İşkence iftirasını atan gazeteciden Cezaevi Müdürü'ne tehdit

PKK propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçlamasıyla Silivri Cezaevi'nde bir süre yatan Deniz Yücel tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olur olmaz soluğu FETÖ'cü ve PKK'lı hainlere kucak açan Almanya'da aldı. Yücel'in söz konusu ülkede ilk icraatı ise kendisine işkence yapıldığını öne sürerek 6 infaz koruma memuru hakkında suç duyurusunda bulunmak oldu. Yücel'in iddiaları üzerine soruşturma açıldı. Süreci inceleyen savcılık, Yücel'in bu süre zarfında kendisine kötü muamele veya işkence yapıldığına dair hiç bir başvuru yapmadığı ve revir kayıtlarında darp-cebir ve sağlık raporları bulunmadığını tespit etti.

İDDİALAR ASILSIZ ÇIKTI

Yine Yücel'in talebiyle evlilik işlemleri için Devlet Hastanesi dahiliye polikliniğine sevk edilerek muayene olması ve kan tahlili yapılması sağlandığı belirtilerek o süreçte de şikayet başvurusunu içeren herhangi bir dilekçesinin olmadığı anlaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ahmet Sinan Yağan'ın yürüttüğü soruşturmada Deniz Yücel'in iddialarının asılsız olduğunun anlaşılması üzerine kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

MESNETSİZ İFTİRA

Önceki gün Alman DW'ye konuşan Deniz Yücel, hadsiz ve mesnetsiz iddialarını Başkan Recep Tayyip Erdoğan için de dile getirerek "Erdoğan'ın sorumluluğunda işkence gördüm" iftirasında bulundu. Yücel'in Almanya'da ifade vermeden önce Silivri Cezaevi, müdürüne mesaj attığı öğrenildi. Cezaevi müdüründen Cumhurbaşkanına attığı iftiraları destekleyecek tek bir söz almayan Yücel, bu sefer müdürü tehdit etmeye başladı.

İŞKENCECİ YAFTASI

Cezaevi Müdürü Ali Demirtaş'a gönderdiği mesajlarda kendisine işkence yapıldığını öne süren Deniz Yücel "Mahkemeye savunmamı vereceğim ve ebette bu meseleyi dile gidereceğim. Size tek sorum var: Kötü muamele talimatını kimden aldınız? Yarın saat 12'ye kadar cevabınızı bekliyorum. Cevap vermediğiniz takdirde işkenceden sorumlu cezaevi müdürü olarak sizin ismen mahkeme tutanaklarına geçmenizi sağlayacağım. Bu dosya, Yargıtay'a, Anayasa Mahkemesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gider, sizin isminiz 'işkenceden sorumlu müdür' olarak evraklarda kalır" sözleriyle tehditler yağdırarak şantaj yaptı.

HAPİSHANE TEHDİDİ

İstediği cevabı alamayan Deniz Yücel'in küstahlığı bununla da sınırlı kalmadı. Cezaevi müdürünü ilerde cezaevine girmekle tehdit eden Yücel'in akıllara durgunluk veren mesajında şu ifadeler yer aldı: Cezaevi müdürü olarak, önceden hangi makamlara sahip kimleri ağırladığınızı benden daha bilirsiniz. Tüm bu eski valiler, emniyet müdürleri, hakimler, generaller. bir gün hapishaneye gireceklerini hiç akıllarından geçirmiş miydi? Yoksa onlar da bulundukları makamlara mı güveniyordu? Sizce hangisi? Bana kötü muamele yapma talimatını sizin vermediğinizi tahmin ediyorum. Bana bir ipucu verin, isminizi olayın dışında bırakayım. Yoksa, isminiz tüm mahkeme tutanaklarına geçecek. Ve ama yarın ama öbür gün, hukuk nezdinde hesap vereceksiniz.

AKSOY'DAN SERT KARŞILIK

Alman Die Welt Gazetesi muhabiri Deniz Yücel'in Türkiye'deki tutukluluğu sırasında işkenceye maruz kaldığı yönündeki ifadeleri üzerine Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Türkiye'yi suçlayıcı bir açıklama yaptı. Bunun üzerine Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, mevkidaşının açıklamasına çok sert tepki göstererek "Türkiye, işkenceye ve kötü muameleye karşı Birleşmiş Milletler'in ve Avrupa Konseyi'nin bütün Sözleşmelerine taraftır. 'İşkenceye karşı sıfır tolerans' politikası 2003 yılından bu yana titizlikle uygulanmaktadır. İşkence suçunda zaman aşımı da 2013'te kaldırılmıştır. Türkiye'yi karalamaya çalışan bu tür asılsız iddiaların resmi makamlarca ciddiye alınmasını ayrıca manidar buluyoruz" karşılığını verdi.

TERÖRİST BARINAĞI ALMANYA

Türkiye aleyhine faaliyetlerle algı operasyonları yaratarak hainlik yapan ve tek ortak noktaları vatan düşmanlığı olan Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Barbaros Şansal ve Deniz Yücel Almanya'da bir araya gelmişti. 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan aranan firari iki isimden Dündar Almanya'ya Alabora ise Londra'ya kaçmıştı.