Yargıtay, porno haberine tazminatı bozdu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Nisan 2007 11:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay porno haberine tazminatı bozdu

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Bursa Hidayet Vakfına bağlı ilköğretim okulunda görev yapan ve çocuk pornosu ihtiva eden görüntüleri internette satmak isterken yakalanan Özgen İ. hakkında haber yapan televizyon kanalına açılan tazminat davasını kısmen kabul eden yerel mahkeme kararını bozdu.

Hidayet Kültür Eğitim ve Kardeşlik Vakfı, Bursa'da Vakfa bağlı bir okulda Psikolog olarak görev yapan Özgen İ'nin, çocuk pornosu ihtiva eden fotoğraf ve video görüntülerini internette satmak isterken yakalanmasıyla ilgili haber yapan Kanal D televizyonun yayınında, vakfın kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle tazminat davası açtı.

Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Vakfın açtığı davayı kısmen kabul etti.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Hidayet Kültür Eğitim ve Kardeşlik Vakfının, televizyon yayınında, ?Özgen İ. ile vakfın özdeşleştirildiği, porno ile ilgileri olmadığı halde bu yönde yayın yapıldığı ve vakfın Nakşibendi Tarikatı üyelerince kurulduğu?nun söylendiği belirterek tazminat davasını açtığı anımsatılan kararda, yayını yapan davalı televizyonun ise ?öğretmenle ilgili yayının gerçek olduğunu, tarikat bağlantısının duyumlara dayalı olduğu? savunmasını yaptığı kaydedildi.

Yerel mahkemece de vakfa ait okulda çalışan öğretmenin, çocuk pornografisi ve ırza tasaddi gibi suçlardan yargılandığının gerçek olduğunun kabul edildiği belirtilen kararda, ?ancak davacı vakfın bir tarikatla ilgili olduğu yönündeki yayının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu?nun kabul edilerek davanın kısmen kabul edildiği ifade edildi.

-HALKIN BİLGİ SAHİBİ OLMASI-

Basın özgürlüğünün, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası'nın ilgili maddelerinde düzenlendiği belirtilen kararda, bu düzenlemelerde, basının özgürce yayın yapmasının güvence altında alındığının görüldüğü vurgulandı.

Basına sağlanan güvencenin amacının, toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmek olduğu ifade edilen kararda, ?Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olmasıyla olanaklıdır? denildi.

Basının, olayları izleme araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumlu olduğuna işaret edilen kararda, basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunduğu belirtildi. Kararda, şunlar kaydedildi:

?Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir.

Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.?

?BASIN ÖZÜRLÜĞÜ DE SINIRSIZ DEĞİL?

Bunlara rağmen basın özgürlüğünün de sınırsız olmadığı vurgulanan kararda, yayınlarda Anayasa'nın temel hak özgürlükler bölümüyle Türk Medeni Kanunu ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmamasının da yasal ve hukuki bir zorunluluk olduğu ifade edildi. Kararda, şöyle denildi:

?Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda hukuk düzeninin, çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, kanunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özel biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır.?

Basının, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapması gerektiğine işaret edilen kararda, ?O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır? denildi.

DAİRENİN BOZMA KARARI

Davaya konu olayda, davacı vakfa bağlı okullarda öğretmenlik yapan bir kişinin, küçük çocukları alı koyma, ırza tasaddi, porno içerikli görüntü dağıtma gibi suçlardan yargılandığı ve hakkında kamu davası açıldığının anlaşıldığı belirtilen kararda, şöyle denildi:

?Mesleği gereği çocuklarla birlikte olan bir öğretmenin, çocuklara tasaddide bulunması, alıkoyması ve cinsel içerikli görüntülerini alarak dağıtması, kamunun dikkatini çeken ve haber niteliği olan bir konudur. Yayının ana teması ve içeriği de toplumu yakından ilgilediren bir husustur. Nitekim, davanın dayanağını oluşturan bu olay da gerçektir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde yayının asıl amacının, bu öğretmenin eyleminin duyurulması olduğu, davacı vakfın tarikatla bağlantısı olması konusunun yayının tümü gözetildiğinde ayrıntı niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Şu durumda, yayının tümü göz önüne alınarak davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü bozmayı gerektirmiştir.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber