Bakan Çelik: Teknik eğitim kendini üvey evlat hissediyor

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 23 Kasım 2006 13:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, mesleki ve teknik Eğitimin yükseköğretim boyutunun olduğunu belirterek, "Teknik eğitim fakültelerindeki çocuklarımız kendilerini üvey gibi hissediyor. Meslek ve teknik eğitimdeki son yıllarda yaşanan kan kaybından dolayı yeteri kadar oralarda mezun olan insanları öğretmen olarak istihdam edemiyoruz. Mezun oluyorlar adı teknisyen değil, tekniker değil, mühendis değil" dedi.

"Kopenhang Sürecinde Mesleki Rehberlik Uluslararası Sempozyumu" Ankara Dedeman Oteli'nde gerçekleştirildi. Sempozyuma katılan Milli Eğitim Bakan Hüseyin Çelik, bu yıl mesleki ve teknik eğitimde geçen yıllara göre 200 bin kişilik bir artışın meydana geldiğini söyledi. Bakan Çelik, mesleki ve teknik eğitim denildiği zaman bazı çevrelerin meslek ve teknik eğitimi imam hatip liseleri olarak algılandığını ancak meslek ve teknik eğitim alanında sektörlere eleman yetiştiren imam hatip okulu mezunu olmadığını vurguladı. Mesleki ve teknik eğitimi şekillendirirken sadece Türkiye'deki kurum ve kuruluşların tecrübesiyle yetinmediklerini, bu konuda AB'ye üye olmak isteyen Türkiye'nin aday ülkelerle de işbirliği içerisinde olduğunu söyledi. Çelik, mesleki yeterlilikler kurumunun yıllardır yapılması gereken bir iş olduğunun altını çizdi. Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmasının en büyük zenginliği olduğunu ifade eden Çelik, "Londra'da eğitim gördüğüm sırada kapısına kilit vurulmuş birçok okul gördüm. Orada okul var öğrenci yok bizde ise istemediğimiz kadar öğrenci var yeteri kadar okul yok. Bu konudaki eksikliğimizi hızla kapatıyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonunda da açıkladık. İkdiramız döneminde 85 bin dersliği bitirip Türk Milli Eğitiminin hizmetine sunduk. 4 yılda 100 bin 280 derslik yaptık" dedi.

Bakan Çelik, 0-14 yaş grubunda insan sayısının nüfusun yüzde 26'lık kısmını teşkil ettiğini belirterek, her yıl 1 milyon 300 bin öğrencinin okula başlamasına rağmen fiziki altyapı ve donanım konusunda okulların modernize edildiğini dile getirdi. Mesleki eğitimle birlikte mesleki rehberliğin de çok önemli bir faktör olduğunun altını çizen Çelik, çocuklara birinci basamakta mesleki eğitimi tanıtmanın önemine değindi. Türkiye'de bütün okullarda 9. sınıfların ortak sınıf haline getirildiğini kaydeden Bakan Çelik, 9. sınıfların otobandan önceki son aşama olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. Bu sınıflarda mesleklerin getirebileceği avantaj ve dezavantajların öğrencilere anlatıldığını belirten Çelik, mesleki rehberliğin sadece okulda öğrenim gören öğrencilerin değil işini kaybetmiş bütün insanları da ilgilendirdiğini ifade etti. Çelik, insan gücünü yönelilerek kanalize edecek insan potansiyelini insanlığın yararına ve ekonominin faydasına sunabilecek bir rehberlik sistemine ihtiyaç olduğunu savundu.

"TÜRKİYE'DE AÇILAN MESLEK YÜKSEK OKULLARININ DERDA DEVA, SARDA ŞİFA DEĞİLDİR"

Mesleki ve teknik eğitimin bir de yükseköğretim boyutunun olduğunu kaydeden Çelik, "Teknik eğitim fakültelerindeki çocuklarımız kendilerini üvey gibi hissediyorlar. Meslek ve teknik eğitimdeki son yıllarda yaşanan kan kaybından dolayı yeteri kadar oralarda mezun olan insanları öğretmen olarak istihdam edemiyoruz. Mezun oluyorlar adı teknisyen değil, tekniker değil, mühendis değil. Mesleki ve teknik eğitim için yetiştirilmiş öğretmenlerdir. Öğretmenlik bulamadığı zaman biz bu insanların potansiyelinden yararlanmıyoruz. Sıhhi tesisat bölümünde öğretmenlik eğitimi alan bir arkadaşımız sıhhi tesisat öğretmenliğine atanamazsa piyasada hangi sıfatla çalışacağını bilemez. Yükseköğretim kurumlarının da buna bir çözüm bulması gerekiyor" diye konuştu.

Meslek Yüksek Okulları'nın da yıllardır bir kanayan yara olduğunu ifade eden Bakan Çelik, "Meslek Yüksek Okullarımız hem nitelik hem de nicelik bakımından Türkiye'deki Endüstri Meslek Liseleri'nin çok gerisindedir. Bu bir tespittir. Bunu birilerini kınamak için söylemiyorum. Meslek Yüksek Okulları'na el atılması gerekiyor. Türkiye'de açılan meslek yüksek okullarının derda deva, sarda şifa değildir ve kuruluş amacına uygun hizmet etmemektedir. Herkes ideolojik saplantılarından hayal ettiği endişelerinden kurutulacak ve meslek yüksek okullarımız, mesleki teknik eğitim fakültelerimiz, üniversitelerimizdeki bu konu ile ilgili dallar ortaöğretim düzeyindeki bütün mesleki ve teknik eğitim, çıraklık ve yaygın eğitim bütüncül bir yaklaşım ile ele alacağız ve bunu yoluna koyacağız. Bu Avrupa için gereklidir ama Türkiye için hayatı bir öneme sahiptir. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz yapmaya da devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber