Kurtulmuş: Suriye krizi küresel bir sorun halindedir

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Suriye krizi önümüzde açık bir krizdir. Suriye meselesi uzun yıllar boyunca önce iç savaş, arkasından son 3 yılı da vekalet savaşı olarak geçmiş olan küresel bir sorun halindedir." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Ocak 2017 14:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kurtulmuş: Suriye krizi küresel bir sorun halindedir

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığınca JW Marriott Otel'de düzenlenen, 9. Büyükelçiler Konferansı'nda, büyükelçilere hitap etti.

Batı dünyasının uzun yıllar "Doğu doğudur, Batı batıdır. Bu ikisi hiçbir zaman bir araya gelmez" anlayışı içerisinde yaşadığını aktaran Kurtulmuş, bunun Batı'nın sorunları, Doğu ile oturup paylaşmak, sorunların çözümü için bazı perspektifler geliştirmek yerine Doğu'yu inkar ve ihmal etmesine, Doğu'da ortaya çıkan sorunları kendisiyle ilgili görmemesine neden olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, özellikle iki küresel tehdit üzerinden herkesin gözünü açması, herkesin bu küresel tehditlerin sebeplerini ortadan kaldıracak çalışmalar üzerine odaklanması gerektiğine dikkati çekti.

Bunlardan birinin küresel göç, diğerinin de küresel terördür olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Artık Suriye'de olan sadece Suriye'de kalmıyor. Somali'de olan, Irak'ta olan buralarda kalmıyor. Buralardaki bütün gelişmeler önce yakın coğrafyalarını, ardından bütün dünyayı ve bu olaylara karşı duyarsız kalan, çözüm üretmekte fevkalade başarısız kalan Batı dünyasını da etkiliyor." dedi.

"Küresel sorun kaynağı haline gelmiştir"

Suriye krizini "açık bir kriz" olarak niteleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Suriye meselesi uzun yıllar boyunca önce iç savaş, arkasından son üç yılı da vekalet savaşı olarak geçmiş küresel bir sorun halindedir. Ancak Suriye meselesi, şimdi oradaki terör örgütleri üzerinden dünyanın her tarafına ulaşabilen bir büyük küresel tehdit, bir küresel sorun kaynağı haline gelmiştir. Bu sorunun çözülebilmesi için, bu sorunun temel nedenlerinin ortadan kaldırılması üzerine fikir yormamız lazım."

"Gök kubbelerini, çelikten kubbelerle örtseler bile"

Kurtulmuş, dünyada yeni bir küresel dil, yeni bir siyasal paradigma inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Aksi taktirde bir taraftan uluslararası göç, küresel göç, yasadışı göç diğer taraftan sürekli artan ve geliştirilen uluslararası terörizm, dünyanın başına bela olmaya devam edecektir. Batı ülkeleri, değil sınırlarını tel örgülerle örmek, gök kubbelerini, çelikten kubbelerle örtseler bile ne terörün tehlikesinden ne de küresel göçün tehdidinden kurtulamayacaklardır. Onun için hep beraber, bütün dünyada bu barış dilini yeniden inşa etmek, yeniden ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Batı'nın iki yüzlülükleri, tutarsızlıkları. İşte Suriye politikası. Başından beri Suriye'nin bu noktaya gelmesinin temel nedenlerinden birisi, Batı dünyasının ve özellikle Obama yönetiminin elinde herhangi bir barış planının olmaması, Suriye'de Esad rejiminin nasıl dizginleneceği ve nasıl bertaraf edileceğine ilişkin bir programının bulunmamasıdır. Ardından vekalet savaşları üzerinden yeni bir küresel savaş şeklinde ortaya çıkan bu savaşlara destek olan büyük güçlerin geldikleri nokta da ortadadır."

"Nasıl olsa biz işin içerisinde değiliz, biz askerlerimizi kaybetmiyoruz, hiç olmazsa desteklediğimiz bu terör grupları üzerinden bölgesel çıkarlarımızı maksimize edecek birtakım politikalar uygulayalım" diyenlerin, başlarına ne büyük bir bela sardıklarının farkında olmaları gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, vekalet savaşlarında kullanılan bu kirli araçların dönüp, bu araçları kullananları da vuracağını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Terörün her türlüsüne karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bunların hepsine diz çöktüreceğiz ve Allah'ın izniyle sadece terör örgütlerine değil terör örgütleri üzerinden Ortadoğu'ya ayar çekmeye çalışan küresel güçlere de haddini bildireceğiz. Türkiye'nin bundan başka şansı yoktur. Bu coğrafyadaki halkların kurtuluşu için Türkiye'nin bu oyunu bozması gerekiyor." dedi.

Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığıncan JW Marriott Otel'de düzenlenen, 9. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, İslam dünyasının siyaset yapıcılarının ve fertlerinin eksikliklerini tamamlaması gerektiğini belirterek, düşünce dünyasının onarılmasının önemini de vurguladı.

"Eşitliği, adaleti, toplumlar arasındaki dengeyi esas alan, toplumun kendi içerisinde karşılıklı müzakere ve rızalarla çözümleri ortaya koyma pratiğini geliştiren ve özellikle birlikte barış içerisinde yaşama pratiğini yeniden güçlendiren bir İslami rönesansa, bu anlamda İslam fikriyatının yeniden sahih çizgilerde ortaya konulmasına ihtiyacımız var." diyen Kurtulmuş, bu yeniden dirilişi sağlamanın fikir, siyaset ve ekonomi alanında İslam dünyasının dirilişi olacağını belirtti.

Kurtulmuş, İslam dünyasına empoze edilen siyasi pratiğin ikinci Sykes-Picot olduğuna dikkati çekerek, bir asır evvel sınırlarını böldükleri insanların şimdi zihinlerini bölmeye çalışan bu yeni emperyal planı bozacak olan şeyin, İslam'ın sahih kardeşlik, eşitlik ve adalet prensiplerini yeniden güncel olarak üretebilmek olduğuna işaret etti.

İslam dünyası üzerine oynanmaya çalışılan bu oyunun bozulacağını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu oyunu bozacak en önemli ülke Türkiye'dir. Böyle olduğu için Türkiye'nin ikinci Sykes-Picot'u bozabilme kabiliyeti ve potansiyeli olduğu için Türkiye'nin başı beladan kurtulmuyor. Türkiye'nin başına, bu oyunu bozmaması için kendisiyle uğraşmasını sağlayacak terör örgütlerini bela etmeye çalışıyorlar. Bir taraftan FETÖ, bir taraftan DEAŞ, bir taraftan PKK ile Türkiye'nin ayaklarına prangalar vurarak, Türkiye'nin kendi içerisinde İslam düşüncesinin sahih olarak üretilmesini ve İslam topluluklarının yeniden kardeşlik, adalet ve eşitlik prensipleri içerisinde bir araya gelmesini sağlayacak perspektifi ortaya koymasına mani olmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin, Suriye ve Irak içerisindeki bu karışıklıkta taraf olmasını ve taraf olarak da sorunları çözmek yerine, sorunların bir parçası haline gelmesini istiyorlar. Küresel terörü çözebilecek en önemli ülkelerden birisi olan Türkiye'ye PKK, DEAŞ, FETÖ üzerinden terör elemanlarını başına bela ederek, Türkiye'nin önünü kesmeye çalışıyorlar. Bunlara karşı uyanık olacağız. Terörün her türlüsüne karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bunların hepsine diz çöktüreceğiz ve Allah'ın izniyle sadece terör örgütlerine değil, terör örgütleri üzerinden Ortadoğu'ya ayar çekmeye çalışan küresel güçlere de haddini bildireceğiz. Türkiye'nin bundan başka şansı yoktur. Bu coğrafyadaki halkların kurtuluşu için Türkiye'nin bu oyunu bozması gerekiyor."

- "Empoze edilmiş değil halkın kabul edeceği bir barış"

Ortadoğu'da yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu, Suriye'de sorunun çözülmesi için önce Halep'te ateşkesin sağlanması üzerinden yeni adımların atıldığını belirten Kurtulmuş, başarılı bir Halep ateşkesinin üzerinden bölgede tam manasıyla halkın isteyeceği bir barış düzeninin kurulması için üzerilerine düşen sorumluluğu bütünüyle yerine getirmeye gayret ettiklerini söyledi.

Yeni bir perspektifle, bakış açısıyla sorunların çözüleceğini aktaran Kurtulmuş, "Suriye'de empoze edilmiş bir barışın değil, Suriye halkının kabul edeceği bir barışın oluşması için Türkiye olarak bütün gücümüzü ortaya koyuyoruz." ifadesine yer verdi.

Kurtulmuş, Irak yönetimiyle de yeni adımlar atarak, Türkiye-Irak yakınlaşması sağlanarak, terör örgütlerinin Irak topraklarını kendileri için bir cennet olarak kullanmalarının, Türkiye'ye gelecek tehdidin önüne geçmeye çalıştıklarını bildirdi.

- "Demokrasiyi tahkim etmek en önemli meselelerimizden birisi"

Bu coğrafyanın insanları olarak, İslam dünyası olarak zenginliğin toplumun geniş kesimleri tarafından paylaşıldığı bir ekonomik düzeni kurmak gerektiğine vurgu yapan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu coğrafya, zengin coğrafyadır. Maalesef dünyanın en yoksul insanlarının yaşadığı coğrafyadır. Bu, hak değildir, adalet değildir. Bu, bu coğrafyanın dış tehditlere açık hale gelmesini sağlayan en önemli sebeplerden birisidir. Tunus'ta Arap baharının nasıl başladığını hatırlayın. Geniş coğrafyamızda, altı üstü zenginliklerle dolu olan bu coğrafyada fakirlik kol geziyorsa, tek başına bu bile, bu coğrafyanın ne büyük bir tehdit altında olduğunu göstermeye yeter. Onun için adil, toplumun geniş kesimlerinin işin içerisinde olduğu bir ekonomik sistemi kurmak mecburiyetindeyiz. Sahih İslam düşüncesini yeniden inşa etmek mecburiyetindeyiz. Bu coğrafyada halkın bütün kesimlerinin siyasal karar süreçlerine katıldığı iyi çalışan bir demokrasiyi ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Demokrasinin iyi çalışabilmesinin temel koşulu, muhalefet hakkının geniş kesimler tarafından açıkça kullanılabilecek zeminlerin oluşmasıdır. Bu coğrafyada inşallah demokrasiyi tahkim etmek en önemli meselelerimizden birisi olacaktır. "

Kültürel çoğulculuğun önünü açmanın da bir diğer mesele olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Alevilerin, Sünnilerin, etnik ya da dini olarak farklı kökenlerden olanların dillerini, kültürlerini, yaşam tarzlarını, inançlarını, düşüncelerini, vakıflarını, eserlerini, eğitim kurumlarını canlı bir şekilde kurabilmesi ve bunları yaşatabilmesinin önemini vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, büyükelçilerin her birisinin gittiği ülkelerde, bu yeni barış düzeninin kurulabilmesi için önemli görevleri bulunduğunu söyledi.

Dünyanın bu kadar açlık, kıtlık içerisinde olduğu bir dönemin asla sürdürülemeyeceğini yineleyen Kurtulmuş, "insanların eşitliği" prensibi üzerinden dünyaya yeni dersler verecek yeni bir bakışa, yeni bir paradigmaya, yeni bir söze ihtiyaç bulunduğunu sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber