Sigortalıya özel hastane işkencesi

ÖZGÜR KAYA/Karar Gazetesi

AK Parti'nin sağlık politikasının temelini oluşturan ve sağlık dönüşümünün mimarı olan Akdağ, görevi devralır almaz ilk icraat olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla, özel hastanelerde kanser hastalarından cerrahi müdahalelerde fark alınmaması için çalışma başlatıldığını açıklamıştı.

Kanser hastalarına verilen bu desteğin moral ve motivasyon açısından da pek çok hastaya olumlu katkı sunacağına inanıyoruz. Sayın Bakan'ın açıklamalarına baktığımızda, vatandaşın her türlü sağlık hizmetine rahatça ulaşacağı, buna ulaşırken de altından kalkamayacağı bir harcama yapmayacağı görülüyor.

Mesela SGK, özel hastanelerle anlaşma yapıyor ve bu anlaşma çerçevesinde vatandaşımız oradan hizmet alıyor ama karşılığında fark ücret ödüyor.

Fark ücretin alınamayacağı bazı tedavi hizmetleri ise yoğun bakım, kalp ameliyatı, acil servis gibi birimler. Kanser tedavilerinde de uygulama bu şekildeyken kanser cerrahisinde hastanelerin fark almaması için gereği yapılıyor.

Öyle Özel Sağlık Hizmeti sunucuları var ki ; adeta sigortalıyı çileden çıkarmak için elinden geleni yapıyor.

Özellikle vatandaşlardan gelen en büyük şikayetlerin başında Yeni Doğan üniterleri geliyor. Tedavi sonuçlanmadan hastaların taburcu edildiği, tedavisi tamamlanmadan taburcu edilen hastanın birkaç saat içinde tekrar hastaneye başvurduğunda artık yeni doğan statüsünden çıktığı, dolayısıyla alacağı tedavi statüsü bu kez normal poliklinik prosedürüne dönüştürüldüğü, bunun karşılığında da ilave ücret ödeme ile karşı karşıya bırakıldıkları yönündedir.

SGK'nın bu yönde gelen şikayetlere anında müdahale etmesi suiistimallerin ortadan kaldırılmasına hızlı çözüm olacaktır. Özel hastanelerin SGK ile imzaladıkları sözleşmeye göre uymaları gereken kurallardan birisi de ilave ücret tabelasının asılmasıdır. Bu bilgilendirmenin yapılmadığı yerlere 10 bin TL idari para cezası uygulanmatadır.

PROMOSYON BAŞKA BAYRAMA

Emekliye bu Bayram öncesi yine müjde çıkmadı. Yıllık 240 milyarlık pastadan faydalanan bankalar 'emekliye nasıl üç kuruş daha az promosyon veririz, pastadaki kar marjımızı yüksek tutarız'ın hesabını yaparken başarısız bazı bürokratlar da bankaların ekmeğine yağ sürmekte. Ramazan ayı öncesinde başlayan yoğun görüşmelere rağmen, bankaların üç yıllık maaş garantisi karşılığında 900 TL promosyon vermeyi bir türlü kabul etmemesi neticesinde Bayrama cebinde 900 TL ek gelir ile girecek olan ya da bu ümitle yaşayan emeklinin bir kez daha boynunu büktü.

Bu işin çözüm noktası her meselede olduğu gibi yine Cumhurbaşkanı'nda. Sayın Cumhurbaşkanı bu meseleseye el atmadığı sürece bankalar ile bürokratlar arasında al gülüm ver gülüm ile hayalleri başka bayramlara bırakmak kaçınılmazdır. Emekli derneklerine bu konuda görev düşüyor. Dernekler, Sayın Cumhurbaşkanı'ndan randevu alıp bu meseleyi anlatmalıdır.

GERİYE DÖNÜK TEŞVİĞE SON

Geriye yönelik olarak yararlanılan teşviklerin, istihdamın ve yatırımların artırılmasına herhangi bir katkı sağlamadığı dikkate alınarak, kamu giderlerinin artmasının önüne geçilmesi, bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltılması, geriye yönelik finansal belirsizliğin ortadan kaldırılması amacıyla, sigorta prim teşviklerinde, hazırlanan tasarı yasalaştırıldığında geriye dönük yararlanma kaldırılacak.

İşverenler bu uygulamadan rahatsız olmayacak. Teşvikin bu anlamda uygulanması ulaşılamazlığı nedeniyle çok fazla bir anlam ifade etmiyordu.

Elbette yıllardır ekmeğini yediği kuruma ihanet edenler bu uygulamadan rahatsız. Kurumun imkanlarını kullanarak bazı işverenlere teşvik çıkartmak için cebinde milyonlarca lira mahkeme masrafı çıkartmayı marifet bilenler.

O kurumda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Elde edeceğiniz üç beş kuruşu hangi vicdanınızla midenize indireceksiniz. Eğer kazancınızın helal olmasını istiyor, alın teriniz ile çalışmayı düşünüyorsanız kurumun imkanlarını kullanmayın.