TBMM'de 15 Temmuz özel oturumu başladı

Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yapılacak özel oturumu izlemek üzere Meclise geldi.

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 15 Temmuz 2017 13:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
TBMM'de 15 Temmuz özel oturumu başladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yapılacak özel oturumu izlemek üzere TBMM'ye geldi.

Erdoğan, Mecliste, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı tarafından törenle karşılandı. Tören kıtasını selamlayan Erdoğan, Şeref Kapısı'ndan Meclise geçti. Erdoğan'ı burada da Başbakan Yıldırım ve AK Parti milletvekilleri karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra özel oturumu izlemek üzere Genel Kuruldaki locasına geçti.

TBMM BAKANI KAHRAMAN:

"Darbe teşebbüsü senaryosunu hazırlayan ve teşvik eden bazı mihrakların umutları kursaklarında kalacak. Artık Türkiye'de, hükümet buhranları, kısa süreli hükümetler, hükümet düşürmeler yaşanmayacak. Yeni bir sistem var. Toplum tümüyle demokrasiyi özümsedi. Eline bir bildiri alan, mikrofon başına geçip 'El koydum' diyemeyecek. Türkiye'de darbeler dönemi bitmiştir." dedi.

Kahraman, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurulun açılışında, devleti yıkmak, milleti dağıtmak isteyen hainlerin, işbirlikçi FETÖ mensuplarının yaşattığı meşum 15 Temmuz gecesinin birinci yılında, kalkışmayı unutmamak ve unutturmamak gayesiyle bir araya geldiklerini söyledi.

Şehitlerin aziz hatırasını yaşatmak için meydanlarda demokrasi nöbetine duran asil millete şükranlarını sunan Kahraman, aziz şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andı, gazilere şifalar ve sağlıklı uzun ömürler niyaz etti.

Miletin yiğit evlatlarının 15 Temmuz'da meydanlara indiğini, gözlerini kırpmadan şehadete yürüdüğü, devlete ve istiklale sahip çıktığını vurgulayan Kahraman, "Kadını erkeği, yaşlısı genci, ay yıldızlı al bayrağı ile göğsünü siper ederek Türkiye'nin birliğini bütünlüğünü, dünyaya haykırmışlar, göstermişlerdir. Milletimiz demokrasiyi özümsediğini, milli meselelerde, gerektiğinde tek yumruk halinde bir araya geldiğini göstermiştir." diye konuştu.

Kahraman, demokrasinin halkın hakimiyeti ya da halkın iktidarı anlamı taşıdığına dikkati çekerek, halkın iradesini sandıkta ortaya koyduğunu, sandığın demokraside asıl olduğunu söyledi. Türkiye'de demokratik hayatın bazı kesintilere rağmen Birinci Meşrutiyet'e dayandırılabileceğini belirten Kahraman, Türkiye'nin, demokratik sistemle yoluna devam edeceğini dile getirdi.

Türkiye'nin, Anayasa'da belirtildiği gibi sosyal; toplumla bütünleşen, laik; her fikre ve inanca hürriyet tanıyan, saygı gösteren, halk hakimiyetine dayalı, hukuk devleti olduğunu vurgulayan Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz günü, millet olarak, her kurum ve kuruluşu ile bir imtihan verdik. Milletin kürsüsü olan Meclisimiz de bir imtihan verdi. Sizlerin içinde bulunduğu 26. Dönem bir darbeyi göğüslemekte üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdi. Alçak darbecilere karşı burada bulunarak, Meclisimizi bombalar ve kurşunlar altında açık tutarak milletin sesinin ne kadar gür olduğunu ve iradesinin pranga kabul etmeyeceğini gösterdi. Karanlık emellerine ulaşmak için her kuruma sinsice sızmış olan hainler, o gece milletimizi, milletin Meclisini hedef aldılar. Üzerimizde saatlerce uçuş yaparak helikopterlerden mermiler, uçaklardan bombalar yağdırdılar, tanklarla kuşattılar. Onlar korkutmaya milletin vekillerini yok etmeye çalıştıkça, 27 milletvekili ile açtığımız Genel Kurulda 107 milletvekili çelikten iradeleriyle kenetlendiler. Ve Meclisimizi hain darbe teşebbüsü sona erdirilinceye kadar açık tuttuk, terk etmedik. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur. Biz, o gece her üç parti mensupları suda çırpınmadık. Selamete nasıl ulaşacağımızı konuştuk. Tarih cesareti olmayanın başarısının olmayacağını bize öğretmiştir. Cesaret korkmamak değil, korkuyu yenmektir. Önceki darbe ve muhtıralar karşısında siyasetin dik durmayışının bedelini milletimiz çok ağır ödemiştir."

- "Her biri birer Nene Hatun olduğunu gösterdi"

O gece televizyonda darbe teşebbüsünün başladığını görür görmez, başka bir yerden talep olmaksızın derhal Meclisi açma kararını verdiğini aktaran Kahraman, daha sonra milletvekillerini Genel Kurula davet ettiğini ve örnek bir toplantı gerçekleştirildiğini söyledi.

Adalet ve Kalkınma Partisinden 18'i kadın olmak üzere 81 milletvekili; Cumhuriyet Halk Partisi'nden 16 milletvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi'nden 10 milletvekilinin toplantıya katıldığını anımsatan Kahraman, kadın milletvekillerinin her birinin cesaretleriyle birer Nene Hatun olduğunu gösterdiğini ifade ettti.

Kahraman, "Nene Hatunlar yalnız değil Sütçü İmamlar... Topyekün bütün Meclis Sütçü İmam'dır. Nene Hatundur." ifadesini kullandı.

Bakanların da aynı yüreklilik ve cesaret içinde toplantıya katıldığını dile getiren Kahraman, katip üyeler Başkanlık Divanından yer almak üzere geldiklerinde, kendisinin mevcut siyasi partilerden grup başkanvekillerinin Divanda olmasının daha uygun olacağını söyleyerek Başkanlık Divanına AK Parti'den Mehmet Muş'u, Cumhuriyet Halk Partisi'nden Özgür Özel'i, Milliyetçi Hareket Partisi'nden ise Erkan Akçay'ı davet ettiğini söyledi.

Kahraman'ın "Oturduk ve Özgür Bey'in o zaman ceketi yok, gömleği var." sözleri üzerine muhalefet sıralarından bazı milletvekilleri, darbeye ilişkin hazırlanan kitapta sadece AK Partili milletvekillerinin fotoğraflarının bulunduğunu savunarak, buna tepki gösterdi. Bunun üzerine Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sabredin yeniden gözden geçer... Ahmet Gündoğdu geldi, 'Özgür Bey birazdan televizyoncular gelir, çekim yapılır, ben ceketimi sana vereyim, olur sana.' dedi. Özgür Bey aldı ve güzel bir konuşma yaptı, 'Kaderde milli görüş gömleğini giymek de varmış.' Partiler olarak ayrılabiliriz. Niye? Görüşler. Ama gerektiğinde bir yumruk halinde bir araya geliriz. 15 Temmuz bunun bir ispatıdır. 7 Ağustos bunun bir ispatıdır."

Kahraman, o gece üç parti milletvekilleri, bakanlar, önceki dönem milletvekilleri, danışmanlar, Meclis personeli ve basın mensuplarıyla sığınağa indiklerini anımsatarak, orada üç partinin ortak bildiri metni hazırladığını, 16 Temmuz Cumartesi de TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdığını hatırlattı.

- "İkinci gazilik unvanını hak etmiştir"

O gece üç partinin hazırladığı bildiriyi, Mecliste görüşmelerde bulunan dört partinin imzası ile kamuoyuna açıkladıklarını hatırlatan Kahraman, şunları kaydetti:

"Büyük ihanete karşı direniş, Türkiye Büyük Millet Meclisimize ikinci gazilik unvanını hak ettirmiştir. Mecliste bombanın düştüğü yerlerin, 'Demokrasi Müzesi' ve 'Demokrasi Yolu' olarak düzenlenmesi çalışmaları devam etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan milletimizin temsilcilerine bütün milletvekillerimize tekraren teşekkür ediyorum. Bu meşum gecede hain teşebbüsün engellenmesinde en büyük pay, Cumhurbaşkanımız muhterem Recep Tayyip Erdoğan'ın meydana milleti çağırması olmuştur.

Milletimizi meydanlara daveti ve halkımızın zat-ı devletlerine olan itimadı, milli birlik beraberlik şuuru, meydanları doldurdu, parti farkı olmaksızın herkes ülkemizin bu karanlık geceden kurtulması için üzerine düşen görevi yerine getirdi. Partiler ve herkes elinden gelinden geleni yaptı, 'Lider nasıl olmalıdır?' sorusunun cevabı en vazıh şekilde verildi."

Kahraman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla vatan müdafaasına geçen aziz milletin, demokrasi nöbetlerine günlerce devam ettiğini, 7 Ağustos'ta İstanbul Yenikapı Meydanı'nda 5 milyon kişinin katılımıyla muhteşem bir miting düzenlendiğini anımsattı.

Milletin, ortaya koyduğu tablo ile milli birlik ve bütünlük şuurunun dosta düşmana karşı sergilendiğini dile getiren Kahraman, "Darbenin önlenmesinde elinden geleni esirgemeyenler arasında gerçek ordu mensuplarımız, başta Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hulusi Akar var. Salalarla milleti uyaran, uyandıran, cami minarelerinden Allahu Ekber nidalarıyla ezan seslerini milletin kalbine ulaştıran din görevlilerimiz var. Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez'in şahsında onlara teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

- "Kendini millete kabul ettirmeyen hiçbir hareket muvaffak olamaz"

"Bir musibet, bin nasihatten evladır." sözünü anımsatan Kahraman, "Artık musibetlerle karşılaşmayacağız. Evelallah karşılaşmayacağız ve bir daha Türkiye darbelerle yüz yüze gelmeyecek. Zira kendini millete kabul ettirmeyen hiçbir hareket muvaffak olamaz. Millette bir demokrasi şuurunun varlığı ve onu özümsediği, ortaya kondu. Darbe teşebbüsü senaryosunu hazırlayan ve teşvik eden bazı mihrakların umutları kursaklarında kalacak. Artık Türkiye'de, hükümet buhranları, kısa süreli hükümetler, hükümet düşürmeler yaşanmayacak. Yeni bir sistem var. Toplum tümüyle demokrasiyi özümsedi. Eline bir bildiri alan, mikrofon başına geçip 'El koydum' diyemeyecek. Türkiye'de darbeler dönemi bitmiştir." ifadelerini kullandı.

- Darbe sayısı 17

1950'de gelen demokratik hayattan sonra gizli açık, gerçekleşmiş teşebbüs halinde kalmış darbe sayısının, 15 Temmuz ile birlikte 17 olduğunu vurgulayan Kahraman, artık darbelerin tarihe gömüldüğünü söyledi.

Türkiye'nin bundan sonra böyle belalarla karşılaşmayacağına inandığını aktaran Kahraman, söylenti yaymaya çalışanların Türkiye'nin gelişmesini istemeyen mihraklar olduğunu ve toplumun bu tuzağa düşmeyeceğine dikkati çekti.

- "Şehitlik, kara toprağa gülerek girmektir"

Kahraman bu noktaya gelişte hukuki düzenlemelerin, milli ruh ve şuurun oluşmasında yapılan gayretlerin, her türlü takdirin ötesinde olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şehitlerimiz var; elbette üzgünüz. Ama şehitlik, bu fani hayattan ayrılma, bayrağı uğruna, vatanı uğruna ve mukaddes değerleri uğruna kara toprağa gülerek girmektir. Milli Şair Mehmet Akif'imiz Çanakkale şehitlerine şiirinde ne diyor; 'Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber.' Şairimiz, düşünürümüz rahmetli Erdem Beyazıt ne diyor; 'Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.' Evet, 150'si Ankara'da, 2'si Marmaris'te, 98'i de İstanbul'da olmak üzere 250 şehidimiz var. Onlar doğrudan cennete giden kişilerdir."

Tüm şehitleri rahmetle anan Kahraman, 2 bin 193 gazinin arasında AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve eşinin de bulunduğunu hatırlattı.

Kahraman yaralanan polislere de teşekkür ederek, "Biz Türkiye'yiz, bölünmeyiz, bölemezler, böldürtmeyiz. Bütün gücümüzle yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.

Memleketin bir daha böyle günler yaşamamasını dileyen Kahraman, "Ebed müddet olarak devletimiz yaşasın. Kardeşlik şuuru içinde, herkesin fikrini rahatça söyleyebildiği ama asla kavga gürültü olmayan bir Türkiye'de hep birlikte yaşayalım." dedi.

YILDIRIM: MİLLETİN ÇIPLAK ELİ İLE SİLAHLARI ERİTTİĞİ GÜN

Başbakan Binali Yıldırım özetle şunları söyledi: "Aziz milletim hepinizi sevgi ile saygı ile selamlıyorum. Türkiye'nin en karanlık gecesini aydınlık sabaha dönüştüreli tam bir yıl oldu. Eğer burada bir araya gelebiliyorsak bunu 250 kahraman şehidimize, kahraman gazilerimize ve büyük Türk milletine borçluyuz. 15 Temmuz bu milletin, düşmanına kıyameti gösterdiği gündür. 15 Temmuz iman dolu çılgın Türklerin tankları ezdiği gündür. 15 Temmuz bir işgal hareketine karşı milletin çıplak eli ile silahları erittiği gündür. O gece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı ile milyonlar, milletine, bayrağına sahip çıkmak üzere 2. kurtuluş mücadelesini başlattı. Destanların en güzelini yazdık. İstiklalin muhakkak ki bir bedeli var. Bu bedeli bir değil, binlerce kez ödedik. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan. Bu günler Türkiye'nin tarihinin utanç vesikasıdır.

"15 TEMMUZ GECESİ DESTANLARIN EN GÜZELİ YAZILDI"

15 Temmuz gecesi destanların en güzeli yazıldı. Bir geceye 10 senelik bir mücadeleyi sığdırıp bu toprakların hür ve bağımsız kalacağını bütün dünyaya haykırdı. Gazi bir millete gazi bir Meclis yakışır. O gece milletvekillerimiz parti kimliklerini bir kenara bıraktı hep beraber ülkemize sahip çıktı. Ölümüne milli irade nöbeti tuttu, bombaların altında Meclis'i terk etmedi. Milletim de egemenliğini düşmanlara bırakmayıp o gece Meclis'ine ölümüne sahip çıktı. 15 Temmuz'un her yıl dönümünde de aynı ruhla bu çatı altında buluşulmalıdır.

"SİZ KALLEŞ OLDUKÇA, BİZ DAHA ÇOK KARDEŞ OLACAĞIZ"

1915'te Çanakkale'yi geçemeyenler, 2016'da İstanbul Boğazı'nı geçeceğini mi sandı. O halde siz kalleş oldukça biz daha çok kardeş olacağız. Size kelepçeler vurdukça biz daha çok kenetleneceğiz. Siz hain oldukça biz daha çok kahramanlar çıkaracağız. 15'lilerin torunları, 15 Temmuz'da dedelerine ne kadar da layık oldular.

"ONLAR ANCAK KONTROLLÜ RUHLARLA BİR ARADA OLABİLİR"

Türk ordusu bugün 15 Temmuz öncesine göre çok daha güçlüdür. Türk ordusu aziz milletin ordusudur. Türkiye her inançtan, her kültürden oluşan bir millettir. FETÖ'nün ağzıyla konuşanlar, 15 Temmuz ruhunu hissedemeyenler, Yenikapı ruhuna layık olamayanlar, onlar ancak kontrollü ruhlarla bir arada olabilir."

KILIÇDAROĞLU: MİT MÜSTEŞARI VE GENELKURMAY BAŞKANI'NIN YAZILI BİLGİ VERMESİ KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle: "FETÖ'nün darbe girişiminin 1. yıl dönümündeyiz. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Gazi Meclisimizin siz değerli mensuplarına şükranlarımı iletiyorum. Ordumuzun, parlamenter demokrasimize sahip çıkarak terör örgütüne karşı direnmesi de bizlere onur vermiştir. Şehit Astsubay Ömer Halisdemir'in şahsında tüm şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. FETÖ'nün ülkemiz demokrasisine yönelik darbe girişiminin başarısız kılınması halkımızın demokrasiye sahip çıkmasıyla sağlanmıştır.

"16 Temmuz 2016 günü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda da ifade ettim, darbe girişiminin bütün boyutları ile masaya yatırılması ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması sağlanmalı. Bu çatı altında gösterilen kararlılık, araştırma komisyonunun çalışmalarına üzülerek ifade edeyim ki yansıtılmamıştır. Darbe girişiminin bütün ayrıntılarına vakıf, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı'nın milli irade temsilcilerine bilgi vermesi sağlanamadı. Bu iki değerli bürokratın komisyona gelerek, milli iradenin sorularına yanıt vermek yerine yazılı bilgi vermeyi tercih etmeleri kabul edilebilir değil. Hangi gerekçe ile komisyona gelmesi engellenmiştir.

MİT, ADİL ÖKSÜZ'Ü NEDEN İZLEMEMİŞTİR"

"MİT'in raporunda "MİT'in daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda cemaatin darbe girişiminde bulunabileceğini bildirdiğini ancak istihbarat toplayamadığından net bir istihbarata ulaşamadığı" ifade edilmiştir. Bu açıklama pek çok noktadan sorunludur. 2012'den itibaren Adil Öksüz'ün Hava Kuvvetleri imamı olduğu bilinmektedir. Darbe toplantılarının büyük bir kısmı TSK dışında, yani özel evlerde yapılmıştır. Adil Öksüz, 2 telefon ve 1 GPS cihazı ile serbest bırakılmıştır. Haydi diyelim serbest bırakıldı, MİT, Adil Öksüz'ü neden izlememiştir.

"O.K'NIN İKİNCİ KEZ İFADESİNE BAŞVURULAMAZ"

MİT'in verdiği bilgiler bizi tatmin etmemiştir. 15 Temmuz günü darbeden bilgi var mıydı, o da çok tartışıldı. Genelkurmay'dan bir yetkili köşe yazarı Mehmet Yılmaz'ı arar ve der ki, "MİT bize bilgi verdi, darbe bilgi vermedi" der. Daha sonra O.K bilgi verdi. "Ben darbe faaliyeti olabileceğini söyledim" dedi. Bunlar, üzerinde durulması gereken konular. Bir daha Türkiye darbe girişimi ile kalmasın diye bütün ayrıntılarının ortaya çıkması gereken konular. Savcı ikinci kez O.K'nın ifadesine başvurmak ister ama MİT kadrosuna alınır, ifadesine başvurulamaz.

SAVCILAR NEDEN GÖREVDEN ALINDI?

Bu savcılar kimin bilgisine başvurmak istediler de görevlerinden alındılar. Bu bilgiyi sayın Cumhurbaşkanı da dahil hepsine soruyorum. FETÖ ana iddianamesini yazan savcılar neden görevden alındılar. İlgili makamlarla eş zamanlı olarak paylaşılmıştır diyor MİT. Peki, FETÖ'ye operasyon için neden 15 Temmuz beklenmiştir. Size Mayıs ayında bildirmişler ama bekleniyor. 250 şehidimiz ve 2193 gazimiz var. En azından aziz hatıralarına 15 Temmuz hain darbe girişiminin tüm ayrıntılarının ortaya çıkması lazım ama öyle görünüyor ki bu ayrıntıların ortaya çıkması engelleniyor.

"HESAPLAŞMAK HUKUK DIŞINA ÇIKMIŞ, ADALET YOK EDİLMİŞTİR"

Hesaplaşmak hukuk dışına çıkmış, adalet yok edilmiştir. Darbe araştırma komisyonu, soruşturmayı savuşturma çabasına girmiştir. Bu gazi Meclis devre dışı bırakılmış yetkileri elinden alınmıştır. Darbenin siyasi ayağını ortaya çıkarmaya dönük çabaların önü bilinçli olarak kapatılmaktadır. Darbecileri devletin en hassas yerlerine yerleştirenlerin hesap vermesi sağlanmadan, hesap sorulamaz. TSK'nın cumhuriyetli kadroları tasfiye edilip FETÖ'cülerin önü açılırken bu örgüte destek verenler ortaya çıkarılmalıdır."

HDP'Lİ AHMET YILDIRIM: SİYASİ İKTİDARI BU KONUDA UYARDIK

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım özetle şöyle konuştu: " "Bir yıl önce bu halkı ve demokratik siyaseti hedefleyen 15 Temmuz darbe girişmini kınıyorum. Hakettikleri cezaya çarptırılmalarını tüm halkımız gibi bekliyorum. Darbeler silsilesi ülkenin kuruluş temelleri ve yönetim anlayışı sıkıntılarından ele alınamayacağı aşikatdır. Darbecilerin kirli ruhunu hiç tartışma konusu yapmadan, buna zemin sağlayan koşullarını da tartışmamanın, yeni darbe koşullarını hazırlayacağını da unutmamalıdır. 15 Temmuz'dan bir önceki yasama yılının Meclis tutanaklarına bakıldığında sayısız kez darbe mekaniğinden söz edilmiş, siyasi iktidar bu konuda uyarılmıştır. Siyasi iktidarın girmiş olduğu milliyetçi-muhafazakar ittifakın ülkeye hayır getirmeyeceğini ifade ettik. Darbelerin sadece askeri yollarla olmayabileceğini ifade etmiştik. Darbeler sadece askeri apoletlerle gerçekleştirilemez. Demokratik işleyişe yönelik kravatlı darbelerin sayısız örneği vardır."

MECLİS BAŞKANI'NDAN 'TUTSAK YOK' AÇIKLAMASI

Meclis Başkanı Kahraman, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım'ın sözlerinin ardından, kendisine yönelik olarak "Sayın Yıldırım, Türkiye'de tutsak yok. Bu noktada buna benzer sözler milli birlik ve bütünlüğü zedeleyen sözlerdir. Türkiye anarşizme müsaade etmeyecek bir ülkedir. " dedi. Kahraman, sözlerinin ardından söz isteyen Yıldırım'a söz verdi.

MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ: MİLLİ MUTABAKATIN VARLIĞI ŞART

Yıldırım'ın konuşmasından sonra kürsüye gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli özetle şöyle konuştu: "Meclis'in bu özel birleşiminde toplanmış bulunuyoruz. Muhterem heyetinizi, aziz vatandaşlarımızı hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. 15 Temmuz'a direnen, destan destan büyüyen aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. "Türk milleti tarih boyunca belaları alt etmeyi başarmıştır. Üzerinde yaşadığımız çetin ve zorlu coğrafyada yaşamanın ağır sonuçları olacaktır. Türk milletinin hedefte olması tesadüfi görülmemelidir. Böylesi bir ihanet kuşatması yeni de değildir. Birbirimize düşersek ya bizi bu vatandan söküp atacaklar ya da burada bizi gömük üzerimizden aşacaklardır. 5 Temmuz öncelikle bir darbe teşebbüsüdür. Ayrıca, taşeronları, planlayıcıları belli olan bir işgal denemesidir. Kontrollü darbe demek aklın inkarı, yalın gerçeklerin imhasıdır. TBMM defalarca bombalanmış, kurşun yağmuruna tutulmuştur. Tarih sayfalarını karıştırdığımızda örneğine neredeyse hiç rastlanmayacak sahneler 15 Temmuz gecesi yaşanmıştır. Çanakkale'de yarım kalan zulmü hain FETÖ'cüler tamamlamak istemişlerdir. 15 Temmuz tarihi bir hesaplaşma, tarifsiz bir ihanettir. Bir yanda Türkiye diğer yanda yedi düvel vardır. Taraflar çok nettir. FETÖ, Türkiye'ye kastetmek için eline geçirdiği bütün imkanları kullanmıştır. Tanklar, silahlar 80 milyona doğrultulmuştur. Milli bir mutabakatın varlığı şarttır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber