Bu gerilimin kazananı olmaz

24 Eylül'de sandık başına gidecek olan Almanya'da ağırlıklı gündem Türkiye karşıtlığı. İki ülke arasında uzun süredir devam eden gerilimin 'seçim endeksli' olmadığının altını çizen siyaset bilimciler ise sürecin AB ve Türkiye açısından 'kazan-kazan'dan 'kaybet-kaybet'e gittiğine dikkat çekip, bu politikaların kazananı olmayacağını belirtiyor

Haber Giriş : 06 Eylül 2017 08:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bu gerilimin kazananı olmaz

EROL METİN

Almanya'da 24 Eylül'de yapılacak genel seçimler öncesi Türkiye'yle ilişkiler yeniden gerildi. Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile en büyük rakibi Martin Schulz liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) seçim kampanyası, Türkiye karşıtlığı üzerinden yürütülüyor. Pazar günü televizyonda karşı karşıya gelen Merkel ve Schulz, Türkiye'nin AB üyesi olmayacağı vaadinde bulundu. Alman liderlerin Türkiye'ye yönelik tutumuna hükümet yetkilileri sert tepki gösterirken, daha önceki tartışmaları hatırlatan uzmanlar ve siyasetçiler, iki ülke ilişkilerinin kısa vadede rayına oturmayacağı görüşünde. Uzmanlar, krizin giderek derinleşmesinin hem Almanya ve Avrupa Birliği'ne hem de Türkiye'ye kaybettireceğinin altını çizdi.

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Kasım Han, iki ülke arasındaki anlaşmazlıklara AB'nin diğer üyelerinin de dahil olma ihtimalinin bulunduğunu dile getirerek "İki ülkenin ilişkilerinde bu çok ciddi bir tırmanma ve sadece iki ülkeyi de bağlamayacaktır. Zira Almanya'nın Avrupa Birliği üzerinde son derece ciddi bir ağırlığı var. Dolayısıyla da bu Türkiye-AB ilişkilerinin genelini de etkileyecek bir noktaya doğru gidiyor" dedi. Almanya'nın tansiyonu düşürme gibi bir niyetinin olmadığını kaydeden Han, "Anlaşılan o ki Almanya artık bu ilişkileri tırmandırmak noktasında herhangi bir fren mekanizmasıyla hareket etmek niyetinde değil. Bundan sonra ilişkilerin düzelmesi ciddi bir çaba gerektirecektir. Almanya'daki siyasi partilerin geneli de bu yaklaşımı destekliyor. Nihayetinde bu Alman siyasetinde ve kamuoyunda Türkiye'yle ilgili algının belli bir noktaya geldiğini gösteriyor" değerlendirmesini yaptı.

AVRUPALI SİYASİLER TÜRKİYE KARŞITLIĞINI KULLANIYOR

AK Parti MKYK Üyesi ve Denizli milletvekili Cahit Özkan Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinin ulusal siyasetlerine Türkiye'nin üyelik sürecini alet etme yanlışlığına düştüğüne dikkat çekerek, şunları söyledi: "AB'nin ve Almanya'nın bugüne kadar Türkiye'yle ilgili karşılıklı dost ve müttefik anlayışının, her iki tarafa da neler kazandırdığı ortadadır. Avrupa'nın bu kazanımların peşine düşmesi gerekirken Türkiye'ye ve Avrupa'ya kaybettirecek bu tür siyasi tavırlardan kaçınması gerekiyor."

SON KÖPRİLER DE ATILDI

Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, gerilimi şöyle değerlendiriyor: "Türkiye ve Almanya arasında son köprüler de atılmış durumda. Almanya, her geçen gün daha sertleşiyor. Bu konuda hem Sosyal Demokratlar hem Hristiyan Demokratlar aynı fikirdeler. Bu sadece seçimlere yönelik bir gelişme değildir. İnanın Almanya-Türkiye ilişkileri önümüzdeki 3-4 yıl düzelmez. Artık bu açıklamalarla düşmanlık, politikanın dışında halka indi."

KÖRÜKLEMEYE GEREK YOK

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Canbolat Türkiye'nin son yıllarda değişen dünyaya seslenişinin Avrupa'da rahatsızlık yarattığını belirterek şunları kaydetti: "Türkiye, 'bu büyük güçler içerisinde, eşitler arasında eşit bir üyeyim' demek istiyor. Buna karşı da bir vekaleten savaş durumu var. Biz diplomasinin de kendi kuralları olduğunu biliyoruz. Devletler arasındaki ilişkilerde kamuoyuna yansıyan birtakım tartışmalı söylemlere rağmen bakarsınız ki işler kendi rayında da yürür. Belli ölçüde ilişkilerin de bu anlamda bir kendi rayında gideceğini düşünüyorum. Karamsar olmaya gerek yok. Çok da fazla Almanya'ya karşı olan kamuoyu davranışını da körüklemeye gerek yok. Çünkü orada yaşayan 3 milyondan fazla insanımız var."

YA KÖPRÜLER ATILACAK YA MÜZAKERELER DURACAK

Krizi tırmandırmayı hedefleyen Berlin'den mali tehditlerin yanı sıra siyasi hamleler de geldi. Başbakan Merkel, ekim ayındaki Avrupa Konseyi toplantısında "Türkiye'yle üyelik müzakerelerinin dondurulması ya da tümüyle kesilmesi" çağrısı yapacağını söyledi.

16 Nisan referandumu öncesinde Türk bakanların Avrupa'nın birçok ülkesinde gurbetçilerle buluşmasının engellendiği süreci başlatan Almanya, Türkiye ile birçok konuda kriz yaşadı. İki başkent arasındaki gerilim başlıklarına her geçen gün yenisi eklenirken Berlin'den siyasi hamleler de geldi. Almanya, Türkiye'nin Brüksel macerasına taş koymak istiyor. Başbakan Angela Merkel, Federal Meclis'in seçimlerden önce düzenlediği son oturumda, Türkiye'nin hukuk ilkelerinden uzaklaştığını, bu nedenle Türkiye ile yürütülen AB üyelik müzakerelerinin dondurulması ya da tümüyle kesilmesi konusunu da görüşebileceklerini söyledi. "Ekimde düzenlenecek Avrupa Konseyi toplantısında Türkiye ile ilişkilerin geleceğinin görüşülmesini önereceğim. Buna görüşmelerin dondurulması ya da sona erdirilmesi konusu da dahil olacak" diyen Merkel Ankara'ya karşı atacağı adımlar için de Avrupa'dan destek istedi: "Bunun için Avrupa'da çoğunluğa ihtiyaç var. Kararlı olmaya ama Avrupalı ortaklarımızla hareket etme ve görüşme kararı aldım. Çünkü hiçbir şey Avrupa'da Türkiye ile ilişkiler konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözleri önünde açıkça tartışmamız kadar şaşırtıcı olamaz. Bu, Avrupa'nın pozisyonunu dramatik şekilde zayıflatır."

BAKAN ÇELİK AB ZİRVESİNE GİDİYOR

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Estonya'nın başkenti Tallin'de yapılacak AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılacak. Çelik, 7-8 Eylül'de düzenlenecek zirvede AB ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla bir araya gelecek. Bakan Çelik muhataplarıyla, Türkiye-AB ilişkileri ve son dönemde Almanya ile yaşanan gerilimi ele alacak.

Kaynak: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber