Eyüp Fatsa: YÖK Yasasının sınava yetişmemesi dünyanın sonu değil

Haber Giriş : 17 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TBMM'de gazetecilerle sohbet eden Fatsa, YÖK Yasası ile ilgili tartışmalara değindi. Yasa'ya muhalefet edenlerin bir bölümünün konunun yeteri kadar tartışılmadığını ve kamuoyunun bilgilendirilmediği görüşünü savunduğuna işaret eden Fatsa, ''Konu, 17 aydır Türkiye'nin gündeminde. Tartışılmadığı iddiası askıda kalıyor. Ancak taraflardan bir kesimi, konuyu çözmek için değil, zamana yaymak için bu görüşleri takip etti'' dedi.

YÖK ve Üniversitelerarası Kurul'un isteği üzerine konunun görüşülmesinin 4 kez ertelendiğini ifade eden Fatsa, Hükümet olarak hem programlarında hem de yerel seçimlerde, görüşmelerden de hareketle yasanın çıkacağını söylediklerini, bunun da gereğini yaptıklarını belirtti.

''Yasa, şimdi sayın Cumhurbaşkanımızın önündedir'' diyen Fatsa, bazı kesimlerin yasanın mutlaka iade edileceğinden hareket ettiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı'nın nasıl bir tavır ortaya koyacağını bilmediklerini dile getiren Fatsa, ''Onaylayabilir de bir kez daha görüşülmek üzere Meclis'e de iade edebilir. Gerekçelerine bakılır. Eğer gerçekten gözardı edilmiş ve iddia edildiği gibi Anayasa ve eşitliğe aykırı bir husus varsa bu Meclis bunun gereğini yapar. Ama daha Cumhurbaşkanı yasayı iade etmeden, (nasıl olsa iade edecek) diye bir düşünce, Cumhurbaşkanı'nın görev ve sorumluluğuna müdahil olmaktır'' diye konuştu.

Fatsa, ''Anayasa değişikliği nedeniyle YÖK Yasası'nın veto edileceği'' iddialarına ise ''bakacağız. Süreç devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanı nasıl bir irade ortaya koyacak, hep beraber göreceğiz. Benim (şimdi Cumhurbaşkanı şöyle yapmalıdır, böyle yapmalıdır) diye kanaat belirtmem uygun olmaz'' karşılığını verdi.
Değişikliği sınava yetiştireceklerini söylediklerini kaydeden Fatsa, ''Ama yetişmezse bu dünyanın sonu değildir. Yasaya şiddetle tepki gösterenler (nasıl olsa sınava yetişmeyecek) gerekçesine yöneldiler. Bu hoş bir şey değil'' dedi.

Fatsa, yapılan düzenlemenin sınava yetişmesi için uğraştıklarını belirterek, prosedürün diğer kanunlarda olduğu gibi sürdüğünü ifade etti. Fatsa, ''Eğer bir şekilde yetişmiyorsa bu Türkiye'deki son imtihan değildir'' görüşünü savundu.

REKTÖRLERİN EYLEMİ
Fatsa, bazı üniversite rektörlerinin yasaya karşı cüppeleriyle yürümesini nasıl değerlendirdiği sorusuna, şu karşılığı verdi: ''Biz rektörlerle, YÖK ile Üniversitelerarası Kurul ile bu haliyle değil, oturarak çözmeyi istedik. Bunun için çok gayret gösterdik. Bu nedenle görüşmeleri, karşıdan gelen talep üzerine defalarca erteledik. Bir öğretim görevlisi çıkıp, (bu kanunu bizim reddetme, çiğneme hakkımız doğacaktır) diye... Profesör gibi kişilerin bu ifadelerini çok hoş görmek mümkün değildir. Yürüyüşlerine gelince...Herkes demokratik tepkilerini ortaya koyuyor. Kamuoyu her şeyi görüyor. Değerlendirme kamuoyuna aittir. Şahsen ben, hocalarımızın cüppeleriyle sokakta yürüyerek değil, oturup bu meseleyi çözüme yardımcı olmalarını beklerdim.'' Fatsa, YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç'in, ''Hükümet ve üniversiteler arasındaki çekişmenin Türkiye'yi 1960'lardaki olaylı günlere geri döndürmesinden endişe duyduğu'' görüşünün hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin bir değişim ve demokratikleşme sürecine girdiğini söyledi. Fatsa, ''Hala, 27 Mayıs'a takılıp kalanlar varsa bu onların kendi sorunudur. Türkiye'nin böyle bir meselesi yoktur. 27 Mayıs'ın bu ülkeye ne getirip ne götürdüğü, nelere mal olduğunu da herkes çok iyi biliyor'' dedi.

ÖĞRETMENEVİNE GİRİŞ YASAĞI
Fatsa, kıyafeti nedeniyle Gaziantep Öğretmenevi'ne alınmayan kişiyle ilgili tartışmaların sorulması üzerine, şunları kaydetti:''Eğer sadece vücudunun bir kısmı açık diye, bir engelleme sözkonusu olmuşsa bu doğru değildir. Ama olayı takip ettik, başka iddialar da var. Aynı anda bir kişiye giremezsin denildiğinde, içeriden çarşaflı bir kişinin çıktığı söyleniyor. Geçmişten yabancısı olmadığımız iddialar ortaya atılıyor. Eğer bu bir provokasyon ise bunun ne yapana ne de ülkeye faydası var. İnsanlar fikirlerini, varsa mücadelelerini daha demokratik ortamlarda yürütmelidir. Bir takım provokasyonlara yönelerek, (acaba yeniden bir şey yapabilir miyiz?) nafile gayretlerdir. Millet buna prim vermiyor.''

aa

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber