Polisin aradığı Bakan Şahin'in yeğeninin eşi iddialara cevap verdi

Polis onu, o bizi aradı

Pazar günkü yazımda, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in ihbarı üzerine rüşvet aldığı iddiasıyla aranan yeğeni Sezai Şahin'in maceralarından söz etmiştim. Önceki gün Çiğdem Şahin aradı. Kaçak yeğenin eşi. ?Bir de bizi dinleyin' dedi. Uzun konuşmanın önemli bölümü, Bakan Şahin hakkındaki suçlayıcı ifadelerdi. Konuyu, farklı alana taşımamak ve yeni polemik yaratmamak için yazmıyorum.

Sadece iddialara ilişkin yanıtlarına yer vermek istedim. ?Eşim suçsuz. 78 milyar lira (78 bin YTL) borcumuz vardı. 28 milyarını ödedik. Eşim kalan 50 milyarı ödemek için o müteahhitten borç aldı. Ödeme sıkıntısı çekince ödeme biraz gecikti. Sonra onu da ödedik. Kimseye borcumuz kalmadı' dedi.

Pekii cip? Ya Laila? Yanıtı şöyle oldu: ?Eski model BMW X-5 marka bir cip satın aldık. Borçları ödemek için onu da sattık. Eşimin de Laila'ya gittiğini sanmıyorum.' Eşinin son dönemde harcamalarında bir farklılık görüp görmediğini sordum. ?Hayır' deyip ekledi: ?Hiçbir farklılık hissetmedim. Tüm hesaplarımız ortada. Kirada oturuyorum. Şu anda perişanız. Böyle üzerimize gelmeye devam ederlerse Yenikapı Camii'nde mendil açıp dilenmek zorunda kalacağım. Ne yapayım, iki çocuğum var.'

Bu kez zihnimi kurcalayan şu soruyu yönelttim: Bu yüksek yaşam standardını tek maaşla nasıl sağladınız? Şöyle dedi: ?Siz bu soruyla söylediklerime inanmadığınızı gösteriyorsunuz. Yarın mahkemede tüm gerçekler ortaya çıkacak, göreceksiniz. Eşimin ailesi, benim kendi ailemin maddi imkanları çok iyidir. Ben turizm işleriyle uğraştım. Eşim genel müdürlük yaptı. Eğer götürseydik, bugün bu durumda olmazdık.'

Bakan Şahin'e de kırgındı: ?Kendini çok sever sayardık. Onun için 3 yaşındaki oğluma Mehmet Ali Şahin adını verdik. Ama bize yanlış yaptı. Savcılığa suç duyurusunda bulunmadan önce keşke bize de sorsaydı. 9 yaşındaki kızım psikolojik tedavi görüyor.'

Son soru: ?Suçsuzsa eşiniz neden kaçıyor?' Yanıtı manidardı: ?Suçu yoksa neden cezaevinde yatsın. Tutuklama kararı kalkıncaya kadar teslim olmaz. Kendisiyle zaten görüşüyoruz.'

GIRTLAĞIMI MI KESSİNLER?

Bu görüşmenin üzerinden çok fazla geçmeden polisin aradığı yeğen Sezai Şahin telefonda: ?Şimdi eşim arayıp haberdar etti, yazınızla ilgili ben de konuşmak istiyorum.' Güldüm: ?Polis sizi arıyor, siz de beni arıyorsunuz.'

Başladı anlatmaya: ?Mehmet Solak'tan borç almıştım. 28 milyarını ödedikten sonra 50 milyarı için çek vermiştim. Rüşvete çek verilir mi? Çeki ödeyemeyince ?O zaman bakana söylerim' dedi. Ben de ?Borcumu ödemek için evi satışa çıkardım ama satamıyorum bir süre daha müsaade et' dedim ama ısrar etti. ?O zaman git söyle' dedim. Açıkçası gidip böyle bir yalan uyduracağı aklıma gelmedi.'

Yeğen Şahin'in Laila konusunda ise eşinden farklıydı açıklaması: ?Ben zihniyet olarak Bakan'dan çok farklı biriyimdir. Eğlenmeyi severim, alkol alırım, sigara içerim. Aşağıya (Bebek) inerim. Laila'ya da iki defa gittim. Ama Erol Olçak beni yolda görse tanımaz.'

Bakan'ın ismini kullanmış olabilir miydi? Yeğenin bu soruya verdiği yanıt düşündürücüydü: ?Yemin ederek söylüyorum, asla kullanmadım. Ama maalesef etrafımdaki herkes beni tanıtırken ?Bakan yeğeni' olarak tanıttılar, bir türlü engelleyemedim. Beni David Copperfield gibi herşeyi halledeceğimi sandılar.'

Bakan'a kırgın mıydı? ?Hayır' dedi: ?Etrafındaki danışmanları bakanı yanlış yönlendirdiler. Hakkımda suç duyurusunda bulunmasına gocunmadım. Keşke bu iddialar kendisine ulaştırıldığında beni arayıp sorsaydı. Gücüme giden bana sormamasıydı. Müteahhit kendisini aradıktan 45 dakika sonra savcılığa başvurmuş.'

Geldik can alıcı soruya: ?Nereye kadar kaçacaksınız?' Yeğen, şu çarpıcı açıklamayı yaptı: ?Neden teslim olayım? Ben suçlu değilim ki. Belki rahat yaşamış, harcamalarımda ölçüyü kaçırmış olabilirim ama ben rüşvet almadım. Avukatlarımız itiraz ettiler tutuklama kararına. Bunun kaldırılacağını düşünüyorum. Şimdi teslim olursam 20-25 gün en az cezaevinde kalırım. Sonunda serbest kalırım ama bu arada herkes bende çok para olduğunu sanıyor, orada hırsızı, gaspçısı, kapkaççısı var. Biri bıçakla gırtlağımı kesse bunun hesabını kim verecek?'

NERDE BU POLİS?

Polisin aradığı Sezai Şahin ve eşi Çiğdem Şahin'in açıklamaları özetle böyle. Nihai kararı, mahkeme verecektir. Kim suçlu, kim suçsuz ortaya çıkacaktır. Yargı kararı kesinleşmeden birisi için suçlu demek, yasal olarak suç olduğu gibi ahlaki değildir.

Ama Bakan, suç duyurusuyla doğrusunu yapmıştır. Burada garabet, aranan bir şahsın bu kadar rahat olabilmesidir. Eşler birbirleriyle rahatça görüşebiliyor, bir gazeteciyi arayabiliyor ve teslim olmak için kendine takvim belirleyebiliyor. İstanbul polisinin çok meşgul (!) olduğunu biliyorum ama bu şahsı nasıl aradıklarını açıkçası merak ediyorum. Kaçaklar için takip yapılmıyorsa, hiç olmazsa gazeteciler için sürdürülen takipten ipucu bulamazlar mı?

Reha Muhtar'ı taklit gibi olacak ama bir de biz soralım: Nerede bu polis?