Devlet teşvik etti hayatları değişti

Kimi mevsimlik işçi, kimi ev kadını, kimi ise akademisyendi... Hükümetin hibe olarak verdiği teşviklerden yararlanan kadın girişimciler kendi işlerini kurdu. Kadınlar sıfırdan kurdukları işleriyle zirveye çıktılar

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 03 Ocak 2019 09:05, Son Güncelleme : 03 Ocak 2019 11:07
Devlet teşvik etti hayatları değişti

ŞANLIURFALI ÇİFTÇİ ZEHRA DEMİR: Hayatımı yılın 6 ayını bir bez çadırda elektrik ve su olmadan mevsimlik tarım işçisi olarak sürdürüyordum. "Ömür boyu çadırda yaşayacağım" diyordum. Ama şimdi devlet desteği ile hayallerimin ötesinde bir hayatım var. Akrabalarımdan devletin iş kurmak isteyenlere el uzattığını duydum. Eşimin de desteğiyle yaptığım başvuruya olumlu sonuç aldım. Aldığım hibe ile 1 buçuk dönümlük alanda üretime geçtik. Biber, domates, salatalık yetiştirmeye başladık. Akrabalarımla ortaklık kurarak işleri daha da büyüttük. Bir kadın olarak aile ekonomisine katkıda bulunmak gurur verici. Hem çocuklarımı büyütüyorum, hem seramla ilgileniyorum. Kadınlara tavsiyem cesaretli olmaları. Devlet kadınların üretmesini, güçlü olmasını istiyor.

STRES SAVAR RESTORAN

TRABZONLU İŞLETMECİ NURCAN BAYRAM: Devlet desteğiyle Akçaabat ilçesine bağlı Kayabaşı Yaylası'nda doğayla baş başa zaman geçirmek isteyenler için stres savar restoranımızı inşa ettik. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'ndan (TKDK) 142 bin lira hibe alarak toplamda 370 bin liralık yatırımla açtığım ve faaliyete soktuğum işletmemde bölge halkından 3'ü kadın 8 kişiyi istihdam ediyorum. Doğdukları yerde doyuyorlar. Biz burada 'ye- kalk' mantığını kırdık. Ziyaretçilerimiz tüm gününü huzur içinde burada geçirebiliyor. 2018 sezonunda 2 bin aile ağırladık. Gelen müşterilerin yüzde 90'ı Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve İran'dan gelen turistlerdi. Müşterilerin çoğu dünyaya nam salan Trabzon yöresel yemeklerini tatmak istiyorlar. Restoranda hazırlanan tüm yemeklerin ham maddesini yöredeki küçük üreticilerden alıyoruz. İlk kez görenlerin gözünde Trabzon dünyadaki cennet. Arap turist sayısının her geçen gün daha da arttığını düşünürsek, burası sürdürülebilirlik açısından uygun bir yer. Yaylada olmamız en büyük avantaj, yeşilin tam içindeyiz.

60 TON MANTAR ÜRETİYOR

SAMSUNLU MANTAR ÜRETİCİSİ EMİNE TUĞ: 2 yıl önce devletten aldığım destekle mantar üretim tesisi kurdum. Bu fikir her zaman aklımdaydı, ancak hayatında çiçek bile dikmemiş bir insan olarak nasıl başaracağımı bilmiyordum. Yardımıma devlet koştu. Ürünlerimi Gürcistan üzerinden birçok ülkeye ihraç ediyoruz. Yeni üretici adayları başlamaktan korkmasınlar, biz de çok engelle karşılaştık. İlk aylarda pazar bulamayıp 5 ton mantarı döktük. Devlet yardımıyla bunları aştık. Aştığımız her engel bizi daha da güçlendirdi. İstedikten sonra başarılmayacak hiçbir şey yok. Devlet üretmek isteyenin her zaman yanında. Üretim dönemimiz 40 gün. Bu süreçte elimizde mantar kalmıyor, yeni sipariş alamıyoruz. 2 tesisimizde yılda toplam 60 ton üretim yapabiliyoruz.

ANKARA'DAKİ 'YAŞAYAN KÖY'

ANKARA'DA YAŞAYAN KÖY'Ü KURAN ZEHRA SEMA DEMİR: Türk Halk Bilimi konusunda akademik kariyer yaptım. Bu zenginliğin yok olmaması için bu proje hep aklımdaydı. Akademisyenlik döneminden öğrencilerim ve bölge halkından istihdam ettiğim 30 kişilik bir ekibim var. TKDK ve Kalkınma Ajansı'ndan aldığımız destekle kurduğumuz tesiste Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Hanım'ın da her zaman dile getirdiği gibi sıfır atıkla çalışıyoruz. Galoşlarımızı bezden yaptık. Burada doğal olmayan ses dahi yok. Bostanımızda ata tohumlarıyla üretim yapıyoruz. Ürettiğimiz sebzelerden turşular, konserveler yapıyoruz. Anadolu değerlerini yaşatmak için elimizden geleni yaptık. Okullara gezici müze olarak gidip nevruz kutluyoruz, nevruz çiçeğinin hikayesini anlatıyoruz. Bazen çocuklarımız buraya geliyor, beraber turşu kuruyoruz, köy oyuncaklarıyla oyunları oynuyoruz. Köy yaşamının nasıl olduğunu görme fırsatları oluyor. Ben çocukların gözlerindeki ışığı görünce amacıma ulaştığımı hissediyorum.

BETÜL USTA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber