Erdoğan: Racon kesilecekse bizzat kendim keserim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Kardeşlerim, zaman zaman kamuoyunda, medyada parti içinde asla tasvip etmediğim tartışmaların yaşandığına şahit oluyoruz. Genellikle sosyal medya hesapları ve bazı yazarların zaman zaman adeta şahsımın adına racon kestiği görülüyor. Benim partimle, milletimle paylaşacağım bir düşüncem varsa bunun yolları bellidir. Kimsenin racon kesmesine de ihtiyacım yoktur. Eğer racon kesilecekse bu raconu da bizzat kendim keserim.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Ağustos 2017 15:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Racon kesilecekse bizzat kendim keserim

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sorumluluğumuz tüm Türkiye'yi, tüm bölgeyi, tüm dünyayı içine alacak şekilde genişlerken, İstanbul en büyük enerji ve moral kaynağımız olmaya devam ediyor. Unutmayınız, İstanbul'da teklersek Türkiye'de tökezleriz. İstanbul'da metal yorgunluğu olursa Türkiye'de paslanırız. Buna karşılık İstanbul'da kıpırdanırsak Türkiye'de şahlanırız." dedi.

Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasında, Türkiye'de siyaset yapmanın, bu yolla iktidara gelmenin, başarılı olmanın ilk şartının İstanbul'da güçlü bir şekilde var olmak olduğunu söyledi.

"İstanbul'da yoksanız ülkenin kalanında ne yaparsanız yapın başarıya ulaşamazsınız. Bizim seyri siyasetimizde de İstanbul adeta amiral gemisi mahiyetinde bir öneme sahip olmuştur." diyen Erdoğan, 1970'li yıllardan itibaren siyasetin her kademesinde adeta çekirdekten yetiştikleri İstanbul'un, aynı zamanda 1994'te ilk büyük başarılarını elde ettikleri yer olduğunu aktardı.

Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzere Bakanlar Kurulundaki, genel merkezdeki, teşkilatlardaki, belediyelerdeki pek çok isimle siyaset ve yol arkadaşlıklarının o yıllardan beri devam ettiğini dile getirerek, "Sorumluluğumuz tüm Türkiye'yi, tüm bölgeyi, tüm dünyayı içine alacak şekilde genişlerken, İstanbul en büyük enerji ve moral kaynağımız olmaya devam ediyor. Unutmayınız, İstanbul'da teklersek Türkiye'de tökezleriz. İstanbul'da metal yorgunluğu olursa Türkiye'de paslanırız. Buna karşılık İstanbul'da kıpırdanırsak Türkiye'de şahlanırız." diye konuştu.

- "İstanbul'u sağlam tutarsak bizi yıkacak bir güç tanımıyoruz"

"İstanbul'u sağlam tutarsak Allah'ın izniyle Türkiye'de de dünyada da bizi yıkacak bir güç tanımıyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunun için, 81 vilayetimizdeki teşkilatlarımızın tamamı elbette önemlidir ama İstanbul bir başka önemlidir. Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin 20'sinden daha büyük durumda bulunan, tarihi ve coğrafi konumuyla benzersiz bir şehir olan İstanbul sadece Türkiye değil, bölgemiz ve dünya için de önemlidir. AK Parti İstanbul teşkilatlarında, belediyelerimizde, sivil toplum kuruluşlarımızda görev alan arkadaşlarımızın tüm çalışmalarını işte bu bilinçle yürüttüklerine inanıyorum. İstanbul'un büyüklüğünü anlamayan hiç kimse İstanbul'a ve AK Parti'ye hizmet edemez. İstanbul'u büyük bir aşkla, tutkuyla, heyecanla sevmeyen hiç kimse bu şehre ve partimize gereken katkıyı sağlayamaz.

Nisan ayında Yenikapı'da yaptığımız mitingimizde İstanbul'u şairlerin diliyle anlatmaya çalışmış ve şöyle demiştim; Sade bir semtini sevmenin bile bir ömre değdiği İstanbul / Gözleri kapalı dinlediğim İstanbul / Adını göklere yazarsam düşlerimden mehtabının kaybolacağına korktuğum İstanbul / Benim zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim, vatanım İstanbul / Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar İstanbul / Bir kanat vuruşunda bulutlarda, bir süzülüşte vatanımız, dalgalarda olduğumuz İstanbul / İki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleriyle bizi kucaklayan İstanbul /Sana geldim, içim ümitlerle dolu, 'beni sarhoş etme ne olur' dediğimiz İstanbul /Seni görüyorum yine, gözlerimle kucaklar gibi uzaktan dediğimiz İstanbul / Rumeli Hisarında oturup bir türkü tutturduğumuz İstanbul /Söze 'yine sen kazandın İstanbul, ben yenildim' diye başlayıp, sonunda 'yine emrindeyim' diye bitirdiğimiz İstanbul / Rahmetli Aşık Veysel gibi, seversen olayım yarin İstanbul... İşte bunun için İstanbul Türkiye'dir, Türkiye İstanbul'dur diyoruz."

- "İstanbul Türkiye ortalamasının altına düşmemeli"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, "İster siyaset yapalım ister ticaret, ister sanat, edebiyatla uğraşalım, ister sporla hiç fark etmez, bu şehrin hakkını vermek zorundayız. Eğer yaptığımız işi, verdiğimiz mücadeleyi bu şehre uygun şekilde yürütmezsek hedeflerimize ulaşamayız." ifadelerini kullandı.

Çalışmalarıyla, sevgileriyle, fedakarlıklarıyla, bu şehre ve insanlarına kendilerini sevdirirlerse, İstanbul'un kendilerini başında, sırtında taşıyacağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bir şeyin tabii üzerinde durmamız lazım. Biz Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde İstanbul'da, küsuratları konuşmayacağım, yüzde 48'le büyükşehir belediye başkanlığı seçimini aldık. Ardından halk oylamasında malum İstanbul yüzde 48,65 oyla neticeyi verdi. Tabii biz İstanbul'u böyle görmek istemiyoruz. İstanbul, Türkiye ortalamasının altına düştüğü an buna yanarız, buna üzülürüz. İstanbul Türkiye ortalamasının altına düşmemeli, onun üstünde olmalı. Üstünde olduğu anda birçok şey değişir. Öyleyse bir yerde yanlışımız var, bir yerde eksiğimiz var. Eğer metal yorgunluğu diyorsak, burayı şöyle oturup değerlendireceğiz. Kimse bundan üzülmeyecek çünkü bu hareket alışılmış bir siyasi parti hareketi değildir, bu bir davadır buna böyle bakacağız. Bizim İstanbul'a ihtiyacımız var. Diğer örneklere, alternatiflere baktığımızda görüyoruz ki İstanbul'un bize ihtiyacı var. Öyleyse şehrin en kılcal damarlarına kadar girerek, ayak basmadık yer, eline ve gönlüne dokunmadık insan bırakmayarak, her taşına hayran olduğumuz İstanbul'u kendimize de ram edeceğiz."

Erdoğan, "Soruyorum sizlere, bize kibir yakışır mı? Bize gurur yakışır mı? Gurur Allah'a yakışır, bize değil. O onun. Bize ne oluyor ki afra tafra yapıyoruz? Bize ne oluyor ki koltuklardan güç almanın gayreti içerisine giriyoruz. İdeal siyasetçi oturduğu koltuktan güç alan değildir, oraya güç katandır, bunu böyle bilmemiz lazım. Bunu başardığımız anda bu milletin bize nasıl güç katacağını çok daha farklı göreceğiz. Çünkü biz tevazuda toprak gibi olmaya mecburuz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongre sürecinde gerçekleştirecekleri değişimin asla bir tasfiye olmadığını belirterek, "Bizim siyaset terbiyemizde vefa çok önemlidir. Ülkesine, şehrine, partisine hizmet etmiş hiçbir arkadaşımızın emeğini, gayretini, fedakarlığını unutmadık, unutmayacağız. Kendisi yolunu şaşırıp başka mecralara yönelmediği sürece her arkadaşımızın bizim gönlümüzde ve yanı başımızda yeri vardır." dedi.

Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasında, 2019 seçimlerine kadar yapılacak çalışmalarda İstanbul'daki oy oranının Türkiye ortalamasının üstüne çıkmasının şart olduğunu söyledi.

Son dönemdeki seçimlerde birkaç puan da olsa İstanbul'un ortalamanın altında kalmasının kendilerine verdiği mesajın çok doğru okunması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, 12 milyon üyelerinin olduğunu, bunu ikiyle çarpınca 24 milyon olduğunu, bu üyeyi ikiyle çarparak oy tahmini edilmesinin şart olduğunu kaydetti.

Buna hazır olunması gerektiğini belirten Erdoğan, dün Denizli'de coşku, heyecan dolu bir danışma meclisi yapıldığını, orada da sandıkların patlatılacağını umduğunu söyledi.

Erdoğan, yine Antalya'da danışma meclisi yapıldığını, dolu salonda heyecanın ve coşkunun bir başka olduğunu vurgulayarak, Malatya'daki toplu açılış töreninde de 70 bin kişinin olduğu alanda toplantının gerçekleştirildiğini anlattı.

Rize, Trabzon ve Giresun'un da güzel olduğunu dile getiren Erdoğan, "Hareketleniyoruz. Hareketleneceğiz, gidilmedik il bırakmayacağız. Ama İstanbul'da da çalınmadık kapı bırakmayacağız." diye konuştu.

Erdoğan, 1994 seçimine girerken kadınların çaldıkları her kapıya üzerinde "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var" yazılı kahve ve parti ambleminin bulunduğu torbayı hediye ettiklerini anlatarak, kadın ve gençlik kollarının dinamik olacağını, ana kademinin de aynı şekilde kucaklayacağını ve böylece ayağa kaldıracağını vurguladı.

- "Her arkadaşımızın gönlümüzde ve yanı başımızda yeri vardır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dışarıdan ve içeriden maruz kaldığı saldırıların, mücadelenin şartlarını zorlaştırdığının bilindiğini ifade ederek, bu şartlara uygun şekilde kendilerini yenilemeleri, güçlendirmeleri ve geleceğe hazırlaması gerektiğini söyledi.

Bu ihtiyacın aynı zamanda milletimize ve ülkemize karşı sorumlulukları yerine getirebilmenin de şartı olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sürekli aynı şeyleri yaparak, her defasında farklı sonuçlar elde etmeyi beklemek akıl karı değildir. Bölgesel ve küresel bir güç olma yolunda ilerleyen orta gelir tuzağına düşmemek için uğraşan Türkiye'nin bu değişime ihtiyacı var. Bunu gerçekleştirecek olan ise ülkemizi hedeflerine ulaştırma sorumluluğu üstlenmiş olan bizleriz. Yani AK Parti kadrolarıdır. Biz kendimizi yenilediğimiz ölçüde ülkemizin siyasetini, ekonomisini, dış politikasını, güvenliğini, yatırımlarını daha da ileriye taşıyabiliriz. Bayrak yarışı olan bu hizmet nöbetini İstanbul'da da yeni arkadaşlarımızla güçlendirerek sürdürmekte kararlıyız. Kongre sürecimizde gerçekleştireceğimiz bu değişim asla bir tasfiye değildir. Bizim siyaset terbiyemizde vefa çok önemlidir. Ülkesine, şehrine, partisine hizmet etmiş hiçbir arkadaşımızın emeğini, gayretini, fedakarlığını unutmadık, unutmayacağız. Kendisi yolunu şaşırıp başka mecralara yönelmediği sürece her arkadaşımızın bizim gönlümüzde ve yanı başımızda yeri vardır."

- "Eski Türkiye partilerinin alışkanlıklarına partimizde izin vermeyeceğiz"

Erdoğan, bugün teşkilatta, yarın bir başka yerde, bir başka görevde arkadaşlarıyla beraber çalışacaklarını ifade ederek, bunun hem teşkilatlarda, hem belediyelerde, hem Meclis'te pek çok örneği olduğunu söyledi.

AK Parti'de davasına, ülkesine, milletine, partisine sadakatle bağlı olan herkesin önünün sonuna kadar açık olduğunu belirten Erdoğan, "İş çok, yapacağımız şeyler çok." dedi.

Necip Fazıl Kısakürek'in "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal/Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal/Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan/Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan" dizelerini seslendiren Erdoğan, önemli olanın hiçbir rütbe ve mal beklemeksizin bu mukaddes yüke hamal olmaya talip olmak olduğunu kaydetti.

Erdoğan, vatandan, insan oğluna hizmet etmekten güzel daha bir şey olamayacağını ifade ederek, "Bu erdemle hareket etmeyenler kendileriyle birlikte davalarına ve partilerine de zarar verir. Eski Türkiye partilerinin alışkanlıklarının, hastalıklarının, zafiyetlerinin AK Parti'ye sıçramasına, sıçratılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar partimize hizmet etmiş arkadaşlarımızın da bundan sonra da görev alacak arkadaşlarımızın da bu bilinçle hareket ettiklerini biliyorum. Kongre sürecimizde gerçekleştireceğimiz değişim kendimizi tazelemenin yanında işte bu vasfımızı güçlendirmemize de vesile olacaktır." diye konuştu.

- "Kimsenin racon kesmesine de ihtiyacım yok"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman kamuoyunda, medyada, parti içinde kesinlikle arzu ve tasvip etmediği tartışmaların yaşandığına şahit olunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Genellikle sosyal medya hesapları veya kimi köşe yazarları üzerinden başlatılan bu tartışmalarda, birilerinin şahsımın adına adeta racon kestiği, herkese ayar vermeye çalıştığı anlaşılıyor. Burada bir kez daha açık ve net olarak ifade ediyorum; benim, milletimle, partimle paylaşacağım bir düşüncem, bir teklifim, bir hissiyatım varsa, bunun yolları bellidir. Kimsenin racon kesmesine de ihtiyacım yoktur. Eğer racon kesilecekse, bu raconu bizzat kendim keserim. Bu da böyle bilinmeli. Kongre sürecimiz gibi mahrem sayılabilecek bir konuyu bile parti teşkilatlarımızda yaptığımız toplantılarda, tüm milletimizin gözü önünde konuşuyor, tartışıyor, mesajlarımızı ifade ediyoruz. Aynı şekilde dünya ve ülke meseleleriyle ilgili konularda da gerektiği her durumda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Batı'yla ne konuşmamız gerekiyorsa kapıların arkasında değil, milletin önünde, dünyanın önünde konuşuyoruz."

Erdoğan, kalabalığın "Bir gece ansızın gelebiliriz" sözleri üzerine "Hiç şüpheniz olmasın. İzinle değil kendi kararımızla bir gece ansızın gelebiliriz." dedi.

- "Benim kadar şeffaf olan lider yok"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanlığıyla ilgili hususlarda Cumhurbaşkanlığı sözcümüz, hükümet meselelerinde Başbakanımız ve hükümet sözcümüz, partiyle ilgili konularda da parti sözcümüz gereken açıklamaları yapıyor. Şahsımın ve sözcülerimin dışında yapılan hiçbir açıklamanın benimle ilgisi yoktur, partimle ilgisi yoktur. 'Efendim şu köşe yazarı şöyle yazmış, şu köşe yazarı böyle yazmış, şu köşe yazarının işte Cumhurbaşkanı ile şöyle dostluğu var'. Hiçbirisi beni bağlamaz. Bunlara da ihtiyacım yok. Ben zaten konuşuyorum. Bunlara gerek yok ki. Ben derdimi anlatmaktan aciz de değilim, yeri geldiği zaman bunları anlatıyorum, anlatmaya da devam edeceğim. Hele hele başkalarının adına açılmış sosyal medya hesapları ve köşe yazıları gibi mecraları aracı kılma alışkanlığım kesinlikle bulunmuyor, bu da böyle biline. Herhalde dünyada benim kadar şeffaf olan, benim kadar açık konuşan, benim kadar görüşlerini net ifade eden bir başka lider var mıdır, onu da pek bilmiyorum. Kimsenin yüzüne karşı söyleyemediğim bir sözü arkasından ifade etmeyeceğimi şahsımı az çok tanıyan herkes çok iyi bilir."

Erdoğan, şayet bir kişiye veya bir kesime mesaj vermesi gerekiyorsa bunu bizzat veya sözcüleri aracılığıyla zaten yaptığını vurgulayarak, "Yapmaya da devam edeceğim. Bunun dışında 'Cumhurbaşkanı şöyle istiyor, reis şöyle düşünüyor.' Bak benim ne düşündüğümü de bilenler var. 'Genel başkan böyle arz ediyor.' Bu tür yakıştırmalara hiç kimse itibar etmemelidir. Hatta şahsıma bu türden yakıştırmalar izafe edenlerin hukuki takip için cumhurbaşkanlığındaki ve partideki ilgili arkadaşlara bildirilmesinde fayda görüyorum. Meydanı sosyal medyanın dehlizlerinde gizlenerek on doğrunun yanına bir yanlış ekleyip bu hareket içinde fitne çıkartmak isteyenlere asla bırakmayız. Bu güne kadar AK Partiyle ve şahsımla milletimizin arasına kimseyi sokmadık bundan sonra da sokmayacağız." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, başka hiçbir ülkenin yapmayacağı bir şekilde FETÖ'yle mücadelesini hukuk devleti içinde, uluslararası güvenlik, hukuk ve adalet kriterlerine uygun şekilde yürütüyor. Yakın zamanda bunları özel hazırlanmış tulumları içerisinde göreceksiniz, özel elbiselerle duruşmalara geldiklerini göreceksiniz. İyi tanınmaları lazım. İnşallah yıl sonuna kadar da ben inanıyorum ki yargımız bunlarla ilgili kararları büyük ölçüde vermiş olacak. Çünkü bizim öyle çok vaktimiz yok." dedi.

Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasında, terörle mücadele başta olmak üzere çeşitli konularda Batı ülkeleriyle, özellikle Avrupa Birliği devletleriyle Türkiye arasındaki anlayış farklılığının son dönemde arttığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Türkiye, güya tüm dünyanın bir olup kendisine karşı savaştığı DEAŞ'ın saldırılarına uğrarken, maalesef bu ülkelerin kılı kıpırdamadı. Büyükşehirlerimizdeki canlı bomba saldırılarından sınırlarımızın havan ve füze atışlarıyla tacizine kadar, DEAŞ'ın her türlü saldırısıyla tek başımıza mücadele etmek zorunda kaldık. Hatta ülkemizin üzerinden yabancı savaşçıların Suriye ve Irak'a geçişini engellemek için talep ettiğimiz istihbarat paylaşımını bile tam olarak ve zamanında bizimle yapmadılar. Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye'de elde ettiğimiz başarı, Batı ülkelerinin bölgedeki oyunlarını açığa çıkardı. Meselenin DEAŞ değil, bölgenin yeniden dizaynı olduğunu açıkça söyleyemedikleri için başka terör örgütlerini yanlarına alarak, aynı projeyi ısrarla sürdürüyorlar."

Türkiye'ye dost olarak görünenlerin, PKK, PYD, YPG ve Suriye Demokratik Güçleri olarak belirlenen yine ismi değişen, kurulmuş veya kurulacak tüm örgütlerin aynı yapı olduğunu bildikleri halde yalan söylediklerini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Suriye ve Irak haritasındaki güçlerin dağılımına bakan herkes, oynanan oyunun amacını açıkça görecektir. Suriye ve Irak'ta güya DEAŞ'la mücadele için örgütlere dağıtılan silahları, birer ikişer PKK'nın ülkemizde gerçekleştirdiği eylemlerde ele geçirmeye başladık. Hangi ülkenin silahları PKK'da, hangi ülkenin silahları PYD'de, YPG'de var, hangi ülkenin silahları DEAŞ'ta var, bunları biliyoruz. Tabii biz bunları önlerine koyduğumuzda, bunu da inkar ediyorlar. Hatta çok daha nüktevari ifadeler kullanıyorlar, 'Ya ben ülkemin parasını DEAŞ'a mı vereceğim? PYD'ye mi vereceğim?' Ben, 'Kime verdiğinizi bilmem ama biz bunları buralarda yakaladık.' dedim. Batı ülkelerinin anlamadıkları veya anlamak istemedikleri, anlıyorlarsa da bizim için taşıdığı önemi idrak edemedikleri mesele şudur: Bugün bölgede güç gösterisi yapan herkes, işi bittiğinde veya işine gelmediğinde çekip gidecek, ama biz bin yıldır olduğu gibi bundan sonra da coğrafyamızda kalacağız. Onlar gittiğinde, sınırlarımız boyunca kurulan terör yapılarıyla uzun ve kanlı bir mücadeleyi verecek olan bu ülkeler değil. Kim? Türkiye. Ülkemizi böyle bir cendereye sokmak isteyenlerin hedefleri politik olabilir. Bizim için mesele beka meselesidir. Hiç kimse kusura bakmasın, bekamız söz konusu olduğunda gözümüz kimseyi görmez, görmeyecektir. İttifakmış, müttefikmiş, diplomasiymiş, ticaretmiş, istiklalimizin ve istikbalimizin tehdit altında olduğu yerde bunların hepsi de hükmünü yitirir. Bu böyle bilinmelidir."

- "FETÖ denilen alçaklar, bu ülkeden eli boş çıktı"

Erdoğan, 15 Temmuz gecesi milletin meydanlara yürüdüğünü hatırlatarak, "250 şehit verdik mi? Verdik. 2 bin 193 gazimiz oldu mu? Oldu. Ama bu FETÖ denilen alçaklar, bu ülkeden eli boş çıktılar. Şimdi neredeler? Cezaevlerinde. Bir kısmı bu ülkeyi terk etti, gitti; bir kısmı Avrupa'da, bir kısmı Pensilvanya'da. Onlar kaçacak biz kovalayacağız, bunu böyle biliniz. Ha PKK ha FETÖ, ha DEAŞ ha FETÖ, hiç bunların birbirinden farkı yok. Al birini vur öbürüne." dedi.

FETÖ'nün Türkiye'nin demokrasisine, varlığına, birliğine, geleceğine saldırdığını anlatan Erdoğan, "Milletimiz, tek yumruk, bu ihanet çetesine geçit vermemiştir. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir teşebbüs olsa, inanın bana gerçekten çok kötü sonuçlar ortaya çıkardı. Türkiye, başka hiçbir ülkenin yapmayacağı bir şekilde FETÖ'yle mücadelesini hukuk devleti içinde, uluslararası güvenlik, hukuk ve adalet kriterlerine uygun şekilde yürütüyor. Yakın zamanda bunları özel hazırlanmış tulumları içerisinde göreceksiniz, özel elbiselerle duruşmalara geldiklerini göreceksiniz. İyi tanınmaları lazım. İnşallah yıl sonuna kadar da ben inanıyorum ki yargımız bunlarla ilgili kararları büyük ölçüde vermiş olacak. Çünkü bizim öyle çok vaktimiz yok. Anneler, babalar, kardeşler ağlıyor. Hepsi ne diyor? Süratle adımı atacağız." diye konuştu.

- "Farklı havalara girenler, bunun bedelini ağır öderler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadelesi üzerinden tehdit edilmesinin, doğrudan varlığına, birliğine, egemenliğine yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, "Böyle bir saldırının içinde olan hiç kimse, masum değildir, bu ister ülkemizdeki bir siyasi parti olsun, ister şu veya bu uluslararası kurum olsun, hiç fark etmez." değerlendirmesinde bulundu.

Maruz kalınan saldırılar karşında 80 milyonun birlik olup, ahitleştiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz 80 milyon tek millet olduk mu? Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnağıyla, velhasıl 80 milyon tek millet olduk mu? Yetmez. Biz, tek bayrak olduk mu? Onlar güneydoğuda kendilerine farklı paçavralar hazırlıyorlardı. Ama bizim bayrağımız bu. Tek bayrak... Rengi, şehidimizin kanının rengi, hilal tamamen bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Bayrağımıza eş, asla... Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle Türkiye tek vatan. Bunlar ne yaptılar? Güneydoğuyu, doğuyu, hatta İç Anadolu'ya doğru bölme operasyonlarına girdiler. Böyle bir şeye bizim müsaade etmemiz mümkün mü? Neredeyiz? Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Dereler'de, Küpeli'de. Oraları bunlara mezar yaptık, mezar. Mezar yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü bütün bu şehitlerimizin bedelini bunlar ödeyecek. Lice'de, Özalp'ta 2 tane bizim başkan yardımcılarımızı şehit etmişlerdi. Bak, 4'ü de öldürüldü. Aynen, gebertildi, dördü de. Çünkü biz, onların bedelini bunlara ağır ödeteceğiz. Biz 20-25 yıl önce oralarda siyasi çalışmalara gittiğimizde bu kardeşlerimizin evlerinde kaldık, yer yataklarında, kerpiç evlerde onlarla beraber kaldık. Yola öyle çıktık. Şimdi de beraber yürüyoruz, kadere bak. 'Kaderin üstünde bir kader vardır' diyoruz ya, işte bu. Biz buna aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Tek devlet... Yok paralel yapıymış, yok şuymuş buymuş. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz asla. Biz bu devletimizle beraber yola devam ediyoruz, devam edeceğiz. Onun için de farklı havalara girenler, bunun bedelini ağır öderler. Bunu da bilmeleri lazım."

Erdoğan, salondakilere, "Bütün bu adımları atarken benim sizden istirhamım, ricam şu; bir defa bu yoldaki heyecanımızı, coşkumuzu asla kaybetmeyeceğiz." şeklinde seslendi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'daki seçime ilişkin, "Biz de buradan mesajımızı veriyoruz. Ne diyoruz, ya onlar o kampanyada Türkiye'ye böyle saldırdılar, yüklendiler de ben oradaki vatandaşlarımıza niçin mesaj vermeyeyim? Türkiye'den mesajımı veriyorum, ne diyorum; Türkiye düşmanı olan partilere sakın ha oy vermeyiniz, sakın. Türkiye dostu olanlarla beraber olun. Küçük partiymiş falan buna da bakmayın, verin. Onlara oyunuzu verin, onları büyütelim ve bu büyüklenenler, Türkiye'ye karşı bu şekilde saldıranlar, bu seçimde onların sandıkta bana göre bir tokat yemeleri lazım." dedi.

Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasında, Almanya'nın seçime gittiğine değinirken, "Hala bizimle uğraşıyor. Ya sen bizimle niye uğraşıyorsun? İşine bak. Bizde referandum oldu, bizimle uğraştınız. Partilerin başkanları çıktı, orada 'hayır' kampanyasına katıldı. Sözde Türk diye geçinen bir ahlaksız, orada 'hayır' kampanyası yaptı. Kiminle? Terör örgütüyle beraber yaptı. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na ne yazık ki Almanya'nın kapısını kapattılar. Buna Sayın Merkel de dahil, muhalefet de dahil. Partimizin yetkililerine aynı şekilde... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza Hollanda'da nasıl bir densizlik yaptılar biliyorsunuz. Ya bunların demokrasiyle falan alakası yok, bunların demokrasiyle yakından uzaktan alakası yok. Söylediğimiz zaman da yalan bunlarda gani." ifadelerini kullandı.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in kendisine laf attığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sen kimsin? Önce haddini bil. Senin muhatabın ben değilim. Senin muhatabın, ben 'Dışişleri Bakanı' dedim dün. Dışişleri Bakanımız daha da ileri gitti onun muhatabı 'Avrupa Birliği Bakanı' dedi. Tabii seçim yapılacak. Biz de buradan mesajımızı veriyoruz. Ne diyoruz, ya onlar o kampanyada Türkiye'ye böyle saldırdılar, yüklendiler de ben oradaki vatandaşlarımıza niçin mesaj vermeyeyim? Türkiye'den mesajımı veriyorum, ne diyorum; Türkiye düşmanı olan partilere sakın ha oy vermeyiniz, sakın. Türkiye dostu olanlarla beraber olun. Küçük partiymiş falan buna da bakmayın, verin. Onlara oyunuzu verin, onları büyütelim ve bu büyüklenenler, Türkiye'ye karşı bu şekilde saldıranlar, bu seçimde onların sandıkta bana göre bir tokat yemeleri lazım. Şu anda ne diyorlar? Diyorlar ki 'Bizim demokratik mücadelemize karışıyor.' Ne alakası var. Ben senin gibi kalkıp sizin bize yaptığınızı yapmıyorum. Biz sadece vatandaşlarımıza, Türkiye düşmanlarına sandıkta demokratik bir ders verin diyoruz, bu kadar. Bizim yanımızda teröristler yok. Ama sizin yanınızda teröristler vardı. Terörist başının fotoğraflarıyla siz Avrupa'da resimler çektirdiniz yan yana."

- "Bizden gereğini isteyenler kusura bakmasınlar, kendileri de gereğini yapsın"

Erdoğan, Hamburg'taki G20 Zirvesi'nde yapılan yürüyüşlerde terörist başıyla yürüyen, teröristlerin desteklediği siyasi örgütlerin bulunduğunu söyledi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'e 4 bin 500 terörist dosyası verdiğini kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu terörist dosyalarının hiçbirisi Almanya'da masaya yatırılmadı ve şu anda teröristlerin cirit attığı yer neresi? Avrupa'da Almanya. FETÖ'nün terörist olarak cirit attığı yer neresi? Almanya. Birinci derecede Amerika. Bunları söyleyeceğiz. Niye? Dünya bunları bilecek. Gereği neyse yapsınlar. Bizden gereğini isteyenler kusura bakmasınlar, kendileri de gereğini yapsın. Onların yargısı varsa bizim de yargımız var. Bunu da bilmeleri lazım ve kararları böyle alacağız. İster bu konuları son günlerde sıkça tartıştığımız Almanya olsun ister başka ülke olsun, herkesi Türkiye konusunda empati yapmaya buna rağmen davet ediyoruz. Düşününün ülkemizin 911 kilometre uzunluğundaki Suriye ve 384 kilometre uzunluğundaki Irak sınırları boyunca enva-i çeşit terör örgütü faaliyet gösteriyor ya. Bu terör örgütlerinin en büyük amacının da bulundukları yerde hakimiyetlerini sağlamlaştırdıktan sonra Türkiye'ye saldırmak olduğunu biliyoruz. Buradan sizlerin şahsında, tüm Türkiye'ye ve dünyaya sesleniyorum, bin tırı aşkın tır Irak'tan geldi, bunlar zırhlı araçlar, mühimmat ve bütün bunlar Suriye'ye geçti. Suriye'deki terör örgütlerine bunlar teslim edildi ve şimdi onları güya Suriye'de kullanacaklar. Sonra? Sonra onlar Türkiye'ye karşı kullanılacak ve kendilerini uyarıyoruz, diyoruz ki 'Böyle böyle, bu silahları ne yapacaksınız?' G20'de bunu Sayın Trump'a da söyledik. O da biraz bundan dolayı arkadaşlarına serzenişte bulundu. Ama biz bunların lütfen geri alınmasını istiyoruz. 'Biz de işte bunların numaraları var. Seri numaraları var. Biz bunların hepsini toplayıp alcağız' diyorlar. Biz bunlara inanmıyoruz. Bu mücadeleyi beraber verseydik bunlara gerek kalmazdı."

Türkiye içinde bölücü terör örgütünün belirli bölge ve büyükşehirlerde sürekli kanlı eylemler peşinde koştuğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir başka terör örgütü ise önce emniyet ve yargı içindeki elamanları aracılığıyla hükümeti devirmeye, bunu başaramayınca da ordu içindeki militanları vasıtasıyla kanlı bir darbe yapmaya teşebbüs ediyor. Siz bu örgütlerle, bu saldırılarla canhıraş mücadele ederken uluslararası camianın da sürekli tacizine, tehdidine maruz kalıyorsunuz. Seçimlerde aleyhinize çalışmaktan, gizli askeri ambargolarla aleni ekonomik ayak oyunlarından iç mekanizmalarımıza kadar aleni müdahale etmeye, sosyal ve siyasi tarihlere kadar size karşı yapmadıklarını bırakmıyorlar. İster vatandaş olsun, ister yönetici, Alman, Amerikalı, Hollandalı, Fransız, Rus, İranlı, İngiliz, Suudi Arabistanlı, Kanadalı bu empatiyi yapan herkes bize hak verecektir. Türkiye kimseden ulufe, iane, lütuf, ihsan beklemiyor. Türkiye kimseden hakkı olmayan bir şeyi de talep etmiyor. Türkiye sadece kendi varlığına, kendi egemenliğine, geleceğine saygı gösterilmesini istiyor. Bu saygının gösterilmediği durumlarda da kendi başımızın çaresine bakmaktan başka bizim bir derdimiz olamaz."

- "Silahlarını ülkemize yöneltmiş teröristlerin arasına girmiş herkes bizim nezdimizde teröristtir"

Erdoğan, karşı karşıya bulundukları meseleleri siyaset ve diplomasi yoluyla çözmek için her türlü imkanı kullandıklarına, her fedakarlığı yaptıklarına işaret ederek, "Artık bu yöntemlerin işe yaramadığı bir yere doğru hızla gittiğimizi görüyoruz. Bu çağrımıza samimi bir cevap vermeyen hiç kimsenin hiçbir ülkenin Türkiye'nin bundan sonra atacağı adımlara yapacağı itirazların bizim nezdimizde de bir karşılığı yoktur. Bölgede terör örgütleriyle iş tutmak uğruna Türkiye gibi bir ülkeyi askeri mukabele pahasına karşısına alacak bir devlet bu hatasının hesabını önce kendi kamuoyuna vermek zorunda kalacaktır. Biz sadece ve sadece terör örgütleriyle, teröristlerle mücadele ediyoruz. Silahlarını ülkemize yöneltmiş teröristlerin arasına girmiş herkes bizim nezdimizde teröristtir. Suriye ve Irak meselesinde son sözümüz budur. Önümüzdeki günlerde gelişmeler Türkiye'nin bu açık ve kesin duruşu doğrultusunda inanıyorum ki şekillenecektir." şeklinde konuştu.

Hükümetlerinin ve ilgili kurumların hazırlıklarını bu çerçevede yürüttüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemizin böylesine hayati mücadelenin içinden geçtiği bir dönemde AK Parti olarak bizim de gündemimizdeki meseleleri süratle ve en sağlıklı şekilde neticeye kavuşturarak bu konulara yoğunlaşmamız gerekiyor. Bu vesileyle bir kez daha ilçe ve il kongrelerimizde bayrak yarışı anlayışıyla görevlerini devredecek arkadaşlarımıza hizmetleri için teşekkür ediyorum. Yeni görev alacak arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Şu anda Türkiye genelinde belde seçimlerini, kongrelerini bitirdik. Artık ilçe ve il kongreleri sürecine hamdolsun geçmiş bulunuyoruz. 2019 hazırlıklarımız konusundaki hassasiyetimi bir kez daha ifade ediyorum. İstanbul bu kongrelerden çok güçlü çıkmalı ve şunu söylüyorum, bütün yöneticilerimizin başına birer Ömer bulmalıyız. Adil olacak, yolsuzluklara prim vermeyecek, belediyeler asla yolsuzlukların içerisinde savrulmayacak ve bu konuda da çok dinamik, çok kararlı olmaya mecburuz. Bu adımları atacağız ve şu anda gerek ilçeler, gerek belediyeler noktasında hemen yoğun bir şekilde adımlarımızı atacağız ve 2019 yerel seçimi öncelikli, ardından tabii ki 2019 Kasım parlamento seçimleri geliyor. Burada da parlamentoda aldığımız, alacağımız oy bir kenara ama Cumhurbaşkanlığı seçiminde artık almamız gereken oy nedir? Yüzde 50 yanında bir oy. Buna hazır mıyız? Ona göre çok koşmamız gerekiyor. Çok çalışmamız gerekiyor."

Erdoğan, sözlerini "Şimdi tekrar İstanbul'a sesleniyorum, 26 Ağustos Malazgirt'e var mıyız? Ve bu arada Kurban Bayramımız geliyor. Şimdiden Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum. Rabbim Kurban Bayramı vesilesiyle Alem-i İslam'ın birliğine, beraberliğine, vahdetine inşallah vesile kılsın. Dayanışmamızı artırsın. Birbirimizi makamdan dolayı sevmeyelim. Paradan, puldan dolayı sevmeyelim. Akrabalıktan dolayı sevmeyelim. Birbirimizi Yaradan'dan ötürü sevelim." diyerek tamamladı.

- Notlar

Toplantının yapıldığı salona Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın posterleri ile Türk bayrakları asıldı. Vatandaşlar toplantıdan saatler önce salonu doldururdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salona girişiyle vatandaşlar sevgi gösterilerinde bulunurken, "AK gençlik burada, Reis'inin yanında", "Recep Tayyip Erdoğan", "İşte ordu işte komutan", "Başkan Erdoğan" ve "Bir gece ansızın gelebiliriz" şeklinde slogan attı.

Gençlik kollarının "Gençlik geleceğe hazır" pankartı açtığı toplantıda AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da birer selamlama konuşması yaptı.

Temurci, konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir hat tablosu hediye etti. Öte yandan toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı, Mehmet Mehdi Eker ile Mustafa Ataş da katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber