Dil bayramında Türkçe ÖSYM'nin kölesi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 01 Ekim 2007 10:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Atatürk'ün 26 eylül 1932'de, 1.Türk Dil Kurultayı'nı toplamasını her yıl, Dil Bayramı olarak kutluyoruz.. Bu sene de, Türk Dil Kurumu ;Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın katıldığı toplantılar düzenledi.

Bu Bayram aslında " Türkçe'yi, Devlet Dili ilan eden bir anlayış"ın bayramı olarak kutlanmaktadır ancak Türkçe'nin bugünkü hali ;bir bayramdan çok, bir cenaze ağıtı şeklini almıştır.. Sokaklarımız ve caddelerimiz, salgın hastalığa yakalanmış gibi yabancı dilden tabela ve afişlerle doludur.

Bir milletin bütün zekası, ilgisi ,hassasiyeti, tarihi ve hatıraları dilinde toplanır. Dil onun varlığıdır, müdafaasıdır.. başka milletler üzerindeki en kuvvetli silahıdır. Bir millet, toprağını kaybedebilir ,dilini unutmazsa; dili üzerinde canlandırdığı hatıralarla ,vatanına tekrar kavuşabilir. Türkiye'de bulunan Rus Elçisi Çernişev'in bu çerçevede yaptığı basın toplantılarında; Türkçe'yi mükemmel bildiği halde Türkçe soruları, Rus tercümana tercüme ettirdikten sonra cevaplaması fevkalade manidardır.

Bugün, Türkiyede "ilk okul çocuklarından doçentlere kadar" Türk Dilini kullanarak sınav yapan tek yetkili kuruluş ÖSYM'dir. Ne yazık ki ;ÖSYM ,yaptığı bütün sınavlarda "Türkçeye köle ,diğer yabancı dillere asil" muamelesi yapmaktadır.ÖSYM'nin bütün sınavlarda kullandığı dil, yaşayan ve konuşulan Türkçe değildir.

ÖSYM'nin kullandığı sözde arı Türkçe; Türkiye'de sadece birkaç bin kişinin kullandığı Yaşayan Türkçe'den uzak ve nesilleri kendi dil ve tarihinden kültür ve sanatından koparan bir dildir.. Bir Fransız rahatça Molier'i, bir Azeri rahatça Fuzuli'yi okuyabiliyorken,sözde ÖSYM Türkçesi ile yetişmiş bir lise mezununa, maalesef Ömer Seyfettin ağır gelmektedir.Ancak bir kara mizah örneği olarak,ÖSYM nin ilkokul ve lise öğrencilerine "sözde arı dil" diye " konuşulmayan ,sadece sınavlarda geçerli olan " ikinci bir dil öğrettiği de söylenebilir..Bu konuda ÖSYM nin hakkı yenilemez(!)

ÖSYM'nin ikinci büyük tahribatı: çeşitli kademelerde "yanlış bir formatta" yaptığı yabancı dil sınavlarıdır.Yabancı dil sınavları gereklidir ancak formatı yanlıştır..Bir bakıma ÖSYM,Avrupa Boks Şampiyonası elemelerini yüzme havuzunda yapmaktadır..Neticede: ÜDS'yi geçen fakat İngilizce konuşup anlamayan ama İngiltere'den geldiği halde, ÜDS'yi geçemeyen pek çok akademisyen örneği vardır.. Bu sınavlarda ÖSYM "yaptığı bir ameliyatı İngilizce ifade edebilen; ayrıca İngiliz cerrahların yaptığı ameliyatları İngilizce okuyup anlayabilecek Türk Akademisyen Cerrah" seçme yerine, " Shakespeare'i okuyacak, Shakespeare'in eserlerini bir dilbilimcisi sıfatı ile tashih edecek cerrahlar" seçme yolunu benimsemiş bulunmaktadır.Bu sınavlarda başarı da tahmin edileceği üzere "yüzde beş"lerde dolanmaktadır..

Dünyanın hiçbir yerinde,üniversite mezunlarının girdiği ve başarı oranı yüzde 5 lerde dolaşan ve yıllarca süren bir sınav formatı yoktur ve olamaz.Optik okuyucular için geliştirilmiş bilgisayar programlarında; yüzde beşlik bir başarıda program" soruyu hazırlayan hatalıdır" seçeneğini vermektedir.Ne yazık ki,Türkiye'de ÖSYM de bir tabudur..Hiç bir şekilde irdelenemez!

ÖSYM'nin yaptığı ÜDS sınavında; 80 soru içinde sadece 6 tanesi "mesleki İngilizce ve Türkçe tercümesi" ile ilgili olmasına rağmen; diğerleri, İngiliz Filolojisi'ni bitiren İngilizleri elemek için hazırlanmış sorulardır. ÜDS'nin mantığı " bu sınavı geçen bir Türk'ün İngiltere'de İngilizceyi anlayarak derslere girmesi, aynı zamanda bu sınavı geçen bir İngiliz'in de, Türkiye'de ;Türkçe'yi anlayarak derslere girmesi"ni sağlaması olmalıdır.

Sadece;İngilizlerin bile unuttuğu, filoloji mezunlarını ilgilendiren ,mesleki İngilizce ve konuşulan İngilizce yerine " İngiliz Dil Bilimi ve Grameri" esaslı sınavlar yüzünden ;Türkiye, 30.000 kelimelik sözlükler ezberlemeye çalışan ve kendi işini bırakan "öğrenci, cerrah, müzisyen,bilim adamı, ressam, spor adamı mezarlığı"na dönmüştür.

Bu yüzden TBMM Milli Eğitim Komisyonu ,Türkçe'nin yaşamasını teminen ve Türkçenin diğer dillere karşı korunmasını teminen "ÖSYM, yaptığı bütün sınavlarda Yaşayan Türkçe'yi kullanır; yabancı dil sınavlarında, soruların yarısı sınava giren öğrencinin mesleki alanı ile ilgili olmak kaydı ile Türkçe'den yabancı dile, yarısı da yabancı dilden Türkçe'ye mesleki metin şeklinde yapılır.. Mevcut prosedür ve geçme notları aynı kalır" şeklinde bir kanunu hazırlamalıdır.

Bu kanun hazırlanırken ;Milli Eğitim Bakanlığı,Türk Dil Kurumu,İLESAM,Türkiye Yazarlar Birliği ve Üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri'nden görüş alınmak sureti ile kanun gerekçesi ortaya çıkarılmalıdır.

TTB MERKEZ KONSEY DELEGESİ

Dr.Ahmet Tevfik OZAN'ın BASIN BİLDİRİSİ:

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber