13 bankaya 708 milyar faiz ödedik

IMF'nin 2001 krizinde faiz lobileriyle hareket ederek temelini attığı "Piyasa Yapıcılığı Sistemi" aynen devam ediyor. Hazine, borçlanma ihtiyacını sadece 13 bankadan karşılıyor. Anlaşma nedeniyle imtiyazlı 13 bankaya ödenen faiz miktarı 17 yılda 708 milyar liraya ulaştı

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 10 Şubat 2018 08:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
13 bankaya 708 milyar faiz ödedik

Türkiye IMF ile anlaşmasını resmi olarak 2008 yılında bitirdi. Ancak 2001 krizi sürecinde, IMF'nin faiz lobileriyle ortaklaşa hareket ederek temellerini attığı, Piyasa Yapıcılığı Sistemi aynen devam ediyor. Sistem kapsamında Hazine'nin imtiyazlı 13 bankaya ödediği tutar 2001 krizinden bu yana 700 milyar lirayı aştı. Batak durumdaki Yunanistan'ın bile yüzde 1 maliyetle borçlandığı bir dönemde, Hazine Müsteşarlığı'nın 17 Ocak 2018'de açtığı devlet borçlanma ihalesine faiz oranının yüzde 13,53 ile son 9 yılın en yüksek seviyesine tırmanması tartışma meydana getirdi. Türkiye'nin teröre karşı Afrin harekatını gerçekleştirdiği ortamı fırsata çevirmek isteyen faiz lobisi, 2001 krizi sırasında oluşturduğu yapılanmalar sayesinde faizleri yükseltecek mekanizmaları hale elinde bulunduruyor.

IMF'YE VERİLEN GİZEMLİ TAAHHÜT

Hazine'nin 2001 krizi sürecinde faiz lobilerinin baskısıyla Uluslararası Para Fonu'na (IMF) verdiği gizemli taahhüt, Türkiye'nin son 17 yılda faiz lobilerine 708 milyar TL faiz ödemesine neden oldu. 3 Ocak 2001 yılında IMF'ye sunulacak ek niyet mektubunu görüşmek üzere, piyasa yapıcı bankaların istekleri doğrultusunda Türkiye Bankalar Birliği temsilcileri ve piyasa yapıcı bankaların temsilcileriyle bir araya gelen dönemin Hazine ve TCMB bürokratları Türkiye'yi 17 yıldır faiz lobilerine mahküm eden kirli bir anlaşmanın temelini attılar. Bugünkü Piyasa Yapıcılığı Sisteminin kurulduğu toplantıda, faiz lobilerinin temsilcileri, Hazine yetkililerinden, kesinlikle faiz oranlarına müdahale etmemeleri yönünde taahhüt aldı.

HAZİNE'DEN 'HİÇBİR ŞEKİLDE FAİZE MÜDAHALE ETMEME' TAAHHÜDÜ!

Türkiye'nin gelirini faizcilere kaptırmasına neden olan 3 Ocak 2001 tarihli toplantının notlarına şu ifadeler yer aldı, "Piyasa Yapıcılığı Danışma Kurulu toplantısı 03/01/2001 tarihinde İstanbul'da yapılmıştır. Bankalar Birliği aracılığı ile piyasa yapıcısı bankaların talebi üzerine gerçekleştirilen toplantıda ilk olarak mali piyasalarda meydana gelen dalgalanmaların sonucu işlem hacmi düşen Devlet İç Borçlanma Senetleri (DIBS) piyasalarının yeniden canlandırılması ve bu çerçevede IMF'ye verilmiş olan niyet mektubundaki bazı konulara açıklık getirilmesi talep edilmiştir. Toplantıda öncelikle, Hazine'nin hiç bir şekilde faize müdahale amacının olmadığı ve faizin piyasa koşullarında oluşacağı özellikle belirtilmiştir."

NEDEN SADECE 13 BANKA

Türkiye Hazinesi borçlanma ihtiyacını sadece 13 banka ile sınırlarken batak durumdaki Yunanistan Hazinesi ise dünyanın farklı yerlerinden davet ettiği 22 banka ile çalışıyor. Yunanistan, borçlanma gerçekleştirdiği banka sayısını artırarak rekabet oluşumu sağlıyor ve düşük faiz oranlarını yakalıyor. Aynı zamanda muhtemel bir kartelleşme eğilimini de en başından engellemiş oluyor. Türkiye'de ise yıllardır az sayıda ve hemen hemen aynı bankalarla çalışılması, Hazine'nin faiz kartelleriyle ilişkisinin sorgulanmasına neden oluyor. Yunanistan'ın mili geliri 194 milyar dolar iken kamu borcu 390 milyar dolar. Yani, Yunanistan devletinin toplam borcunun milli gelirine oranı yüzde 210 ile dünyada en yüksek borç batağında bulunan ilk 3 ülkeden biri konumunda. Avrupa Birliği üyelerinin kamu borçluluk oranları ortalaması da yüzde 100'e yakın. Oysa, Türkiye'de kamu borcunun milli gelire oranı ise sadece yüzde 28. Yani, Avrupa'dan çok daha iyi durumda.

Faizsiz bir ekonomi mümkün

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, bir girişimcinin yapacağı yatırım ya da bir yatırımcının sürdürülebilir bir büyüme içinde olmasının önündeki en büyük engel olarak faizi gördüklerini söyledi. Türkiye'de kemikleşen "faizsiz bir ekonomi mümkün değil" algısına eleştiriler yönelten Kaan, öncelikli olarak bu algının yıkılması gerektiğini ifade etti. Kaan, "Bu algının kırılabilmesi, muhakkak karşı bir algı oluşturmakla mümkün olacaktır. Elbette bizim oluşturmamız gereken bu algı, faizci çevrelerin oluşturduğu türden gerçek dışı, hakikati gizlemeye yönelik manipülatif bir algı olmamalı" dedi.

Kamu bankaları kar yarışını bıraksın

İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, ekonomideki büyümenin önündeki en önemli engellerden birinin faiz olduğunu vurguladı. Bütün sektörlerin faiz oranlarından şikayet ettiğine dikkat çeken Kopuz, bu kadar yüksek faizlerle kimsenin yatırım yapamayacağını vurguladı. Kopuz, "Devletin yanında olması gereken kamu bankalarının özel bankaların bile önüne geçerek kar yarışına girmesii düşündürücü. Bankaların da karlarından fedakarlık etmeleri lazım" diye konuştu.

Milli bir hamle başlattınız

Yeni Şafak'ın 'Faize Karşı Milli Seferberlik' sloganıyla başlattığı yayınlara Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'den destek geldi. Sorularımızı cevaplandıran Zeybekci, Türkiye'nin şu andaki en büyük problemlerinden birinin faiz olduğunun altını çizdi. Zeybekci, "Yani yatırımın ve üretimin önündeki en büyük engel faiz. Para maliyeti de yüksek olduğu için yatırım ve üretim yapmak cazip değil. Stok yapmak cazip değil. Bu aynı zamanda ihracatçının da önündeki en büyük engel. Dolayısıyla ben öncelikle bu konudaki faizle ilgili başlatılan seferberliği, milli bir hamle olarak görüyorum. Çok da doğru buluyorum. Yeni Şafak'a yayınlarından dolayı teşekkür ediyoruz" dedi. Türkiye'nin faizle mücadelede kaynakları ve imkanlarının olduğuna dikkat çeken Zeybekci, şunları kaydetti: "Ülke olarak Maliye ve Hazine olarak bu konuyla ilgili verebileceğimiz destekler var. Atabileceğimiz adımları, en etkin bir şekilde öncelik sırasına göre atacağız" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber