23 milyon valizini topladı, göç etmek istiyor

710 milyon kişi imkanı olsa başka bir ülkeye kalıcı olarak göç etmek istiyor, 23 milyon kişi ise bu amaçla hazırlıklara çoktan başladı. Prof. Dr. Kalaycıoğlu'na göre artan kitlevi göç ve iltica somunu iyi oturmamış dünyanın birkaç çivisini birden yerinden çıkarabilir

Haber Giriş : 13 Temmuz 2017 08:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
23 milyon valizini topladı, göç etmek istiyor

GÜVEN ADALI

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Cenevre'de yaptığı açıklamada, Gallup şirketinin 160 ülkede konuyla ilgili yaptığı anket hakkında bilgi verdi. Kuruluşa göre, ülkelerini terketmek isteyen kişilerin gitmeyi tercih ettiği ülkelerin başında ABD geliyor. ABD'yi İngiltere, Suudi Arabistan, Fransa, Kanada, Almanya ve Güney Afrika takip ediyor. Araştırmada yetişkin deneklere "İmkanınız olsa kalıcı olarak başka bir ülkeye göç etmek ister misiniz?", "Başka bir ülkeye önümüzdeki bir yıl içinde göç etme planınız var mı?" ve "Önümüzdeki bir yıl içinde başka ülkeye göç etmek için herhangi bir hazırlık yaptınız mı?" soruları yöneltildi. Verilen cevaplara göre 710 milyon kişinin imkanı olsa başka bir ülkeye kalıcı olarak göç etmek istediği, 66 milyon kişinin bir yıl içinde göç etmeyi planladığı, 23 milyon kişinin ise bu amaçla hazırlıklara başladığı belirlendi. Göç Örgütü'ne göre, 9 Temmuz 2017 tarihine kadar 101 bin 417 göçmen ve sığınmacı Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaştı. Bu insanların yüzde 85'i İtalya'ya, geri kalanı ise Yunanistan, Kıbrıs ve İspanya'ya ayak bastı. Bu rakam geçen yıl aynı döneme oranla 239 bin 492 fazla. Bu yıl Akdeniz'de 2 bin 353 göçmen ölümü kayıtlara geçirildi. Geçen yıl aynı dönemde ise bu rakam 2 bin 964'dü. Uluslararası Göç Örgütü, bu yılki rakam geçen yıla oranla daha düşük olmasına rağmen, Akdeniz'deki ölümlerin dördüncü yılda da 2 bin 350 sınırının üzerinde olduğuna dikkat çekti. Dünyada git gide büyüyen göç sorununa dair Karar'a açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, insanların yıllardır öncelikle can kaygısıyla göç ettiğine değindi. Can havliyle göçün, dünyanın her köşesinde olduğunu, Orta Doğu ve Suriye'de adeta yeni bir Kavimler Göçü'nün son acı örnek olarak yaşandığına değinen Kalaycıoğlu, "Ancak 'son acı örnek' olmayacağına dair işaretler hala çok. Avrupa kıtasından Kuzey ve Güney Amerika'ya olan göçleri, yine Avustralya'ya gönderilen gemiler dolusu insanı da bu örneklere ekleyebilirsin tabii. Can havliyle kaçarken canından olanları, yağmurdan kaçıp doluya tutulanları, gittikleri yerlerde acıya, aşağılanmaya, şiddete ve düşmanlığa maruz kalanları da düşünürseniz can havliyle göç, can pazarının kurulduğu yerlerde, nice hikayenin konusudur" dedi. Artan kitlevi göç ve iltica zaten somunu iyi oturmamış dünyanın birkaç çivisini birden çıkarma tehdidine neden olduğunu sözlerine ekleyen Kalaycıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Refah toplumları, bu göç hareketlerinin muhatabı olduğu oranda, bu toplumlar yeni gelenlere sağlayabildikleri kadar sağlayamadıkları imkanların yükünü kaldırmak zorunda kaldıklarında, ya o toplumların yerleşik görece mağdurları bu yeni gelenlere tepki duymakta (Zinofobia) ve yeni gelenler (veya çocukları) geldikleri kültürlere alışamadıkları için sorun yaşamakta ve sorun çıkarmaktadırlar. Göçmen kadar, göçmen işçi alan ülkelerde bunları gördük. Ama Suriye veya Nijerya kitleri göçleri gerçekten milyonların, sel gibi hareket ettiği olaylar olup, dünyaya ilave istikrarsızlık ve kargaşa getirmektedir."

TÜRKİYE'DE BEYİN GÖÇÜNE ÖNLEM ALAMIYORUZ

Türkiye'nin hem göç alan hem de göç veren bir ülke olduğuna değinen Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, "2 binli yıllarda yakaladığı hızlı refah yükselişi ile bırakınız Afrika'dan göç almayı, Peru ve Bolivyalı İnka sokak şarkıcılarına bile cazip hale geldi" diye konuştu. "Ama 1970 ve 1980'lerden beri can havliyle kaçan önce İran entellektüelleri, Bulgar Türkleri, Irak, Afgan, Pakistan ve nihayet Suriye göçmen ve mültecileri Türkiye'ye ciddi bir sınav verdirirken hala devam eden ülke dışına akan yetişmiş insan göçünün kısa, orta ve uzun vadeli tuzaklarını görüyor ama önlem alamıyoruz" ifadelerini kullanan Kalaycıoğlu, "Maddi açıdan 1950 ve 1960'lara göre çok daha iyi durumda olan bir Türkiye, bir çok genç ve artık küresel standartlara göre yetişmiş, eğitilmiş, bir kaç dil bilen genç insana gelecek vadetmiyorsa, bunun nedenlerini başımızı ellerimizin arasına koyarak düşünmemiz gerek. Umudumuz, geleceğimiz gençler ise aydıllık beyinlerine ihtiyacımız var" diye konuştu.

'MAL CANIN YONGASI'

Bugün olduğu gibi tarihin her döneminde insanların 'can yongası mal' endişesi ile de göç etmek zorunda kaldığına değinen Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, "Sefaletten kaçış ve sırf bunun için yapılan göçü siyasi iltica gibi göstermekten tutun, daha iyi doyacağı bir dünya köşesi, daha müreffeh, insan haysiyetine yakışır, özgür, baskısı daha az yerlere kanat açıp uçmayı da pek çok insan istemiştir, istemektedir ve isteyecektir. Nitelikli veya niteliksiz bir çökme insan günümüzde de nitelikli ise beyin, niteliksiz ise bilek gücü olarak doğduğu, büyüdüğü, vatan bildiği topraklardan yeni fırsatlara koşmakta, başka başka yerleri yurt edinmekte, daha sonra koşullar elverişli ise ana vatanına geri dönebilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

ERKEKLER ÇOĞUNLUKTA

İnsanlık tarihinin en büyük sorunları arasında yen alan 'göç'e dair açıklanan raporu değerlendiren Uluslararası Göç Örgütü Genel Direktörü William Lacy Swing yaptığı açıklamada, "Bu benzersiz küresel anket ağırlıklı olarak göç eden ülkelerdeki insanların profilini ve göç nedenlerini ortaya koyuyor" dedi. Örgüte göre ülkesini terk ederek yurt dışına çıkmayı planlayan 23 milyon insan somut olarak hazırlıklara başlamış durumda. Bu insanlar Nijerya, Hindistan, Kongo, Batı Afrika, Güney Asya gibi göçmen potansiyelinin yüksek olduğu ülke ya da bölgelerde yaşıyor. Ülkesini terk etmek isteyenlerin büyük çoğunluğunun kadın değil erkek olduğu vurgulandı. Çoğunun genç, kentte yaşadığı ve okula giderek diploma aldığı belirtildi.

Kaynak: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber