Baykal, Şener ismine karşı çıktı: Yeni bir isim olmalı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Temmuz 2007 15:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, içinde bulunulan şartlarda uygun ve doğru olanın cumhurbaşkanının TBMM dışından seçilmesi olduğunu belirterek, "Parlamentonun ortaya çıkacak yapısı göz önüne alındığında bunun daha doğru bir tercih olacağı gözüküyor" dedi.

Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi halinde yaklaşımının ne olacağının sorulması üzerine Baykal, şunları söyledi:

"Bu iş başlandığından beri, belli bir yaklaşımın içine çekilmek istendiğini görüyorum. Sayın Şener saygın bir isimdir. AKP hükümeti içinde yer aldığı dönemde kendi kişisel yaklaşımını ortaya koymayı başarmıştır. Kendisi hakkında olumlu değerlendirmem var. Ama bu ayrı bir iştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi ayrı bir iştir. Biz artık geçmiş cumhurbaşkanlığı tartışmalarının dışında, bir partinin uzantısı niteliğinde olmayan yeni bir cumhurbaşkanlığı arayışına girmek durumundayız. Geçen defa adı geçmiş, aday olmuş, olmamış, olamamış, olup seçilememiş pek çok isim var. Artık yeni cumhurbaşkanlığı o cumhurbaşkanlığı tartışmasının etkilerinin dışında şekillenmelidir." Yeni bir cumhurbaşkanı ismi ortaya atılması gerektiğini belirten Baykal, "Yani bir parti bağlantısının dışında olması bir temel ilkedir.

Meclisin içinde dışında olmasının ötesinde, tarafsız, tarafsız olacağı konusunda güven veren bir isme ihtiyaç vardır" dedi.

Bir basın mensubunu, "Parti bağlantısı olmayan diyerek bu konuda açıkça meclis dışını işaret ediyorsunuz" şeklindeki değerlendirmesi üzerine Deniz Baykal, "Evet doğrusu odur. İçinde bulunulan şartlarda uygun ve doğru olanı odur. Parlamentonun ortaya çıkacak yapısı göz önüne alındığında bunun daha doğru bir tercih olacağı gözüküyor" diye konuştu.

Bir gazetecinin, başı kapalı eşi olan bir cumhurbaşkanı adayını nasıl değerlendireceği yönündeki sorusuna da Baykal, cumhurbaşkanı kriterlerini ifade ettiğini belirterek, "Bu kriterlere uyulması halinde benim açımdan mesele yoktur" cevabını verdi. Baykal, önemli olanın, "Anayasayı içine sindirmiş olma, tarafsız davranma, bir siyasi partinin emir ve kumandasında olmama, onun uzantısı niteliğinde olmama" olduğunu söyledi.

Deniz Baykal, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın cumhurbaşkanlığı seçiminin referandum sonrasına bırakılması ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yönündeki görüşünün hatırlatılması ve bu konudaki düşüncelerinin sorulması üzerine de, "Yürürlükteki Anayasamızın hükümleri çok açık. Seçimlerden sonra cumhurbaşkanlığı seçimi meclisimizin öncelikli görevi olacaktır ve onun sınırlı bir süresi vardır. O süre içinde cumhurbaşkanı seçmeyi başarmak durumundadır meclis. Yoksa yeni bir seçim söz konusu olacaktır. Yeni bir seçim yapmadan, Anayasa'nın o hükümleri orada dururken, bizim referandumun Ekim'deki sonucu bekleyerek cumhurbaşkanı seçmeyi denememiz mümkün değildir" dedi.

CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANIN YETKİLERİ

Uzlaşma sağlanırsa ya da sağlanmadan önce, cumhurbaşkanının yetkilerini tartışmaya açmayı düşünüp düşünmediği sorusu üzerine Baykal, gerçek bir uzlaşma ortaya çıkarsa, cumhurbaşkanının yetkileriyle ilgili olarak da bir değerlendirme yapılabileceğini dile getirdi.

Başbakanın yetkilerinin güçlendirilmesi hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine Deniz Baykal, başbakanın yetkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç olmadığını söyledi. Baykal şunları kaydetti:

"Başbakanın yetkilerinin güçlendirilmesinden, mesela Anayasa Mahkemesine başbakanın üye ataması kastediliyorsa, bu doğru değildir.

Buna ihtiyaç olduğu kanısında değilim. Ben Türkiye'de cumhurbaşkanının yetkileriyle ilgili bir düzenleme yapılabileceğini düşünüyorum. Ama bu başbakanın yetkilerinin güçlendirilmesi anlamına gelmez.

Meclis güçlüdür ve meclis içinden hükümet çıkmıştır ve günümüzde yasama, organıyla yürütme organı arasında tam bir bütünlük ortaya çıkmıştır.

Yargı organının, yasama ve yürütme organının dışında tutmak büyük önem taşımaktadır. Yürütme organını ya da yasama organının denetimi ve etkisi altında bir yargı Türkiye'de yargının tarafsızlığını bir şekilde ortadan kaldırır."

'BEN KENDİ ADAMIMI SEÇTİRDİM' DİYEMEYECEĞİ BİR CUMHURBAŞKANI

Baykal, cumhurbaşkanının neden meclis dışından seçilmesi gerektiğinin sorulması üzerine, bunun gerekçelerini söylediğini dile getirdi.

Türkiye'nin aşırı siyasi, ideolojik angajmanı olan, dar kadro siyasetçisi bir cumhurbaşkanını seçme tartışmasından geçtiğini belirten Baykal, bu tartışmanın Türkiye'yi çok yorduğunu, yıprattığını söyledi.

Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun yanlışlığı ortaya çıktı. Şimdi Başbakan da o yanlışı gördü. Bu tablo karşısında artık meclisi, Türkiye'yi yormamak lazım. Türkiye'yi rahatlatmak lazım. Artık bu tartışmanın ışığında cumhurbaşkanı seçimi, o tartışmanın kavramları ile değerlendirilecektir, algılanacaktır. Buradan olabildiğinde uzaklaşmaya ihtiyaç var. Tabii güven veren birine, o tartışmaların üstünde bir cumhurbaşkanına Türkiye'nin ihtiyacı vardır.

Kim olursa olsun, şu da gözüküyor ki, parlamentonun yapısı geçen parlamentodan farklı bir yapı olacaktır. Bu parlamento yapısı içerisinde AKP'nin kendisini güçlü hissettiği, üçte ikiye yakın çoğunluk taşırken deneyip başaramadığı bir modeli, bizim ya da onların denemeye kalkması bence doğru değildir. Bundan vazgeçmemiz lazım. Bu söylemi bir kenara bırakmamız lazım. Türkiye'yi biraz rahatlatmamız ve dinlendirmememiz lazım. Cumhurbaşkanlığı konusunu bir gerilim konusu olmaktan çıkarmak lazım. Bunun için ne gerekiyor? 'Ben kendi istediğim cumhurbaşkanını Türkiye'ye dayatırım' demekten vazgeçmek gerekiyor. Bir seçim öncesinde ben vazgeçtiğimi söylüyorum.

Biz CHP olarak kendi siyasi uzantımızı cumhurbaşkanı olarak Türkiye dayatma iddiasından uzağız. Diğer partilerin de uzak olmasını istiyorum.

Uzak olursa ne olur, iyi olur. 'Uzlaşmak lazım' demiştim, o zaman Başbakan kavramadı. Bu noktada bir mutabakata ihtiyaç var, bu noktada mutabatak sağlayalım. Herhangi birimizin, 'Ben kendi adamımı seçtirdim' diyemeyeceği bir cumhurbaşkanını seçmeyi içimize sindirelim. Böyle yapar ve cumhurbaşkanı seçimine böyle yaklaşırsak, bundan Türkiye kazanır ve Türkiye'nin bu noktada kazanmaya ihtiyacı var. Siyasetin bu tartışmanın dışında bir çalışma yapmasına ihtiyaç var, normal zemine çekilmesine ihtiyaç var. Türkiye tekrar Anayasa gerginliği içine girmesin. Bu da cumhurbaşkanlığı seçimini gerçek anlamda bir uzlaşmayla, tam bir ortak mutabakatla çözmektir.

Demin de söylediğim gibi parlamentonun yapısı farklı olacak. O tablonun içinde bu daha uygundur, daha doğrudur." Baykal, bir gazetecinin, "Eğer gerekli olursa, cumhurbaşkanlığı konusunda AK Parti ile arayacağınız uzlaşmayı olası bir koalisyon için de arar mısınız? AK Parti ile koalisyon yapar mısınız?" sorusuna da, "Şimdi konumuz cumhurbaşkanlığı. Her birimiz tek başımıza gelmeye çalışıyoruz. Eminim AKP de çalışıyor, diğer partiler de çalışıyor. Önce tabloyu görelim, mevlam neyler, neylerse güzel eyler, seçim bir ortaya çıksın, ondan sonra hepimiz sorumluluk duygusu içinde üzerimize düşen ne gerekiyorsa yaparız" sözleriyle yanıt verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber