Bakan Çelik: Bu şer şebekelerine karşı eğilmek yok

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik: "Eğilmek yok, bu şer şebekelerine karşı, bu terör odaklarına karşı eğilmek yok. Bakın 15 Temmuz'dan sonra da en güçlü şekilde bu terör örgütleriyle mücadele ediyoruz"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Mart 2017 18:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bakan Çelik: Bu şer şebekelerine karşı eğilmek yok

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzkereci Ömer Çelik, Almanya'nın Frankfurt kentinde terör örgütü PKK yandaşlarının miting yapmasına ilişkin, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlarının vatandaşlarımızla buluşmasına izin verilmeyen Almanya'da, terör örgütünün toplantı yapmasına nasıl izin verilebiliyor? Bu çifte standart, bu Türkiye karşıtlığı nedir? Onun adını açık şekilde koymamız lazım." dedi.

Çelik, AK Parti Kadirli İlçe Seçim Bürosu önünde vatandaşlara yaptığı konuşmada, Türkiye'de 2002'ye kadar krizler yaşandığını belirterek bu süreçten sonra petrol bulmamalarına ve herhangi bir ülkeyi sömürmemelerine rağmen ekonomik başarı elde ettiklerini ve bunu milletin istediği kadrolarla gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olmasının ekonomik büyümeyi ve dış dünyada itibarı getirdiğini dile getiren Bakan Çelik, şöyle devam etti:

"Niçin dış dünyada 'hayır' kampanyası yapılıyor? İlk defa dışarıdaki bazı ülkelerin, bu kadar yoğun şekilde Türkiye'nin içindeki bir seçime taraf olduklarını görüyoruz. Niye yapılıyor bunlar? Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlarının, vatandaşlarımızla buluşmasına izin verilmeyen Almanya'da, terör örgütünün toplantı yapmasına nasıl izin verilebiliyor? Bu çifte standart, bu Türkiye karşıtlığı nedir? Onun adını açık şekilde koymamız lazım. Türkiye kendi yolunda ilerliyor. Türkiye doğru şekilde yönetiliyor, Türkiye'de sadece sizin sesinize kulak veren, sadece sizin iradenizi hesaba katan, merkeze alan bir iktidar var."

AK Parti iktidarlarının millet iradesinden zerre kadar sapma göstermediğini vurgulayan Çelik, "Türkiye'de organik bir iktidar var, 'Kayıtsız şartsız egemenliğin millete ait olduğu bir düzende ancak milletin seçtiği iktidar, ancak milletin ortaya çıkardığı hükümet şeması vatandaşları yönetir' diyen bir irade var." dedi.

- "Ordumuz daha da güçlendi"

Çelik, 15 Temmuz gecesi FETÖ'ye karşı, "Son nefesimize kadar bu mevzileri terk etmeyeceğiz." dediklerini aktararak şunları kaydetti:

"Eğilmek yok, bu şer şebekelerine karşı, bu terör odaklarına karşı eğilmek yok. Bakın 15 Temmuz'dan sonra da en güçlü şekilde bu terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Bazen Avrupa'da bana soruyorlar, 'Siz ordudan bu kadar FETÖ'cü general ve subayı attınız, peki ordunuz zayıflamadı mı?' Ben de diyorum ki tam terine, bakın FETÖ'nün darbe girişimi püskürtüldükten sonra, o asker üniforması giymiş teröristler, TSK'dan temizlendikten sonra ordumuz El Bab'a girdi, Suriye topraklarına girdi ve oradan bizim ülkemize saldırıda bulunan DEAŞ terör örgütünü sürdü. Sınırlarımızdan uzaklaştırdı. Bu operasyonu yapacak güce sahiptir. FETÖ'ye karşı yapılan bu operasyonlardan sonra, bu iradesini ve ruhunu Mehmetçik olmaktan çıkarmış başka yerlere bağlamış, Mehmetçik'e düşman ama onunla aynı üniformayı giyen bu odaklar temizlendikten sonra ordumuz daha da güçlendi, PKK'ya karşı da FETÖ'ye karşı da DEAŞ terör örgütüne karşı da en üstün mücadeleyi vermeye devam ediyor."

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Biz birçok defa sandığa gittik ama ilk defa bu sandığa gidişte gördüğümüz şeyler, ilk defa başımıza gelen şeyler... Neredeyse Türkiye'nin dışında bazı ülkeler, odaklar adeta ana muhalefet partisi gibi bir 'hayır' kampanyasının parçası olmuş durumdalar." dedi.

Çelik, AK Parti Kadirli İlçe Seçim Bürosu önünde vatandaşlara yaptığı konuşmada, Avrupa ve dünyanın farklı yerlerinde Türkiye'de sandıktan olumsuz bir sonuç, "hayır" çıksın diye nelerin yapıldığının görüldüğünü belirtti.

İster Türkiye'nin içinde, ister dışında "hayır" kampanyası yapanların yaptıkları işin boş olduğunu ve sandıklardan çıkacak "evet"in altında nasıl kalacaklarını en önce Kadirli'de ve Osmaniye'de göreceklerini ifade eden Çelik, "Biz birçok defa sandığa gittik ama ilk defa bu sandığa gidişte gördüğümüz şeyler, ilk defa başımıza gelen şeyler... Neredeyse Türkiye'nin dışında bazı ülkeler, odaklar adeta ana muhalefet partisi gibi bir 'hayır' kampanyasının parçası olmuş durumdalar." diye konuştu.

Aynı zamanda bir işgal girişimi olan 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminin öncelikle vatandaşların fedakarlıklarıyla önlendiğini vurgulayan Çelik, bunun yanı sıra devletin yetkili organlarının eşgüdümünün büyük önem taşıdığının altını çizdi.

Çelik, bu süreçte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet üyelerinin hepsinin tek vücut olduğuna dikkati çekerek, koalisyon hükümeti olmuş olsa darbeye karşı böyle bir başarı kazanılamayacağını kaydetti.

Çelik, 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunanların kendilerini yargılayacağını söylediğini, o dönemde televizyona bağlanıp "Hodri meydan buyursunlar gelsinler kim kimi yargılıyor görelim" dediğini hatırlatarak, "Şimdi de diyorlar ki 'Suikast yapacağız, hükümet üyelerini öldüreceğiz.' Bundan sonra yeniden iş başına geleceğiz. Bak halkımızın arasındayız. Önümüzde demir zırhlar yok kurşun geçirmez camlar yok. Üstümüzde kurşun geçirmez yelek yok. Suikast yapacaksan buyur gel Kadirli'de bekliyoruz seni." dedi.

- Rejim değişikliği

CHP'nin halk oylaması sonucu rejim değişikliği olacağını söylediğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Ben CHP'nin herhangi bir düzenlemeye rejim değişikliği demediğini hatırlamıyorum. Çocukluğumdan beri duyarım ne olursa CHP rejim değişikliği der. CHP bunu şunun için söyler her zaman. Milletin faydasına olacak bir iş varsa o işi engellemek için kriz çıkarmak için CHP rejim değişikliği der. Şimdiye kadar hep böyle oldu. Ekmek sıkıntısıdır, su sıkıntısıdır geçim sıkıntısıdır ve onların bildiği tek şey rejim sıkıntısıdır."

Çelik, asıl rejim değişikliğinin cumhuriyetten cumhurun çalınması olduğunu belirtti.

Yeni düzenlemeyle cumhura daha fazla yetki verildiğini ifade eden Çelik, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'ın ve FETÖ darbe girişiminin bir rejim değişikliği olduğunu belirtti.

Çelik, "27 Mayıs darbesini destekleyen parti kimdi? 12 Eylülü destekleyen parti kimdi? 28 Şubatı en çok destekleyen parti kimdi? Peki neden rejim değişikliğinden bahsediyorlar. Bütün rejim değişikliğini onlar desteklemişler. Rejim değişikliği diyerek aslında dikkatleri başka yere kaydırmak istiyorlar." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ahlaksız şekilde "diktatör" denildiğini aktaran Çelik, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz gecesi tankların, savaş uçaklarının önüne çıkmıştır. Dolayısıyla 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de saklananlar asıl diktatördür. Onları destekleyenler diktatördür. Tanka, savaş uçağına karşı çıkan, ölüme karşı 'Ankara'ya, İstanbul'a uçacağım' diyen Erdoğan'a diktatör demek onu söyleyenlerin diktatörlüğünü işaret etmekten başka bir şey değildir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber