Dolarda düşüş sürecek 3 yıl 1.40'ı geçmeyecek

Dolarda kan kaybı, borsada ise yükseliş sürüyor. Şubat ayı sonunda yaşanan küresel dalgalanmayla 1.40 YTL'nin üzerine tırmanan dolar geçen cuma 1.36 YTL'ye kadar gerileyerek son 11 ayın en düşük seviyesine inmişti. İMKB ise cuma günü 45.845 puandan kapanarak son bir yılın en yüksek seviyesini gördü. Peki dolardaki düşüş daha ne kadar sürecek? Dolar kurunun bu seviyelere kadar düşmesi ekonomi açısından ne kadar olumlu? Bordaki yükseliş trendi devam edecek mi? Finansbank Başekonomisti Saruhan Doğan para piyasalarında yaşanan gelişmeleri AKŞAM'a değerlendirdi....

Dolardaki değer kaybı için ?Kur ne kadar düşükse bizim için o kadar iyi' diye bakılmaması gerektiğini söyleyen Saruhan Doğan, ?Ama bir gerçek var, dolar daha çok düşecek. Bence 1.35 YTL'yi hatta 1.29 YTL'i de göreceğiz? şeklinde konuştu. Doların 1.33'e mi yoksa 1.29'a mı düşeceği meselesinin hiç önemli olmadığını belirten Doğan şöyle devam etti: ?Önemli olan mesele önümüzdeki 3 yıl boyunca dolar bu seviyelerde seyredecek. Yani ben 2010 sonu itibarıyla doların 1.35-1.40 bandında olacağını düşünüyorum. Bu seviyeden düşük olabilir ama daha yüksek olmaz. Çünkü Türkiye'deki aktif fiyatları hâlâ dünya standartlarındaki yatırımcılar açısından ucuz görülüyor. Böyle oluca önümüzdeki dönemde daha çok ciddi sermaye girişleri olacak. Sermaye girince de ister istemez kur aşağı gelecek.?

FAİZLER % 15.5'E DÜŞECEK

2007 sonunda doların 1.40'ın altında olacağını söyleyen Doğan, faizlerdeki düşüşün ise çok daha hızlı olacağını ifade etti.

Faizin hâlâ 2006 Mayıs-Haziran dalgalanmasındaki seviyelerde olduğunu altını çizen Doğan şöyle konuştu: ? Dalgalanma döneminde faizler yüzde 13.25'ten 17.50'ye çıkt. O günden beri YTL kaybettiği değeri geri kazandı. Ekonomiye güven geldi. Ama faiz hâlâ o kriz günlerinin faizi.? Merkez Bankası'nın faiz indirimi için genel seçimlerin bitmesini ve piyasaların

rahatlamasını beklediğini ifade eden Doğan, kasımdan sonra sürekli faiz indirimleri dönemine girileceğini idda etti. Yıl sonunda bileşik faizin yüzde 17'nin altına hatta belki daha düşük seviyelere bile inebileceğini belirten Doğan, 2007'nin ilk çeyreği itibarıyla fazilerin hızlı bir şeklide yüzde 16-15.5'ları göreceğini, sonrasında ise faizin enflasyonun gidişine bağlı olduğunu söyledi.

BORSA 60 BİNİ GÖRECEK

Saruhan Doğan, borsa cephesinde ise yükselişin süreceğini ifade etti. İMKB'nin yıl sonunda 55.000-60.000 seviyelerine ulaşacağını iddia eden Doğan şöyle devam etti: ?Borsada çok ciddi yükselişler olacak. Bugünkü olumlu havayı ben bir tek şeyle açıklıyorum. Bizim iç piyasamız da nihayet anladı ki, borsanın, kurların, faizlerin seviyesine iç siyasi gelişmelerimizin ya da iç ekonomik gelişmelerimizin etkisi yok denecek kadar az. Bütün fiyatları dünya sermayesi, belirliyor.? Doğan, ? Dünya borsaları yukarı gidiyor. Çünkü dünyada çok ciddi bir servet var ve bu servet gidecek yer arıyor? dedi. Hedge fon piyasasına bakıldığında, bu fonların tek derdinin yeni, getirisi yüksek aktif yaratmak olduğunu belirten Saruhan ?Hedge fonların tek derdi, ?getiri nerde ve paralarını yatıracak aktif nerde'. Böyle olunca da piyasada çok olumlu bir hava oluyor? şeklinde konuştu. Doğan, 4-5 yıl piyasaların ana dengesinin, bu yatırım dengesi ve aktif arama çılgınlığı olacağını sözlerine ekledi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLACAK

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını söyleyen Doğan şöyle devam etti: ?Sayın Erdoğan'ın piyasalarda bir aksilik aksaklık olmasın diye kendi cumhurbaşkanılığını rafa kaldıracağını düşünmüyorum. Erdoğan aday olacak ve cumhurbaşkanı seçilecek diye düşünüyorum. Çünkü cumhurbaşkanlığı hiçbir Türk vatandaşının reddedemeyeceği bir iş teklifidir. Ben bu teklif ciddi bir şekilde önüne gelen hiçbir Türk vatandaşının ?cumhurbaşkanı olmam' diyeceğini sanmıyorum. Bunun en güzel örneği Demirel ve Özal'dır. Türk siyasetinde önemli yeri olan bu insanlar cumhurbaşkanlığı fırsatı önlerine geldiğinde bir dakika bile düşünmemişlerdir.?

IMF'NİN TEK MÜŞTERİSİ TÜRKİYE KAYBEDERSE İŞSİZ KALACAKLAR

Konuşmasında IMF'ye de değinen Doğan, IMF'in gayet sıkıntılı bir dönemde olduğunu belirterek şunları söyledi: ?1980 ve özellikle 1990'larda Güney-Doğu Asya ve Rusya krizi zamanlarında IMF dünyanın en önemli müessesi halindeydi. Ağızlarından çıkan bir söz bütün bir ülkenin kaderini belirleyebiliyordu. Bugün geldiğimiz noktada tek müşterisi Türkiye kalmış, yavaş yavaş emekliliğe hazarlanan bir kurum görünümde IMF. Eskiden muhatabı oldukları ülkelerin siyasi liderlerinin karşılaştığı iç siyasi baskıları dikkate almazlarken, bugün göz önünde bulunduruyorlar. Eğer bunu göz önünde bulundurmazlarsa işsiz kalacaklar. Dolayısıyla IMF 8 ay sonra seçime gidecek bir ülkenin hükümetine de baskıyı olabildiğince az tutmaya çalışıyor.?