriliyor.

Bilirkişi kanunun okuldan, mahkemeye, oradan İzmir'e nakliyat koşullarını araştırmıyor.

Karadağ'ın bu kadar "iyi" bir öğrenci olmasına karşılık, başına gelenler acaba yalnızca taciz iddiası ile açıklanabilir mi? İTÜ'nün sınav değerlendirme kriterlerini, öğrencileri ile iletişimini ve muhtemel tehlikeler karşısındaki "soruşturma" yöntemlerini de sorgulamamız gerekmez mi? Bugün Karadağ'ın yanında olması gereken kişi amatör "hukukçu" bir işadamı mı, yoksa hukuk fakültesi mezunu da olan hocası Can Etili mi olmalıydı?

Bir insanın geleceğini bu denli etkileyen kararları alanların sorumlulukları, görevlerinden daha ağır olmalı!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber