Diyetisyenlere işyeri açma yasağı yok

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 08 Eylül 2007 10:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Nazlı Topçuoğlu / Haber

Sağlık Bakanlığı'nın diyetisyenlere muayenehane açma yasağı getireceği iddiası tepkilere yol açtı. Meslek yasası ile sektörün düzenlenmesini isteyen diyetisyenler, serbest çalışma haklarının korunmasını istiyor.

Obezite, Dünya Sağlık Örgütü'nün önlenebilir hastalıklar listesinde ilk sırada yer alıyor. Yol açtığı ölümcül hastalıkların yanı sıra iş kaybı gibi ekonomik kayıplara da neden olarak gösterilen obezite Türkiye'yi de tehdit ediyor. Araştırmalara göre Türkiye'de obezite oranı kadınlarda yüzde 30, erkeklerde de yüzde 15 sınırına geldi. Sağlıksız beslenmenin yarattığı bu durum aynı zamanda büyük bir tedavi pastası yarattı.Artık her köşe başında bir zayıflama merkezi görmek mümkün. Bu merkezler kimi zaman doktorlara, kimi zaman güzellik uzmanlarına kimi zaman da diyetisyenlere ait oluyor. Pazarı paylaşan bu kesimler arasında tartışmalar da giderek artıyor. Bu tartışmaları alevlendiren son gelişme ise Sağlık Bakanlığı'nın diyetisyenlere muayenehane açma yasağı getireceği yönündeki haberler oldu.

Türkiye'de diyetisyenlerin faaliyetini düzenleyen yönetmelik 2003 yılına ait. Mevzuata göre uzman personel, serbest olarak beslenme danışma merkezleri açabiliyor. Bu merkezlerde de doktor muayenehanelerinin aksine eğitimler ve beslenme alışkanlıklarını düzenleyici diyetler veriliyor. İlgili branşların hekimleriyle işbirliği içinde çalışan bu merkezler, yasa gereği muayenehane adını alamıyor. Avrupa ve Amerika'da olduğu gibi serbest çalışma hakkına sahip olan diyetisyenlerin bu gibi merkezler açmasına ilişkin yasal bir sınırlama da yok.

Rant kavgası artıyor

Diyetisyenlere göre 2003 yılında yayımlanan yönetmeliğin bugün tekrar gündeme getirilmesindeki neden obezitedeki rant kavgasından kaynaklanıyor. Türk Diyetisyenler Derneği Başkanı Sacide Gümüşel, "Estetik kavramının pompalanması ve obezitenin yayılması nedeniyle diyetisyen ihtiyacı arttı. Diyetisyen olmayan ve bu pastadan pay almak isteyenler de bu gibi yollara başvuruyor" diyor.

Gümüşel, diyetisyenlere yönelik bir meslek yasası olmadığı için merkezlere muayenehane demenin de mümkün olmadığını vurguluyor ve bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın bir yeni yasa üzerinde çalıştığını söylüyor. Gümüşel hazırlanmakta olan meslek yasasıyla diyet merkezlerinin yurtdışında olduğu gibi Sağlık Bakanlığı'na bağlanmasının beklendiğini söylüyor.

Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölüm Sorumlusu Ayşe Korkmaz da bütün tartışmaların bir meslek yasası olmamasından kaynaklandığını belirtiyor ve "Bir yasa olmadığı için isim koyma sıkıntısı yaşanıyor. Bu da diyetisyenlerin önüne duvar örüyor" yorumunu yapıyor.

Diyet yazmak diyetisyenin işi

Doktorların ve güzellik uzmanlarının da daha fazla pay almaya başladığı pastada diyetisyenler alanlarının daraltılmasından şikâyetçi. "Zayıflatma sürecinde ağırlıklı yük diyetisyenin üstündedir" diyen Türkiye Diyetisyenler Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Fatmagül Yılmaz, "Gelen kişi başlangıçta doktor kontrolünden geçer çünkü diyeti bu sonuçlara ve metabolizma düzeyine, sosyal konumuna göre kişiye özel olarak hazırlarız" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Diyetisyenin işi farklı. Bazen bir dahiliye uzmanı ya da endokrin, bazen kadın doğum, kardiyoloji, nöroşirürji, ortopedi, kalp-damar cerrahisi, genel cerrahi, psikiyatri, çocuk doktoru, gastroenteroloji gibi birçok hekimle çalışılır. Tek bir hekime bağlı kalamayız. Çünkü yaptığımız iş tek değil."

Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Baş da obeziteyle mücadelede hem doktor hem de diyetisyen kontrolünün gerekli olduğunu vurguluyor. "Zayıflatmak hekimlerin işidir" iddialarına karşılık da Baş, "O zaman bütün hastanelerde diyetleri neden doktorlar yazmıyor" diye soruyor. Son olarak sağlık personeli olarak Sağlık Bakanlığı'nın 355 diyetisyen atadığını da hatırlatan Baş, "Doktorlar beslenme konusunda eğitim almazlar. Diyet yazmak diyetisyenin işidir" diyor.

Doç. Dr. Murat Baş şöyle devam ediyor: "Günümüzde birçok kronik hastalığın temel nedenini oluşturan şişmanlığın tedavisinde 'diyetisyen' en yetkili ve etkin meslek mensubudur. Şişmanlığın ve birçok kronik hastalığın tedavisi, sağlık alanına mensup kişilerden oluşan ve ekip çalışması ilkeleri çerçevesinde tedavi edilmesi gereken komplike bir sağlık sorunudur. Hekim hastanın gerekli muayenesini yapar, tahlillerini yaptırır ve diyetisyen kişinin özelliklerine uygun beslenme modelleriyle normal ağırlığa iniş sürecini başlatır. Hiçbir hekimin diyet yazma konusunda eğitimi, bilgisi ve yetkisi yoktur."

Baş, diyetisyenlere karşı yürütülen karalama kampanyalarının arkasında şişmanlığın bir estetik sorun haline dönüştürülüp bunun üzerinden kolay para kazanmak isteyen kişiler olduğuna işaret ediyor.

Aile hekimi ve sağlıklı beslenme uzmanı Ender Saraç ise diyet işinin bir ekip işi olduğunu belirtirken "Ama ekip genelde bir doktorun kontrolüyle çalışmalıdır" diyor.

Diyetisyenler ilaca sıcak bakmıyor

Diyetisyenler, son dönemde iki kişinin ölümüne yol açan diyet hapları konusunda da eleştirilerin hedefi. Diyetisyenlerin hızlı kilo verdirmek için bu gibi hapları tavsiye ettikleri iddialarına ise Fatmagül Yılmaz şöyle cevap veriyor: "Diyetisyenler ilaca sıcak bakmazlar çünkü bizim için esas, beslenme tedavisidir. İlaç tedavisini doktor yapar. Diyetisyen değil. Bu eleştiriler karşısında üzülüyoruz. Mesleki onurumuza yapılan bir saldırı olarak görüyorum. Bu konuda her zaman dernek ve iletişim araçlarımızla hasta ve danışanları şikâyet konusunda cesaretlendiriyoruz. Belli duyumlar aldığımızda da konunun üzerine gidiyor ve uyarılarımızı yapıyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber