TMSF Başkanı: Varlığımızdan rahatsız bir kesim var

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Ağustos 2007 17:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Fon'un varlığından rahatsız olan bir kesim bulunduğunu, bu kesimin düzensizliklerden, boşluklardan, yaptırımsızlıklardan beslendiğini ve onlara düşünsel lojistik destek sağlayan bir kesim de olduğunu belirterek, ''Bunlar iş birliği içinde TMSF'ye savaş açmış durumdalar. Ama biz korkmuyoruz, güçlüyüz. Bunlar arasında çok kriminal gruplar da var. Bize yönelik bilgi, belge ve komplo arayışı içindeler. Elleri boş çıkacaktır'' dedi.

Ertürk, Infomag Dergisi'nin Eylül sayısında yer alan röportajında, ATV-Sabah satışı sürecinde sona yaklaştıklarını ve ihalede karar kıldıklarını ifade ederek, sadece yazılı medya ile ilgilenen yabancı yatırımcıların, ''görsel medya ile işimiz yok, paket olursa mecburen ona da gireceğiz, bunu ayırmak mümkün mü?'' diye sorduklarında yanıtlarının ''hayır'' olduğunu belirtti.

Bu adımın, grup bütünlüğünün parçalanması ve değer yitirmesi anlamına gelebileceğini, Türkiye şartlarında bunun birlikte yürümesinde yarar olduğunu kaydeden Ertürk, ''Yabancı yatırımcılara Türkiye'de yazılı basının çok karlı olmadığını da söylüyorum. Görsel medyadaki daha yüksek karlılık rakamları ile bu kompanse ediliyor. Bu nedenle paketi ayırabilmek Türkiye şartlarında çok rasyonel görünmüyor'' dedi.

Yabancı payının daha çok Radyo Televizyon Üst Kurulunu (RTÜK) ilgilendirdiğini, yabancı sınırlamasının doğru olup olmadığının ayrı bir konu olduğunu ve buna sıcak bakmadığını ifade eden Ertürk, şunları kaydetti:

''Türkiye'de 'kural konulabilir ama siz onu aşmanın yolunu bulursunuz anlayışının' ortadan kalkması gerek. Söylediklerimizin yanlış anlaşılıyor olması ihtimali beni ürkütüyor zaman zaman. Yabancıya karşı olmak gibi algılanma riski var. Ama sonuçta ne olursa olsun, yabancı grubun yüzde 25 sınırını dolaylı ve kendileri açısından riskli yollardan aşarak bu varlığı edinmesine göz yummayız. Nihai karar mercii biz değiliz ama biz bir ihalenin sağlıklı olabilmesi, daha sonra ilgili makamlardan geri dönmemesi açısından bir ön kontrol yapmak zorundayız. Kurallara uymayan bir ortaklık ile ihale alınır ve bu RTÜK tarafından onaylanmazsa, başa döneriz. Bu kredibilitemizi sarsar ve birçok açıdan maliyetli olur.'' İhaleye girecek olan şirketin başlangıçtaki sermayesinin düşük olacağını, arkadaki ana grubun sermaye veya aktif büyüklüğü ile ilgili bazı koşullarının bulunacağını aktaran Ertürk, ''Aktif büyüklüğüne yönelik bir sınır, bir alt limit koyacağız. İhaleyle ilgilenenlerin, bizim bu işlerde uzman bir ekip olduğumuzu, kolay kolay kül yutmayacağımızı bilerek hareket etmesinde yarar var'' dedi.

''KÜÇÜK YATIRIMCININ MAĞDURİYETİNİ GİDERMEYİ İSTİYORUM''

Ahmet Ertürk, borç-alacak ilişkisi tasfiye edildikten sonra küçük ve büyük ortaklık hukukunun devreye gireceğini, küçük yatırımcının mağduriyetini gidermeyi samimiyetle istediğini de ifade ederek, şöyle dedi:

''Küçük yatırımcının durumunu çözecek sihirli bir formül bulabilir miyiz? Küçük yatırımcı bunun üzerinde ciddi olarak çalıştığımızı bilsin. Ama onlara umut verecek, hayal kırıklığına uğratacak bir şey söylemek de istemiyorum. Yüksek bir satış geliri elde edilirse, bu gelirden alacaklıların hepsinin belli bir fedakarlık da yaparak alacaklarını tahsil etmelerinden sonra kalmasını umut ettiğimiz bir artı değeri, ortakların sorununu çözmek için ayırabiliriz.'' Ertürk, Demirel Grubu'yla ilgili tazmin edilmesi gereken yüklü bir miktar olduğunu, grupla ilgili çalışmalarını hızlandırdıklarını belirterek, ''Meşhur arkeolojik kazılarımız devam ediyor. Çok büyük bir maden olduğunu biliyoruz. Çok zor yürüyen bir süreç bu. Çünkü Egebank'ın Fon'a devri üzerinden çok zaman geçti. Bu grubun Egebank dışında çok sayıda resmi kurumla ve bankayla olan ilişkilerinden de bize yansıyan bilgi ve belgeler var. Maç devam ediyor. Ama hakemlerin de adil olmasını istiyoruz'' ifadesini kullandı.

Tehditlere alışık olduklarını, ekibin başarısını kıskananlar bulunduğunu belirten Ertürk, ''Tehditlere falan pabuç bırakmayan bir ekibiz'' dedi.

''CEVAPSIZ BIRAKAMAZDIK''

Fon'un 13 aylık sürenin sonunda yeniden Adabank'ın akıbetini düşünmek zorunda kaldığını vurgulayan Ertürk, 2 kurum arasında yaşanan tartışmalara değinirken de, ''Bir kısım BDDK uzmanı denilen kişilerin, TMSF ve bankacılık sektörünün itibarını zedeleyici ifadeler kullanmasına hoşgörü gösteremeyiz. Sadece likit miktarına bakarak Adabank'ın ucuza satıldığını iddia etmek en iyimser ifadeyle cahilliktir'' ifadesini kullandı.

TMSF Başkanı Ertürk, ''TMSF, bankayı ucuza sattı'' gibi bir tartışmaya maruz kaldıklarını, bir BDDK uzmanının, bir bankanın değeriyle ilgili kendilerini suçlayarak bir ithamda bulunmasını cevapsız bırakamayacaklarını ve cevabını verdiklerini kaydetti.

Ertürk, ''TMSF'nin varlığından rahatsız bir kesim var. Bu kesim düzensizliklerden, boşluklardan, yaptırımsızlıklardan besleniyor ve onlara düşünsel lojistik destek sağlayan bir kesim var. Bunlar iş birliği içinde TMSF'ye savaş açmış durumdalar. Ama biz korkmuyoruz, güçlüyüz. Bunlar arasında çok kriminal gruplar da var. Bize yönelik bilgi, belge ve komplo arayışı içindeler. Elleri boş çıkacaktır. Ama bu av kampanyasına maruz kalmak beni üzüyor'' dedi.

TMSF'nin Türkbank'ın kayıtlı sermayesinin yüzde 84,52'sine, diğer ortaklarca rüçhan haklarının kullanılmaması nedeniyle de ödenmiş sermayenin yüzde 92,84'üne sahip olduğunu hatırlatan Ertürk, bankanın tasfiyesi işlemleri sürerken, bir taraftan da banka ile ilgili hem bankanın hem Fon'un lehine olabilecek başka çözüm yöntemleri araştırıldığını bildirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber