Ömer Çelik'ten 'Genel Başkan' açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: "Kongre ile ilgili bir üst kurul kurulmuştur. Bu çerçevede, yeni genel başkanın kim olması gerektiği konusunda AK Parti'nin gelenekselleşmiş yöntemleriyle istişare yapılacaktır. MYK, MKYK, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları ve ihtiyaç duyulursa başka birimlerimizin de görüşleri alınacaktır. Geniş bir istişare çerçevesi içerisinde bunu MKYK adına AK Parti MYK'sı ve AK Parti'yi kongreye götürecek olan üst kurul kendi içerisinde bu çalışmaları yürütecek, bu istişareleri kongreden birkaç gün öncesine kadar tamamlayacaktır.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Mayıs 2016 18:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Ömer Çelik'ten 'Genel Başkan' açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bangladeş'teki idamı açık bir şekilde kınıyoruz. Haksız bir karardır. Kardeş Bangladeş'in geleceğini kaos politikasına teslim eden bu yaklaşımlardan Türkiye adına vazgeçilmesini istiyoruz. Ülkenin müreffeh, barış içinde bir geleceğe sahip olmasını isteriz." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasında, son günlerde Diyarbakır, Şırnak ve Van'da gerçekleştirilen terör saldırılarını kınayarak başladı. Saldırıda şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyen Çelik, sivil halkı acımasızca hedef alan saldırıların Türkiye'nin ne kadar büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini söyledi.

Demokrasisini, sosyal barışını, hukuk devletini tehdit eden hendek ve barikat siyaseti karşısında Türkiye'nin kararlılıkla mücadele ettiğini vurgulayan Çelik, "Ülke, demokrasisini, sosyal barışını, hukuk devletini korumak için meşru bir mücadele yürütüyor. Maalesef TBMM'de siyasetçi sıfatı taşıyıp da hendek ve barikatları 'halkın direnişi' gibi çarpık bir kavramla meşrulaştırmaya çalışanları da bu dönemde gördük." diye konuştu.

Bu siyasetçilerin, hendek ve barikat siyasetinin fiziksel olarak çökmesi karşısında üsluplarını değiştirmeye kalktığını ifade eden Çelik, demokrasi ve demokratik siyasetle hiç alakası olmayan terör siyasetinin iflas etmiş olduğunun herkes tarafından görüldüğünü dile getirdi.

Türkiye'nin, evrensel standartlarda halkın can güvenliğini koruyan, ülkenin meşru haklarını müdafaa eden, güvenlik güçlerinin de azami titizlikle sürdürdüğü bir mücadele yürüttüğünü vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

"Zaman zaman bazı yabancı yetkililerin 'Şu şekilde suçlar işlendi' tarzındaki açıklamaları, gereksiz yere fazlasıyla yer buluyor. Açık ve net bir şekilde söylüyoruz. Elinde kanıt olan varsa tutsun ve bunu gündeme getirsin. Gündeme getirdiği zaman hep beraber değerlendirelim ama terörle mücadeleye gölge düşürmek için 'Sivil katliamlar yapıldı, bodrumlarda insanlar öldürüldü' şeklinde spekülasyonlar yapanların, bugüne kadar ortaya tek bir delil koyamadığını hep beraber gördük.

Birtakım yerlere dayandırılarak yapılan bu açıklamaların aslında gerçekçi açıklamalar olmadığını, sivil vatandaşlarımız konusunda hassasiyet yerine Türkiye'nin demokrasisini, hukuk devletini korumakla ilgili yürüttüğü bu meşru mücadeleye gölge düşürmek amaçlı siyasi eksenli açıklamalar olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Şimdiye kadar olduğu gibi terörle mücadeleye gölge düşürecek şekilde slogan atanların üstüne nasıl gittiysek, yerde ceset sürükleyenleri nasıl takip ettiysek ya da başka birtakım kabul edilemez eylemlere imza atanları nasıl ki meşru bir şekilde mücadeleyi yürüten güvenlik güçlerinden ayırdıysak bunun da üstüne gideriz."

- Nizami'nin idam edilmesi

Dünyadan da üzücü haberlerin geldiğini belirten Çelik, Bangladeş'te son yıllarda üst süte karşılaşılan idamların, yeni idamların ortaya çıkmasına yol açtığını dile getirdi.

Cemaat-i İslami Partisi Lideri Motiur Rahman Nizami'nin idamını kınayan Çelik, "Haksız bir karardır. Kardeş Bangladeş'in geleceğini kaos politikasına teslim eden bu yaklaşımlardan Türkiye adına vazgeçilmesini istiyoruz. Ülkenin müreffeh, barış içinde bir geleceğe sahip olmasını isteriz. Bangladeş'in siyasi parti liderinin, o partinin çeşitli kadrolarının şimdiye kadar idam edilmiş olması kuşkusuz iyi gelişmelerin habercisi değildir. Bangladeş'in iyiliğini isteyen bir kadro olarak bu siyasete bir son verilmesi gerektiğini, bu hesaplaşma türünün meşru olmadığının altınız çizmek isteriz." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız, AK Parti'nin genel başkanlığını yürüttüğü bu süreç içerisinde AK Parti'nin daha ileri gitmesi, ilkelerinin daha çok pekişmesi, çeşitli politikalarımızın güncellenmesi için son derece önemli ve kıymetli çalışmalara imza atmıştır. Kendisi AK Parti kadrolarını, AK Parti'nin geleneklerine, kurumsal ve kuramsal yapısına ve AK Parti'nin bugün ihtiyaç duyduğu birtakım politika güncellemelerine uygun bir şekilde son derece başarıyla yönetmiştir." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasında, partilerinin olağanüstü kongreye gittiğini, Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bu kongrede aday olmayacağını açıkladığını anımsattı.

Davutoğlu'nun, AK Parti'nin genel başkanlığını yürüttüğü süreç içerisinde partinin daha ileriye gitmesi, partinin ilkelerinin daha çok pekişmesi için, çeşitli politikaların güncellenmesi için son derece önemli, son derece kıymetli çalışmalara imza attığını ifade eden Çelik, "Kendisi AK Parti kadrolarını, AK Parti geleneklerine kurumsal ve kuramsal yapısına ve AK Parti'nin bugün ihtiyaç duyduğu birtakım politika güncellemelerine uygun bir şekilde son derece başarıyla yönetmiştir." diye konuştu.

Çelik, Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti hükümetinin ve Türkiye'nin başbakanı olarak 20 aylık dönemde son derece zor kararların altına cesurca imza attığını, kritik noktalarda tereddüt etmeden kararlar aldığına dikkati çekti. Ömer Çelik, Davutoğlu'nun, "basiret" ve "dirayet"le ülke yönetimine başbakan olarak katkıda bulunduğunu, AK Parti'nin daha ileriye gitmesi için gayretli çalışmaların içerisinde olduğunu kaydetti.

Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı çalışmaların müstesna bir kıymetle anılacağını belirten Çelik, kendisiyle yakın çalışan kadrolar olarak, mesai mefhumu tanımadan çalışmalarını yürüttüğüne şahitlik ettiklerini ifade etti.

Davutoğlu'nun, görev yaptığı dönemler için şükranla anılacağına işaret eden Çelik, "Bu bakımdan AK Parti kadroları, AK Parti'nin yetiştirdiği, AK Parti'nin içinden çıkmış bir dışişleri bakanı ve başbakan olarak bir genel başkan olarak Sayın Ahmet Davutoğlu'nun her zaman AK Parti'nin önemli bir değeri, vazgeçilmez bir kıymeti olduğunun altını çizeceklerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Davutoğlu'nun, AK Parti'nin bir neferi olarak aynı çalışmaları yapmaya devam edeceğini bildirdi.

- "Birilerinin çıkıp da bizim değerlerimizi bu şekilde yıpratmaya hakkı yoktur"

Bu durumun bir "bayrak yarışı" olduğunu ifade eden Çelik, "Bu bayrak yarışında Genel Başkanımız, genel başkan ve başbakan olarak üstün bir gayret göstermiştir. Önemli başarılara imza atmıştır. Bundan sonrasında da yeni kongrede seçilecek yeni genel başkan ve başbakan da aynı çalışmaları gayretle ve basiretle sürdürecektir." dedi.

Ömer Çelik, AK Parti kadrolarının tamamının bayrak yarışı konusunda sağduyulu açıklamalar yapmasına rağmen, sosyal medyada birtakım "örgütlü grupların", kendilerine "Dosya", "Odak", "Grup" gibi farklı isimler adı altında, zaman zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na karşı "hadleri olmayan" birtakım değerlendirmelerde, tahkir edici bazı ifadelerde bulunduklarına dikkati çekti.

Çelik şöyle devam etti:

"Açık ve net bir şekilde söylüyoruz. Hiç kimse kendi kendine bir gruplaşma yaratarak, -bu ister sosyal medyada olsun, ister sosyal hayatın içerisinde olsun, ister siyasal hayatın içerisinde olsun- AK Parti'nin onayını almadan, AK Parti resmi mekanizmaları dışında bir gruplaşma yaratarak, AK Parti'nin onayını almadan birtakım çalışmalar yaparak AK Parti adına konuşamaz. Kimsenin AK Parti'nin Genel Başkanını ve Başbakanımızı bu bakımdan olumsuz değerlendirmelerle ele almaya ya da tahkir etmeye hakkı yoktur, hakkı da değildir.

Bu süreç içerisinde hepimizin yaptığı açıklamalar ortada ama buna rağmen birtakım aslı, astarı olmayan kulis haberlerine dayanarak, Sayın Genel Başkanımızı, Başbakanımızı eleştirmeye çalışan, yıpratmaya çalışan, incitmeye çalışan, tahkir etmeye çalışan bütün bu değerlendirmelerin AK Parti kadroları olarak tam olarak karşısındadır. AK Parti'nin genel başkanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığı, son derece kıymetli makamlardır ve AK Partililer, bu kıymetli makamların kıymetini bilen, değerini bilen ve burada bu makamlarda görev yapmış bütün genel başkanların, bütün başbakanların AK Parti adına kıymetinin ve değerinin altını çizen bir kadrodur. Bizim dışımızda birilerinin çıkıp da bizim değerlerimizi bu şekilde yıpratmaya ya da tahkir etmeye hiçbir şekilde hakkı yoktur."

Davutoğlu'nun da genel başkan ve başbakan olarak AK Parti'nin bir değeri, kıymeti olduğunu belirten Çelik, "Hiç kimsenin, birtakım kulis haberlerine dayanarak başarılı bir genel başkanlık ve başbakanlık dönemi geçirmiş olan ve AK Parti kadroları içerisinden çıkmış olan AK Parti'nin bir değerini, bu şekilde yıpratma çabası içerisine girmesinin hiçbir anlamı yoktur, AK Parti açısından hiçbir değeri yoktur." dedi.

- "Kendi değerlerimizin yıpratılmasına asla müsaade etmeyiz"

Twitter gibi sosyal medya araçlar ile diğer sosyal alanlardaki kendileri dışında meydana gelen oluşumlar ve yapılan açıklamalara değer vermediklerini bildiren Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza, Genel Başkanımıza bu şekilde saldıran hesapların hiçbirinin AK Parti kadroları gözünde bir kıymeti yoktur. AK Parti resmi mekanizmaları ortadadır. AK Parti'nin ve hükümetin sözcüleri vardır, AK Parti ve hükümetin kurmayları vardır ve bunların değerlendirmeleri de her zaman için esastır. Biz kendi değerlerimizi hiçbir şekilde itibarı olmayan birtakım odakların yıpratmasına asla müsaade etmeyiz." ifadelerini kullandı.

Çelik, çoğunlukla bunları ciddiye almadıklarını, ancak bu açıklamaların basında yer aldığı için bu değerlendirmeyi yaptığını kaydetti.

AK Parti'nin bir ve bütün olduğunu ifade eden Çelik, kurucu liderleri Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı makamına geçmesinden sonra da partilerinin bu prensip ve ilkelerle Davutoğlu'nun genel başkanlık ve başbakanlık dönemine sorunsuz bir geçiş yaptığını söyledi.

AK Parti'nin kongre sloganı olan "Kutlu yürüyüşe devam" ilkesinin altını doldurmaya her geçen gün daha büyük bir gayretle ve çalışmayla ve Türkiye sevdasıyla yoluna devam edeceğini anlatan Çelik, "Herkes şunu bilsin, biz AK Parti'nin değerlerinden, AK Parti'nin kıymetlerinden ve bu kadronun ürettiği değerli ve kıymetli insanlardan hiçbir şekilde vazgeçmeyiz. Bunların eleştirilmesine, bunların tahkir edilmesine hiçbir şekilde müsaade etmeyiz. Hiçbir şekilde bunların itibarının olmadığını düşünüyoruz, bir kere daha bu yaklaşımlarda bulunanları kınıyoruz." diye konuştu.

- "Genel Başkanın kim olması gerektiği konusunda istişareler yapılacaktır"

AK Parti'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongre çalışmalarının "Kutlu yürüyüşe devam" ana mesajı altında devam ettiğini bildiren Çelik, kongre çalışmalarına ilişkin şunları kaydetti:

"Kongre ile ilgili bir üst kurul kurulmuştur. Bu çerçevede, yeni genel başkanın kim olması gerektiği konusunda AK Parti'nin gelenekselleşmiş yöntemleriyle istişare yapılacaktır. MYK, MKYK, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları ve ihtiyaç duyulursa başka birimlerimizin de görüşleri alınacaktır. Geniş bir istişare çerçevesi içerisinde bunu MKYK adına AK Parti MYK'sı ve AK Parti'yi kongreye götürecek olan üst kurul kendi içerisinde bu çalışmaları yürütecek, bu istişareleri kongreden birkaç gün öncesine kadar tamamlayacaktır. Bu geniş istişarenin AK Parti'nin bir geleneği olduğunun tekrar altını çiziyorum. Dolayısıyla bundan sonrasında da MYK, MKYK, il başkanları, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, diğer arkadaşlarımızın görüşleri alınarak bu süreç olgunlaştırılacaktır."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sistemine yönelik sözlerine ilişkin, "Açıklamasını son derece vahim buluyoruz. Umarız düzeltirler ama milletin karar vereceği bir konuda hiçbir şekilde ağza alınmaması gereken, içinde 'kan' geçen bir cümleyle konunun değerlendirilmesi maalesef Cumhuriyet Halk Partisinde herkesin eleştirdiği, milletimizin eleştirdiği birtakım siyaset alışkanlıklarından asla vazgeçilmediğini ve vazgeçilmeyeceğini gösteriyor, bu da Türkiye için büyük bir şanssızlıktır diye düşünüyoruz." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasında, AK Parti'nin yeni genel başkanının ve başbakanın profilinin nasıl olacağına yönelik tartışmalar bulunduğuna değinerek, bu konuda herhangi bir tartışmaya gerek olmadığını belirtti.

Türkiye'de devletin yönetici kadrolarının yüksek profilli ve nitelikli olması gerektiğine işaret eden Çelik, "AK Parti Genel Başkanlığı da son derece stratejik bir makamdır, AK Parti hükümetinin başbakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığı da son derece yüksek nitelik gerektiren bir makamdır, dolayısıyla düşük profil diye bir tartışma söz konusu olmaz. Hükümetin başbakanından bakanlarına kadar her biri tabii ki yüksek niteliklere haiz oldukları için bu görevlere geliyorlar. AK Parti'nin genel başkanlığı, genel başkan yardımcılığı, grup başkanvekilliği gibi makamlar da o makamların icap ettirdiği en yüksek nitelikler, en yüksek profiller aranarak yerine getiriliyor." dedi.

Çelik, bu konuda polemik ve spekülasyonlara girmeye gerek olmadığını belirterek, açıklamalarıyla yanlış anlaşılan partililerin de yanlış anlamaları düzelttiklerini ifade etti.

- "Çok değerli bir mesaj"

Dünyada mülteci krizi varken, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslamofobinin yükseldiği bir dönemde Pakistan asıllı bir göçmen olan Sadık Han'ın Londra Belediye Başkanlığına seçildiğini anımsatan Çelik, "Bunun Müslüman göçmen karşıtlığının arttığı bir dönemde Londra halkının bütün dünyaya verdiği çok kıymetli, çok değerli bir mesaj olduğunu düşünüyoruz." dedi.

Sadık Han başta olmak üzere Londra halkını ve seçmenleri tebrik eden Çelik, "Kuşkusuz bu insanlığın vicdanının sınavdan geçtiği bir dönem, modern tarihin kırılma noktalarından bir tanesi. Ege Denizi'nde, Akdeniz'de binlerce insan özgürlük için, ekmek için yolculuk ediyor ve her gün bir sürü cesetlerle karşılaşıyor dünya ve bu beraberinde birtakım göçmen karşıtlığı, ırkçılık gibi maalesef birtakım siyasetlerin de daha çok ses bulmasına yol açıyor. Bunlar karşısında kültürel entegrasyon, çoğulculuk gibi kavramları öne çıkaran Londra'daki bu seçimin bir çoğulculuk mesajı vermesi bakımından da son derece değerli bir mesaj olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Klasik bir CHP politikasıyla, içerik tartışmasından kaçıyorlar"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sistemine ilişkin açıklamalarına da değinen Çelik, şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu, içinde 'kan' geçen bir cümle kurdu. Sistem değişikliği konusunun içinde kan geçen bir cümleyle, yani 'başkanlık sistemi gelecekse ancak kanla gelir' gibisinden manaya gelebilecek bir cümleyle, hele hele Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanının ağzından çıkması vahimdir. Bakınız, şöyle bir şey diyor, 'Anayasa darbe hukukuyla beraber ele alınacaksa anayasayı değiştirelim.' Bunu zaten defalarca söyledik, darbe hukukunun değiştirilmesiyle ilgili yürüttüğümüz bir çalışma var ve bu Cumhuriyet Halk Partisi ile de görüşülerek yapılmak isteniyor, diğer partilerle de görüşülecek ama darbe hukukunun esasını oluşturan şey, anayasanın kendisidir, dolayısıyla anayasanın değişmesi demek, aslında darbe hukukunun temel yazılımının değişmesi demektir. Dolayısıyla anayasa değişikliğinin önüne, darbe hukukunu koymak gibi daha önce tutum sergiliyorlardı, şimdi 'bu ikisini beraber ele alalım' diyorlar."

"Halbuki esas olan darbe hukukundan gerçekten rahatsızsanız anayasanın değişmesidir" ifadesini kullanan Çelik, AK Parti'nin bu yönde yaptığı bir çalışma olduğunu, bu konuda da Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer partilerle iş birliği ve istişare içerisinde olmayı fevkalade önemsediklerini bildirdi.

Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"(Bir tek adamlık rejimidir başkanlık sistemi, böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede getiremezsiniz) diyor. Şimdi bir Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, defalarca açıklandı bu, 'gelin, sistemin etiketini konuşmayalım, sistemin daha iyi kuvvetler ayrılığını nasıl getireceğini konuşalım, nefesiniz yetiyorsa kuvvetler ayrılığını daha iyi tesis edecek önerilerinizi dinleyelim ya da yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki değerlendirmelerinizi dinleyelim, temel insan hak ve hürriyetlerine esas olan bir düzenin nasıl ele alınacağıyla, nasıl konumlandırılacağıyla ilgili tekliflerinizi dinleyelim' dedik. Bunun yerine klasik bir Cumhuriyet Halk Partisi politikasıyla, içerik tartışmasından kaçıyorlar. İçerik tartışmasına girmemek için Anayasa Uzlaşma Komisyonu masasını deviriyorlar, arkasından da her zaman yaptıkları gibi sistem tartışmasını rejim tartışmasına çevirmek istiyorlar. Tipik kriz politikası."

- "Bu kadar iddiasız bir siyaset olmaz"

Türkiye'de kimsenin de, AK Parti'nin de rejimle bir problemi olmadığını vurgulayan Çelik, konuşulan şeyin bir sistem tartışması olduğunu, bu tartışmanın da çok partili hayata geçildiğinden beri devam ettiğini söyledi.

Bu konuda yetkin bir düzenlemeye gidilmesi konusunda bir mutabakatın bulunduğunu, ancak düzenlemenin ne şekilde olacağı konusunda farklı görüşlerin olduğunu dile getiren Çelik, "Bunların açık bir şekilde toplumun önünde tartışılması gerekir. Peki buna kim karar verecek? 'Kan dökülür' gibi cümleler kuranlar karar vermeyecek, buna milletin kendisi karar verecek, buna siyasetin profesyonelleri karar vermeyecek, bu bir profesyonelizm içerisinde, bir elitizm içerisinde ele alınmayacak. Bu, halkın iradesinin tecelli ettiği bir sonuç olacak, bu çerçevede ele alınacak. Bir Genel Başkanın, bir sistem değişikliği tartışmasını, bu sistem değişikliği konusunda kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, temel hak ve hürriyetler konusunda, yargının tarafsızlığı konusunda üç tane sağlam argüman bugüne kadar kurmaksızın içinde 'kan' geçen cümlelerle ele almaya çalışması, son derece vahimdir." diye konuştu.

Muhalefet partilerinin genel başkanlarının ve yöneticilerinin, "AK Parti'de başbakan nasıl olacak? Başbakanın cumhurbaşkanıyla ilişkisi nasıl olacak?" konusunu tartıştıklarını ifade eden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ama hiçbirinin kendi kadrolarından bir tane başbakan çıkması ve bu başbakanın nasıl başbakanlık yapacağıyla ilgili iki satır cümlesi yok. Böyle bir siyaset olmaz, bu kadar iddiasız bir siyaset olmaz. İktidar olmayı hayal bile etmeyen, sürekli olarak iktidar partisinin nasıl yönetildiğiyle, iktidar partisinin nasıl bir ilişkiler sistemi içerisinde olduğuyla siyaset tüketen, ömür tüketen bir muhalefet anlayışı olmaz. Halbuki normalde ne beklersiniz ana muhalefet partisinin genel başkanından? Kendisinin nasıl başbakanlık yapacağıyla ilgili veya kendisinin başbakan olup olmamakla ilgili bir iddiasının olup olmadığıyla ilgili bir açıklama beklersiniz ama böyle bir açıklama yok. Böyle bir iddia da yok, topluma giderek bir meseleyi çözme de yok."

CHP'nin sistem tartışmalarını rejim tartışmalarına çevirdiğini, Anayasa Mahkemesine gittiğini, yargı vesayeti üretmeye çalıştığını, geçmişte de askeri vesayet üretmeye çalıştığını belirten Çelik, "Böylesine bir kısır döngünün içerisinde sivil siyasetle alakası olmayan, demokratik siyasetle alakası olmayan bir siyaset anlayışını sürdürüyorlar. Dolayısıyla bu açıklamasını son derece vahim buluyoruz, umarız düzeltirler ama milletin karar vereceği bir konuda, hiçbir şekilde ağza alınmaması gereken, içinde 'kan' geçen bir cümleyle konunun değerlendirilmesi maalesef Cumhuriyet Halk Partisinde herkesin eleştirdiği, milletimizin eleştirdiği birtakım siyaset alışkanlıklarından asla vazgeçilmediğini ve vazgeçilmeyeceğini gösteriyor. Bu da Türkiye için büyük bir şanssızlıktır diye düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan adayının açıklanmasına ilişkin olarak, "Şu anda Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız halen görevinin başındadır. MYK ve MKYK, bu belirlendikten sonra bir yöntemle bunu siyasi işler başkanı, parti sözcüsü bir arkadaşımız geçmişte olduğu gibi duyurur. Bu istişarelerin bitmesi lazım, birkaç gün öncesinde duyurmuş oluruz diye tahmin ediyorum." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

AK Parti'de bir kriz olup olmadığı sorusuna Çelik, "Kriz olursa ben size söylerim. Sayın Genel Başkanımızın ve Başbakanımızın bu kürsüde yaptığı basın toplantısını izlediniz. Siz orada bir kriz gördünüz mü?" yanıtını verdi.

Çelik, geçiş süreciyle ilgili Türkiye'de hiçbir ekonomik odağın olumsuz tepki vermediğini, bunun bir bayrak yarışı olduğunu, AK Parti teşkilatlarının ve kadrosunun sürecin işlemesini beklediğini ifade etti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, AK Parti'de gerçekleştirdiği basın toplantısında yaptığı değerlendirmelerin siyasi tarihe geçecek bir olgunluk ve içerik taşıdığını belirten Çelik, "Kriz demek çatlama, çatışma, parçalanma ve karşı karşıya gelme durumu demektir. Türkiye'de reel siyaset açısından baktığınızda 'kriz' demek, 'Türkiye'nin birlik, bütünlüğünü temsil eden AK Parti'nin tek başına iktidar olamaması ya da AK Parti'nin kadrolarının içerisinde varoluşsal bir çatışma olması' demektir. Bugün AK Parti'nin içerisinde varoluşsal bir çatışma yoktur. AK Parti'nin, Türkiye'yi yönetme iradesiyle ilgili varoluşsal bir kriz yoktur, bu şekilde yoluna devam ediyor AK Parti." değerlendirmesinde bulundu.

- "Başkanlık sistemi meselesi, AK Parti'nin resmi görüşüdür"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Fiili destek gerekirse hukuki desteğe dönüşebilir ve AK Parti bize ahlaklı bir teklifle gelirse bunu değerlendirebiliriz" açıklamasının hatırlatılması üzerine Ömer Çelik, Bahçeli'nin "Kongre sonrasında AK Parti'de kriz olursa, terörle mücadele konusunda bir zaafa düşerse biz, 40 milletvekilimizle terörle mücadele konusunda bir zaaf olmasın diye destek vermeye hazırız diyor." sözlerini aktardı.

Çelik, AK Parti kadrolarının 2002'de hangi birlik ve bütünlük içindeyse, bugün ve 23 Mayıs günü de aynı birlik ve bütünlük içerisinde kalacağının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Terörle mücadele meselesi, Sayın Bahçeli'nin şimdiye kadar ifade ettiği, ayrıca Sayın Genel Başkanımızı ve Başbakanımızı bizzat ziyaret ederek verdiği desteğe her zaman teşekkür ediyoruz. Bu konuda destek veren her kesime, siyasetçiye, vatandaşımıza teşekkürü bir borç biliyoruz. Çünkü bu Türkiye'nin meselesidir, geleceğiyle ilgili bir meseledir, meşru müdafaa hakkıyla ilgili bir meseledir. Ama şöyle bir şey yoktur. Burada AK Parti iradesinde de zaaf yoktur, 23 Mayıs günü AK Parti kadrolarında, bu bakımdan da bir zaaf oluşmayacaktır.

AK Parti tek başına iktidar durumundadır, bir koalisyon arayışı içerisinde değildir, böyle bir şey söz konusu değildir. Gayri ahlaki teklif de zaten AK Parti'den çıkmaz. Ama kastedilen şey şuysa, 'belli konular konuşulmasın. Mesela AK Parti kendi gündeminden başkanlık sistemini çıkarsın, onun dışında her şeyi konuşalım' gibi bir şeyse. Başkanlık sistemi meselesi, AK Parti'nin resmi görüşüdür. AK Parti ile bir konu konuşulacaksa, temel siyasetlerinden bir tanesinden vazgeçmesi ya da onu askıya alması gibi bir ön şart, AK Parti tarafından kabul görmez."

Ömer Çelik, AK Parti'de terörle mücadele konusunda da bir zaafın yaşanmayacağını kaydetti.

- "Türkiye'nin demokrasisi 5G'ye geçmiş ama yazılım ankesörlü telefon"

Sistem konusunda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç'un "Cumhurbaşkanlığı sistemi' diyeceğiz ismine, yerli ve milli bir sistem olacak" şeklindeki açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, "Bu sistemde yetkin bir kuvvetler ayrılığı yoktur, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamamaktadır. Temel hak ve hürriyetler düzeni yeterli kapasitede değildir. Türkiye'nin demokrasisi, 5G'ye geçmiş ama yazılım ankesörlü telefon düzeyindedir." görüşünü dile getirdi.

Ömer Çelik, "Bir 'reform anayasası istiyoruz, sistem teklifimiz de budur. Bunun adı 'başkanlık sistemi' olur, 'cumhurbaşkanlığı sistemi' olur, o çok önemli değil. Önemli olan bu içeriktir." dedi.

Çelik, Türkiye'de öteden beri kendi siyasi hareketinin uzun yıllar liderliğini yapmış genel başkanların, cumhurbaşkanı olduktan sonra partileriyle ya da siyasetle ilişkilerini kesmelerini talep etmenin, işin doğasına aykırı olduğunu ifade etti.

"Milli ve yerli" dendiği zaman akla hemen "sanki kuvvetler ayrılığından, evrensel standartlardan taviz vermemiz gerekir" ifadelerinin geldiğini vurgulayan Çelik, "Milli ve yerli" dediğimizde hemen evrensel olanla çatışan bir şey ya da kaliteli olmayan bir şey aklımıza geliyor. Aslında bu da bir oryantalist zihin hastalığıdır. Tam aksine 'milli ve yerli' dediğimizde iki şeyi kast ediyoruz. Bir, evrensel olanla uyumlu olacak. İki, kendi ihtiyaçlarımızı giderecek." diye konuştu.

- "Boş yere sistemi çifte standarda sürükleyen bir yaklaşım"

"Yeni genel başkan belirlendikten sonra kamuoyuna kim duyuracak, bu konuda bir netlik var mı?" sorusu üzerine Çelik, "Şu anda yetki MYK ve MKYK'dadır. Bununla ilgili üst kurul içerisinde bir değerlendirme yapılır. Şu anda Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız halen görevinin başındadır. MYK ve MKYK, bu belirlendikten sonra bir yöntemle bunu siyasi işler başkanı, parti sözcüsü bir arkadaşımız geçmişte olduğu gibi duyurur. Bu istişarelerin bitmesi lazım, birkaç gün öncesinde duyurmuş oluruz diye tahmin ediyorum." ifadelerini kullandı.

Çelik, "Partili Cumhurbaşkanı tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu başkanlığa bir geçiş modeli olabilir mi?" sorusuna karşılık, partili cumhurbaşkanlığı, yarı başkanlık, başkanlık, parlamenter sistem gibi sistemlerin hiç birinin tabu olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.

"Bazılarının hemen içinde 'kan' geçen cümleler kurması gibi bir zihinsel boşluğa düşmemek lazım." diyen Çelik, "Bunlar anayasa hukuku, siyaset literatürü, insanlığın evrensel deneyimi içerisinde meşru olan sistemler. Bunların her biriyle ilgili arkadaşlarımız değişik görüşler vaaz edebilirler." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, "Şu ana kadar anayasa çalışmamızda da AK Parti'nin yetkili organlarının karar verdiği temel politika, başkanlık sistemi, tam başkanlık sistemi öneren bir anayasa teklifini götüreceğiz Meclis'e." şeklinde konuştu.

Çalışmaların bu çerçevede yapıldığını vurgulayan Çelik, tam başkanlık sistemini öneren ve Türkiye'nin ihtiyaçlarını, siyasi sorunlarını aşabilecek bir sistem arayışı içinde olduklarını söyledi. Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu çalışmalarda anayasa bu şekilde gidecektir, şimdiye kadar yapılan çalışmalar bu şekildedir. Bu çalışmayı yürüten Anayasa Komisyonu'na, AK Parti MKYK'sının ve MYK'sının verdiği görev de budur. Şu anda çalışmalar bu çerçevede yürümektedir. Tüm bunlar meşru tartışmalardır. Şu anda bununla ilgili bir çalışma partideki Anayasa Komisyonu tarafından yürütülmemektedir. MYK ve MKYK'da da başkanlık sisteminin temel görüş olarak verilmesi konusu dışında bir değerlendirme yapılmamıştır. Ama dediğim gibi bunların hepsi meşru tartışmalardır. Keşke Türkiye daha çok sistem, reform tartışması yapsa. Arkadaşlarımızın bu değerlendirmeleri üzerine daha çok tefekkür ortaya konulsa diye düşünüyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber