Sümerholding, evinde oturan 3300 çalışana ayda 15 trilyon maaş ödüyor

Haber Giriş : 09 Ağustos 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara'nın Ulus semtinde, 1933 yılında, yokluklar içinde işbaşı yapan bir kuruluş Sümerbank... Genç Türkiye'de sanayileşmenin bayraktarlığını üstlenmesi için Atatürk'ün kurdurduğu holdingin geçmişi hüzünlü bir roman gibi. 10 milyon sermaye ile 71 yıllık yürüyüşüne başlayan holding, bir süre sonra 58 işletmesi ve 49 şubeli bir bankasıyla ?karma ekonomik model?in ilk uygulandığı kurum olmuş. Ne var ki, yıllarca gurur fotoğraflarının karelerinde yer alan kuruluş, 1980'lerin ortasından itibaren yaşanan değişime ayak uyduramamış. Bugün ise o hüzünlü geçmişinin artık son demlerini yaşıyor. Holdingin kapısına yıl sonunda kilit vurulacak. Holdingin son genel müdürü ise 27 yıllık bir idareci; Ahmet Kara... Kara ile holdingin kurulduğu yer olan Ulus'taki tarihi merkez binasında konuştuk.

Sümer Holding'in Türkiye için önemi nedir? Neden bu kadar çok tartışıldı kurum?

Sümer Holding, işleyen sanayinin bulunmadığı bir dönemde kurulan, binlerce aileye iş ve ekmek veren bir kuruluş. Atatürk, Sümer Holding'i yer üstü kaynakları değerlendirmek üzere kurmuş. Zamanla, çalışan sayısı 52 bini bulmuş. 1987'ye gelindiğinde o dönemki adıyla Sümerbank, artık ihtiyarlamış ve pazarlama sorunları yaşamış. Bugün 20 yıldan az kıdemli işçimiz yok gibi. Ayrıca Sümer Holding'in eskiden fabrika olarak çalıştırdığı tesisler bugün şehirlerin ortasında kalmış. Artık çevre ve belediye mevzuatı yönünden buralarda üretim yapmak mümkün değil.

Madem ki özelleştirilmesi şart, niçin 17 yıldır özelleştirilemedi?

Aslında çok doğru bir zamanlama seçilmiş ve 1987'de düğmeye basılmış. 1991'de de özelleştirme kapsamına alınmış ama hâlâ özelleştirilememiş. Devlet, insanını dışarı atamadığı için, yavaş yavaş personeli azaltma yolunu seçmiş. Özelleştirmenin hızlı yapılamamasında başlıca sebep siyasi ve insani faktördür. Şimdi süreç hızlandırıldı.

Üretim yok, çalışan çok. Kurum devlete ne kadar yük oluyor?

Özelleştirmenin uzaması devlete her yıl 250 trilyon lira yük getiriyor. Bunun 181 trilyon lirası işçi ve memurlara ödenen maaşlardan oluşuyor. Sümer Holding'in bazı iştirakleri dışında hiçbir fabrikasında üretim yok. Özelleştirme Fonu'ndan peyderpey bize para geliyor. Mağazamızdaki satışlardan aylık 1-1.5 trilyon lira para kazanıyoruz.

Şu an 3 bin işçimiz, 300 de memurumuz var. Memurları, fabrika satıldığı zaman devir işlemlerini yapması için bekletiyoruz. İşçileri de bir yere nakletmek hukuken mümkün değil. Şu an ?ücretli izin' muamelesi yapılıyor. Yani evlerinde oturup, maaşlarını alıyorlar. Personeli belli kurumlara dağıtıp aç bırakmadığınız zaman Sümer Holding'in özelleştirmesi 3 ay bile sürmez.

Ordu ile malzeme temini konusunda anlaşmazlıklar çıktığı söylenmişti. Neydi sorun?

60 bin subay ayakkabısı konusunda bir anlaşmazlık yaşandı. Beykoz'da üretilen ayakkabıların altındaki kamara çeliğinin istenilen şartlarda olmadığı söylendi. Parlak deriden, törenlerde subayların giydiği ayakkabılar. MSB Tedarik Başkanlığı'na birkaç kez yazı yazdık ve ?Şartnamede yaptığınız değişiklikle şu an bizim kullandığımız kamara çeliğini kabul ediyorsunuz. Bunları da değerlendirebilirsiniz? dedik. Ancak, şu ana kadar bir alım söz konusu olmadı.

Aslında ayakkabılar günlük hayatta giyilebilir. Biz onları satacağız ve bir taraftan da satıyoruz. Bazı firmalar teklif getirdi. Ben, Yunan ve Azerbaycan Ordusu'na satmayı denedim. Azerbaycan Genelkurmay Başkanlığı ile de irtibat kurdum. Fakat ?beleş istiyoruz' diyorlar ve para vermiyorlar, biz de vazgeçtik. Yunan Ordusu'yla da fiyatta anlaşamadık.

Denizcilerin giydiği levent elbisesi vardı 15 bin tane. Onları da bizden alıyorlarmış ama şartnameye uygun olmadığı belirtilmiş. Askeri elbise yapılan 53 bin metre de haki kumaşımız bulunuyor. Bunların da günahı 5 gramlık fazla ağırlığı.

Ayrıca 6 bin tane askerlerin giydiği yağmurluk alınmadı. Onların da parlaklığı fazlaymış. 5 bin metre civarında deniz, bir miktar da havacı kumaşı var. Askeri pardesülerde kullanılan kumaş da reddedilmişti onlar da elimizde kaldı.

Askeri malzeme dışında başka neler alıcı bekliyor?

Aslında askeri malzemeler, kalan malzemenin sadece yüzde 3'ü. 30 trilyon liralık malımızın 2.5 trilyon lirası askeri malzemelerden oluşuyor. Bakırköy'de kendi fabrikamızda dokunan yüzbinlerce gömleğimiz var elimizde ve tanesini 7.5 milyon liraya satıyoruz. 400 bin çift ayakkabımız alıcılarını bekliyor. Binlerce takım elbise, pikeler, çarşaflar, kumaşlar var. 80 bin de Türk Bayrağı bulunuyor.

Asortisi olmayan malları Bakanlar Kurulu kararıyla Sosyal Yardımlaşma Fonu, Kızılay veya kamu yararına çalışan kurumlardan birine hibe edeceğiz.

H.O.Tercüman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber