Bürokratlar üzerinde teftiş kurulları "Demokleşin kılıcı"gibi her zaman sallanır

Haber Giriş : 07 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Teftiş korkusu nedeniyle bürokratların dönem dönem hiç sıkıntı çıkarmayacak kararlara bile imza atmaya çekindikleri görülür. Teftiş kurulu üyelerinin bunu zaman zaman ?grup çıkarları' için kullandıkları çok olmuştur.

Özellikle Başbakanlık Teftiş Kurulu, çok korkulan bir makamıdır. Genellikle bir açık bulunur ve bürokratlar için sık sık suç duyularında bulunulmasını isterler. O kadar çok soruşturma, savcılığa gönderme isterler ki; bu nedenle İdare içinde Teftiş Kurulu'ndan gelen rapora göre bakanların inisiyatif kullanma iradesi oluşmuştur. Yani; bakanlar Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan gelen ?soruşturma ve savcılık' taleplerinin bir kısmını kabul etmezler. Yasal olarak bu hakları vardır. Özellikle kendine güvenen bakanların bunu yaptıkları çok görülmüştür. Kimse de o bakana ?Niye göndermedin' diyemez.

Bir bakanın Teftiş Kurulu'nun, ?Bu bürokratın savcılığa gönderilmesine gerek yoktur' demesine rağmen, o bürokratı savcılığa verdiği ise görülmemiştir.

Geçtiğimiz günlerde, ilk defa bir Bakan, bir bürokratı Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun ?gerek yok' demesine rağmen savcılığa gönderdi.

Olay Egebank'la ilgili. Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın ?Bankalar Yeminli Murakıpları raporunun geç işleme konulmasına dair yapılan suç duyurusuyla ilgili' olarak uzun süredir devam eden yazışmaların sonunda, Devlet Bakanı Ali Babacan, savcılığa bir yazı yazarak bazı bürokratlar hakkında soruşturma izni veren bir yazı yazıyor. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun yazısında, ?Zamanın Hazine Banka Kambiyo Genel Müdürlügü yetkilileri olan Bankalar Yeminli Murakıpları Kurul Başkanı İlkay Karakoç, Banka ve Kambiyo Genel Müdürü Adnan Yaylacı, Genel Müdür Yardımcısı Binnur Berberoğlu, ve Daire Başkanı Mesut Yıldırım hakkında soruşturma izni verilmesi, Banka Kambiyo Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Müsteşar Yardımcısı Teoman Kerman'ın ise ilgili görülmediği için, herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı için soruşturma izni verilmesine gerek olmadığı' görüşüne yer veriliyor.

Babacan, ise Teftiş Kurulu'nun soruşturma izni istediği Adnan Yaylacı, Binnur Berberoğlu, Mesut Yıldırım hakkında soruşturma izni verirken, Teftiş Kurulu'nun soruşturma izni istediği İlkay Karakoç için soruşturma izni verilmesine gerek olmadığını söyleyip, Karakoç'a soruşturma izni vermiyor.

Babacan, Teftiş Kurulu'nun ?gerek yoktur' dediği, zamanın Müsteşar Yardımcısı Teomen Kerman için de soruşturma isteyip, bu talebi Savcılığa gönderiyor.

Soruşturma izni verilmeyen kişi, tanıdığım kadarıyla namuslu, dürüst bir kişidir. Ama Teftiş istemediği halde Babacan'ın soruşturmaya tabi tuttuğu kişi de, en az bir o kadar namuslu, dürüst bir kişidir. Peki bu fark niye?

Şu kadarını söyleyeyim Karakoç murakıp ve duyduğumuza göre Hazine'de Bakanın murakıplarla ilişkisini yürüten danışmanı gibi çalışıyor. Teoman Kerman'ı ise biliyorsunuz; haksız yere Başkan Yardımcılığından alındığı ortaya çıkan, murakıpların BDDK'yı ele geçirmesiyle tasfiye edilen ekibin, eski yetkin ekibin en önemli isimlerinden.

Soruşturma izni gerekçesi ise ?sorumluluk bütünlüğü' olarak gösteriliyor.

Erdal SAĞLAM/Hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber