Çelik: Üniversite reformu gerçekleştirilecektir

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Eylül 2007 17:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, hazırlanan Sivil Anayasa çerçevesinde yükseköğretimle ilgili 130. ve 131. maddede gerekli değişikliklerin yapılacağını ifade ederek "Yükseköğretimin ihtiyaç duyduğu o üniversite reformu da gerçekleştirilecektir" dedi.

En büyük bütçenin Milli Eğitime ayrıldığını ve bunun devam edeceğini anlatan Çelik, son bakanlar kurulu toplantısında Başbakanın Maliye Bakanına gerekli talimatı verdiğini söyledi.

Türkiye'nin bilimsel araştırmalara ve geliştirmelere destek verilmesi için gerekli tedbirlerin alındığını belirten Çelik, "2000 yılında tüm kamunun Ar-Ge bütçesi 150 trilyon Türk Lirası iken, 2007 yılında kamunun Ar-Ge bütçesi 2 katrilyon 300 trilyon Türk Lirası olmuştur" dedi.

"Kredi ve Yurtlar Kurumunun bütçesi 2003-2007 yılları arasında yüzde 237 büyümüştür" diyen Çelik, kredi sisteminin tıkanmaması için geri ödemelerin takip edildiğini de kaydetti.

Okulların güvenliğinin çok önemli olduğunu belirten Çelik, "1. ve 2. deprem bölgelerinde bulunan bütün yatılı ilköğretim bölge okullarımızın deprem güçlendirmesi yapılmıştır" dedi.

Okulöncesi eğitimde ciddi mesafe kaydettiklerini açıklayan Çelik, okul öncesi eğitimde yüzde 25.05'lik okullaşma oranına ulaşıldığını söyledi. Çelik, 2012 yılı hedefinin yüzde 50 olduğunu kaydetti.

İlköğretimde yüzde 100'lük okullaşma oranı hedeflediklerini anlatan Çelik, ortaöğretim, mesleki eğitimde de yüzde 90'lık bir oranı hedeflediklerini söyledi.

Çelik, "Biz 2012 yılında ortaöğretimde yüzde 90'lık okullaşma oranına vardığımız zaman, artık Türkiye kesintili olmak üzere 12 yıllık zorunlu eğitime geçebilir. Hükümetimiz bunu da hedef olarak koymuştur" diye konuştu.

Son günlerde 'öğretmen açığı' konusunun çok tartışılır bir konu haline geldiğini belirten Çelik, 2005 yılında bir milletvekilinin sorusu üzerine 'norm kadroya göre 2005 yılında 165 bin öğretmene ihtiyaç duyulduğunu' ifade ettiklerini söyledi.

"Norm kadro ile bugünün gerçek ihtiyacını birbirine karıştırmamanın gerektiğini" dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

"O günden bu yana 100 bin öğretmen ataması yapmışız. 'Sözleşmeli öğretmenler kadroya geçmiştir. Bu hesabın içinde bu var mıdır?' Kadroya geçen sözleşmeli öğretmenin yerine de sözleşmeli öğretmen tekrar alınmıştır.

Türkiye'de depo öğretmen kavramı vardı. Aşağı yukarı 22 bin 500 öğretmenimiz maalesef kendi suçları olmadan bazı okullarda bankamatik öğretmeni hale getirilmişti. Bu kavram ortadan kaldırıldı.

Bugün 25 bin öğretmene ihtiyacımız var. Özellikle branş öğretmenliklerinde 12 bin fazlamız var."

"Milli Eğitim Bakanlığı bundan sonraki süreçte öğretmen almayacak mı, şu an boşta olan öğretmenliğe talip 182 bin aday var, bunların durumu ne olacak diye sorulabilir" diyen Çelik, önümüzdeki yıl kaç öğretmenin emekli olacağını bilmediklerini, ihtiyaç duyulan alanlara atama yapacaklarını söyledi.

150-180 bin öğretmene ihtiyaç olduğunun söylendiğini belirten Çelik, bunların gerçekle bağdaşmadığını vurguladı.

600 küsur öğretmenin Diyanet İşleri Başkanlığından naklen atandığını ifade eden Çelik, atananların ilahiyat fakültesi mezunu olduğunu ve pedagojik formasyonu bulunduğunu kaydetti. Çelik, "(Diyanet İşleri Başkanlığından Milli Eğitim Bakanlığına personel aktarımı yapılmaktadır) şeklindeki iddialar zeminsizdir, gerçekle bağdaşmamaktadır" diye konuştu.

Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bildiğiniz gibi bizim hükümetimiz muhafazakar bir hükümettir. Bizim muhafazakarlığımız kültür ve moral alanla sınırlı bir muhafazakarlıktır. Biz ekonomik alanda muhafazakar hükümet değiliz. Türkiye'nin küresel rekabette yerini alması için yapılması gereken iş ve işlemlerle ilgili asla muhafazakar değiliz. Devletin yeniden yapılandırılmasında muhafazakar değiliz biz.

Hükümetimizin muhafazakar yapısından yola çıkarak, özellikle dini konularda bize karşı muhalefet geliştirilmesi kabak tadı vermiştir. Bu artık inandırıcılığını yitirmiştir. Bizim yaptıklarımız ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu Cumhuriyetin dayandığı temel nitelikler ortak paydalarımızdır ve hükümetimiz bu konuda tavizsizdir."

Çelik, bir bilim adamının "Ben bu 'Sivil Anayasa' söylemini içime sindiremiyorum" sözüne değinerek, "Bu, bana hiç garip gelmiyor. Ben açıkçası içime sindiriyorum. 'Sivil Anayasa' sözü kesinlikle beni rahatsız etmiyor" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber