Günah keçisi dershaneler

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 28 Şubat 2007 07:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

sait gürsoy'un yazısı

Eğitim dünyamızda oluşan en küçük olumsuzluğun suçlusu daima dershaneler oluyor. Ancak bu günah keçisinin eğitimimiz için ne kadar önemli olduğu çoğu kişi tarafından bilindiği halde, bilinmiyormuş gibi gösteriliyor.

Bir ülkede 50 ayrı türü olan ortaöğretim kurumları aynı "üniversiteye giriş sınavına" sokuluyorsa, herhalde bunun sorumlusu dershaneler değil. Ayrıca dershanelerin eşitsizlik oluşturduğu görüşüne de katılmıyorum. Bana göre çeşitli okullardan gelen öğrencilere verilen eğitimle eşitlik sağlanıyor. Bu kurumlara para kumbarası gibi bakmak da yanlış. Ülkemizde birçok kurumun yapamadığı bir işi gerçekleştirerek, binlerce öğrenciyi burslu okutuyor. Bu da ekonomik açıdan aileler arasında eşitliği sağlıyor.

Dershanelerin iki temsilcisi var. ÖZ-DE-BİR ve TÖDER. Bu iki dernek kamuoyu önünde ellerinden geldiği kadarıyla bu kurumları temsil etmeye çalışıyor. Bana göre yeterli değil. Bu kurumların eğitim dünyamızdaki tam değerini ortaya koymaları gerekiyor. Zincir dershanelerin çalışmalarına olumlu bakıyorum Eğitimin tüm olanaklarını ülkemizin en ücra köşelerine götürüyorlar.

Ülkemi verdiğim konferanslardan dolayı adım adım gezdim. Her şeyi gözlerimle gördüm. Öğrencilere layık fiziki ortamda, kaliteli ders ve testlerle eğitim yapmanın suç olduğunu zannetmiyorum. Ayrıca elleri öpülesi öğretmenlerimiz de maddi değerlerini bu kurumlarda buluyor.

Gerçekleri görmeliyiz

Kamuoyunda birçok kişi dershanelerin kapanmasını istiyor. Çünkü eğitim dünyamızdaki tüm olumsuzlukların nedeni olarak bu kurumlar görülüyor. Sınavların ya da eğitim sistemimizin eksikleri bu kurumlara yüklenemez. Gerçekçi olalım, bir yere kontenjanından fazla istek varsa, bu tür kurumlar daima olacak.

Gençlerimiz, beş gün okula, iki gün dershaneye gidiyor. İki cendere arasında sıkışan genç, gençliğini unutuyor. Yaşı gereği olan sosyal ve duygusal yaşamdan uzak kalıyor. Varsa, yoksa test... test. Tamam dershanelerin kapanmasını istiyorsunuz. Ancak önce şu sorularımı yanıtlayın. Öğrencilerimizi eşit eğitim düzeyine getirebilecek misiniz? Herkesin istediği okula yerleşebileceği kadar kontenjan oluşturabilecek misiniz? Kısacası OKS ve ÖSS'yi kaldırabilecek misiniz?

Yasal ve MEB ruhsatlı çalışan yaklaşık 4 bin dershanenin yıllık cirosu 700 milyon ABD Doları civarında. Maliye'ye de vergilerini ödüyorlar. Anket sonuçları da çarpıcı. Öğrenci ve velileri bu kurumları "beğendiklerini ve yararlı bulduklarını" belirtiyor. Ancak dershaneleri; ülkemizde sayıları binlerin üzerinde olan, kaçak nitelik taşıyan ve konusunda profesyonel eğitimci çalıştırmayan işyerleriyle aynı kefeye koymamalıyız.

Eğer eğitim sistemimizi düzeltmek istiyorsak okul öncesinden itibaren çok uzun bir süreye ihtiyacımız var. Milli eğitim politikamız sabit olmalı. Her gelen hükümet tarafından değiştirilmemeli. Devamlı yapılan değişiklikler, gençler arasında bırakın eğitim düzeyi farkını, kültür farklılıkları dahi oluşturuyor.

Dershanelerden şikâyet eden çoğu kişinin çocukları ya da yakınları bu kurumlara gidiyor. İnanın buna da çok şaşırıyorum. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu. Bana göre bu eğitim sistemi değişmediği sürece, ciddi, güvenilir ve iddialı bir ortamda OKS ve ÖSS'ye hazırlanmak istiyorsanız dershaneye gitmeniz gerekiyor.

Bana kızsanız da gerçek bu. Medya da bu gerçeği gördüğü için, sınavlar ve tercihler döneminde daima bu güvenilir kurumlardan yardım alıyor. Benimle aynı düşüncede olmayan değerli okurlarım, lütfen bana kırılmayın. Otuz iki yıldır bu sektörden ekmek yiyen bir eğitimci olarak düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber