'Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız'

Kılıçdaroğlu: - "Şimdi kalktılar başka bir şey yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tartışma konusu yapıyorlar. Lozan'ı tanımıyorlar. Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Kasım 2016 16:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi kalktılar başka bir şey yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tartışma konusu yapıyorlar. Lozan'ı tanımıyorlar. Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, Bakırköy'de, belediyenin Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı'nda düzenlediği temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de karamsar bir hava olduğunu, düşünen her insanın ülkenin geleceği hakkında kaygı taşıdığını söyledi.

Hangi görüşten olursa olsun hiç kimsenin karamsarlığa kapılmasına gerek olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede CHP olduğu sürece, ülkenin aydınlık geleceği için hep birlikte mücadele edeceğiz ama her yurttaşımızın, her vatandaşımızın kendisine soru sorma zamanıdır. Ülke neden bu hale geldi? 2002'de iktidar olanlar, 2014'ün Türkiyesinde neden bir terör batağıyla Türkiye'yi karşı karşıya getirdiler? 2002'de bütün komşularımızla ilişkilerimiz çok iyiyken, 2014'ün Türkiyesi neden bütün komşularıyla kavgalı bir halde? 2002'de Türkiye'de terör yokken neden bugün 1 değil 3 terör örgütüyle mücadele eder noktaya geldi? Herkes şu soruyu da sormalı, FETÖ dedikleri terör örgütüyle kim birlikte paralel yürüdü? Kim 'Ne istediniz de vermedik' dedi? Kim terör örgütünü bir darbe yapar noktaya taşıdı, bu kadar güçlendirdi?" diye konuştu.

Türkiye'de binlerce işsiz bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Onların çocukları işsiz mi? Ankara'da oturan beylerin çocukları işsiz mi? Neden? Bu ülkede fakir fukara çocuklar iş bulamazken onların çocuklarının bir eli yağda, bir eli balda. Bu soruyu sormak zorundayız. Her vatandaşımız sormak zorunda. Diyorlardı ki bir dönem, 'CHP, fakir insanların, yoksul insanların, gariban insanların derdini dile getirecek mi' diye... Her ortamda dile getiriyoruz. Taşeron işçiliği kim dile getirdi? CHP'liler. Emekliye iki maaşı kim dile getirdi? CHP'liler. Orman köylüsünün sorununu kim dile getirdi? CHP'liler. 1 milyona yakın mağdur var, darbe sonrası yaratılan mağdur var... O mağdurların sorunuyla bire bir kim ilgileniyor? CHP'liler. Bakın, biz bu ülkenin sorunu olan her vatandaşıyla birebir ilgileniyoruz. Sorunu olan her vatandaşın sorununu çözmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Suriye'den şehit haberlerinin geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Suriye bataklığını kim yarattı? Suriye'ye kim silah gönderdi? Müslümanı Müslümana kim kırdırdı? Özellikle mevcut iktidarı iktidara getirmek için oy kullanan bütün saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum: Senin çocuğunu Suriye'ye gönderiyorlar, senin çocuğunu dağlara gönderiyorlar 'terörle mücadele et' diye, 'Türkiye'nin çıkarlarını savun' diye. Bu Ankara'da oturan beylerin çocukları nerelerde? Onlar gidiyorlar mı? Yeri gelince şehit edebiyatı yapıyorlar. Şimdi şehitler arasında da fark koydular, 15 Temmuz şehitleri ve diğer şehitler. Şehitler için fark olmaz. Söyledim kürsüde, burada da söylüyorum. Şehitler arasında fark yaratanlar bu ülkenin hainleridir. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Şehitler bizim şehitlerimizdir. Şehitler arasında fark olmaz. Şehitlerin tamamı annelerinin kuzularıdır. O çocukları, fidan gibi çocukları eline kına yakıp askere gönderen anneler... Sizlere seslenmek istiyorum. Sevgili anneler, çocuğunuzu gönderirsiniz, arkasından dualar yaparsınız, 'huzur içinde askerliğini tamamlasın, gelsin' dersiniz. Şehit haberi almamak için, her gün Allah'a dua edersiniz, 'çocuğum sağ gelsin' diye. Şehitler arasında farklılık getirmek, o şehitlerimizi ayırmak bizim kitabımızda yoktur, bizim ahlakımızda yoktur, bizim inancımızda yoktur, bizim terbiyemizde yoktur ama onlarda var. Bunu içime sindiremiyorum. Suriye'ye gönderiyoruz askerlerimizi. Suriye'ye eskiden niye giderdi bizim askerlerimiz? Belki olsa olsa turistik geziye giderdi, sivil vatandaş olarak. Şimdi, eline silah verdik ve gönderdik. Neden? Türkiye'nin güvenliği için. Türkiye'nin güvenliğini Ortadoğu'da kim tehlikeye attı? Hangi iktidar tehlikeye attı? Bunun hesabını sormak zorundayız. Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Refet Bele, Kazım Karabekir... Bunların tamamı Osmanlı paşasıydı. Bunların bütün hayatları savaş meydanlarında geçti ama onlar savaşın bütün acımasızlığını yaşadılar ve dediler ki 'bu ülkenin bekası için ülkenin içinde de dışında da barış olmalı' dediler. Her zaman, her ortamda barıştan yana oldular. Şimdi kalktılar başka bir şey yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tartışma konusu yapıyorlar. Lozan'ı tanımıyorlar. Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız."

- Fidel Castro'nun ölümü

Konuşmasında, Küba devriminin lideri ve eski Devlet Başkanı Fidel Castro'nun ölümüne yer veren Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Onun idealindeki en büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tü. Hep onu örnek aldı, onun devrimlerini örnek aldı. Düzgün bir insandı. Küba'ya sahip çıktı, Kübalılara sahip çıktı. Belki dünyanın en mutlu insanları Küba'da. Herkes huzur içinde yaşıyor. Kimseye teslim olmadı. Ülkesini de kimseye teslim etmedi. Çünkü o, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü örnek almıştır. O nedenle onu saygıyla anıyoruz. Saygıyla yad ediyoruz."

- "Tarık Akan'ı anmak hepimizin ortak görevi"

Bakırköy'ün, İstanbul'un en güzel ilçelerinden biri olduğunu, insanların sokaklarda özgürce gezdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün belediye başkanlarımıza şunu söyledim. Seçime kadar CHP rozeti takın, gezin, uğraşın ve seçimi kazanın. Seçimden sonra artık siz bir partinin değil bütün beldenin belediye başkanısınız. Hiç ayrım yapmayın. Ayrımcılık yapmayın. Herkesi kucaklayın. Çünkü bizim geleneğimizde, bizim ahlakımızda, bizim inancımızda ayrımcılık yoktur, herkesi kucaklamak vardır. Belediye başkanlarına bunu söyledim. Gecekondu bölgelerinden başlayarak her yerde çocuk yuvası ve kreşi açın. Anneler, çocuklarını güven içinde kreşe getirsinler, kentin kendilerine verdiği imkanlardan yararlansınlar. Eğer beldenin bir sorunu varsa uğraştınız çözemiyorsanız Ankara'ya geleceksiniz, biz sizin önünüze düşeceğiz ve o sorunu çözmek için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunu da söyledim. Bu yeter mi? Hayır. Kentlinin sorumluluğu vardır. Kentlinin bir kimliği vardır. Bakırköy dediğinizde, aklınıza gelen bazı değerler vardır. Tarık Akan bu değerlerden birisidir. Onu anmak hepimizin ortak görevidir. O zaman bizim kültür merkezlerine ihtiyacımız var, tiyatro salonlarına, sinemalara ihtiyacımız var, konferans salonlarına ihtiyacımız var, insanların gelip rahatlıkla tartıştığı, düşüncelerini ifade ettiği mekanlara ihtiyacımız var. Belediye başkanlarımız bunu yapıyor."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Avrupa Birliği üyelerinin tümüne, tüm yöneticilerine seslenmek isterim. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti, öteden beri, kurulduğu tarihten bu yana yüzünü Batı'ya ve uygarlığa dönmüş bir ülkedir. Biz laik, demokratik, sosyal hukuk devletini koşulsuz savunan bir ulusuz. Dolayısıyla bir kişiye kızıp, bir kişinin söylemlerine kızıp, 80 milyonluk bir ülkeye yaptırımlar uygulamayın." dedi.

Kılıçdaroğlu, Bakırköy'de belediyenin Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı'nda düzenlediği temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sıkıntılı günler geçirdiğini söyledi.

Türkiye'nin geldiği noktanın iç açıcı olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Dolar almış başını gidiyor. Terör bir taraftan, bütün dünya bize kapılarını kapatmış. Avrupa Parlamentosu bir karar aldı, Türkiye'nin müzakere sürecini askıya aldı. Önce şunu ifade etmek isterim, bu bir tavsiye kararıdır. Daha sonra komisyonlarda görüşülecek. Avrupa Birliği üyelerinin tümüne, tüm yöneticilerine seslenmek isterim. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti, öteden beri, kurulduğu tarihten bu yana yüzünü Batı'ya ve uygarlığa dönmüş bir ülkedir. Biz laik, demokratik, sosyal hukuk devletini koşulsuz savunan bir ulusuz. Dolayısıyla bir kişiye kızıp, bir kişinin söylemlerine kızıp, 80 milyonluk bir ülkeye yaptırımlar uygulamayın. Bu bir halkı cezalandırmaktır. Biz kendi ülkemizde bu mücadeleyi zaten yapıyoruz. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Birileri Türkiye'yi teslim almak istiyor ama tek bir Cumhuriyet Halk Partili dahi bu ülkeyi bir kişiye asla teslim etmeyecektir."

Müzakerelerin yeniden açılmasını istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Sayın Binali Yıldırım'a açık ve net mesaj vermek istiyorum: Avrupa Birliği ile müzakerelerin özü demokrasidir. Eğer ülkende demokrasiyi savunuyorsan, hukukun üstünlüğünü savunuyorsan, insan haklarını savunuyorsan, yargı bağımsızlığını savunuyorsan, Batı'nın standartları yani tam demokrasiyi Türkiye'de istiyorsan, Cumhuriyet Halk Partisi son ferdine kadar parlamentodaki bütün milletvekilleri, bu yasal düzenlemeleri yapmak için destek verecektir. Cesaretin varsa, yüreğin varsa, ülkeyi seviyorsan, müzakere fasıl demeden, onlar dayatmadan, onların fasıl açmasını beklemeden biz kendi özgür irademizle Türkiye Cumhuriyeti'ne tam demokrasiyi getirelim, özgürlüğü getirelim. Neden birileri dayatsın?"

Kılıçdaroğlu, herkesin, bulunduğu koltuğun yetkilerini kullanmak zorunda olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanıysa tarafsız olacak, eşit olacak, yani cumhurun başkanı olacak, bir kısım insanların değil, birilerinin değil. Başbakan, halkın verdiği yetkiyi kullanacak. Kendi yetkilerini başkasının kullanmasına izin vermeyecek. Verdiği takdirde ülkeyi yönetemez. Nitekim, ülke yönetilmiyor. Nitekim dış politika konusunda bir kişi konuşuyor, terör oluyor bir kişi konuşuyor. Esnafın derdi, bir kişi konuşuyor, -tabii onlar esnafın derdi derken bizim anladığımız derdi değil başka bir şey konuşuyorlar- ama ortada Başbakan yok, Başbakan konuşmuyor. Başbakan'ın sesi çıkmıyor. Bir şey söylese, yukarıya bakıyor 'acaba ne diyecek bana' diye." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'de kendi çocuklarına sahip çıkan kocaman bir kadın kitlesi var"

Kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Gece yarısı bir önerge verildi. Önergeyi dikkatle izleyen, dikkatle gözden geçiren CHP'nin milletvekilleri oldu. İç tüzüğün kendilerine verdiği bütün yetkileri kullanarak o önergenin o gece yasalaşmasına engel oldular. Küçük çocuklara tecavüz edenlerin hapisten çıkarılmalarını engellediler. Bu bir gece bizim yaptığımızdı ama hemen ertesi günden, hangi görüşten olursa olsun bu ülkenin kadınları bir yürek oldular hep birlikte. Çünkü onlar çocuklarını seviyorlar. Çocuklarının acı çekmesini istemiyorlar. Sivrisineğin ısırmasına bile tahammül edemiyorlar, kendi çocuğuna tecavüz eden insanların hapisten çıkarılmasına göz yumabilirler mi? Asla yapmadılar ve birlik oldular. Yürekli ve kocaman bir ses çıkardılar. Bu ses, sadece Ankara'dan, sadece parlamentoda değil bütün dünyada duyuldu ve bütün dünya şu gerçeği gördü; Türkiye'de kendi haklarına, kendi çocuklarına sahip çıkan kocaman bir kadın kitlesi vardır. O nedenle bu ülkenin kadınları olduğu sürece bu ülkenin geleceği hep aydınlık olacaktır. Bu dünyayı yerinden oynatacak olanlar kadınlardır. Türkiye'ye aydınlık iktidarı getirecek olan kadınlardır. O nedenle bu ülkenin bütün kadınlarına güveniyoruz. Bu ülkenin bütün kadınları demokrasinin de aynı zamanda güvencesidir."

- Hapisteki gazeteciler

"Buradan, Özgürlük Meydanı'ndan hapisteki bütün gazetecilere selamlarımızı, saygılarımızı gönderiyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, cezaevinde gazeteci bulunmasının kendileri için ayıp, hapisteki gazeteciler için ise onur olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, hapisteki gazetecilerin adi bir suçtan dolayı cezaevinde tutulmadığını söyleyerek, "Onlar düşündükleri için hapisteler. Dünyanın bütün zulmeden iktidarları düşünen insanlara düşman olmuştur. Düşünen insanlar, özgürlüğü savunan insanlar her zaman ağır bedeller ödemişlerdir. O gün ağır bedeller ödeniyor ama o bedelleri ödeyenler tarihe not düşüyorlar: 'Bu ülkenin aydınlığı için biz mücadele ediyoruz. Bu ülkenin geleceği için biz mücadele ediyoruz. Bu ülkenin demokrasisi için mücadele ediyoruz' diyorlar. O nedenle biz Bakırköy'den, Özgürlük Meydanı'ndan o yiğit insanlara selamlarımızı gönderiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Karşı darbe sürecindeyiz"

Türkiye'nin bir "karşı darbe süreci"nde olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"15 Temmuz'u fırsat bilip cadı avı başlatan bir karşı darbe süreci başlattılar. Binlerce öğretmen kapının önüne kondu. Binlerce memur kapının önüne kondu. 142 gazeteci hapiste ama şu sorunun cevabı henüz bulunmuş değil: FETÖ dediğimiz terör örgütünü kim besledi? Kim büyüttü? Kim siyasi destek verdi. Bunun siyasi sorumluları kimdir? Ben biliyorum. Siz de biliyorsunuz. Güçleri kime yetiyor, gariban vatandaşa yetiyor. Bakkala, manava, öğretmene, akademisyene, avukata yetiyor ama kendilerine gelince hiçbir şey yok. Bunun hesabını sormazsam namerdim. Açık ve net söylüyorum. Nereye giderlerse gitsinler hesabını soracağım bunun. Beraber yürüdünüz siz. Malı beraber götürdünüz. Bilmez miyiz? İhaleleri beraber paylaştınız, okulları beraber açtınız, üniversitelere beraber izin verdiniz, şimdi sorumlu arıyorlar. Baş sorumlu sensin."

İnsan haklarına aykırı uygulamaların yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bir polis memuru, meslekten atılmış. Karısı özel sektörde çalışıyor. Vali yazı yazıyor: 'Eşi FETÖ terör örgütünden ötürü atıldı, karısını da siz özel sektörden atın'... Değerli arkadaşlarım, vicdan denen bir şey var. Kolektif suç diye bir kavram yoktur. Suç şahsi mi? Polis memuru suç işleyebilir. Karısının günahı ne? Çocuklarının günahı ne? Diyorlar ki 'onlar çoluk çocuk aile boyu ağaç kökü yesin.' Ben de onlara diyorum ki 'Onlar ağaç kökü yemesin, insanca beslensinler ama sen zıkkımın kökünü ye.' Mazluma sahip çıkmak bizim görevimiz, zulmedene karşı çıkmak bizim görevimizdir. Biz, bize oy verdi-vermedi ayrımını yapmayız, biz insan haklarından yanayız." dedi.

İş dünyasına seslenen Kılıçdaroğlu, "Düne kadar destek verdiğiniz, İstanbul'u betona çevirdiğiniz bir süreç Türkiye'yi bu noktaya taşıdı. Kimse, geleceği bıraktım, yarını göremiyor. Yarın ne olacak, onu göremiyor. O zaman hepimizin aklımızı başımıza almamız gerekiyor. Bütün sorumluluğu getirip CHP'nin sırtına yıkacaksınız sonra diyeceksin ki bu memleketi kim kurtaracak? Açık net söylüyorum, bu memleketi içinde bulunduğu zulümden, zalimlikten ancak ve ancak CHP çıkarır." şeklinde konuştu.

Türkiye'de 1 milyonun üzerinde taşeron işçinin bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Kadro verdiler mi? Verecekler mi? Vermeyecekler. Kadro istiyorsan yönünü 6 oka döneceksin. Kadro istiyorsan koşulsuz, inanarak oyunu Cumhuriyet Halk Partisi'ne vereceksin. Biz emekten yana, alın terinden yana olan bir partiyiz" dedi.

- Törenden notlar

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuşması öncesinde şarkıcı Koray Avcı konser verdi. Konserin ardından Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, temeli atılacak Bakırköy Belediyesi Hizmet Binası, Bakırköy Cemevi ve Kültür Merkezi, Bakırköy Belediyesi Kültür Merkezi ve Evlendirme Dairesi ve Tarık Akan Kültür Sanat Merkezi hakkında sunum yaptı. 30 Mart'ta en yüksek oy artışıyla seçildiklerini söyleyen Kerimoğlu, bunu daha da yukarıya taşımak istediklerini dile getirdi.

Temel atma törenine, TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi'nin de aralarında bulunduğu CHP milletvekilleri ve partililer katıldı.

Törenin ardından şarkıcı Hadise konser verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber