Mideniz mi yanıyor? Gastriti ülserle karıştırmayın

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 03 Mayıs 2007 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Gastrit ve ülser halk arasında belki de birbirine karıştırılan iki hastalık. Zira belirtisi de nedenleri de birbirine çok benziyor. Oysa gastrit mide iltihabı, ülser ise midede yara anlamına geliyor. Eğer gastrit tedavi edilmezse ileri dönemlerde bazen ölümle sonuçlanan ülsere neden olabiliyor

Mide rahatsızlığı deyince karıştırılan en önemli iki rahatsızlık ülser ve gastrit. Oysa gastrit midenin iltihaplanması, ülser ise midede yara anlamına geliyor. İki rahatsızlığın belirtisi yaşam kalitesini düşürse de ülserinki çok daha şiddetli. Zira kısa süreli gastritte karın ağrısı, bulantı, kusma, midede yanma ve ekşime, yemekten sonra dolgunluk hissi gibi şikayetler ortaya çıkarken, ülserin belirtileri daha çok kişi aç karnına olduğunda başlıyor. Ağrı öyle şiddetli olabiliyor ki, sırta bile vuruyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Caner bu konudaki sorularımızı yanıtladı.

u Gastrit nedir?

Gastritin kelime anlamı mide iltihaplanması. Gastro mide demek. Sona gelen ?it' eki tıpta iltihap anlamına geliyor. Tıpkı sinüzit, bronşitte olduğu gibi.

u Gastritin nedenleri nedir?

Gastrit akut yani kısa süreli ya da kronik olabiliyor. Akut gastrit aşırı alkol alınması, yüksek dozda aspirin ve ağrı kesici antiromatizmal ilaçlarının kullanılması, çamaşır suyu gibi maddelerin yanlışlıkla yutulması sonucu ortaya çıkıyor. Ayrıca bakteriyel veya virütik enfeksiyonlar da akut gastrite yol açabiliyor. Sigara içen kişilerin mideleri daha da duyarlı. Sigara içen kişilerde gastrit ve ülser daha kolay gelişiyor ve daha ağır seyrediyor.

u Gastritin ülserden farkı nedir?

Gastrit mide iltihaplanması ülser ise yara anlamına geliyor. Midenin içine bakıldığında gastritte yara görülmez. Ancak midenin iç yüzeyinde, yüzeysel tabakada hafif kızarıklık veya solukluk ve ödem (şişlik) gözlenebilir. Mikroskopla bu dokulara bakıldığında iltihabi reaksiyon gözleniyor. Aslında kesin gastrit tanısı ancak mideden alınan biyopsinin incelenmesiyle konulabiliyor. Ülserde ise büyük veya küçük bir veya ender olarak birkaç yara görülüyor. Midenin içindeki mukozayı koruyan faktörlerde azalma ya da mide asit salgısının artması mide iç yüzüne zarar veriyor. Bu durumda gastrit, daha ileri dönemdeyse ülser ortaya çıkıyor.

u Gastrit ve ülser ne sıklıkla görülür?

Bütün toplumlarda yaklaşık yüzde 1 oranında gastrit ve yüzde 1 oranında ülser görülüyor. Yaş ilerledikçe gastrit ve ülser görülme sıklığı artıyor. Uzun süreli yani kronik gastritin görülme sıklığı özellikle 40'lı, 50'li yaşlardan sonra artıyor. Benzer şekilde ülserin görülme sıklığı da yaşla birlikte artıyor.

u Bu rahatsızlığın belirtileri neler?

Akut gastritte karın ağrısı, bulantı, kusma, midede yanma ve ekşime, yemekten sonra dolgunluk hissi, gaz gibi şikáyetler olabiliyor. Bazen de ateş ortaya çıkabiliyor. Akut gastrit şiddetli ise mide kanaması ve buna bağlı olarak kahve telvesi şeklinde kusma ya da siyah renkli ve pis kokulu dışkılama görülebiliyor. Kronik gastritte ateş ve kanama hariç diğer bulgular gözlenebiliyor. Ancak bazen hastada hiçbir şikáyet ortaya çıkmayabiliyor. Saydığımız bulgular sadece gastritte görülmüyor. Ülser, ülser olmayan mide hastalığı, erken dönem mide kanseri, safra kesesi hastalıkları, pankreas iltihaplanmalarında da benzer yakınmalar gözlenebiliyor. Ayrıca bazen kalp ağrısı ve bağırsak ağrıları da karnın üst tarafında, midenin olduğu bölgede görülebiliyor. Ülser ağrısı hastayı tipik olarak uykusundan uyandırıyor ve ağrı daha çok açken görülüyor. Ülser ağrısı sırta vurabiliyor.

u Gastrit tanısı nasıl konuluyor?

Gastritin kesin tanısı klinik olarak gastrit olduğu düşünülen hastada endoskopi yapılması ve alınan biyopsinin incelenmesiyle konuluyor. Ülser olmayan her mide rahatsızlığı gastrit değil. Çeşitli mide yakınması olan hasta kendinde gastrit olduğunu zanneder. Ama bunlar besinlerin sindirilmesindeki bozukluk ya da midenin boşalmasındaki bir tersliğe bağlı olarak gelişen yakınmalar olabiliyor. Günümüzde bazı hekimler tarafından mide yakınması olan her hastaya endoskopi yapılması önerilmemekte. Bu çok yanlış. Şikáyetlerin sonucuna göre yapılan tedaviye cevap vermeyen, kilo kaybı, kansızlık gibi belirtiler yaşayan ve özellikle ileri yaştaki kişilere endoskopi yapılması önerilmeli.

u Tedavisi nasıl yapılıyor?

Gastritte tedavi nedene yönelik. Eğer hasta alkol, aspirin, ağrı giderici antiromatizmal ve kortizonlu ilaçlar kullanıyorsa, bunlar kesilir. Antiasit ilaçlar, mide asit salgısını azaltan ilaçlar önerilir. Ancak bu tedavi gastrit şikayetlerinde hızlı bir iyileşmeye yol açmayabiliyor. Gastrit tedavi edilmezse ileride ülser, mide kanseri gibi başka bir hastalığa dönüşme olasılığı artar. Sigaranın bırakılması gastritin ilerlemesini önler.

u Gastritin ülsere dönüşme riski nedir?

Yapılan araştırmalara göre kronik gastritli hastaların takibinde bu hastalarda 10 yıl içinde yüzde 11 oranında ülser geliştiği görüldü. Oysa kronik gastriti olmayanlarda bu oran yüzde 0.8.

u Gastrit ve ülserin daha çok bahar aylarında kendini gösterdiği söylenir...

İki hastalık da mevsimsel bir özellik gösteriyor. Hastalık daha çok ilkbahar ve sonbaharda alevleniyor. Bunun nedeni ise bilinmiyor. Ülser olmayan mide hastalığı, erken dönem mide kanseri, safra kesesi hastalıkları, pankreas iltihaplanmalarında da benzer yakınmalar gözlenebiliyor. Ayrıca bazen kalp ağrısı ve bağırsak ağrıları da karnın üst tarafında, midenin olduğu bölgede görülebiliyor ve mide rahatsızlıklarıyla çok kolay karıştırılabiliyor.

Mide ülseri öldürebilir

Midede oluşan yara anlamına gelen ülser, bazen hiçbir belirti göstermeden ortaya çıkıyor bazen de açken başlayan şiddetli ağrıyla. Nasıl ortaya çıkarsa çıksın, ülserin tedavi edilmemesi ölümcül sorunlara yol açabiliyor

ÜLSER NEDİR?

Ülser, mide veya onikiparmak bağırsağında yara oluşması anlamına geliyor. Onikiparmak bağırsağı mideden hemen sonra gelen kısım. Bunların boyutları birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişebiliyor. Bu yaralar bazen birkaç tane olabiliyor. Onikiparmak bağırsağı ülseri, mide ülserine göre yaklaşık olarak dört kat daha sık görülüyor. Normalde tüm toplumlarda onikiparmak ülseri görülme sıklığı yüzde 1.3, mide ülseri görülme sıklığı yüzde 0.3.

NEDENLERİ

Ülser oluşması için midenin asitli olması şart. Mide ve onikiparmak bağırsağının iç yüzeyinin üzerini kaplayan ?mukus' denilen bir koruyucu tabaka bulunuyor. Bu tabakadaki zayıflama asidi doğrudan mide ve onikiparmak bağırsağının zedelemesine yol açıyor. Ayrıca mide ve onikiparmak dokusunun direncini kıran damarlar ve hormonlarla ilgili pek çok faktörün etkisiyle ülser oluşumu kolaylaşıyor. Yani ülser dokuyu koruyan faktörlerle, dokuya zarar veren faktörler arasındaki dengenin bozulması sonucu ortaya çıkıyor.

BELİRTİLERİ

Ülser ender olarak sessiz gelişiyor. Yani hiçbir belirti vermeyebiliyor ve ilk belirti aniden mide kanamasıyla ortaya çıkabiliyor. Bu duruma kortizon veya anti-romatizmal ağrı kesici alan hastalarda daha sık rastlanıyor. Ülsere bağlı olarak çıkan şikáyetler sıklıkla karında özellikle açken ortaya çıkan ağrı. Ağrı genellikle bir şeyler yemekle ve antiasit ilaçlarla geçiyor. Özellikle gece uykudan uyandıran ağrılar ülser için belirleyici oluyor. Ancak bazen ağrı tokken de görülebiliyor. Bu ağrıya bulantı ve kusma eşlik edebiliyor.

TANISI

Ülserin kesin tanısı bahsettiğimiz risk faktörleri bulunan veya ülserle uyumlu yakınmaları olan kişilere endoskopi yapılarak konuluyor. Endoskopiyle ülserin yeri, büyüklüğü, kanayıp kanamadığı, yapışıklık ve özellikle onikiparmak bağırsakta tıkanıklık yapıp yapmadığı belirleniyor. Ayrıca endoskopiyle mide ülserlerinin kanser olup olmadığı biyopsi yapılarak anlaşılabiliyor.

TEDAVİSİ

Ülserin tedavisine, hastalığa neden olabilecek aspirin, anti-romatizmal ağrı kesici alımı, uzun süre kortizonlu ilaç kullanımı, sigara kullanımı gibi nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla başlanıyor. Antiasit ilaçlar kısa süreli yakınmaların giderilmesini sağlıyor. Günümüzde mide asidini azaltan çok güçlü ilaçlar var. Bunlar H-2 reseptör antagonistleri ve proton pompa inhibitörleri. Bu ilaçlar, özellikle proton pompa inhibitörleri mide asidini ileri derecede baskılayarak ülserin iyileşme sürecini kolaylaştırıyor. Bunun dışında ülserin yüzeyini kaplayarak yara iyileşmesine yardımcı olan ilaçlar var. Helikobakter pilori bulunan hastalar özel antibiyotiklerle tedavi edilir. Heliobakter pilori tedavisini yapılmasının amacı ülserin tekrarlama olasılığının azaltılmasıdır... Heliobakter pilori mikrobuna karşı kullanılan antibiyotiklerin gelişigüzel kullanılması ise bu mikropları bu antibiyotiklere karşı dirençli kılıyor. Tedavi protokollerine ve süresine tam olarak uymaksa yararlı sonuç veriyor.

SONUÇLARI

Ülserin tedavi edilmemesi ölümcül sorunlara yol açabiliyor. Bunlardan en önemlisi ülsere bağlı kanama. Kanama durumunda dışkı kanla bulaştığı için siyah renk alıyor. Kanın bağırsakta parçalanması sonucu dışkı pis kokulu bir hale geliyor. Kanamanın çok ve bağırsak pasajının hızlı olması durumunda koyu kırmızı dışkılama olabiliyor. Bulantı ve kusma da görülebiliyor. Midedeki kanın sindirilmesiyle kusmuk kahverengi kahve telvesi rengini alıyor. Kanamalı hastanın tedavisi acil olarak hastaneye yatırılarak yapılmalı. Ağır kanamalar yaşamı tehdit edebiliyor. İkinci sorun ülsere bağlı mide delinmesi. Ağrı çok şiddetli, karın tahta gibi sert hale geliyor.

Acil olarak ameliyatla bu delinme tamir edilmeli, eğer tedavi gecikirse hasta kaybedilebilir.

Üçüncü sorun mide çıkışının daralması ve tıkanması. Hafif durumlarda medikal tedaviyle, ağır durumlarda ameliyatla tıkanıklık tedavi ediliyor. Dördüncü sorun midenin pankreas gibi bir organa ülser nedeniyle yapışması. Bu durumda şiddetli sırta vuran ağrılar ortaya çıkıyor. Ağır durumlarda operasyon gerekiyor.

Bu mikrop kansere

bile neden oluyor

Helikobakter pilori denilen mikrobun ülser gelişiminde rolü büyük. Bu mikrop mide ülserlilerin yüzde 70-80'inde, onikiparmak bağırsak ülserinin yüzde 90'ında etkin rol oynuyor. Uzun süreçli gastritin en sık nedeni helikobakter pilori mikrobu. Bu mikrobun 1990 yılında bulunmasından sonra kronik gastrit ve ülser daha iyi anlaşıldı. Bu mikrobun kronik gastrit ve ülserde saptanması durumunda, bakteriye karşı uygulanacak tedavi hastalıkların tekrarlama olasılığını azaltıyor.

Günümüzde helikobakter pilori kanser yapıcı olarak kabul ediliyor. Helikobakter pilori taşıyan kronik gastritli hastalarda ileride mide kanseri çıkma olasılığı bulunuyor. Türkiye'de helikobakter pilori görülme sıklığı Avrupa ülkelerinden fazla. Türkiye'de yapılan araştırmalarda çocuklarda yüzde 20, Avrupa'da yüzde 10 oranında helikobakter piloriye rastlandı. 50'li yaşlarda ise Türkiye'de yüzde 80-90, Avrupa'da yüzde 50 oranında helikobakter pilori pozitifliği görüldü.

Helikobakter pilorinin insandan insana geçiş yolu tam bilinmemekle birlikte hijyenik koşulların bunda etken olduğu tahmin ediliyor. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük kesimlerde helikobakter pilori sıklığı artıyor. Helikobakter pilori mikrobu endoskopi sırasında araştırılabiliyor. Ayrıca solukta yapılan üre testi, dışkı testi, bazı kan testleri ile bu bakterinin varlığı hakkında bilgi elde edilebiliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber